2007 yapımı 100 dakikalık dram/korku/bilim-kurgu filmi, 7/10 imdb puanına sahip. 15 milyon dolar bütçe ile çekilmiştir. 28 days later kadar iyi olmasa da, müzikleri ve görselliği hatrına izlenebilir https://galeri.uludagsozluk.com/r/1265142/+
Film ilki gibi, rage/öfke virüsünü konu ediniyor. Yani bu bir zombi değil, infected filmidir.
yapacağınız işe sokay*m.
filmi yeni izliyorum
kime göz koysak öldürüyorsunuz zaten.
bol ölümlü film *
tam bebelerin annelerini kurtarıyorlar diyorduk,üzerinde birtakım testler yapacak falan filan world war z de öyleydi malum
karıyı viran ettiler babası geldi emdi yuttu aq özlemiş.
çocuk havalandırmadan yürüyordu bodrumda ki karantina bölgesinden kaçıp havalandırmaya girmişti.
havalandırmadan çıktı kan gövdeyi götürmüş..
etrafına bakıyor mal mal ulaa olum nabaysın gir geri da darlandırma adamı.
bizim adam arabayı itmek yerine hepsi nefesini tutup kaçaydı ya verilen zehirli gazdan sonra niye kendini çağ'a vurdurdu kuzu tandır oldu a*k.
en sonunda biyolog kızımızında ağzına dipçikle vurdular oda ölümden nasibini aldı.
e benide öldürün aq demedim değil. *
afedersiniz de yarak gibi film. çok beğendiğim 28 days later hatrına izledim pişman oldum.
--spoiler--
ulan enfeksiyonlu karıyı bulmuşsun başına bir adam dikmemişsin. kocası da girdi öptü kafayı yedi karıyı öldürdü. karantina odasında ne bi kamera var ne başka bişi. yapacağınız filmi sikerim sizin elim ayağım titredi lan sinirden. bu kadar da ihmal olmaz. hükümetimizi geçti adamlar ihmal konusunda.
edit: üstüne üstlük kodumun beceriksiz abd askerleri zombiyle aynı yere kitledi bir sürü insanı. şaka mı lan bu?
--spoiler--
ilk filme göre daha oturmuş bir senaryosu var gibi gözükse de bana o etkiyi veremedi. Sinir bozucu saçmalıklar bunun önüne geçti açıkçası. Konuya giriş kısmı çok çok uzun olmuş, haddinden fazla. Haliyle seyirci de bıkıyor bundan. Ek olarak virüsün yayılmasında önemsizlikler ve saçmalıklar insanın sinirini bozuyor. Bunun dışında virüsün ilk olarak yayılmasını seyretmek ayrı bir zevk verdi. Atmosferi gayet güzel bir filmdi. Finalini pek beğenemedim, ancak iyi bir film olduğunu söyleyebilirim.
bu soundtrack'i yağmur altında umutsuzluğa doğru koşarken ve kaybettiği şeyler için hüngür hüngür ağlarken dinleyeceksin. şarkının yükselme yerinde de duyguların tavan yaptığı ve daha bi böğürerek ağlanması gerektiğini söylemek isterim. ağlamak iyidir, bi nebze rahatlatır.
ilki kadar etkili olmasada yine vasat bir film deil. eğer ilk film olmasaydı daha popüler olurdu gibi.
virüsün tekrardan yayılması tipik bir amerikan klişesi olmuş. ayrıca fransa ve ingiltere nin birbirine kara yolu ile de bağlı olduğunu nato güçlerinin gözden kaçırdığı bir film. *
sırf ingiliz sokakları için bile izlenir.
vasat ötesi yapım.
o kadar tırışkadandır ki;
-içine çocuk sokulan her film gibi çocuklar süper kahraman gibi her türlü boktan durumdan kurtulurlar.
-abd li kahraman asker , hiç tanımadığı etmediği kişiler için kendi arkadaşlarını öldürmeye başlar.
-karantina odasına elini kolunu sallayan girebilir. bu giren kişide baba figürü olduğu için ölen onca zombinin birisi olmaz. sürekli çocuklarını takip eder falan.
-"seni aşşağılık kadın! zombiye dönüşmüş , ve beni parçalamak üzere olan babamı öldürüp hayatımı kurtardın! geber!" sahnesi vardır.
-en sonda o soktuğumun veledi ni bir allahın kulu kontrol etmez , virüs yayılmalı ki aptal bir devam filmi daha gelsin .öylesine karantinanın dibine vurmuş bir ülkeden babayı çıkarda fransaya yayılır o virüs. babayı!
olması gereken nedir bu cins bir filmde? ben söyliim;
hadi virüs tekrar yayılsın ingiltereye , şart değil ama yayılsın bakalım. askerler tutabildiği her sivili alıp tahliye ederlerken 1 düzinelik askeri tim ve bir grup sivili taşıyacak olan helikopter havalanamaz(çünkü pilot enfeksion kapmıştır ve öldürülür). ortalık zombi kaynarken bizimkiler de tahliye noktasına sağ sağlim ulaşmaya çalışır.
ahanda mis gibi senaryo. açık noktası yok. en sondada salakça bir fransa ya virüs yayılma sahnesi falanda yok.
28 days later isimli filmin devam niteliği taşıyan film.
bu filmde beni en çok etkileyen sahne filmin başında adamın vadi boyunca zombilerden kaçmasydı. filmin müzikleri de gayet iyi seçilmiştir.
Ben Efsaneyim'den sonra izlediğim en iyi Virüs filmi.
Müzikleri okadar mükemmel kullanılmış ki, filmin atmosferini yerine getirmiş.Aksiyon Mükemmel Şekilde Hissetiren "Don Abondons Alice" müziği en başta kullanılan müzik.in The House'un Elektrolu kısmı.
Film gerçekten bir çok övgüyü hakediyor, gerek duygusal yapısı olsun gerek aksiyon sahnesi olsun.