28 weeks later

    59.
  1. hayatı film izlemek ile geçmiş, en büyük hobisi film izlemek olan ve ailesi sinema sektöründe uzun yıllar çalışmış ve deli arşivi olan kişilerin mükemmel bulduğu film. valla bak.
    6 ...
  2. 7.
  3. bir ailenin britanya nın sonunu getirdiği filmdir.
    filmin ana teması ise; "insan insanı miker" dir.
    7 ...
  4. 11.
  5. okuma biraderim, bayan gardaşım. çok pis spoylır var; ona göre!

    --spoiler--
    başroldeki elemanın kendisini kaybedip bol bol milleti ısırıp da, çoluğuna çocuğuna geldi mi, kendine gelmesi, ya da hemen hemen ortalıkta kimselerin kalmamasına rağmen kendisinin çocuklarını takip edercesine bulunamaması ve de veletlerinin arkasından çıkması, karısının bağışıklığı varmış gibi kolpadan bir senaryo geçişine sahip olması gibi fiyaskolarının yanı sıra, ilk filmin aksiyon yavanlığını örtmüş buna mukabil senaryo yönünden zayıf kalmış devam filmi.
    --spoiler--

    yine de film gerilim filmi olarak, dahil olduğu grubun çizgisini fazlasıyla aşıyor bile. efektleri ile olsun, sürükleyiciliği ile olsun, her ne kadar saçma olsa da, bağlantısıyla olsun, filme gidenleri boş çevirmiyor. ilk filmi bilmeyen birisi olsa, 'bu film iyiydi.' diyebilir. zira, bomboş londra sokakları, keşmekeşten çıkmış, insanların olmadığı ücra yerler, insanın kemiklerine kadar işleyebiliyor. yine de daha o kadar curcunanın içinden yeni çkmaya çalışan bir şehre ya da ülkeye yeniden niye o kadar insan koyarlar, ya da o kadar insan koyacaksan niye adamakıllı şehri temizlemezsin diyesi geliyor insanın.

    aslında, bildiğimiz romero tarzı zombi filmlerinden de öteye koymak lazım bu filmi. belki bir alt tür olarak incelenebilir. izlediğimiz bir sürü romero filminde zombiler kendini bilmeyip olabildiğince yavaş halde ilerleyip kurbanlarını besin kaynağı olarak avlarken, bu filmdeki olay bambaşka. virüsü kapan vatandaş 10-15 saniye içinde, Allah'ını kaybedip, ortalığı duman ediyor. bulduğu kişiyi de ısırarak ya da yaralayarak kendisine dahil ediyor. yani, bildiğimiz zombi filminden de daha fazlası var.

    sonu itibariyle de, 'sanki biraz daha iyi olabilirdi' dedim ben. bir de, mantıklı düşünüldüğü zaman, 'hade len, o adam ne adammış, hayalet gibiydi kimse bir türlü yakalayamadı; ne görevli adammış karantinaya alınmış bir kadının yanına sorgusuz sualsiz girebiliyor - ki o kadın da karısı oluyor - ve virüsü yeniden ortaya çıkarabiliyor ' demekten insan kendisini alamıyor.

    bir de benim nazarımda, evlilik müessesesine kritik bir bakış açısı var. gerçi burada mağdur olanı izleyenler bilirler, dayanamayıp da okuyanlar da anlamışlardır mağdure bacı'yı ama, işte demek ki, evli olduğun ya da eşim dediğin bir insanı kendi uçkurun için anında satabiliyor, sonra da çocuklarına işkembeden sallayabiliyormuşsun...

    kısacası, ilk filmin vasatı geçen, senaryosu pek fazla ön planda tutulmadan izlenmesi gereken devam filmi olarak hafızalara kazınabilecek filmdir kendileri.
    6 ...
  6. 10.
  7. spoiler

    bir babanın çocuklarını ne kadar sevdiğini anlatan devam filmi; adam tüm ingiltere yi ısırdı, tebrik ediyoruz.

    ayrıca virüsü kapıp bilincini kaybetmemesi ayrı bir saçmalık...

    spoiler
    5 ...
  8. 21.
  9. yönetmeninin değişmesine rağmen kamera ve atmosfer olarak 28 days later'dan hiçbir farkı olmayan güzel ötesi film.
    filmin tamamını idare eden, 28 days later'dan hatırladığımız in a heartbeat parçası en baştaki sahneye fevkalade oturmuştur.
    4 ...
  10. 42.
  11. allah belasını versin dediğim vcd ye sahip filmdir.3 ayrı yerden kiraladığım vcd sini bilgisayarımın hiçbir şekilde hiç bir programla açmadığı için seyredemediğim filmdir.hayır bildiğin vcd diğer filmleri takır takır açan bilgisayara ne oluyor hiç anlamadım.vcd nin niteliğimi farklı cdsini mi başka maddeden yapmışlar bunu da anlamadım.neden benim bilgisayarımda açmıyor oldukça merak ediyorum.*
    4 ...
  12. 60.
  13. zombi kalabalığının helikopterin pervanesiyle biçilmesi sahnesi çok hoştur.
    4 ...
  14. 79.
  15. muhteşem bir soundtrack e sahip film.

    bu soundtrack'i yağmur altında umutsuzluğa doğru koşarken ve kaybettiği şeyler için hüngür hüngür ağlarken dinleyeceksin. şarkının yükselme yerinde de duyguların tavan yaptığı ve daha bi böğürerek ağlanması gerektiğini söylemek isterim. ağlamak iyidir, bi nebze rahatlatır.

    4 ...
  16. 63.
  17. türünün belki de en gerilimli, en etkileyici filmi.
    4 ...
  18. 37.
  19. --spoiler--

    ilk filmden daha yeterli ve güzeldi anlatımı bence, bir tek keşke çekimler daha az profesyonel olsaydı dedim. onun dışında ikinci film çok daha etkileyiciydi. birinci film sanki sosyal bir deney gibi işlenmişti, ve belgesel izler gibi izliyorduk; ikincisi ise kendini bir anda içinde bulabileceğin gerçek bir film olmuş. hollywood etkisi tabi ki rahatsız edici ama filmde de zaten amerikalıların britanya'yı kontrol altına aldığını düşünürsek manidar olmuş sanki.
    filmin başlangıç sahneleri bence mükemmeldi, adamın karısını bırakıp kaçmak zorunda kalışı ve o sahnede kullanılan müzik bütünlük içindeydi. filmin geri kalanında da mantıklı bir şekilde virüsün geri yayılması işlenmişti. çoğu insanın mantıksız bulduğu yerlere ise fazla katılmıyorum. mesela, iki çocuğun askeri bölgeden çıkabilmesini komik bulmuş bazı insanlar, ama ben size şunu soruyorum; güvenlik ne zaman tam olarak sağlanabilir ki? örneğin eminim çernobil yaşanmadan önce bir film yapılsaydı ve filmde nükleer santral güvenlik denemesi yaparken patlatılsaydı hepimiz derdik ki "böyle bişey olamaz orda güvenlik olması gerek". ama işte hayat pek öyle değil.
    ayrıca iki çocuğun sırf annelerinin resmi için kamptan çıkmayı göze alması ya da adamın karısını öpmesi de bana pek anormal gelmedi; siz bunu yapmayacak olabilirsiniz ama elbette bunu yapacak birileri vardır ve filmler de genel doğrularla değil özel istisnalarla uğraşır genelde.
    bunun dışında amerikan askerleri ve masumların da öldüğü 'code red' sahneleri baya gerçekçiydi. yapılan savaş vurguları güzeldi, bütün amerikalıları suça dahil etmemek adına askerleri bireysel olarak 'iyi' yapmaları da dengeyi sağlamıştı.
    ayrıca sonu herhangi bir ani saldırı sahnesinden ya da ani bir çığlıktan çok daha ürkütücüydü. film bittiğinde kanımın donduğunu çok iyi hatırlıyorum.
    kısacası eğer filmin havası biraz daha 'ingiliz' kalabilseydi bence türünün mükemmel bir örneği olmuş olurdu.

    --spoiler--
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük