bi antremanda, sivaslı futbolculardan biri "rakibi hafife almamalıyız, ciddi ciddi sahaya çıkıp turu geçmeliyiz" şeklinde saçmalıyordu. umarım bu 5'ten sonra kendisi anlamıştır anderlecth'in sokak takımı olmadığını.
sivasın rezil olduğu maçtı.
doğru düzgün top çeviremeyen ortasahayla, heycandan ayakları dolaşan defansla, beceriksiz forvetle bu iş olmaz.
geçen sene şampiyonluğu kaçırmış bir takımdan böyle rezil bir top ... tabi 10 futbolcu değiştiren takımdan ne hayır gelir. gazetelere bakıyoruz sanki lige yeni çıkmış bir takım gibi transfer üstüne transfer. yazıklar olsun.
5 tane de yenir mi be kardeşim? ne oldu bu ligde yaşadıkları başarılar? deyip, aman bana ne ki? böyle lak diye kalacakları zaten belliydi, sivas sivas nereye kadar diye devam ettiğim maçtır.
bülo'ya kapak olan maçtır. hiç kimse sivas, anderlecht'den 5 yedi diye zil takıp göbek atmıyo elbet.
ama sen haddini bilmezsen birileri sana bildirir. iyi kötü mütevazi kadronla türkiye'de 2 senedir
zirveye oynuyorsun, herkesin saygısını kazanmışsın eyvallah. ama sen kalkmış türkiye'nin yüz küsür
yıllık büyük takımlarını kastederek yok 5 yerim,6 yerim,8 yemem tarzı abuk subuk açıklamalar yapıp,
aklın sıra alay ediyorsun. o senin laf attığın takımlar 6 da yeseler 8 de yeseler büyüklüklerinden
bir şey kaybetmezler ama sen saygınlığını çoktan kaybettin bile. sadace bülent uygun'a odaklanmak
istemiyorum. maça gelirsek sivas'ın yenileceğini ama en azından başa baş ve dengeli bir oyun oynayacağını
düşünmüştüm. sivas'ı sivas yapan takım savunmasındaki başarısından eser kalmamış. maçın başında
zaten neler olabileceği belli oldu. sivas orta sahayı tamamen rakibe bıraktı, fizik olarak ayakta
kalamadılar. savunmada yerleşim ve bireysel hatalar evlere şenlik zaten. adamlar hem göbekten hem
kanatlardan o kadar rahat geldiler ki fark kaçınılmaz oldu. tabi birde transfer politikasına
değinmek lazım. sen savunmanın belkemiği bilica'yı yollayıp yerine canlı bomba yasin'i alıyorsun.
yasin'i bu maçta herkes gördü.
normalde skoru itibariyle sadece üzüntü vermesi gerekirken bu üzüntünün yanında az biraz da "oh olsun" düşüncesini uyandırmıştır.
öyle bir sezon yaşanmış ki lig ikincimiz, avrupa'nın orta direk takımlarından birisinden fark yiyor. sadece üç büyük olmasın, anadolu takımları da güçlensin falan deniyor ancak bu güçlenmeler sadece üç büyükler kötü bir sezon geçirdikleri zaman görülüyor. gerçek gücün buymuş işte bülent uygun.
oh olsun'luk düşünce de işte bu adam "bülent uygun"dan kaynaklanmakta. allah aşkına kim olduğunu zannediyor ki. iki sezon üst üste ligde iyi dereceler elde etti diye hemen kendisini bir sir alex ferguson gibi görmeler. ilk başlarda özellikle takip etmezdim ancak ne derse desin, isterse amuda kalksın. şu "5 yeriz 6 yemeyiz 7 yeriz 8 yemeyiz" ya da ne boksa...işte o açıklamasının bir mantığı, bir doğruluk payı olamaz. ekmeğini yediği ligin seviyesi ile alay ediyor resmen. tavsiyem galatasaray ile takımının oynayacağı maçlarda rakibinin kulübesine baksın. orada dikilen bir adam görecek, mütevazi, öyle şu dağı ben yarattım, o da yanındakini diye göğsünü şişirmeyen bir adam. işte o adam kendisinin rüyasında bile göremeyeceği başarılara imza attı, hiç çaktırmıyor değil mi sevgili uygun?
sözün özü insan kendisini dev aynasında görmeyecek. isterdim sivas yensin. ama sen tut, böyle demeçler ver, takımının kapasitesine bakmadan pembe hayaller gör. gereğinden fazla kendine güven. e al o zaman. nitekim aldın da.
müsabaka boyunca sivasspor futbol adına hiçbir şey koyamamıştır.
anderlecht takımı öyle bir futbol oynadı ki hocası, topçusu, taraftarı bile şaşırdı. bu kadar boş alanda futbol oynamamak elde değildi zaten.
hücum yapmadığı halde rakibe bu kadar geniş alan bırakmayı başarmak kolay iş değil.
sahada şaşkın bir sivasspor vardı.
elbette sivas'ın sahaya çıkıp çatır çatır oynayıp anderlecht'i sürklase etmesini ummuyorduk. galip gelmesi de sürprizdi. ama en azından iyi yaptığı alan daraltma, rakibi bozma, oyun kurma fırsatı vermeme ve uzun topla çıkma aksiyonlarını görmeyi bekledik...
anderlecht bu kadar geniş alanda yakalayınca topla dövdü sivas'ı.
bu cümle ömer üründül'e gelsin.
"kollektif" futbol anlayışı oturmamış efem sivasspor'da.
ayrıca deplasmanda atacağın 1 gol senin için önemliyken, oldu tamam ilk yarıda 3 gol yedin. 2.yarı toparlansana kardeşim. defans berbat, sürekli topu kesemiyor, kesse bile uzaklaştıramıyor. orta saha pres yapamıyor, top ayağına gelirse hatalı pas yapıyor. hücum hattı aynen berbat. kaleciye girmiyorum. *
bu neyin agresifliği sonra sorarım sana sol kanat kimdi o? defanstaki arkadaşlar da agresif. bu maçı yaktın bari sivas'ta çık oyna arslanlar gibi. kırmızı görüceksin az daha.
olmadı bülent. lige bırak kendini sen.
(bkz: parmağı verip kolu kurtarmak)
ahanda bu maçın özeti. üzülme, ya barcelona gelseydi!!
zap tuşuna alınıp arada bir umutla acaba sivasspor gol atmış mıdır diyerekten göz gezdirilen maç. bilica'nın sivasspor'u ayakta tutan adam olduğunun göstergesi olmuştur bu maç. kondisyon diye bir şey vardı eskiden, sivas geriden gelip maç felan çevirirdi, mücadeleyi bırakmazdı, bülent hoca sihirli değneği değdirmiş, sivassporun ruhu kaybolmuş. bu defans kurgusuyla ligde tutunmaları bile çok zor olacaktır. hayırlısı... efsane sona eriyor sanırım. anderlecht gibi bir takımı güçlü sanmama neden oldular ya, en çok o koydu be usta.
kan, ter, gözyaşı, kifayetsiz kalmış kelimeler, umutsuz bakan gözler, çığlıklar, haykırışlar, sevinçler her şeyin bir arada harmanlanıp sunulduğu harika bir porno film/maç/hezimet/utanç duvarı.
bu maçın sonucu ve Sivasspor'un oynadığı futbol, geçen sezonun sonlarından beri istikrarlı bir çirkinleşme eğiliminde olan Bülent Uygun'a, kendisine çeki düzen vermesi için sezon başında verilmiş en güzel mesajdır.
bülent uygun sanki 6,8 değilde 5,7,9 yeriz diyordu. kombinasyonu doğru çıktı. 3'ün 2'li kombinasyonu. diğer maça kendilerinden 9 gol yemelerini bekliyoruz.