başbakanla genelkurmay başkanının telefon görüşmesi yaptıgının açıklandığı açıklamadır.madem muhtıra internet sitesinde yayınlandı, başbakanla genelkurmay başkanı da keşke msn üzerinden görüşseydi. (bkz: dijital demokrasi)
utanmadan pişkince laiklik ve demokrasi kelimelerinin samimiyetsizce yer aldığı açıklamalardır. madem genelkurmay başbakanlığı başbakanlığa hükümete bağlı, hadi sıkıyorsa yüreğin yetiyorsa ara telefonla ne yapıyorsunuz desenize komik adamlar. bir de soru almadan sona ermiş basın açıklamasıdır. yüreğiniz yetmezdi zaten kağıt dışı bir açıklama yapmaya. bu da ne kadar gülünç olduğunuzu ortaya çıkardı.
TSK'nın önceki çıkışlarında hükümet "biz de aynı kaygıları paylaşıyoruz." cevaplarını verirken bu sefer inanılmaz bir tutum sergilemiş ve "geceyarısı yapılan bu açıklama hükümetimizi hedef almıştır." demiştir.
hükümetin olayları daha da gerecek bu açıklamasının yankılarını ileriki saatlerde göreceğiz.
hükümetin çok aptalca bir cesaret içinde olduğunun göstergesi açıklamadır. geçmiş yıllarda askerle bu tarz inatlaşmalara giren siyasetçi bozuntusu imamların sonlarının ne olduğunu hepimiz hatırlıyor ve biliyoruz.
konuşmanın içeriğinden "biz hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam edeceğiz, genel kurmay'ın fikirlerini dikkate almıyoruz." özeti çıkarılabilir. tabi bu tarz tepkili açıklamarın kuyruğu dik tutma çabalarından öteye gidemeyeceği gün gibi ortadadır.
ilk başta gayet sert açıklamalar içeren demeç, sonlara doğru uzlaşma isteyen bir hal içerisinde devam etmiştir. Konuşmayı iki bölüme ayırırsak; ilk bölümde ordunun başbakanlığa bağlı bir kurum olduğu hatırlatıldı ve devleti ve onun niteliklerini koruma görevinin ilk olarak hükümetin elinde olduğu bildirildi. Amiyane tabirle orduya sınırını aşma gibilerinden bir mesaj verildi. ikinci bölümde ise; daha uzlaşmacı bir üslup vardı, Türkiye'nin enerjisini iç çekişmelerle harcamaması gerektiği ve ordu ile hükümetin provakasyonlara gelmemeleri gerektiklerinin altı çizildi.
Son olarak Cemil Çiçek, Genelkurmay BaşkanıYaşar Büyükanıt ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın verimli bir telefon görüşmesi yaptıklarını iletti.
hükümetin demokrasi konusunda geri adım atmama kararlılığını göstererek, genelkurmay'ın açıklamasıyla aynı sertlik dozunda, "genelkurmay başkanlığının başbakanlığa bağlı bir kurum" olduğunu hatırlattığı bildiri olmuştur...
birilerinin, atatürk'ün ismini kullanarak demokrasi ve milletin tepesine çökme girişimine alkış tutan sözlük yazarlarının, hem de 'üniversite' okuyan sözlük yazarlarının, olduğunu, ne kadar da hür ve zekice düşünebildiklerini? görmemize vesile olmuş akil ve isabetli açıklamadır. bu çağda bu post-modern gericilik. millete ve tam özgürlüğe inanılmaz terbiyesizlik; nerde eski şehitlerimiz nerde 'milleti savunuyoruz sınır boylarında' kisvesiyle krallık kurmaya çalışan ger'ici zihniyet... yazıklar olsun. ülkenin en az zararı milyarlarca ytl ve uluslararası arenada rezil rüsvay olmamız olacak...
kurgusu itibariyle cevap vermekten ziyade yedikleri haltın bilincinde olan bir insan evladının tanınmasından kaynaklanan endişe ve stres ile yaptığı abuk sabuk konuşmalar bütünüdür. ciddiye alınmaması gerekir. ne de olsa cemil çiçek yapmıştır. düşünün bu kadar ezikçe...
hükümetin tepkisiz kaldığı halde daha büyük faciaların çıkabilecegini hatırlatan açıklama. hükümetin oturduğu yerde hiçbirşey yapmamasının darbeyi çağırmasının işaretidir.
ispanyada askerler parlamentoyu tehdit ettiğinde, askerlere direnen ve sonunda o komutanları yargılayan anlayışa uzaktan benzeyen anlayışa ait açıklamadır. ispanyanın 1979 daki milli geliri 2000 dolarlar seviyesindeyken, bugünkü seviyesi 18.000 dolarlardadır. ülkeleri ordular yönetemez. halk yönetir. halktan alınan güçle elde edilen silahlı güce dayanarak halk yönetilemez.
son derece isabetlidir. gerçek özgürlük ve demokrasi militer-dayatımsal görüşle, dünyanın hiçbir yerinde, bağdaşmaz; bu kadar açık olan bir şeydir... http://news.bbc.co.uk/2/hi/europe/6603377.stm
postal yalayanların şimdilik avuçlarıyla yetinmeleri gerektiğini söyleyen tokat gibi açıklamadır, ayarın kralıdır, hasıdır, "herkes haddini bilsin" demektir, cesurdur, sivildir, tanka karşı halk iradesidir, darbecilere selam edendir, demokrasi tokadıdır.
atatürk'ün "egemenlik kayıtsız şartsın milletindir" sözüne sahip çıkandır, ne oldu atatürkçülüğünüz kişisel çıkarlarınızın olduğu yere kadar mı gelebiliyor, atatürk milletvekillerinin asker üniformasını çıkartırken iyiydi de şimdi kötü mü oldu, ikiyüzlü tatlısu solcuları..
şimdi dağılın.
baştan edit : ne oldu sizin baykal'a, uçakta siyaset çözüm sanatıdır, uzalşamadır diyordu, niye çıkarmadı adam gibi birini aday, dışardan aday gösterseydi parti içinde adam yoksa, siyaseti işlemez hale getireceksin, orduda bel bağlayacaksın, sezer yargıtay'a aman ha dikkatli karar verin diye uyarı verecek, asker muhtıra verecek, çıkıp uzlaşmadan bahsedeceksiniz, yok ya, başka, ali topuz'u da aday göstersin mi erdoğan, bedri baykam da başbakan olsun, sie.
cemil çiçek'in verdiği cevabı ayar zanneden kişilerin olduğunu bize gösteren açıklamadır.
kötek gelmektedir, hala bazı akp'liler anlayamamıştır. bundan 15-20 gün önce tatlı bir açıklama yaptı genelkurmay, ardından 2 gün evvel ki biraz daha sert açıklama geldi.. inşallah üçüncü açıklamaya fırsat vermez hükümet. çünkü üçüncü açıklama aynen;
- ordu yönetime el koymuştur.
şeklinde olacaktır. ama hükümet ve akp'liler ısrarla ağızlarına yakışmayan (öz de olmadığı için) demokrasi diyor..
ne oldu daha düne kadar şeriat istiyorum diyordunuz?? şimdi biranda en büyük laik oluverdiniz..
askerimizin ağzına sağlık diyerek desteklediğimiz konuşmasına aklı sıra yanıt niteliğinde olan zoraki açıklamadır. genelkurmay başbakana karşı sorumluysa, bundan önce başbakan millete karşı sorumludur. önce kendi görevlerini yerine getirsinler. kaldı ki genelkurmay kendi görevinin dışına çıkmamıştır; anayasada belirtilen görevlerini eksiksiz ve kesin bir inanç ve bağlılıkla yerine getireceğini söylemektedir. rejimin koruyucusu olan ordumuzun 'ben rejimin her şartta ve her zaman koruyucusu olacağım' demesine neden kızdın cemo? (bkz: ağırına mı gitti?)