maçta sertlik şöyle dursun tek bir kart çıkmadı, adamları düşürünce özür diledik, paşa paşa yenildik. böyle mi olmalıydı. kız gibi oynarsan yenilirsin tabi.
ramos'un gelişlerinin ibrahim üzülmez ile ilgisi olmadığını anlamak için sol bek nedir? sol açık nedir? bunları bilmek yeterli sanırım.
ibrahim üzülmez beşiktaş'ta oynaması bile saçma olan bir adam. ama ramos'un gelişleri tam anlamıyla ibo'nun önünde oynayan ve gününde olmayan arda ile ilgilidir.
arda sol kanadı etkili kullanamadığı için ramos, boş meydanda at koşturmuştur. arda'dan beklediğimiz ramos'a savunma yapması değil, ramos'u boğarak, onun için bir tehlike oluşturarak ileri çıkmasını önlemesiydi.
pes 2009 oynaynlar bilirler, real madrid'in taktiğinde ramos'un önünde kimse oynamamaktadır.
fatih terim'in her şekilde eleştirildiği maç olmuştur. her zaman olduğu gibi.
yorumlar o kadar birbirnden farklı ki, sanki aynı maçı izlememişiz.
sokakda duyduklarım inanılmaz. tuncay bitmiş diyenden tut da, mehmetin süper oyununa kadar...
aynı maçı mı izliyouz gerçekten?
tuncay, semih, hakan balta, emre, volkan takımın yıldızlarıydı bana göre.
arda hayal kırıklığı idi. başka bir sorunu olduğunu tahmin ediyorum. nihat, emre ise tamamen dolaştılar sahada. ne yapmaya çalıştıklarını ben çözemedim. mehmet ise eski formundan çok uzaktı. aldığını geri verdi. diğerleri ise vasattı.
bu arada anlamadım gitti. sabrinin o takımda işi ne?
neyse en azından elimizde veriler var bir sonraki maça...
yenilmek çok kötü olmasa da özellikle ikinci yarı türkiye'nin oyun anlayışı beni deli etti.
yapılan tüm şeyleri listeleyeyim, yan pas, bir daha yan pas, geri pas, geri pas, yan pas, yan pas, nihayet volkan'a pas, volkan tüm gücü ile abanıyor, rakip defansa gidiyor top çıkıyorlar, kapıyoruz orta sahada ama atağa çıkmak yerine başa dönüyor ve adım adım volkan'a dönüyoruz. volkan gene allah ne verdiyse abanıyor.
ya taktiğimiz volkan'a gol attırmak üzerine kuruluydu ya da cidden batırdık.
sabri ve i.üzülmez aynı anda sahada bulundukları icin voltranı olusturdugumuz mac olmustur. skormus, puanmıs önemli degildir.
(bkz: allahım bugünleri de gördüm ya)
iki ülkenin vatandaşları dışında başka bir ülkeden biri izleseydi yarısında uyuyup kalacağı maçtı. o derece sıkıcı bir maçtı.
ispanyada pek tat tuz yoktu. hepsi lig maçlarında ölmüş bitmiş. hele o kadar abarttığımız david villa tel tel döküldü maçta. son dakikalar biraz bastırdılar o kadar. torres, xavi ve ramos hariç çoğu kötüydü.
gelelim bize. biz ilk yarım saat iyi oynadık. fakat sonra iyice koptuk oyundan hele golü yedikten sonra adamların kalesine akın akın gitmemiz gerekirken orta sahada resmen al gülüm ver gülüm şeklinde bir oyun çıkardık. zaten bazı oyuncularımız kronik hastalığımızı bu maçtada gösterdi. volkan boş durmasın diye oyun kuracaklarına hep geriye dönüp volkana pas attılar.
evet yenildik ama hiçbir sikim olmadı bu maçta. biraz akıllı ve derli toplu oynasaydık kazanma şansımız bile vardı.
sergio ramos' un 7 tane akciğeri olduğu tescillenmiş maç.
ayrıca görüşümü de belirtmek isterim; türkiye, ispanya' ya karşı nasıl oynaması gerekiyorsa öyle oynamıştır. takımın felsefesi şu olmuş; lan zaten yenileceğiz bari fark yemeyelim. buradaki maçta daha cesur oynayıp, ispanya' yı yeneceğimiz görüşündeyim.
aradaki kondüsyon farkının açıkça belli olduğu maç. hep imrenmişimdir avrupa takımlarına. milli takımları olsun, kulüpleri olsun hep tek pas yaparlar. çünkü doğrusu da odur. ve yıllardır da avrupa takımlarıyla muhtelif kupalarda karşılaşıyoruz, adamların tık tık paslarını görüyoruz, ama hiç mi hiç özenmiyoruz adamlara. başımızda bulunan teknik direktör müsveddesi fatih terim'in ne zaman çekip gideceğini ben merak ediyorum. iki üç gaz vermeyle olmuyor o işler. zaten avrupa şampiyonasına baktığımızda, attığımız goller, kazandığımız maçlar hep bireysel başarıların sonucudur. isviçre maçı, çek maçı, hırvatistan maçı... bunların hepsi bir kaç oyuncunun bireysel becerisiyle kazanılmış maçlardır, ötesi değil.
artık milli takıma adam gibi bir sistem oturtabilecek bir teknik adamın gelmesi gerek. türk usulü gaz veren fatih terim'le falan olacak işler değil bunlar.
(bkz: 28 mart 2009 ispanya türkiye maçı/#4920037)
dediklerimizi 3 aşağı beş yukarı tutturan maç, ben yenilmeyiz demişim gerçi ama olsun. ilk yarıda türkiye iyi pas yaparak adeta tanınmayacak haldeydi, bildiğiniz gibi milli takımın makbul olanı üst üste 2 pas yapamayanıdır. semih şentürk'ü oyundan alıp yerine ayhan akman'ı sokarak adeta türkiye a milli futbol takımının kafasına tek kurşun sıkan o adanalı sinyor kılıklıya burada demek istediğim laflar var ama diyemiyorum format var. fatih terim ve onun artist zihniyeti bu takımdan uzaklaşmadığı sürece bu takımdan "h-i-ç-b-i-r h-a-l-t o-l-m-a-z". ilk yarıda bir şeyler yaptılar evet ama sözde büyük olduğunu iddia ettiğin takım 1-0 gerideyken ve bitime daha 20 dakika varken bile ortada sıçan niyetine taşak geçiliyorsa halen yaradana sığınıp başarı beklediğimizi gösterir. kendimizi hala ingiltere, italya kalibresine görüyor ya medyamız, ona yanarım ben...
bir de sanırsam uuser arkadaşlar ömürlerinde ilk kez estadio santiago bernabeu'da maç izliyor ki korna seslerine alışık değiller, rahatsız olmuşlar. veya daha önce hiç rusya'dan ukrayna'dan maç izlememişler.
demek amansiz olmak yetmiyormus bu maci kazanmak icin. demek ki eli kolu sacma sapan hareketlerle ileri geri goturmekle, makara hareketi yapip kasi gozu oynatmakla, kadir inanir tripleriyle idman yaptirmakla olmuyormus.
kabul etmek lazim turkler futbolda cok iyi degil. dunyanin sonu degil yahu kabullenelim artik bunu. bakmayin siz her yil sampiyonlar liginde ilk 3'e en az 2 takim sokuyormusuz gibi, her 2 dunya kupasindan birini biz aliyormusuz gibi, futbolun ulke ekonomisine turizmden daha cok katkisi oluyormus gibi davrandigimiza. tam aksine pakistan'dan biraz daha iyiyiz bu sporda ama bir turlu kabullenemiyoruz.
neyse, zaten bunun artik geri donusu yok. hasbel kader 60 sene icinde alinmis bir dunya 3.lugu ile bu umitler bir 100 sene daha yesil kalir.
yuru be turkiye futbol milli takimi... her firsatta milyonlar doken sponsorlarinla, bahiscilerinle, issiz gucsuz fanatiklerinle, yaratici reklam filmlerinle kim tutar seni? hicbir basarin yokken bile bu kadar el ustundesin kim bilir bir kupa kaldirsan ne olacak memlekette!?
son yarım saatte intihar ettiğimiz maç olmuştur. ilk 5 dakikada harcadığımız pozisyonlar kaçması kötü oldu.
ispanya'nın oyun şablonu belli; marcos senna stoperlerden alıyor topu xavi, iniesta, xabi alonso üçlüsünden hangi ikisi oynuyorsa onlara veriyor ve bu ikili set oyunu ile atakları yönlendiriyorlar. sürekli tık tık kısa paslarla rakibi uyutuyorlar, sonra "hooop" bi ters top david villa ile fernando torres'i pozisyona sokuyorlar ansızın. ve adamların bekleri de inanılmaz derecede hücuma katılıyorlar. zaten rıdvan dilmen'in ramos hakkında, "dakka 86 ve ramos bizim altıpasın içinde" demesi her şeyi açıklıyor.
ilk 60 dakika rakibi pek etkili olmadan durdurduk ama bir duran top ve duran topların rakipler için baş belası olmasını sağlayan sergio ramos devrede.... bu adamın duran toplarda etkin rol oynamadığı maç hatırlamıyorum. ayrıca herif maç boyu belki de 30-40 defa bindirdi, döndü ters kademe yaptı. vay monako! bu bahsettiğimiz adam bi açık oyuncusu değil, bek oyuncusu olduğunu tekrar hatırlatıyorum hacılar.
neyse, sinyor terim ileride top tutabilen, sırtı dönük top alabilenn semih'i çıkarıp, yüzü dönük oynayabilen nihat'ı oyunda tutunca sıçtık resmen. atılan her top duvar gibi döndü. ilk topları da ispanya takımı toplayınca geri kalan dakikalar "ole" nidaları arasında ispanya'nın top çevirmeleriyle geçti.
xabi alonso'nun topu kontrol etmediği maç. tek top tek top yeter lan bir kere de pas hatası yap bi top kaptır be allahsız. ayrıca o kadar hızlı, sert paslar atıyor ki kamera yakalayamıyor topu.
fatih terim'e ne diyeceğimi bilmiyorum. bu takım euro 2008'de kazanırken de sürekli hatalar yaptı. hala yapıyor. ispanya gibi pas trafiği olmayan, soldan lahm'ı çıkarıp kanat organizasyonu ile gol arayan almanya'ya karşı orta sahayı hamit-aurelio-ayhan yapıyorsun, baş döndürücü şekilde topu gezdiren ispanya'ya 4-4-2 çıkıp orta sahayı onlara veriyorsun. xavi-xabi alonso-senna üçlüsüne emre-aurelio ikilisiyle cevap veriyorsun. nihat yerine ayhan başlasaydı bu ispanya bu topu böyle oynayamazdı. ispanya ile baş edecek orta sahamız vardı terim kullanmadı. ayrıca nihat euro 2008'den sonra 3 ay sakatlandı, iyileşti tekrar 1.5 ay sakatlandı. bu adamı bu maçta kullanmak saçmaydı. ayrıca şu entrymde de belirtmişimdir bunu;(#4924890)
diğer yandan hakan balta neden stoper başlar biri bana açıklasın. ibrahim üzülmez'e yer açmak için mi? ibrahim'e bir şey demiyorum elinden geleni yaptı ama bu hakan takımında adam eksikliğinden stoper oynuyor anladık milli takımda da mı adam yok. eren'i, sedat'ı, ibrahim kaş'ı neden aldın kadroya fatih terim? santrafor mu bu adamlar? aynı anda ibrahim üzülmez-sabri ikilisiyle barnabeu'da oynamak neden? çok lüks değil mi?
arda başlarda ramos'un çıkışlarını durdurmasına ve o bölgeye yardım etmesiyle fazla hücuma katılamadı. emre belözoğlu birkaç pozisyonda topu ileriye taşıyabilen tek oyuncumuzdu. tuncay ve gökhan gönül de takımın iyilerindendi. ibrahim üzülmez'e özellikle ikinci yarı çok iş düştü at koşturdu ramos o kanatta. ramos ile bizim futbolcuların arasındaki kondisyon farkı da ortaya çıkmış oldu. sabri'nin oyuna girmesine anlam verebilen kişi beri gelsin bana da anlatsın.
ayrıca neden 60. dakikada semih çıkar onu anlamadım. maç sonu semih "ciddi sakatlığım yoktu hocanın takdiri. özellikle ben çıktıktan sonra çok geriye yaslandık." gibilerinden bir şey söyledi. bunu görmek için profesör olmaya gerek yok herkes söylemiş zaten ama fatih terim nihat'ı oyunda tutarak ne düşündü anlayamadım. sene başından beri 4.5 ay sakatlık geçirmiş nihat'ı oyunda tutup sahadaki tek gol umudun semih'i çıkartıyorsun, yiyince de semih'le oynaman gereken dakikaları konya'ya, denizli'ye boş kaleye atamayan gökhan ünal kazmasıyla oynuyorsun. sonra maç sonu demeç veriyorsun.şöyle bir şeyler dedi arkadaş; "bu seviyede çift forvet, tek forvet öyle dışardan göründüğü gibi basit değil fizik olarak iyi durumda değildik. ayhan hamlesiyle fizik direncimizi artırmaya çalıştık." gibilerinden bir şeyler. iyi de sen o ayhan'ı oyuna alırken semih'i çıkardın topu hiç ileri taşıyamadın. 4.5 ay sakatlık geçirmiş nihat'ın bulunduğu hücum nasıl dirençli olabilir? zorlayamadı bile rakip defansı.
hep söylüyorum fatih terim bu oyunculara motivasyondan fazlasını katamıyor. takım sahaya iyi yayılamıyor, belli bir oyun şablonu, sıklıkla gol attığımız bir organizasyon yok. guus hiddink sene sonu chelsea'yi bırakıyor. eğer başka bir takımla şimdiden anlaşmamışsa kesinlikle bu fırsat kaçırılmamalı diyorum. bunun olması durumunda takımın oynayacağı topu düşünüyorum da git artık be fatih terim. çıkın oynayınla bir yere kadar.
bosna hersek'in deplasmanda belçika'yı devirmesiyle, pek yara almadan ayrıldığımız mücadele.
şimdi boşnakların 1 puan gerisindeyiz, ispanya gruptan koptu. belçika-bosna hersek, çok rahat devirebileceğimiz ekipler; ama türk insanı heyecanı atraksiyonu sever, yine son maçlara bırakacağız gibi. başka türlü akıllanamıyoruz.
1 nisan da ali samiyen'deki maç için pek umut vermeyen bir futbol olmuştur. Zaten kalite olarak ispanya kadar iyi olmadığımız gerçeğinin yanında biraz da istek olmazsa galibet yerine 60. dakikada beraberliğe oynama gibi bir taktiğe dönme zorunluluğunda kalmak üzücü.
ikici yarısı ortada sıçan antrenmanı şeklinde geçmiştir. ayrıca yere göğe koyamadığımız arda süper yetenekse xavi nasıl bir yetenektir anlayan beri gelsin. ali sami yen'in kötü zemininde bizi yenemezler fakat, izleyip görünüz.
izlediğim en sıkıcı maçlar listesinde yerini alan maç. bu kadar aciz olunur. atağa çıkarken dengesizce sağa-sola atılan paslar, rakibin ispanya olması nedeniyle korkakça oynanan oyun... çarşamba günü yapılacak maçtan önce umutlarımı söndüren maç.
türk oyuncuların, ispanyolların taraftarlık anlayışını düşünerek vakit kaybettikleri için, yoğunlaşamayıp, kendilerini veremeyip kazanamadıkları maç olmuştur. gerçekten hiç beklemediğim kadar iyi oynadılar, bir gol de gelseydi...
harbiden, 100 bin kişi var; koskoca stadyumda çıt çıkmıyor. pata küte birbirine bir şeyler vuruyor adamlar.
olm diyorum ben sana, harbiden salak bu ispanyollar.
iyi oynayarak kaybedilen maç olmuştur. son dakikalarda, gol aradığımız dakikalarda semih ve arda'nın çıkması ve yerine sabri' nin gelmesi şahane olmuş, saç baş yoldurtmuştur. her pası volkan' a atmaları ve volkan'ın da uçturarak topu ispanyolların arasına atması da şahanedir. ibrahim üzülmez iyi oynamış gibidir, yeni yeni tanıdığım ve 2008'de iyi oynadığına kanaat getirdiğim hakan balta ve tuncay şanlı umutlarımı kırarak beni dumurlara uğratmıştır. sabri son dakikalarda girdiği için fazla küfür edilememiştir. bir süreliğine hayran olduğum sadece aurelio, nihat ve semih olacak kendim için. 2 saat televizyon karşısında hiç bir kelime etmeden beklememe rağmen, hayallerimi yıkıp hem iyi oynamadıkları hem de maçı kazanamadıkları için diğerlerine dargınım sözlük.
sabahleyin bir çok gazetede, elimizden kaçırdık, direndik ama olmadı şekline garip garip manşetler gördüğüm maçtır. onlarla biz farklı bir maç mı izledik anlamadım.tamam ispanya nın %100 pozisyonu yok hatta bizim var.ama 90 dakika boyunca inanılmaz pas trafiği ile maymun ettiler bizi be kardeşim.çok kötüydük.o inanılmaz pas trafiği ile ( ki bu kötü halidir) hepimizin milli takımın fatih terim in uykusunu getirdiler.volkan ve tuncay en iyilerdi bence. ama o sergio ramos nedir öyle.naptı lan öyle.
terim'in saçma sapan oyuncu değişiklikleriyle oyunu çeviremediği maç. sen semih gibi, arda gibi ne zaman ne yapacağı belli olmayan, her an skoru değiştirebilecek kapasiteye sahip oyuncuları 60'ta kenara çekersen birader, ben bu oyunu kazanmak istemiyorum demiş olursun zaten. yerine aldığı adamlar da ayhan ve gökhan ünal. ulan colin kazım'ı alsan belki bir nebze anlaşılır da.
bunun dışında; ilk yarının ilk 20 dakikası birşeyler yapmaya çabalayan bir türkiye gördük, ondan sonrası ortada dönen top ve peşinde koşan 22 kişiydi sadece.
