ne ilk oldu, ne de son olacaktır.. riskli bir iş, ekmek parası. artık robot mu bulacaklar ne yapacaklar, maden işlerinde insan gücüne son vermeleri lazım. zira 3-5 ayda yine patlamalar, göçükler olacaktır. acil düzenleme getirilmelidir.
mekanları cennet olsun..
'bu kaçıncı' dediğim olaydır. türkiye'nin ne kadar 'sosyal devlet' olduğunu gösteren facialardan biridir. 700 liraya bir baba, eş , evlat, kardeş gitti.***allah rahmet eylesin.
üzerine söylenecek söz bulunamayan, insan hayatının ne kadar değersiz olduğu bir ülkede yaşadığımızı, suratımıza yumruk gibi çarparak bize bir defa daha hatırlatan acı olay.
ölenlerin isimleri şöyle: Adem Çengel, Ahmet Karabektaşoğlu, Dursun Kartal, Ekrem Akkaya, Engin Düzcük, Erdem Alkin, Erkan Taşdemir, Erman Çaylıoğlu, Hasan Akbaba, Hüseyin Arslan, Hasan Ersin, ilker Bebek, ismail Fidan, Kadir Ötgeç, Koray Kebabcı (Maden Mühendisi), Murat Özbay, Mustafa Zoroğlu, Ramazan Bakıroğlu, Ramazan Yavuz (Maden Mühendisi), Sabri Özdal, Sadık Kocakaya, Samet Aydın, Serkan Yılman, Şahin Ataman, Şahin Tavukçu, Şeref Aydoğan, Tarık Candemir, Veli Akyüz, Volkan Candemir, Yunus Ekmekçi.
şimdi, bu ölen 30 insanın "kader"ini yaşadığını söyleyen bir başbakanı var bu ülkenin. ne diyeceğimi bilemiyorum ben aslında. öldüler o insanlar 3 kuruş için. gerçekten 3 kuruş ama. 8,5 milyarla geçinemeyen başbakan gibi değillerdir hiçbiri. oğullarına gemi alamadılar. ne gemisi? ne gemisinden bahsediyorum ki? belki bi oyuncak araba bile alamadılar be. ne küçük bir şey dimi? alamadı belki işte...
şimdi açgözlüler tarafından kaderlerini yaşadıkları söylenmiş. susamıyorsunuz değil mi? sadece, insanların acılarına saygı gösteremiyorsunuz. çok zor tabii. o ağız varya, konuşacaksınız illa ki! içinizden geçen o saçma salak düşüncelerinizi bizimle paylaşmak zorunda mısınız her seferinde? senin ne düşündüğünü hiçkimse umursamıyor. öldü orda insanlar yerin 540 metre altında be. ölüme saygı duy bari.
şunu da unutma, ölüm herkesin kaderinde var. yaşayan her mahlukat ölümü tadacak. sen de, senin evladın da, senin eşin de... bakalım sen nasıl can ver(emey)eceksin bu kadar vebal ile?
ekleme: barış manço'nun halil ibrahim sofrası adlı şarkısı tam bu duruma uyum sağlıyor. sabahtan beri bunu dinleyip ağlıyorum. allah mekanlarını cennet etsin. yakınlarına allah sabır versin. ne acı bi ölüm.
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna
Kapağı ver kulbu al kurbanı ne hiç soran yok...
Normal bir ülkenin başbakanı olsa bu cinayetten sonra kalkar adam gibi istifa eder. rte ise açıklama yapıyor. Yazık giden canlara yazık.Mekanınız cennet olsun
özelleştirmenin aldığı canların ilk başlangıcıdır, tekel işçilerini açlıkla öldüryorlar maden işçilerini grizu patlamalarıyla (bkz: balıkesir bursa grizu patlaması) liman işçilerini kobay olarak kullanıyorlar. nasıl olsa bu ülkede ölecek insan bol değil mi güzelim devletim.
kimsenin siklemek zorunda olmadığı olay. üzücü bir olay olabilir. tamam. ben de çok üzüldüm. ama yatıp kalkıp ölen madencileri düşünecek ve sadece onlarla ilgili entry girecek halimiz yok.
geyiğimi de yaparım. başka mevzular olursa gülerim de. eğer istersem madencilerden mevzu açılırsa üzülürüm istemezsem üzülmem.
herkes siz ne bok yiyorsanız aynı boku yemek zorunda değil. herkes sizin yaptığınız doğru bile olsa sizin yaptığınızı yapmak zorunda değil.
şunu küçücük, işlem kabiliyeti sınırlı kafalarınıza sokun.
şu sözlüğün varoluş amacı zaten geyik. ansiklopedik bilgi arasak zaten wikipedia ya veya akademik makale veritabanlarına takılırım. lütfen bari burda ucuz ajitasyon yapıp midemizi bulandırmayın.
olayı, ihmali, her bir haltı geçtim. ya bir başbakan ölmek maden işçilerinin kaderinde var der mi? bana şimdi o cümleyi cımbızla çekiyorsun filan demeyin. ben öyle akp karşıtı da değilimdir, savunucusu da. kendimce siyasi fikirlerim vardır elbet ama bu olayın siyasi görüşümle filan alakası yok. bir ülkenin başbakanı ölmek maden işçilerinin kaderinde var diyemez! şimdi bir komutan çıkıp ölmek askerlerin kaderinde var dese ne olur bir düşünün. 21. yy.' dayız. anayasa herkese yaşama hakkı vermiyor mu? ne demek kaderinde ölmek var? istifa et diyeceğim de onu yapmazsın ama çık ben bir halt yedim, çam ormanını katlettim özür dilerim de. ne bileyim ağla bir şey yap ya.
ahlayıp pohlayıp, ağıtlar yakıp, buna rağmen hiçbir önlem almayarak, tekrarlarını yaşayacağımıza bire bin bahse gireceğim üzücü olay.
nedeni çok basittir. ölenler garibandır. ve devlet garibanlar için değil kodamanlar için vardır bizde.
şu olay bi norveç bir isveç'te olsa yemin ederim adamı z..kerlerdi ve o anda tüm bakanlar kurulu istifa etmişti. ama bizde ses yok. niye? çünkü alıştırıldık her şeye. en anormal hadiseler bile bize normal gelmeye başladı da ondan.
yazık. işte bu kadar ucuz insan hayatı bu memlekette.