Orjinal adı 28 days later olan ve danny boyle'un alex garland'ın senaryosundan çektiği film. Maymunlardan geçen bir hastalık hızla bütün ingiltere'ye yayılmış ve taş üstünde taş bırakmamıştır. Filmin esas oğlanı bu hastalığın ortalığı kasıp kavurduğu 28 günü hastanede geçirdikten sonra gözlerini açar ve bakar ki yapayalnızdır. Sonra olaylar gelişir.
zombi filmi değildir. bu bir hastalık filmidir. zombi kelime anlamı ile ölünün dirilmesi sonucu olan bireylere* verilen addır.
müzikleri ile tek kelime ile şaheser olan, umutsuzluk ve çaresizlik duygusunu en gzel şekilde aşılamış bir danny boyle filmi. ilki zaten çok acayip bir yerde bitmişti ki ikincisinin gelmesi bir açıdan iyi oldu.
filmin kahramanına karşı hissettiğiniz sempati ve yakınlık boş Londra sokakları sahnesinde tabi ki tavan yapıyor. kendinizi onun yerine koyup o çaresizliği hissedebiliyorsunuz, ve bu güzel. ama film ilerledikçe adamın yaşadıklarının sadece kapana kısılmışlık olmadığını ve onun azı durumlarda kendi seçimlerini yaptığını görebilmek gerek. askerlerin yanına gittiklerinde adamın davranışları beni kesinlikle çok rahatsız etti. tabi ki yanındaki iki kızı onların tecavüzünden kurtarmaya çalışması normaldi; ama o askerlerin kurduğu düzeni acımasızca yok etti(ki askerler onları korumaya çalışmıştı), askerleri virüslülere yem yaptı, ve hatta bir tanesini resmen zevk alarak ve vahşice (ki o sahnede adamın virüslü birinden hiç farkı kalmamıştı..) kendi öldürdü. dolayısıyla filmin bence asıl yarattığı rahatsızlık şu şekilde oluyor: boş sokaklarda koşan adamı içiniz acıyarak izlerken birden onun en insandışı yanını görüyosunuz; ve kendinizle onu özdeşleştirmiş olmanız birden ürkütücü hale geliyor ve kendinizi sorgulamaya başlıyorsunuz. bence asıl numara bu...
virusluleri herkesin zombi zannettiği, viruslulerin ölüp dirilmediği sadece ısırık ile veya kan kusan bir viruslunun kanının ya da salyasından bulaştığını algılayamamış bunyeler tarafından sürekli olarak, yaşayan ölülerin dönüşü serisi ve resident evil ile karşılaştırılan film...
oysa ki filmin yapımcısı danny boyle çok soyut bir şekilde öfke ve öfkenin sonuçlarını, yani atalarımızın söylediği öfkeyle kalkan zararla oturur veya keskin sirke küpüne zarar konusu yani bu film... hatta sadece öfke ile de sınırlamamak gerekir. insani duyguları incelemiştir bu film. tabi danny boyle bu konuyu farklı bir şekilde sergilemiştir. öfkeli insanları; hastalıklı ve bir nevi zombileşmiş * insan canına kıymak için kudurmuş, açıkçası insanlıktan çıkmış yaratıklar halinde göstermiştir.
--spoiler--
ayrıca jim'in sevdiği kıza yapılacak ibnelikleri duyduktan sonra ki davranışları ile selena'nın onu da viruslu sanması filmi özetler. jim'in içinde öyle bir nefret vardır ki artık onun viruslulerden farkı yoktur.
--spoiler--
klişe korku filmlerinde yani bir çığır açmış, türe birçok yenilik katmış güncel bir başyapıt. filmde öyle bir yalnızlık yaşarsınız ki, kendinizi tamamen kaptırırsınız hikayeye. mutlaka izlenmeli. beyazperdede zombi görmekten usandıysanız bir de bunu deneyin.
eğer başlangıç sahnesi olmasa, 28 weeks later adlı filmin devamı olacak film. başlangıç sahnesi dışında pek çok olay 28 weeks later'ın devamı şeklinde gelişmekte. biliyorum bu size anlamsız gelebilir ama şöyle ki:
birinci durum; jim, selena ve mark tarafından kurtarıldıktan sonra; selena yaşanan olayları anlatırken şöyle diyor:
- herşey bir isyan gibi başladı...ordunun barikatları yetmedi...yayın kesilmeden önce, paris'te ve new york'ta da enfeksiyon olduğunu duyduk.
28 weeks later da neler oluyordu? karantina altındaki insanlara virüs bulaşıyor ve askerlerin tüm çabalarına rağmen hastalık hemen yayılıyor..."ordunun barikatları yetmedi..."
28 weeks later ın sonunda ne oluyordu? eyfel kulesine doğru koşuşan mikroplular..."paris te enfeksiyon olduğunu duyduk..."
belki de jim selena ve mark; 28 weeks later filminde, askerlerin tüm çabasına rağmen önlenemeyen salgından kurtulmayı başarabilenlerdi.
ve 29 days later ın sonunda bir kurtuluş söz konusu...28 weeks later da ise bundan bahsedemiyoruz. eğer filmin bir devamı çekilecekse muhtemelen virüs bu kez de paris ve new york'ta kendini gösterecektir.
sevdiğim bir infection konulu filmdir , ikinci filminden yüzlerce kat daha iyidir . olası bir infection durumunda yapılacaklar konusunda güzel bilgi de verir . cillian murphy adlı karı suratlı başarılı aktör , başrole cuk oturmuştur . başlarda zırlamaktan başka bir b.k yapmayan eleman , sonlara doğru rambo olur , güzel filmdir .