tff tahkim kurulu’nun fenerbahçeli futbolcu raul meireles’in cezasının indirimiyle ilgili almış olduğu karar türk futbolundaki tükenmişliğin en üst seviyeye ulaştığının son çarpıcı göstergesidir.
futbol federasyonu tahkim kurulu adeta bir kulübün her türlü haklarını koruyup gözetmeye hevesli bir yapıda olduğunu bu tavrıyla bir kere daha gözler önüne sermiştir.
bugüne kadar o kulübü koruyup gözetmek doğrultusundaki görevini başarıyla yerine getiren (!) tahkim kurulu biran önce sorumluluğu çerçevesinde işten el çekmeli, mensupları da köşelerine çekilip vicdanlarıyla başbaşa kendi muhasebelerini yapmalıdırlar.
tahkim kurulu’nun özenle koruduğu ayrıcalıklı kulüp için artık şike, ırkçılık ve hakaretten sonra hakeme tükürmek de serbest hale gelmiştir. üstelik bu kararın şike zanlısı ve suçlusu ayrıcalıklı kulüp yöneticilerinin tff binasına kadar gelerek federasyon başkanı’yla yaptıkları pazarlıkların ardından alınması, hukuksuzluğun nasıl bütün ülke önünde fütursuzca sergilendiğinin büyük ispatıdır.
elbette türkiye futbol federasyonu’nun içerisinde de bu gelişmelerden rahatsız olan dirayetli ve haysiyetli mensuplar bulunmaktadır. onlara düşen; bu anlayışları çerçevesinde görevi bırakmaları, gerekçelerini kamuoyuyla paylaşmaları, futbolumuzun içine düştüğü çirkin tablonun değiştirilmesi adına öncülüğü yapmalarıdır.
kulüpler birliği ise bu tiyatroyu seyretmekte ve “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” sorumsuzluğuyla hareket etmektedir. artık bu birliğin mensupları da biran önce kendilerini gözden geçirip bugün başkalarına yaşatılan haksızlıkların yarın karşılarına çıkabileceğini unutmamalıdırlar. kulüpler birliği’nin yaşanan bu gelişmelere karşı hangi tavrı takınacağını da büyük bir merakla beklemekteyiz. onlarda sorumluluklarını bilmeli buna göre cesur tavırlar takınmalıdır.
ayrıca sahanın ortasında hakarete uğrayan ve yüzüne tükürülen fifa listesinde yer alan hakem halis özkahya’nın da bundan böyle hangi psikolojiyle maçlara çıkacağı, otoritesini nasıl sağlayacağı ve gördükleriyle ilgili raporları ne düşünerek kaleme alacağı iyice düşünülmelidir. ama belli ki bu detaylar türk futbolunu yönetip sözde adalet dağıtanların umurunda bile değildir.
aynı federasyonun disiplin kurulu, galatasaray ile hüseyin avni aker stadyumu’nda oynadığımız maçın ardından kulübümüze seyircisiz oynama cezası vermiştir. ancak ne garip tesadüftür ki bu müsabakada yabancı madde isabet eden oyuncu trabzonspor formasını giyerken karabük’te yüzüne atılan sert buz parçasıyla yaralanmış fakat bu eylemle ilgili olarak aynı yaptırım uygulanmamıştır.
sırf bu çelişki bile pfdk’nın formalara göre nasıl karar verdiğinin en çarpıcı göstergesidir. bu federasyonun bütün kurullarıyla birlikte türk futbolundaki misyonu uzun zaman öncesinden sona ermiştir. gelinen nokta bardağı taşıran son damladır. bu nedenle biran önce yapılması gereken görevi bırakmaları, ülkemizi ve futbolumuzu kendilerinden kurtarmalarıdır.
galatasaray'ın dünkü açıklamasından çok daha uzun ve ayrıntılı olup birçok kesime mesaj gönderen açıklamadır.
Tek bir konu üzerinde yoğunlaşmaya bile gerek kalmadan ilgili makamdaki kişilerin görevi bırakmalarının gerekliliğini vurgulaması yönünden son derece haklı bulduğum açıklamadır.
Futbolun adaleti çürümüş zihniyeti bozuk bu dengesizlerden bir an evvel kurtulması gereklidir.
(bkz: itim inler sikim dinler) açıklamasıdır. boş boş konuşacak bişeyler bulmuşlar gene ağızlarında geviyorlar. lan ne büyük fenermiş, hepsine yetiyor.
her kelimesi doğru bir açıklama. ama ne yazıkki türkiye'de doğru para etmiyor. parası olanın dediği oluyor. süper lig izlemeyi bırakalı bir sene oldu. aklı başında olanlara tavsiyem izlemeyin. kendileri çalıp, kendileri oynasınlar.
bugün bir arkadasim bir espri yapti da çok güldüm.
"aziz yildirim istifasini vermis, yildirim demirören kabul etmemis."
türkiye futbol fenerasyonu diye bosuna demiyoruz. bazi fenerbahçeli arkadaslar da hala sivas'a gönderilen baliklardan bahsediyor. sadri sener bu iddiaya cevabini gayet iyi verdi. sivasspor'un baskani mecnun odyakmaz, fenerbahçe yönetim kurulu üyesi. trabzonspor, fenerbahçe'ye ait bir takima böyle bir teklifte bulunabilir mi? ya beyninize oksijen gitmiyor ya da götünüzden dinleyip agzinizdan siçiyorsunuz.
fenerbahçe'nin yaptigi kesinlesen binlerce sike varken böyle s.ktir boktan balik muhabbetlerini hangi yüzle yapabiliyorsunuz hiç anlamiyorum.
yapilan aciklamaya gelince, ey trabzonspor'um. kimden ne bekliyorsun? bu adamlarin kimlere calistigi belli. iplenmeyecegini bile bile niye gündeme bir seyler katmaya calisiyorsun. git hakkini avrupa'da ara. bize "kupamizi verin" diye espri yapanlarin o kupa için kaç milyon euro harcadiklarini biliyoruz. malum tarlalar degerlendi. kolay degil bu dönemde tarla sürecek adam da bulmak.
adalet zengin bir hazinedir, günü gelince herkese lazim olur efendim.
ama türkiye'de adalet, parti isminden ibarettir.
sahi ya, aklima gelmisken dile getireyim. kilicdaroglu ikide bir deniz feneri davasi deyip duruyor, tayyip ikide bir ergenekon'dan falan bahsediyor. kendi aleyhlerine olan her seyleri gündeme getirip adalet arar gibi tiyatro oynuyorlar. hiçbirisi neden sike hakkinda bir yorum yapmiyor. ha oy kaybedersiniz di mi. ben sizin adalet anlayisinizi seveyim(!)