beşiktaşımız bir kova bulmuş ve doldurmuştur. aynı performansı daha zorlu rakipler karşısında da beklemekteyiz. defans biraz daha uyum sağlarsa olur bu iş gibi geliyor bana.
beşiktaşımızın ortasaha ve ileri uç elemanlarının hırslı ve etkili oyunu sayesinde 4-0'lık sonuçla bitirdiği karşılaşmadır.
maça şöyle bir bakacak olursak;
- beşiktaş defansı antalyaspor maçına göre daha iyi gözükse de halen istenilen seviyeye gelmiş durumda degil. ibrahim toraman ve ibrahim üzülmez acilen takıma tekrar entegre edilmeli. zapatocny sağlam oynasa da sivok'un kafa toplarındaki zaafiyeti devam ediyor. acil bir çözüm üretilmeli.
- cisse ve ugur inceman'ın bugun kaptıkları top, geçen seneki beşiktaş'ın 5 maçta kaptığı toptan daha fazlaydı. bu sağlam ve mücadeleci oyunlarını sürdürürlerse ertuğrul sağlam'ın bu sistemden cayması pek mümkün görünmüyor.
- serdar özkan'nın nasil bir futbolcu olduğunu anlamak mümkün değil. skora bakacak olursak bir asist bir de golü var ama inanın bal yapmayan arı gibi. üzerindeki aptal kahramanlık gömlegini bir an önce çıkarıp, gol pozisyonlarında bencillik yapmazsa bu performansı ile formayı vermez. haydi hayırlısı...
- delgado! kaptanlık bir futbolcuya bu kadar yakışamazdı. bir pası da isabetsiz gitsin ya da ne bilim bir topu orantısız... bu performansı ile bu sene arjantin milli takımını zorlamassa ben de bu futboldan anlamıyorum.
- holosko için diyecegim tek şey üzerindeki anlamsız baskı ve şanssızlık. ertuğrul bu çocuğu kaç maçtır kanada gömdü ve verimsiz verimsiz oynatıyor. gerçi sistem bu şekilde olanak veriyor ona da diyecek bir şey yok. ama geriye gelip top kesmeleri ve hırslı futbolu her şartta bugünü kurtaracak düzeydeydi. ne olursa olsun holosko, holoskodur!
- evet... şimdi geldik günün kahramanına;
karşınızda bobo ! ben böyle bir hırs görmedim. bir futbolcunun sırtı dönük aldığı bir topu bu kadar iyi dağıttına az rastlamıştım. delgado bugun son vuruşlarda biraz şanslı olsaydı bobo'nun 5 asist 1 gol ile maçı bitirmemesi için hiçbir sebep yoktu. bobo bugün rakip yarısahanın adeta her yerinde idi. top asla beklemedi ve her pasta topa giden adam oldu. geriye gelip yardım etti, kornerden top çıkardı, duvar pası yaptı, sol kanattan bindirdi, sağ kanattan bindirdi akla gelen tüm varyasyonları yaparak siroki defansını perişan etti. ertugrul saglam da son dakikalardan kendisini oyundan alarak taraftara büyük beşiktaş taraftarına alkışlattı.
son sözüm, destegini asla eksik etmeyen ve tribün şovu ile türkiye'yi değil tüm avrupa'yı mest eden büyük beşiktaş taraftarına.
farklı skorun biz seyircileri etkilememesi gereken maçtır. ne yazık ki beşiktaş hala bir sisteme sahip değil. ertuğrul hocam iki senedir bu takımın başındasın, bu takımın sistemi ne abi. kapalı defansları nasıl aşar, tempoyu nasıl artırır. bunların cevabını 3-4 maç hariç 2 senedir şahsen ben alamadım. şimdi izninizle uzun uzun maçı yorumlamak isterim;
--spoiler--
kadro
--spoiler--
işte beşiktaş ın ideal 11 i dediğimiz bir kadroydu bugün sahadaki kadro. sağ bekdeki ali-serdar değişikliği ilk yarıda holosko nun performansını olumlu etkiledi. holosko ilk yarı antalya maçından çok daha iyi oynadı. ancak ikinci yarıda varlığı belli değildi. diğer bütün bölgelerimizde ideal 11 vardı ancak bu 11 in 7 yabancılı olduğunu ve tsl maçlarında bir yabancının kesilmesi manasını taşıdığını hatırlayalım.
--spoiler--
oyuncu performansları
--spoiler--
rüştü: saçma sapan hareketleri dışında hatasızdı.
serdar kurtuluş: bana göre tam bir bek oyuncusu. istenen her şeyi verdi. orta açtı, holosko yu rahatlattı. kesinlikle ilk 11 de oynamalı. ali kim ak.
sivok: maçın en iyilerinden biriydi. çok güven verdi. 0 hatayla oynadı. kolay kolay kesilmez artık.
zapo: o da 2-3 belirgin hatasına rağmen bekleneni verdi.
tello: tello yu hem sol bek iken hem de oyun kurucu iken değerlendirmemiz lazım. sol bek mevkine her gün daha ısınıyor. muhakkak sol bekte ısrar edilmeli. oyun kurucu iken de sola yakın oynadı. bir asist ve bir de mükemmel gol attı.
cisse: maçın en kötüsüydü. oyuna hiç katkısı olmadığı gibi çok top kaybı yaptı. 90 dakika oyunda tutulmasına bir türlü anlam veremedim.
uğur: attığı güzel golün dışında çokta güzel oynadı. cisse nin açıklarını kapattı. eleştirileri görmüş olacak ki hücuma da çıktı. ben çok beğendim bugün uğur u.
holosko: ill yarı iyiydi. ikinci yarı oyunda yoktu.
delgado: girdiği poziyonlarda şanssızdı. golü haketti ama şansını kıramadı. oyununa gelince insiyatif almadı. pek göremedik oyunda.
serdar özkan: iyi oynayan oyuncularımızdan biriydi çok koştu, defansa yardıma geldi tello ya yardım etti. aydın a formayı kaptırmayacak gibi.
bobo: allah ına kurban diyorum başka bişey demiyorum. nazar değmesin mükemmel oynadı. delgado ya üç asist yaptı delgado değerlendiremedi. sonra serdar a asist yaptı, golünü attı. nazar değmesin diyorum tekrar. takımın en iyisiydi.
sonradan giren ekrem ve emre vasatı aşamadı. varlıkları yoklukları belli değildi ancak batuhan golü çok istedi ama zaman yetmedi.
ne yazık ki beşiktaş ın hala bir sistemi yok. ilk 20-25 dakika facia gibiydi. çok net gol pozisyonları verdik. oyun kuramadık. rakip gösterişli bir pres uyguladı ve başarılı oldu. topu delgado, holosko ve bobo ile buluşturamadık ve dolayısıyla pozisyonda bulamadık. siroki işe yine neşiktaş a özel yan toplarla bir iki kere golle burun buruna geldi. beşiktaş ın golü ise hiç baskı kuramadığmız anda şans eseri geldi. ilk yarı hiç iç açıcı bir futbol yoktu.
ancak ikinci yarı beşiktaş toparlandı ve resitale başladı. özellikle bu sene beşiktaş temponun yüksek olduğu maçlarda rakipsiz. tempo artınca, paslar hızlanınca beşiktaş bir başka oynuyor. nitekim bu anlarda beşiktaş 3-0 ı yakaladı ve en az 5-0, 6-0 ı da kaçırdı. delgado şanssızdı. o temponun arttığı dakikalarda serdar kurtuluş ve rakibi sakatlanınca oyunda 3-4 dakikalık bir ara oldu ve tempo düştü. beşiktaş eski haline döndü.
bu noktada beşiktaş ın maçları kazanması için 15-20 dakikalık tempo artışına ihtiyacı olduğu kanısındayım. antalya maçıda 78-90 arası tempo artışıyla kazanıldı. beşiktaş özellikle bobo-serdar özkan-delgado üçlüsüyle temponun yüksek olduğu dakikalarda rakibine acımaz. ancak tempo düşükkende yan top man top gelir bizi gafil avlar.
fenerbahçe de şu aralar hangi forvet gelse gol atamıyor ya beşiktaş ta da cannavaro gelse sanırım bu gol zaafı bitmeyecek. defans oyuncuları ne kadar uyumlu olurlarsa olsunlar bu yan top zaafları beşiktaş ın içine işlemiş gibi. çıkmadı, çıkmıyor, inşallah çıkar.
beşiktaş'ın 4-0 gibi net skorla yendiği maç beşiktaşlıların bu maç için üzülebileceği tek şey varsa o da 5-6 olamamasıdır, tebrikler beşiktaş bu sene uefa'da en az çeyrek final beklediğim takımımız.
ingilizce izlediğim maç. spiker ingilizce konuşuyor, altyazı da yok anasını satayım. ama ne gerek var altyazıya. her şey ortada. spiker seyirci yüzünden kendinden geçti, unbelievable diyor, unbelievable tabii ki, ne sanıyordun? uzun zamandır bir beşiktaş maçı izlemiyordum, iyi ki de izliyorum şimdi. acayip keyifli oluyor, tabii bizim tarafımızdan.
ikinci yarı başlarında attığı ikinci golle beşiktaşın turu garantilediğini söyleyebileceğimiz maç.
olmadı bu şimdi. biz alışmıştık karakartalımızın son dakikaya kadar hop oturup hop kaldırtmasına oysa. şöyle oyun 1-0 iken yemeliydi bir gol, of ikincisi gelir mi maç uzar mı diye kalp krizlerinin eşiğinden dönmeliydik, ne bu böyle heyecansız!
şaka bir yana, keyifliymiş böyle rahat seyretmek bir beşiktaş maçını. heyecansız da değil ha, kaçan kaçana goller de.
iyi böyle.
bu arada serdar özkan'ın gol atması iyi oldu,yoksa atana kadar kimseciklere pas vermeyip epeyce bir pozisyonu heba edecek korkusu vardı bende zira.