uzay futbolunu getiren barçanın ne kadar da güzel bir futbol anlayışına sahip olduğunu zaten maç esnasında busquets ve pedro'nun boş yere yüzünü tutmasından anlamıştık, dani alves'in de pepe'yi attırdıktan sonra koşarak sahaya dönmesinde bi bokluk vardı tabi ki. alın size o bokluk;
barcelona dün oynadığı futbolla şunu dedirtmiştir bana, evet bu takım dünya'nın en iyi futbol oynayan takımı, ama asla en büyük futbol takımı olamadılar olamıyacaklar...
çünkü iyi futbol oynayabilirsiniz hatta en iyisi olabilirsiniz ama şu kavramı kazanamazsınız: (bkz: asalet)
maç için yazılacak o kadar çok şey var ki aslında. ama herşeyden önce bu ''katalan'' sevgisi insanların gözlerini o kadar boyamış ki, barcelona'nın yaptığı herşey doğru, real madrid'in yaptığı herşeyse yanlış. neymiş efendim real madrid 0-0'a yatıyormuş. ulan barcelona da yatmadı mı 0-0'a. bütün maç boyunca ilk bölgede pas yaptı barcelona. kaleye gelmeyi düşünmedi bile. 2 bekini hiç hücumda gördünüz mü siz ? haydi diyelim puyol stoper olduğu için sol bekten atağa çıkmadı ama, o ağzınızın suyu aka aka izlediğiniz, her posizyonda ileride gol arayan dani alves'iniz real madrid 10 kişi kalıncaya kadar atağa çıktı mı ? çıkmadı. neden diye sorsam, taktik gereği dersiniz. eee mourinho bunu yapınca neden anti-futbol oluyor ? çünkü ''katalan'' sevdası gözünü boyamış biraz.
ilker yasin maçı anlatırken diyor ki, barcelona akedemisinde herşeyden önce sosyal ahlak öğretilir. busquets'in, pedro'nun her posizyonda sanki ayağı kopmuş bir şekilde yerlere atmaları hangi sosyal ahlak çercevesinde açıklanabilir. veya messi'nin yerdeyken çaktırmadan ramos'a attığı dirsek. ama messi o değil mi, sevimli pıtırcık şey. aman da aman !
rıdvan dilmen diyor ki, pepe bu maçlarda sizi kurtarır ama şampiyonluğu getirmez. aklınca laf sokuyor. rıdvan hoca'ya soralım bakalım, pepe kaç lig maçında orta sahada oynadı. kendi cevap veremez ama ben vereyim. yalnızca ''1''. o da ligteki barcelona maçından önce prova niteliğindeki bir maçta. real madrid neden ''şampiyon olamadı'' peki biliyor musunuz ? hani anti futbolcu diye nitelendirdiğiniz mourinho tüm takımla kapanan takımlara karşı stoperini çıkartıp forvet soktuğu için. zaten hücum ağırlıklı oynarken bir de.
mourinho'nun çalıştırdığı takımların sadece barcelona karşısındaki maçlarını izleyenlerin yakıştırdığı ''anti-futbol'' damgasını yapıştıran şahıslara soruyorum, chelsea premier lig'te nasıl şampiyon oldu, veya inter ? inter veya chelsea şampiyonlar ligi'nde barcelona dışında hangi takıma defans futbolu oynadı ? veya bu sene real madrid hangi takımı bozmaya yönelik oynadı ? düşünün bakalım cevap var mı ? yok sanırım. real madrid'in bu sene ligde ve şampiyonlar ligi'nde kaç gol attığına bir bakın bakalım. hem de sezon içersinde santrafor sıkıntısı yaşarken.
he şimdi diyebilirsiniz bu kadar hücumu iyi yapıyor bu takım ama neden barcelona'ya karşı hücumu aklına getirmiyor diye. çünkü barcelona özel bir takım. barcelona'ya karşı ilk işiniz oynatmamak olmalı çünkü. ikinci kısım oynamayı düşünmek olmalı.mourinho da bunun bilincinde. soruyorum o mourinho'yu eleştiren futbol dehalarına, siz geçin bakalım madrid'in başına, kaç yiyeceksiniz ?
maça gelecek olursak, 60. dakikaya kadar barcelona'nın üstün olduğu tek yan topla oynama yüzdesiydi. onun dışında kaleyi bulan şut, gol girşimleri ya eşitti, ya da madrid'in üstünlüğündeydi. i̇lk yarının başında oyun real madrid ağırılıklı geçti. daha sonra ilk yarının ortasında ve sonunda barcelona'ya verdi top madrid. bu bölümdeyse ileride kaptığı toplarla etkili olmaya çalıştı. özellikle di maria'nın kanadından alves'i çok zorladı madrid. nitekimde bolca faul kazandı oradan. ancak bunların hiçbiri tehlike yaratamadı barcelona kalesinde. çünkü orta yapmak yerine ronaldo hep kaleye vurmayı düşündü ve tüm toplar barajta kaldı.sadece bir topu alonso kullandı ve yalnızca o etkili oldu.
2. yarıyaysa ilk yarının en etkisiz ismi mesut yerine adabeyor ile başladı mourinho. bence adebayor yerine formda bir higuain veya benzema tercihi daha olumlu olabilirdi. valencia karşısındaki oyunları bu iki oyuncunun akıllarda ne de olsa. 2. yarının başıyla oyun real madrid ağırlıklı geçmeye başlamıştı ki 60. dakikada pepe'nin sarı kartlık posizyonuna kırmızı kart verene kadar. eee bir de mourinho da atılınca direnci iyice kırıldı madrid'in. eğer pepe atılmasaydı bir 5-10 dakika sonra kaka'yı oyuna alabilirdi mourinho. ki maç başından beridir ısınıyordu kaka. ama o kırmızı kart tüm planları alt üst etti. yine de oyun dengede giderken sağ kanattan gelişen atakta marcelo'nun ayağının kayması affelay'ın önünü birden boşalttı ve yaptığı ortada messi'nin golü geldi. 2. gol ise tam bir komediydi. o gol real madrid'li oyuncuların oyundan ne kadar düştüğünün göstergesiydi. o yenilen 2. gol turu iyiden iyiye zora soktu.
gelgelelim mourinho'nun yaptığı maç sonu açıklamalarına. haliyle hakemden dertliydi. aslına bakarsak da dozunu biraz abartsa da eleştirinin, ki tarzı bu, haklıydı. maçın kırılma anı olan pepe'ye gösterilen kırmızı kart oldukça ağırdı. sarı kartla geçiştirilebilirdi. onun dışında her posizyonda yüzlerine temas yokken hakemi kandırmaya yönelik hareketlerde bulunan sosyal ahlakı üst seviyede olan busquets ve pedro'ya hakem sarı kart gösteremedi. di maria'ya 4veya 5 sarı kartlık pozisyonda bulunan alves'e ise sadece 1 sarı kart göstererek oyunda kalmasını sağladı. sonuç olarak hakem takdir haklarını o hayran olduğu ''messi''nin takımından yana kullandı.
2.maça da kısaca değinecek olursak mourinho barcelona artık finalde diyor. bence kesinlikle bu bir taktiksel demeç. barcelona'yı rahatlatıp, ikinci maç için anavtaj sağlamak istiyor. neticede mourinho olunca işin ucunda insanın umutları taze kalıyor.
pep, jose'nin yanında çırak bile sayılmaz ve dili çok sivri, ikincisi; real madrid yeni oluşturulmuş bir kadro ile artık kemik kıvamına gelmiş barcelona karşısında canavarlar gibi mücadele etmiştir. 'intikam soğuk yenen bir yemektir' düsturundan yola çıkan mou daha önce bu lafı bize kanıtlamıştır. biraz daha beklemek lazım sevgili real-ist sözlükçüler.
barça'nın hakkıyla aldığı yarı finalin ilk ayağıdır.
şimdi gelelim bir real taraftarı olarak değerlendirmemize. daha önce de defalarca yazdık biz bu real'i seviyoruz ama yeni bir şey değil, 30 yıldır seviyoruz ve barça'nın bugün oynadığı futbola ve sisteminin işleyişine sonsuz saygımız var.
bu saygı, adı "oyun" olan futbolu sevmenin gerektirdiği bir saygıdır. şapkayı çıkartıyoruz yani.
öncelikle jose mourinho adamı da çok çok iyi biliyor ki, bu barça denilen muntazam makina düzenindeki sistem eldeki mevcut kazmalarla, hem presle, hem kapanmayla, hem de gerektiğinde basıp tek toplarla oyun kurup yenilmez ve yenilmeyecek. adam elindeki kadroyu kendine göre en iyi şekilde kullanma adına (birşey eksik bence) herşeyi yaptı denilebilir. tümü kendi tercihi tabi. ama ne olursa olsun bu sistem düzenine gerekli çomakları sokamıyorsun.
maç başladı ve son yılların en yavan ve heyecensız maçı. koca ilk yarı pozisyon yok. bir tane barça'nin hernandez xavi ile bir tane de cristiano ronaldo şutu. bu kadar!
barça gelmiyor, real gitmiyor.
üzerine de meşhur ilker yasin bombaları var, onlar da tuz biber oluyor maça katletme adına. xavi hernandez pozisyona girdi bizim ilker adama xabi alonso diyor!!
soldan angel di mariadaniel alves'in üzerine gidiyor, bizim ilker diyor ki, karşısında "valdes" var!
ya anasını satayım 22 adamı sayamayacak kapasiteye gelmişsin halen daha maç anlatıyorsun be adam! bu kısma sonra devam edicem a. q.!!*
ilk yarı dikkatimi çeken bir olay da barça'lıların fazlaca hakemle oynadığı, yani 2-3 pozisyon var yerlerden kalkmadılar. yalandan pozisyonlar yani. harbileri için birşey demiyorum. ama yakışmadı barça'ya, tıpkı real'e bütün oyunu mahkum oynaması gibi yakışmadı bu hareketler.
ikinci yarı bir ara real üzerine gitmeye başladı "tamam lan" maç olacak dedik, seyir güzelleşiyor. hoop pepe ve kırmızı!! (tabanı sağlam sokmuş, her hakem vermezdi alman verdi kırmızı)
sonrası malum. 10 kişi kaldığınız zaman işiniz perişan. ve messi çıkıp iki tane güzel gol atıyor. birinci gol tamamen şanssızlık ya da şans diyelim. yani pozisyon itibariyle.
marcello hamle yapayım derken hafif kayıyor ve bizim**ibo afellay nefis geçip içeri kesiyor. sadece dokunuş, messi ve gol. burada ilk kademeye giren adamın hatası var. o adam ön tarafı tutacak direkt. haa afellay arkaya keserse kessin ama ön direği almalıydı öncelikle. bu da carvalho'nun olmayışının bedeliydi. ikinci gol zaten messi klasiği. jose'yi niye tribüne yolladı hakem anlamadım. gerçi o saatten sonra önemi de var mıydı onu da bilmiyorum açıkçası.
şimdi gelelim en baştaki söyeldiklerimizi tamamlamaya.
1-ne olursa olsun jose çok iyi bir teknik adam. bu eleniş ya da yenilgi bunu değiştirmez. sami khedira bu takımın hem bozma hem de yapma anlamında önemli taşıydı ve eksikliği hissedildi.
2-anlamadığım ve daha önce başka entrylerde de yazdığım götünü kaldıramayan bir adebayor'dan jose mourinho gibi bir hoca nasıl medet umar. tamam ligde rakipler zayıf, maç beraberedir, oyunun sonlarıdır anlarım. doldur boşalt falan filan ve adabayor.
ama bu maçta adebayor kafa topu mu indirecek? adam götünü kaldıramıyor. ve kötü.
niye benzema adamını tercih etmez anlamış değilim, ki rakibin üzerine üzerine gidip ekarte edebilecek bir herif. bana göre 25 tane adebayor yapar. neyse jose bu kısma kafam takıldı hala!!
3-allah aşkına bu ilker yasin maç anlatmasın! bak "allah" aşkına diyorum. yok star tv yetkilileri müslaman evladı değilse ve "ate" takılıyorlarsa "ateş ve toprak aşkına" diyorum. lütfen!! an-lat-ma-sın!!!
4-rıdvan dilmen, eyvallah iyi yorumcusun severim seni çok. ilker zaten maça etti yeterince bir de sen bu kadar barça övgüsü yapma be! dünya biliyor, biz de biliyoruz bu adamlar şu an en iyi. gereksiz gereksiz abartmayın.
saygılarımla efenim.
not: final belli artık, barça-manu.
bu kadar yazdım bari bir ilave yapayım:
kafam takıldığı için. eğer bu adebayor (kiralık yanlış değilsem) bu takıma para ile alınırsa jose benden yemediği küfürü yer seneye.
hem bozan hem de yapan adam sayısını artırmalı jose seneyi planlarken ve yapacağına inanıyorum. şu an takımda oyunu yapacak adam yok. bozan çok olunca da her maç 10 kişi kalırsın. bu kadar basit.
dünyanın en iyi takımlarından biri.. 100 bin kişilik hayvani taraftar desteği ve kazanmak için kendi sahasında neredeyse 90 dakika defans yapıp kontradan medet uman bir real madrid.. bu mu lan mourinho taktiği..
barca 2-0 kazandı. real madrid, maçı 10 kişiyle tamamladı. üstüne mourinho da tribüne gitti. pepe kasabının kırmızısı, 2 maçın ardından 3.ye nasip oldu. burayı geçelim.
oyun zevkine bakarsak, beklentilerin oldukça altında kaldı. bunda teknik direktörlerin taktikleri ve oyuncu eksikleri oldukça etkiliydi. iki takım da 0-0 a razıydı. barca bunu zaten oyunuyla belli etti. ki anormal değildi maçı nou camp a bırakmak istemek. ama, mourinho sanılanın aksine galibiyet parolasıyla çıkmamıştı.* çıksa daha zevkli bir mücadele izleyebilirdik. ilk maçı golsüz beraberlikle bitirip, deplasmanda bulacağı her sürpriz gol kadar yeme hakkına sahip olup, turu orada geçmek istedi. kartlar izin vermedi buna. ikinci maçtaki taktiğini merakla bekliyorum. defansçı mourinho bakalım kapanarak turu geçebilecek mi?
hakem odun gibiydi daha önce de belirttiğim gibi. oyunculara karşı bu kadar soğuk olmak hoş değildi bence. götü fazla kalkmış herhalde.
barcelona iniesta nın yokluğunu fazlasıyla hissetti. maçı kaderini değiştiren adam da afellay oldu diyebiliriz. çoğunluk messi der ama, bence değil. acayip hızlı namussuz. villa hala cenabetti, uzun zamandır olduğu gibi.
bir de şu taraflı anlatıma ayar oluyorum. barca dan soğutuyorlar yeminle. adam gibi anlatacak biri yok mu?
gerilim filmi gibi bir maçtı. aslında maçtan önce de bekleneni veremeyeceği belliydi. esas maç son maç olacaktır. çünkü real madrid'in yapacak bir seyi yok saldırmak zorunda.
dünyanın en iyi topçuları bizlere dünyanın en ruhsuz maçını izletmişlerdir. resmen bizlerle dalga geçiyor bunlar. 3 haftada 4 el klasiko izleyeceğiz derken ilk üçü resmen el sikko'ya dönmüştür. ulan allahsız topçular o kadar para verip bilet almışlardan, ekran başına geçmişlerden, akredite olmak için bir yerlerini yırtanlardan utanın be.
ilker yasin felaketinin yaşandığı karşılaşmadır. koca el classico'yu bile seyir zevkinden mahrum bırakmıştır. maç esnasında esnediğimi hatırlıyorum. normalde her pozisyona konuşan rıdvan'ın bile uykusu geldi. ömer üründül olmalıydı. ilker yasin ile müthiş ikili olurlar.
maça gelirsek, son yarım saat 12'ye 10 oynanmıştır. sarı formalı barcelona oyuncu önce pepeyi sonra morinho'yu atmıştır. hoş gerçi sonraki pozisyonlarda bir kırmızı daha vardı fakat göstermedi allah'tan. yinede messi ibnesinin hakkını vermek lazım. tam bir piç kurusu. şerefsiz ne çalımlar attı öyle, neler yaptı öyle? tam bir piç.