27 mayıs ihtilali ertesinde dünya basını

    1.
  1. 27 Mayıs ve Dünya Basını

    Belli çevrelerin 27 Mayıs'a pek çok suçlama yönelttiğini biliyoruz.

    Burada en önemli tanıklardan biri, yabancı basın ve özellikle Batı basınıdır. Özellikle Batı basınının darbelere her fırsatta karşı çıkageldiği akılda tutulursa, yabancı basının tanıklığının önemi daha iyi anlaşılır.

    Dünya basını büyük çoğunluğu itibariyle, 27 Mayıs Hareketi'ni olumlu karşılar ve 27 Mayıs'a geniş bir kredi açar. Buna yol açan esas etken, Güney Kore diktatörü Sygman Rhee ile Adnan Menderes’in politikaları aı asındaki benzerlik ve özellikle DP lideri Menderes'in muhalefetten hoşlanmayan tutumunun Batı basınında yarattığı tepkilerdir. Öte yandan yabancı basının, özellikle Batı basınının 28-29 Nisan olaylarından sonra Türkiye'deki gelişmeleri günü gününe dikkatle izlemesi, 27 Mayıs hakkındaki değerlendirmesini etkiler.

    The New York Times

    Mayıs ayı başında istanbul'da yapılan NATO Bakanlar Konseyi toplantısından ve Nisan ayı sonunda patlak veren öğrenci gösterilerinin başından beri Türkiye'deki olayları özel muhabiri ile izleyen ünlü Amerikan gazetesi The New York Times, Türkiye'deki iktidar değişikliğini 28 Mayıs 1960 tarihli sayısında "Menderes Hükümeti Yıkıldı" başlığıyla manşetten resimli vererek okurlarına duyurur. Ve haberin spotunda, DP’li liderin gözaltına alındığı, MBK’nın başına General Gürsel'in getirildiği, gazetecilerin ve gözaltındaki öğrencilerin serbest bırakıldığı belirtilir...

    The New York Times 28 Mayıs 1960 tarihinde yayınladığı ve Yazı işleri Müdürü A.H. Sulzberger'in imzasını taşıyan başyazıda, yeni rejimin iç ve dış politika konusundaki açıklamalarını çok rahatlatıcı bulduğunu belirterek yeni yönetime açtığı krediyi anlatır:

    "Güçlü komünizm karşıtı tutumunu sürdürecek olan yeni yönetim NATO ve CENTO'ya bağlı olduğunu ilan etmiştir. Ayrıca diktatörlük kurma hevesinde olmadıklarını ve en kısa zamanda özgür seçimlerin yapılacağını belirtmişlerdir. Yeni rejimin bu sözünü tutacağı umut edilir. Eğer böyle olursa, hür dünyanın bir parçası olarak Türkiye, içinde bulunduğu karışık durumdan kurtulma ve parlak bir geleceğe yönelme şansına sahiptir."

    The New York Times 29 Mayıs günkü sayısında Türkiye'deki iktidar değişikliğini okurlarına manşetten "Kabine'nin Başına Geçen General Gürsel, Baskıyı Kaldırıyor" başlığı ile veriyor. Alt başlıkta ise "Halk yeni rejimi neşe içinde kucaklıyor, gazeteciler ve öğrenciler serbest bırakıldı" deniyor. Haberde Türklerin, Gürsel’in "en kısa sürede seçimlere giderek iktidarı sivillere devredeceğiz", "diktatör olmaya niyetim yok" sözlerine güven duydukları belirtildikten sonra, üç ay öncesine kadar Washington Büyükelçiliği görevinde bulunan Dışişleri Bakanı Selim Sarper resimli bir haberle okurlara tanıtılıyor.

    Time, 06.06.1960

    Ünlü Amerikan dergisi Time, 27 Mayıs olayını bir hafta sonra şöyle yorumlar:

    "ihtilal gece yarısı başladı, altı saat içinde bitti. Gün ağarmadan kısa bir süre önce radyolar Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ülkenin idaresini ele almış olduğunu açıkladılar. Menderes, eleştiri kurumunu kısıtlar ve eski cumhurbaşkanı olan ismet inönü'nün başkanlığındaki muhalif CHP'yi durmadan rahatsız ederken, Ordu'nun genç subayları da bütün bu hareketleri gittikçe artan bir huzursuzluk içinde seyretmekte idiler. Bundan iki ay önce Menderes, siyasal bir gezi sırasında, inönü'nün Kayseri'ye girmesine engel olmak için Ordu'ya emir verdi. inönü’nün trenini durdurması emredilmiş olan binbaşı, bu emri protesto anlamında istifa etti...

    "General Gürsel, iktidara gelince Menderes'in koyduğu bütün kısıtlamacı tedbirleri kaldırmak için şevkle çalışmaya başladı. 200 öğrenci ile 9 gazeteciyi serbest bıraktı ve kapatılmış olan 10 gazetenin yeniden basılmasına izin verdi. ...Bu arada inönü her gittiği yerde lehine tezahüratta bulunan halk kitleleri tarafından karşılanıp selamlanmaktadır."

    Time, olayı bu şekilde yansıtırken gelişmelere hayırhah yaklaştığını da ifade eder.

    Wall Street Journal, 2.06.1960

    Ekonomi gazetesi Wall Street Journal da yeni yönetime baştan kredi açanlardandır.

    "Askeri bir hükümet darbesi çoğu kez özgür kuramlara bir darbedir. Fakat A. Menderes hükümetinin düşmesini öngören Türkiye'deki askeri hareket buna bir istisna teşkil edebilir...

    "Cumhuriyet'in kurucusu Atatürk, ülkeyi demir bir yumrukla idare etmekle birlikte, kâh eğitici kâh zorlayıcı devrimlerle bir Batılılaşma programı uygulamıştı. Atatürk'ten sonra inönü otoriter tek parti sistemine devam etmiş, fakat on yıl önce serbest seçimleri denemeye karar vermesi üzerine de, Partisi ağır bir yenilgiye uğramıştı. inönü oy sonuçlarına saygı göstererek, iktidarı DP'ye devretmiştir.

    "Menderes ve yakın arkadaşı Bayar iktidara özgürlükçü olarak gelmişlerdi. Yeni siyasal sistem önceleri rahat işlemiş, fa
    kat son birkaç yıl süresince ekonomik sıkıntılarla siyasi keyfilik el ele yürümeye başlamıştır. Son aşamada ise, protesto ve kargaşa haberlerinin yayınlanmasını yasaklayan tam bir baskı uygulanmıştır...

    "Bu koşullar altında Ordu, yeni seçim vadederek idareyi geçici olarak ele almıştır. Diktatörlüğünü kuramayan Menderes, siyasal rekabette hakkaniyet usullerine ihanetin cezasını çekmektedir." (a.b.ç.)

    Die Welt, 3.06.1960

    Almanya'nın ünlü gazetesi Die Welt de 27 Mayıs’tan herhangi bir rahatsızlık duymuşa benzemiyor, tersine övücü sıfatlar kullanıyor:

    "Türkiye'de bir ihtilal oldu, fakat Ankara'daki dışişleri bakanlığında bunun asla farkına varılmıyor. Bugünlerde gazeteciler ilk kez olarak pencerelerinde ve duvarlarında mermi izi bulunmayan bir salonda toplandılar. Üzerinde bloknotlar bulunan bir masanın çevresinde rahat koltuklar vardı. Sanki bir ihtilal olmuş değildi...

    "Yalnızca dışişleri bakanı için değil, mevcut hükümetin hemen tüm üyeleri için olumlu bir şeyler hissedilebiliyor. Onlar sadece uzman kişiler değil, aynı zamanda kendi politikalarını, görüşlerini, kanaatlerini, şöhret gözetmeksizin uygulamaya kararlı kimselerdir... General Gürsel kabinesine sadece Türkiye'nin en değerli insanlarını, en iyi insanlarını almıştır. Bunlar kendilerine verilen olanaktan yararlanmaya ve ülkeyi içinde bulunduğu ekonomik ve mali sıkıntılardan kurtarmaya kararlıdırlar..."

    Suddeutsche Zeitung, 31.05.1960

    Alman gazetesi Suddeutsche Zeitung da 27 Mayıs'a ciddi kredi açanlardandır.

    "... Bu ülkede (Türkiye) iktidarın ordunun eline geçmesi ile liberal ve hür bir yol izlenmeye başladığı görülmektedir. Geçiçi olarak hükümet başkanlığı, devlet bakanlığı ve savunma bakanlığı görevlerini şahsında toplayan General Gürsel, sağlam bir parlamenter demokrasiye dönüş hedefini göstermekte, bu hedefe ulaştıktan sonra özel hayatına çekileceğini özellikle belirtmektedir. Bu türlü açıklamalar karşısında bir hükümet darbesinden söz etmek olanaksızdır. Buna Türk generalleri tarafından tertemiz ve yeni bir devletin kurulması adı verilebilir...

    "Kuşkusuz demokratik idare güç bir şeydir ve güç olması gerekir. Türk generallerinin bu işi çözüme bağlama şekli, gerçek bir örnek oluşturacaktır."

    Alman gazetesi Menderes'in politikalarını gizlice oluşturduğuna, askerlerin ise sık sık basın toplantıları düzenleyerek kamuoyunu bilgilendirdiğine dikkat çeker.

    Le Monde, 28.05.1960

    Fransız gazetesi Le Monde demokrasi vurgusu yapıyor:

    "Profesörleri taralından desteklenen üniversite gençliği, önce istanbul, bundan sonra da Ankara ve ülkenin başlıca kentlerinde sokaklarda gösterilere başlamıştır. Basına, muhalif partilere ve hatta siyasi olmayan çevrelere karşı çıkarılan son derece ağır olağanüstü yasalar, yalnız öğrenciler tarafından değil, tüm serbest meslek sahipleri tarafından şeddede reddedilmiş ve eleştirilmişti.

    "Hiç kimse, Ankara'daki 'Harbiye Okulu' kadar disiplinli ve askeri geleneklere bağlı bir okulun, idarecilerinin, yani Silahlı Kuvvetler liderlerinin esasını onaylamadıkları genel bir gösteriye kalkışabileceğini tasavvur edemez.

    "Orgeneral Gürsel, yeni rejimin demokratik ve laik olacağını onaylıyor. Türkiye'de yeni rejim şekillenmeye başlamıştır. Hukukçu ve genç üniversite mensuplarından oluşan bir komisyon gece gündüz çalışarak yeni anayasayı hazırlıyor. Devrimin lideri bizi kabul etti... Şakaları ve nükteleriyle hazır bulunanların neşesinin devam etmesini sağladı. Hiçbir tuzağa düşmeden, tarihsel gerçekleri bahane ederek askeri harekât hakkında soru soran bir gazeteciye, Gürsel şöyle cevap verdi: 'Tarih olayların gelişmesinden çok sonra yazılır. Gazetecilikle yetinelim.' Sonunda, Gürsel konuşmasını şaka ile şöyle bağladı: 'Baylar, söylediklerimi istediğiniz şekle sokmakta serbestsiniz. Bu çok doğaldır. Sizin göreviniz yazılarımızı süslemek, benimki ise Türkiye'yi demokrasi ve barışa doğru yöneltmektir."'

    BBC Radyo, 29.05.1960

    ingiliz BBC 27 Mayıs'a olumlu yaklaşır:

    "Hükümet darbesi mükemmel bir şekilde yapılmış olup, iki üç gün içinde örgütlenmiş bir darbeye benzememektedir. Nitekim, Türk Genelkurmayının yüksek rütbeli subayları tarafından verilen işaretten kısa bir süre sonra Ordu bütün kentleri kontrol altına alıvermiştir..."

    BBC TV, 30.05.1960

    Londra'da Dışişleri Bakanlığı yeni Türk hükümetinden, tanınmasını talep eden bir nota aldığını bildirmektedir. Nota incelenmektedir. BBC TV operatörleri bu hareketin şimdiye kadar kaydedilmiş en ılımlı darbe olduğunu ifade etmektedirler...

    Daily Mail

    ingiliz gazetesi "Türkiye'nin Verdiği Ders" başlıklı yazıda şu görüşlere yer verir:

    "Türkler demokrasiye âşıktırlar. 15 yıl önce tek partinin liderleri o zamanki idarenin sakıncalarını görerek, demokrasiyi getirdiler. Fakat son beş yıl içinde Başbakan Menderes ideallerine sadık kalmadı. Partisinin muhalefet tarafından haksız yere iftiraya uğradığına inanmıştı. Umutsuz tedbirlere başvurdu ve basına karşı şiddetli tedbirler uyguladı. Türkiye'de olup bitenlere dünyanın dikkatini çeken, belki de bu olmuştur. Bu son derece belirsiz bir 'Basın Yasası', 'resmi şahsiyetleri küçük düşürücü neşriyat'ı suç haline soktu ve buna teşebbüs edeni dört-beş yıla mahkûm ettirmeye aynı yasayla başladı."

    Le Courrier / isviçre, 28.05.1960

    Le Courrier "Türk Ordusu Atatürk’ün Eserini Kurtarmak istiyor" başlıklı yazısında şöyle der:

    "Türk Ordusu'nun politikaya doğrudan müdahalesi için durumun vahim olması gerekmiştir. Gerçekten de Türkiye Latin Amerika ülkeleri biçiminde askeri ayaklanmalara yatkın bir ülke değildir. Atatürk devriminden önce durum başka idi... Fakat 40 yıla yakın bir zamandan beri Ordu sivil iktidara itaat etmekte idi... Atatürk'ün silah arkadaşı ismet inönü'nün 12 yıllık cumhurbaşkanlığı döneminde olsun, 10 yıllık DP iktidarı döneminde olsun, Ordu yerinden kımıldamamıştır... Bununla bitlikte, bazı komutanların, Demokrat yöneticilerin öfkeli bir otoritarizm yoluna saptığını, bu yolun halkın büyük bir kısmı üzerinde bir isyan havası estirdiğini görerek, endişeye düştükleri bilinmiyor değildi. Bu komutanlar ayrıca eski cumhurbaşkanı inönü'ye reva görülen kötü muameleyi de hoş karşılamıyorlardı.

    "Türkiye'de hükümet darbesini yapanları harekete geçiren derindeki etken, kuşkusuz budur. Bunu yaparken de onlar, Türk halkının önemli bir kesiminin, belki de çoğunluğun desteğinden emin bulunuyorlardı... Harp Okulu öğrencilerinin yaptığı son gösteri, bu bakımdan Demokrat yöneticiler için bir tehlike çanı oluşturuyordu. Fakat onlar, Ordu'nun kendilerine sadık olduğunu sanarak, o zaman bu sese pek kulak asmadılar."

    Corriere Della Serra / italya

    italyan gazetesi Türk Ordusu'nun Atatürk'ün mirasına bağlılığını vurguluyor:

    "Menderes kasıtlı olarak Atatürk'ün ruhuna karşı icraatta bulunuyordu. Türk Milletinin eski evhamlarına göz yumuyordu. Hükümetin ismi demokratik idi; gerçekte ülkenin en geri unsurlarına dayanıyordu. Milletin elinden Atatürk'ün vermiş olduğu Batılılaşma hürriyetini alıyor ve Atatürk'ün ortadan kaldırdığı batıl inançlara saplanma hürriyetini geri veriyordu. Ordu Menderes'e itaat veya Atatürk ruhuna sadakat göstermek şıklarından ikincisini tercih etti."

    Ferman / iran, 2.07.1960

    Gazete, ABD'nin yeni Türkiye hükümetine karşı siyasetini değiştirip değiştirmeyeceği sorusunu ortaya atar; buna "ABD'nin desteğine devam edeceği" yanıtını verir.

    iran basını genel olarak "27 Mayıs Hareketi”nin Türkiye'nin bir iç meselesi olduğuna" dikkat çeker, "Türkiye hükümetinin diktatörlük kurma peşinde olmadığım" vurgular.

    Yukarda yer verdiğimiz tepkiler, 27 Mayıs'ı izleyen günlerde dünya basınında yer alan tepkilerdir. Yabancı basının tutumu zaman içinde değişir. Özellikle idamlar sırasında Batılı devletlerin baskılarına koşut olarak, Batı basım da 27 Mayıs'a karşı tavrını sertleştirir.

    Ancak 27 Mayıs iktidarının sözünü tutarak sivil rejime geçmesinden, özellikle yeni Anayasa’nın halkoyuna sunulmasından sonra 27 Mayıs yönetimine karşı yabancı basında olumlu tepkiler artar. Hatta Anayasa referandumunda askeri yönetimin beklediği oranın altında oy alması, kimi Batılı gazetelerce "haksızlık" olarak nitelenir.

    Moskova Radyosu 121 Haziran-25 Haziran 1960 27 Mayıs'ı önce yorumsuz duyuran Sovyet kaynakları giderek tutumunu netleştirir, iki ülke arasındaki ekonomik işbirliği olanaklarına gönderme yaparak ilişkilerin yakınlaşması yönünde yayınlar yapar.

    Kaynakça
    Kitap: 27 MAYIS BiR DEVRiMDiR 50. Yılında 27 Mayıs
    Yazar: Cüneyt Akalın
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük