millet-ordu birlikteliğinin menderes diktasını devirdiği devrimdir. geri kalmış halklara ensesti oylatsan onu da kabul ederler, o yüzden diktatörlere kaç oy verdikleri önemli değil.
zamanında bir defa ulusalcı ama sempatik bir hocamın kutlamak istediğim bayramıdır. yıldırım koç bir gün econ498 dersinde konuları yetiştiremediğinden ek ders koymak istemişti.mayıs ayının içindeki günlerden bir günde de ek dersin tarihi kararlaştırılacaktı.uyan uymayanlar değerlendirildi falan, en sonunda 27 mayıs tarihinde mutabık kalındı.hocam sizin bayram gününüzde ders mi olur yapmayın arkadaşlar lütfen diye içimden geçirdiğim gündür.
amerika'nın desteğiyle yapılmış bir darbedir, devrim falan hikaye. millet iradesi hiçe sayılmış mıdır? evet, millet iradesine son verilmiştir, iktidar seçilmişlerin elinden alınarak demokrasinin ırzına geçilmiştir. buna devrim demek, demokrasiye hakarettir. darbeye devrim diyen zihniyet demokrasiyi hiçbir zaman anlayamaz.
türkiye'nin gördüğü en özgürlükçü anayasayı hazırlayan devrimdir.
yetmez ama evetçiler "daha iyisini de yaparlar" diye akp'nin totaliter anayasısına evet derken hiç geçmişe bakmamışlardır. ülkeyi demir yumrukla yönetebilecek askerler en özgürlükçü anayasayı yaparlar. bugün darbelere karşı olduklarını söyleyenler "kenan evren'i yargılayacağız" diye oy alıp maaşına zam yaparlar. anayasa'daki haklarımızı bile kısıtlamak için türlü türlü yasalar yaparlar.
ilk zannedilen ihanettir, ama, cumhuriyet tarihinin ikinci ihanetidir, ilk ihanet, atatürk ün vefatı ile, atatürk ün öldügünü zannettigi inönü yü, celal bayar ın yerine cumhurbaşkanlıgına oturtulmasıdır. bu resmen bir darbe ile gerçekleşmiştir, topluma yansıtılmadan yapılmıstır.
27 mayıs halkın başbakan ını şlehit etmiş, yargılanması gereken ve birgün mutlaka yargılanacak olan ihanet hareketidir. o başbakan ı milleti asla unutmamıstır....
80'i darbe, 60'ı ihtilal olarak gören zihniyetten daha uçuk bir ucube..seninki devrim, benimki darbe zırvasının idrak felci geçirmiş bünyelerce saçmalığa dönüşmesi..
adnan menderes'in baskıcı dönemine çok demokratik şekilde onları asarak son vermiş başarılı militarist hareket. devrimmiş? şu faşizan harekete de devrim diye sarıldınız ya, sizden hiçbr şey beklenmez artık.
şöyle bir saçmalık var; benim darbem iyidir, senin darben kötüdür. bu nasıl bir izansa anlamak mümkün değil. ogün senin ideolojindeki adamlar askeriyeye hakim olmuş, bunun sonucunda çıkan -kusura bakmayın ama- insanlık suçu devrim diye adlandırılmış.
sonra bir bakıyoruz ki rüzgar tersine dönmüş ve yetmişlerde askeriyede tam tersi bir ideoloji rüzgari esmiş, ortaya çıkan -yina aynı şey, benim için bir farkı yok- insanlık suçu bu solcu, hümanist, halkaların kardeşliğine inanan, insanın yaşama hakkını en üst düzeyde savunan mükemmel arkadaşlar tarafından darbe olarak adlandırılmış...!
yahu sen kendi insanına çifte standart uygurlarsan nasıl sağlanacak bu millet içindeki huzur ve demokrasi gözüm? söyler misin bana? eğer sen kendi darbeni böyle meşrulaştırıyorsan, diğeride kendi darbesini özünde aynı, söylemde farklı argümanlarla meşrulaştırır. o zaman ona da darbe diyemezsin. hakkın yok buna o vakit.
işine gelince asker özgürlükçü, işine gelince anti militarist olursun, asker faşist...! bi karar ver? demek ki neymiş? konjonktürel olarak bu işler bir rüzgara bağlı meselelermiş. kendi ideolojimizi devlete hakim kılmak için postallara başvurmamamız gerekiyormuş. eğer postallara başvurursak, o postallar bumerang gibi bize çarpıyormuş.
burada bir konuyu daha açıklığa kavurşturmakta fayda var. gerçi farklı bir entrymde bunu dile getirdim ama olsun. yinelemekten zarar gelmez.
efendim, dp ezanı arapça yaptı vaay efendim karşı devrim bik bik...birilerinin söylediklerini papağan gibi tekrara etmeden önce önce insan, insan hasletlerinden olan düşünme yetisini, sorgulama ve araştırma yetisini çalıştırsa, ve araştırsa hiç bunlara gerek kalmayacak.
efendim yıl 1950... 16 haziran günü. dokuzuncu birleşim, birinci oturum.
kanun teklifini demokrat parti veriyor. chp ise destek veriyor.-dikkat destek veriyor- o zamanın kanunu -ezan sadece türkçe okunur.! şeklinde tamamen faşizan bir kanundu ve arapça okuyanlara 3 ay hapis ve 200 lira para cezası veriliyordu.
gelgelelim kanun nasıl değiştirilmiş? sadece arapça olarak okunur mu denmiş? hayır. sadece türkçe olarak okunur kısmı, herhangibir dille okunur şeklinde değiştirilmiş. yani bugün bir imam ezanı türkçe okursa ceza alır mı? hayır, almaz.
şimdi buna inanmayanlar olacaktır. inanmayanlar meclis kayıtlarını inceleyebilirler.
bu konu hakkındaki polemiklerde lütfen bitsin artık. bilmiyorsak araştıralım. araştırmayacaksak götten sallamayalım. istirham ediyorum.
son olarak da darbe nerden gelirse gelsin karşısında olunmalıdır demek istiyorum. iki tarafta tüm darbeleri kınamazsa bu ülkeden adam olmaz. bunu da ekleyeyim dedim.
demokrasi'ye müdehale niteliği taşıdığından darbedir. ancak ardından getirdiği nitelikler, şüphesiz kendinden önceki döneme göre oldukça iyidir. ancak yine de türkiye'nin en özgürlükçü anayasasını getirdiği için devrim değil, darbedir, demokrasiye yapılan her müdehale gibi böyle adlandırılır.
hala ülkemizde askeri yönetimlerin devlete el koymasına veyahutta bildiri yayınlanmasına şakşakçılık yapılıyorsa biz ülkemizde hiç demokrasi ve cumhuriyetten bahsetmiyelim.
ama biz buna darbe diyorduk oysa kara kaplı kitaplarımızdan öğrendiklerimizle.