akp ve öncüllerinin (ve ileride artçıllarının) herşeyi dayanak yaptıkları cunta hareketi.
son zamanlarda bunun üzerine çok planlı bir şekilde eğiliyorlar. bu ülkede yaşanılan herşeyin temeli, atılan her adımın sebebi olarak gösterilmek ve sağcısıyla solcusuyla (tabii ki daha çok sağcısıyla) atılan yanlış tarihi adımların hepsini 27 mayıs'a bağlayarak toplumsal bir nefret oluşturulmak isteniyor. darbelere karışıyım ancak her akp söylemindeki gibi dibine kadar "sömürülmeye" uğraşılıyor 27 mayıs. başı dik, sağduyulu bir şekilde, yapılanların yanlışlığını ortaya koymaktan ziyade "nefret" oluşturulmaya çalışılıyor. toplumun 27 mayıs'a hak vermemesi ve bir daha olmaması için sükunetli bir bilinçlenme sağlanması amaçlanmıyor. sadece ve sadece "nefret" aşılanmaya çalışılıyor. muhafazakar medyanın 27 mayıs ve merhum menderes ile ilgili belgesellerinde kullandığı dil, dikte ettiği görüşler hep bu yönde. ben de 27 mayıs'ı tasvip etmememe rağmen, izlenen yolun doğru olmadığı kanaatindeyim.
olayın özü aslında şu: biz 27 mayısların yanlışlığını biliyoruz, olmaması için asil bir şekilde çevremize, çoluğumuza çocuğumuza tarihi ve demokrasiyi anlatıyoruz. sayın menderes'in asılmasına üzlüyoruz. ama karşı tarafa desek ki "o askerleri size verelim napıyorsanız yapın", tutup asarlar. e o zaman ne farkınız kaldı sizin?
bu arada 12 eylül'cülere karşı da aynı tavır gösterilmiyor kendileri tarafından nedense.
solcuların hata yaparak destek verdikleri, abd'den alamadığı ekonomik yardımı sscb'den almaya kalkan menderes'in canıyla bedelini ödediği, nato'nun dp'yi cezalandırmasıdır.
solcular neden hatalıydı? zirâ aynı silah 12 mart ve 12 eylül'de kendilerinide vurdu. kim bilir; belki darbe kültürü oturmasaydı, türkiye'de devrim dahi yapabilirlerdi.
türkiye cumhuriyeti tarihinin en karalık, en leş, en talihsiz günlerinden biri. bir milletin özgür iradesine karşı ilk tecavüz...
mevkiini yitirmeye başlayan bürokratik kesim ve askerlerin abd tarafından kumanda edilerek örgütlenmesi sonucu, asker tarafından sscb ile işbirliği planları yapan hükumete karşı yapılmıştır. bu darbeyi diğerlerinden ayıran nokta ise silahlı kuvvetlerin yönetimdeki rolünü iyice pekiştirmiş ve diğer darbe/muhtıralara yol açmış olmasıdır.
bu darbe ile birinci cumhuriyet dönemi kapanmış, ikinci cumhuriyet dönemi başlamıştır. zaten bu dönemle birlikte gelen asker kökenli yöneticiler ve asker destekli siyasetçiler "atatürkçü" rolüne bürünerek, sanki birinci cumhuriyetin destekçisiymiş gibi görünmeye çalışıp ironik bir biçimde halkın tepkisinden kurtulmaya çalışırlar.
üçüncü cumhuriyet de malum 12 eylül ile başlamıştır ve günümüzde devam etmektedir. ne yazık ki ikinci cumhuriyeti deviren üçüncü cumhuriyetin amacı birinci cumhuriyet'i tekrar yüceltmek değil, tam tersine üzerine toprak atıp iyice gömmekti. ve öyle oldu...
not: yanlış anlaşılmalara karşı; günümüzde bahsedilen "ikinci cumhuriyet" kavramı ile yazıda anlatılanın bir ilgisi yoktur. bu sadece 1960'larda yapılan bir ikinci dönem tespitidir.
günümüzdeki ikinci cumhuriyet kavramı tamamen farklı öğeler içeren, 1990'lı yılların ortasından itibaren siyasette etkili olması gerektiği savunulan, ab norm ve kriterlerinden beslenen, özgürlükçü ve demokrat bir hareketin adıdır. (sevin ya da sevmeyin amacı budur.)
chp-cunta işbirliğiyle demokrat parti'ye karşı yapılan, türkiye cumhuriyeti tarihinin ilk askeri darbesi. yasal bir zemine dayanmayan ve baştan aşağı anayasa ihlali içeren anti demokratik girişim. atatürk sonrası inönist chp'nin kirli yüzü. bi rülkenin başbakanının haksız yere idam etmenin ilk basamağı. chp'nin alnındaki kirli leke.
kimine göre darbe kimine göre devrim. darbenin asıl nedeninin amerika olduğu en kuvvetli iddiadır. amerika'dan istediği kadar kredi alamayan adnan menderes'in rusya ile yakınlaşmaya başlamasıyla amerika'nın harekete geçtiği söylenir. bay pipo kitabında çok derin anlatılmıştır bu darbe.
ayrıca ;
(bkz: marshall planı)
27 mayıs sabahı tüm ülkeyi tanklar ele geçirmiştir. üç büyük kent organizasyona başkanlık yapar.
ankara - izmir ve istanbul..
ancak bir ara telefon bağlantıları ve radyo yayını kesilir ve istanbul ne izmirden ne de ankara dan haber alamaz duruma gelir..
istanbuldaki komutan çok kısa bir metin ile bir anayasa düzenler ve şayet ankara ve izmir işi başaramadıysa kellesinin gitmesinden korkarak trakya ve istanbul cumhuriyeti'ni kurar..
fakat zaman içinde telefon ve radyo yayını düzelince bu taslağını çekmecesine bırakır.
bir türkiye gerçeğini gözler önüne seren darbelerden biri. sağcılar bu darbeyi eleştirirler, 12 mart veya 12 eylül'ü daha az eleştirirler. solcular da tam tersi. böyle bir ülke işte burası.