birinci elden 27 mayıs'ı iyi anlayıp öğrenebileceğiniz kitaplar şunlardır efendim:
1) talat aydemir(27 mayıs, 22 şubat darbe komutanı): talat aydemir'in hatıraları
2) samet ağaoğlu(dönemin dp başbakan yardımcısı): yassıada, kayseri ve toptaşı cezaevi günlükleri;arkadaşım menderes(ipin gölgesindeki günler); marmara'da bir ada;
3) tarık güryay(dönemin yassıada komutanı): bir ihtilal yargılanıyor.
4) celal bayar(dönemin cumhurbaşkanı): kayseri cezaevi günlükleri
5) tefik ileri(dönemin dp milli eğitim bakanı): yassıada ve kayseri günlükleri
6) dündar seyhan(27 mayıs darbe komutanı): gölgedeki adam
7) adnan çelikoğlu(27 mayıs darbe komutanı): bir darbeci subayın anıları
8) burhan apaydın(yassıada duruşmalarında adnan menderes'in avukatı): adalet savaşcısı -söyleşi-
9) ismet bozdağ(gazeteci): bir darbenin anatomisi -celal bayar ile söyleşi şeklinde-
10) ismet bozdağ(gazeteci): başvekilim adnan menderes -celal bayar ile söyleşi şeklinde-
11) prof. dr. ali fuat başgil(akademisyen), 27 mayıs ihtilâli ve sebepleri
12) celal yardımcı(dönemin dp adalet bakanı), kader rüzgarı
13) nusret kirişcioğlu(dönemin dp milletvekili), yassıada kumandanına cevap
14) nilüfer bayar gürsoy(celal bayar'ın kızı, aynı zamanda yassıada duruşmalarındaki avukatı ), 7 mayıs darbesi ve bizler
15) şevket süreyya aydemir(gazeteci), menderes'in dramı
16) şevket süreyya aydemir(gazeteci), ikinci adam / 2. cilt
17) Ahmet Emin Yalman(gazeteci), gördüklerim ve geçirdiklerim
18) orhan erkanlı(27 mayıs darbe komutanı), anılar... sorunlar... sorumlular...
19) AHMET EMiN YALMAN(gazeteci), GÖRDÜKLERiM VE GEÇiRDiKLERiM
20) Ahmet Hamdi Başar(1950-1953 arası dp milletvekili), Demokrasi yolunda nereye gidiyoruz
21) SADi KOÇAŞ(27 mayıs darbe komutanı), ATATÜRK DEN 12 MART A
22) CELAL BAYAR(dönemin cumhurbaşkanı), BENDE YAZDIM
23) FARUK GÜVENTÜRK(27 mayıs darbe komutanı), DEVLET ADAMI
24) SITKI ULAY(27 mayıs darbe komutanı), 27 MAYIS 1960 HARBiYE SiLAH BAŞINA!
25) iSMET iNÖNÜ(dönemin CHP parti başkanı), DEFTERLER (1919-1973) 2. Cilt
26) GiDERAYAK(27 mayıs darbe komutanı), SITKI ULAY
27) Cemal Gürsel(27 mayıs darbe komutanı), 27 Mayıs inkılabının Hikayesi
28) Mithat Perin(milletvekili-gazeteci), Zindana tıkılan iktidar
29) Aydın Menderes(adnan Menderes'in en küçük oglu), Babam ve Ben.
not: ismini verdigim kitaplar önem sırasına göre sıralı değildir.
o darbe haktır. yapılması gerekmiştir ve yapılmıştır! emir komuta zinciri dışında alışılmışın dışında yapılmıştır gerçek bir darbedir memleket gençleri değil hükümet yetkilileri idam edilmiştir.
türk vatandaşı ve müslüman olarak buluduğumuz bu ülkede öğrenmemiz gereken demokrasi anlayışı vardır. bunun içindir ki (bkz: niçin demokrasi) başlığının faydası olacaktır.
türk demokrasisi için utanç günüdür. kazananı kimse olmamıştır. sürekli oyları düşen demokrat partinin bir sonraki seçimlerde kaybetme olasılığı çok yüksekti. adnan menderes asılarak türk demokrasisine süleyman demirel gibi bir adam hediye edilmiş oldu.
akp'yi ortaya çıkaran darbedir.
bu darbeden sonra kurulan partiler sürekli menderes ve demokrat partinin mirasçısı ve devamı olduklarını söylediler, bu sayede de iktidar oldular.
önce adalet partisi ve demirel sahiplendi ve iktidar oldu,
daha sonra demire dyp ile bir kez daha sahiplendi,
özal çıktı menderes dedi 27 mayıs dedi ve anap'la iktidara geldi
ve şu an akp ve erdoğan biz menderes'in devamıyız diyor.
tarihimize leke olarak düşen gün. milletin karar verme yetisine taş koyan bir grup askerin bir kaç kelle vuralımda milleti adam edelim la diyerek insanları öldürdükleri gün.
o günün öncesinde neler olduğunu neden kimse sormaz acaba? neden bazı evlerde kırmızı boyayla artı işareti olduğunu 27 mayıs 1960 günü olanlar yaşanmasaydı o işaretli evlerde yaşayanlara neler olacaktı diye sormaz? o evlerde yaşayan insanlardan bilirim ki fişlenmişlerdi hükümet tarafından. resmen kapılarından mühürlenmişlerdi. zamanı gelince toplanacaklardı işte. ama 27 mayıs oldu işareti koyanlar toplandı..
mesela ;
bir şekerci ya şekerci. nasıl güçlü olur bir şehirde? astığı astık kestiği kestik dolaşablir mesela? sadece iktidar yanlısı olduğu için olabilir mi? demokrasi bu mudur? bilemiyorum..iktidar hırsıyla güçlendiğini zannedip karşı tarafı fişlemekte,başbakanı asmakta hatadır bunu biliyorum ve 2 tarafında hatalarıyla bugün biz bu noktadayız bunu biliyorum..
ihtilali/darbeyi/devrimi yaparak başa geçmiş o "varsayılan özgürlükçü yönetim"ce, insanları öldürerek özgürlüğü sağladığı sanılsa da gerçekte ve çok sonraları, o öldürülenlerin, başka insanların bedenlerine bürünüp tekrar ve bu sefer tehlikeli bir biçimde geri döndükleri bir türkiye yaratılacaktı.
menderes ve ekibi yaptıkları politikayla benim zerre saygımı kazanamamış bir güruhtur. ama bu sebeple siyasi idamlarını alkışlayacak değilim. darbenin iyisi kötüsü olmaz. fakat şu notu da düşmek lazım ki 27 mayıs darbesi olduğunda o dönemin aydınları ciddi ciddi kutlama yapmışlardır. bunu mina urgan kitabında uzun uzun anlatmıştır. orada sayılan isimlerin birçoğu saygı duyduğum, yeri geldiğin idolize ettiğim kişiler olsa da gerçekten bu tutumu iğrenç buluyorum. ki bir de şu var, elbette "ya olmasaydı" diye tarih yazılmaz ancak 27 mayıs öncesinde adnan menderesin içeride ve dışarıda eski desteğini büyük ölçüde kaybettiğini biliyoruz. yani seçimde ezici bir chp iktidarı değil belki ama hiç değilse güçleri denk bir chp - dp veya hafif bir chp veya dp iktidarı demek çok da fantezi olmaz. hadi bunlar tahmin ama seçim öncesi neden darbe yapılır? zaten millet kararını verecek kısa bir süre sonra... yalnız burada abd'nin rolünü de unutmamak gerekiyor zira adnan menderes'in son abd gezisinde gururunun kırıldığı ve seçim sonrası da moskova'ya gideceği biliniyor. şimdi büyük resme bir kere daha bakarsak eğer, abd'nin nato'nun dağılmasını engellemek adına bu hamleyi yaptığını söylemek yanlış olmaz, zira soğuk savaşta rusyanın hemen dibinde bir abd üssü konumundaki türkiye'nin sovyetleri birçok kere dizginlediğini biliyoruz. türkiye'nin içine girdiği bir varşova paktı veya türkiyesiz bir nato söz konusu olsaydı yirminci yüzyılın tarihi ve elbette yirmi birinci yüzyıl geleceği çok farklı şekillenebilirdi.
51 sene önce bugün geldiler ilk kez, memleketin korunmaya kollanmaya ihtiyacı var dediler, siz düşünemezsiniz biz memleket için daha iyisini düşünürüz dediler, siz memo sunuz, göbeğini kaşıyan adamsınız devlet işlerinden anlamazsınız dediler. 51 yıl önce bugün bir başbakan 2 bakanın boynuna idam ipini geçirmek için geldiler. 10 sene sonra gelir gibi yaptılar 3 kişiyi daha astılar. 10 sene sonra yine geldiler bu kez binleri asıp işkence ettiler.15 sene sonra 1000 yıl sürecek iddiasıyla geldiler. ama bazıları iyi darbe kötü darbe ayrımı yaptılar, devrim dedikleri 27 mayıs'tan 10 sene sonra kendi başlarına gelmeden anlayamadılar, bugün 27 mayıs'tan nemalanıp oy kazanmak isteyenler gibileri 51 sene önce sırtlarını dönüp gittiler menderes'e bugünse sanki aynı yolun yolcusuymuş gibi davranmaya başladılar. Ne kadar da sulandırmaya çalışsalar 51 yıl önce gelen ergenekoncuların torunlarının bir kısmı (Haksız yere tutulanlar istisna) yine aynı amaçlarla uğraşırken amaçlarına ulaşamadan hak ettikleri yerlere kavuştular.
kendi çapında bir sosyalist olarak devrim olarak nitelendirmediğim tarih. sebebi ise çok basittir. ülke iç siyaset gözlüklerini çıkartıp geniş pencereden baktığımızda olayın adnan menderes hükümetinin abd'den hoşnut kalmayıp sscb'ne doğru kaymasıyla ilgili olduğu rahatlıkla görülür. o devir dünya siyasetine bakıldığında tam bir kutuplaşma ve soğuk savaş ikliminin etkili olduğu anlaşılmaktadır. sonrasındaki meşhur nükleer savaş krizinin yaşanması tesadüf değildir çünkü abd, türkiye'de nükleer başlıklarını konuçlandırırken, rusya ise kendine üst olarak küba'yı seçecektir. bu hengamede olan yarı aksak türkiye demokrasisine olacak ve o günden sonra asker kafasına estikçe darbe yapacaktır. bu tarihi devrim olarak nitelendiren sosyalist arkadaşlarıma ise sadece şunu söylemek istiyorum: 27 mayıs 1960 olmasaydı 12 eylül 1980 olmazdı. bu kadar açık ve nettir bu durum. diğer taraftan 1960'lardaki nükleer savaş krizinde abd, kendi çıkarlarına ve kendi savunmasına çok fazla öncelik tanıyarak avrupa'yı da bir bakıma kendi haline bırakmıştır ve abd'nin bu tutumu avrupa ülkelerini avrupa birliği'ne doğru iten önemli bir adım olmuştur. günümüzde abd aynı abd, işine gelince demokrasi ister, işine gelmezse zalim diktatörleri desteklemeye umarsızca devam eder.