üniversiteye hazırlandığım dönemlerdi. kadıköy rıhtım final dergisi dersanesindeyim. sene 2003-2004. 33 hatun vardı sınıfta 3 erkektik.
her teneffüs hatunlardan birini hoplatıyordum. adam başı 11 kız düşüyordu. bu aylarca devam etti. sonra bi uyandım rüyaymış amk. o 33 hatunun hiçbiriyle işim olmazdı gerçi. hiçbirinde mi akıl olmaz kardeşim. çok bahtsızım çok.
bu durumda hatunların şekli çok önemlidir. eğer bikaç tanesinin gideri varsa oh ne aladır, şayet o bile yoksa dışardaki arkadaşlarının güzel olması hayaliyle arkadaşlıklar kurulabilir. yok eğer oda yoksa kutup ayısından itinayla kaçınmak gerekir.
genellikle muhasebe, işletme, bankacılık gibi bölümlerde rastlanabilecek durumdur. kısa süre için harika, yıllar içerisinde ise olumsuz geri dönüşleri olabilecek durum.
sanılanın aksine bir avantaj değil, dezavantajdır. kızlar belli bi müddet sonra sizi de aralarından biri gibi görmeye başlıyorlar. yanınızda, dip boyası, ağda, kıl tüy hatta ve hatta adet muhabbeti yapmaya başlıyorlar.
karakterler ve ortam ile değişiklik gösteren vakalardır.mesela kızlar güzel ise erkek için eğlence mekanı. kızlar zekiyse erkeğin gururunun incindiği mekandır.erkek yakışıklıysa kızların her türlü ilgi odağı olacağı kesindir. kızlar aptalsa ki 26 kız biaradaysa o toplulukta zeka aranacak son şeydir erkek kaliteli mizaha hasret kalacaktır kaliteli muhabbete hasret kalacaktır gerçekten siyaseti sporu tiplerin ötesinde yorumlamayı konuşmayı özleyecektir. *
çok boktan bir durumdur. yoklama kağıdına sizin yerinize imza atılma olasılığı yoktur. yarrak gibi göze batarsınız. hoca sınıfa 'evet kızlar' diye hitap eder, ibne gibin puşt gibin hissedersiniz. kızlarla beraber bir kafeye gidince karı kız kesen tayfa size ve etrafınızdaki kızlara bir bakar, ağızlarından tek cümle çıkar; şanlı piç. davulun sesi uzaktan hoş gelir tabi.