galatasayarın kaybettiği kadar bursasporun kazandığı maçtır. bursa takımı ve hocasının başarısı göz ardı edilmemeli. geçen sezon 2. yarı da ertuğrul hoca 18 maçta 36 puan toplamış bursa gibi bir takımla ve bu sezon ki yeri de ortada. galatasaraylılar üzülmesin boş takıma yenilmediler. adamlar bileklerinin hakkıyla kazandılar. bu akşam ki mücadelelerini herkes gördü.
her ne kadar golü atsa da volkan kaçırdıklarıyla olası bir farkı engellemiştir. galatasaray ya devre arası defansı adam edecek, ya da böyle osura osura maç izlemeye devam edeceğiz.
sonuçtan çok galatasaraylı oyuncuların tutumuyla dikkatimi çeken maç olmuştur. bir beşiktaş taraftarı olarak galatasaray'ın türkcell süper lig'in en kalteli kadrosuna sahip takım olduğunu düşünüyorum. ancak sanki takımda bir kopukluk var. yani yardımlaşma yok, gereksiz bir panik havası, kısacası ayarsız bir enerji.
sabri'ye yapılan faulden sonra neeskens'in gösterdiği aşırı sert tepki de sanki biraz bu panik havasından kaynaklanıyor gibi geldi bana, anlaşılmadık bir stres var takımda... yönetimin ve kaptanların acilen önlem almaması halinde galatasaray daha çok puan kaybedebilir.
muhtemelen galatasaray'ın 4. sıraya düşmesini sağlayan maç olacaktır. peki sorarım size güzide galatasaraylılar, ne oldu şimdi beşiktaş için sezon başından beri söyledikleriniz? geçilen onca taşak dönüp dolaşıp insanın kendi g.tüne girmez mi?
bir kez daha sittir git barış özbek dedirten maçtır. ilk geldiği günden beri anlamsızca kadroda yer bulan. sıçıp sıçıp sıvamasına rağmen oyunda tutulan barışın son kez izlemeyi umduğum maçtır ayrıca.
galatasaray açısından bakıldığında, futbolcuların kötü oynamakla falan suçlanamayacağı maç. maçı izlerken çok sinirlendim ve bunun yegane sebebi teknik heyet. kendisinden çok güçlü bir takıma karşı deplasmana gidip, bir puan çıkarsam iyidir mantalitesindeki bir takım ancak bugün galatasaray'ın bursaspor karşısındaki dizilişiyle sahaya çıkabilirdi. maçı 15-20 dakika izleyip de galatasary'ın bu dizilişle asla gol bulamayacağını göremeyen adam toptan falan anlamıyordur arkadaş. takım hasbel kader ilk yarıyı berabere bitirmiş, işler böyle giderse bursaspor un golü eninde sonunda bulacağı gün gibi aşikar ve galatasaray ikici yarıya hiçbir şeyi değiştirmeden başlıyor akıl acak gibi değil. zaten sonunda bursanın golü de geldi, kenar yönetimi de saçmalamalarına yaptığı abuk sabuk oyuncu değişikleriyle devam etti, "kutsal" sisteme donumadan. insan gerçekten merak ediyor acaba rijkaard galatasary ı kafasından sildi de sezon sonunda gideceği takımı mı düşünüyor diye.
bir galatasaray taraftarı olarak 4-3-3 ten artık tiksinmeye başladığım maçtır. barcelona 4-3-3'ünde orta sahadaki üç oyuncudan en az ikisi "yaratıcı" oyuncu olur hocam! yaratıcı oyuncu nedir bilirsin değil mi ? bilmiyorsan, en basitinden mehmet topal, mustafa sarp ve barış özbek üçlüsünün bir araya gelseler bile "adapte olamamış" elano kadar katkı yapamadıklarını gör bari.
bunların yanısıra maça iyi hazırlanıp disiplinli futbolla galip gelen bursaspor'a (sabri'nin bacağını kırmaya yeltenen gerizekalı hariç) tebrikler. volkan şen'i sene başında alacağımız sıkça yazılıyordu, keşke alsaymışız. yetenekli, efendi çocukmuş.
ah be sözlük medyum olanların sayısı o kadar arttı ki. hele de henüz hiç bir şey yokken ortada ben bu işi biliyorsam eger tipi öngörüler. bu tiplere sadece iddaa sitelerinin forumlarında rastlarım zannediyordum. "10 senedir iddaa oynuyorum bu mac 2 bitsin bırakırım bu işi diyenler" in fink attıgı mekanlar oralar. herkes yazmayı beceremeyenlerin oldugu yerler oralar. "bak kardeş rakip takımın kalecisinin emmi oglu bu takımlıymıs. onun için bu maca kesin yatar" denilen yerler oralar
en nihayetinde size bir şey ögrendiniz mi diye sormayacagım. çünkü aglamak bebeklikten gelme bir güdüdür.