besiktas in verilmeyen 2 golu nedeniyle hakemin on plana ciktigi mac.
1. bosta kalan topa kaleci ve nobre yoneliyorlar. kaleci topa ucarak elini uzatiyor, nobre ise ayagini. kural diyormus ki eger kaleci tek elini dahi topun üstüne koyarsa yapilan herhangi bir mudahale fouldur. ama simdi sen kaleci topa zipladigi ve topa dokundugu anda durdurursan goruntuyu tabii ki goze kaleci topu kontrolune almis görünür. ancak fizigin en temel uc kuralindan biridir etki-tepki prensibi. zira pozisyon devaminda kalecinin eli topun üstünden büyük bir ihtimalle kalkacak cünkü kaleci bütün vucuduyla ucarak topa dogru atliyor. yani kalecinin topu kontrol etti demesi biraz zor. ikilem de birakacak bir pozisyon. böyle pozisyonlar icin kural ne diyor: kararsizsan devam ettir. oyle olmuyor hakem insiyatifini besiktas aleyhine kullaniyor ve foulu veriyor.
2. yine bosta kalan bir top ve bu sefer topa nobre ile beraber yonelen bir ibb futbolcusu. nobre tekrardan foul yaptigi gerekcesiyle oyun durduruluyor. foulun sebebi ise nobre nin sol ayagini sola (ibbli futbolcunun onune dogru) uzatmasi. nobre topu sola dogru acmak icin sola yatarak sag ayagiyla topa vuruyor ve topu delgado ya kazandiriyor. bir futbolcunun soldaki topa yatarak vurmasi icin sol ayagini sola dogru acmasi gerekir, eger ayagini ileri veya saga dogru uzatirsa sag ayagiyla topa vuramaz. bundan dolayi amac ibbli futbolcuyu engellemek degil pozisyon almaktir, topla oynamaktir. ama tabi bunu bu sekilde degerlendirmek hakemin insiyatifinde ve hakem tekrardan insiyatifini besiktas aleyhine kullanmistir.
boyle pozisyonlarda 3 büyüklerden sadece besiktas in magdur olmasi ilginc tabi. aslinda bazen fb le ve gs li arkadaslar diyor ya aslinda 2 büyük var besiktas büyük degil diye, sanirim ondan böyle oluyor. o zaman anadolu takimlarinin yaptigi gibi biz de bagiralim: magduruz ulan!
futbol ve hakemler hakkındaki olgunluklarına 30 mayis 1993 ankaragucu galatasaray maci sonrasında ulaştıklarını düşündüğüm bir kısım galatasaraylının, "yapmayın çocuklar, olur böyle şeyler" dedikleri maçtır.
bazı fenerbahçeli ve galatasaraylı arkadaşların futbolun ince ayrıntılarına nasıl da vakıf olduklarını gördüğümüz maçtı. hakemlik yapan yorumcuların bile hemfikir olamadığı pozisyonlarla ilgili maşallah derin bilgi sahibiler. bu sevindirici bir şey tabi. sevindirici olmayan şey ise hatta çok üzücü olan şey ise kendi maçlarındaki ince ve kendi lehlerine youmlanmış pozisyonlarda aynı derinliği gösteremiyor olmaları.
bu da bir olgunlaşma sorunu tabi, vermeyince mabud neylesin mahmut?
alakasiz bir macta servet'in formasinin yirtilayazmasina ragmen penalti verilmeyisi hatirlatilarak savunulmaya calisilan bir garip mac.
besiktas'in insan* olan hakemler dolayisiyla gume giden cok degil gecen seneki puanlarini sayin bakalim kimin asil sampiyon olmasi gerektigini gorursunuz, ki o hakemlerin birisi de bu hakem. insandir hata yapar derken devamli olmak uzere hata yapmaya devam eden hakemin iyi niyetinden suphe edilir. istenmez, kotudur, kakadir, persona non grata'dir, cok normal.
aşırı objektif galatasaraylı ve fenerbahçeli arkadaşların ilgisini nedense fazlaca çeken maçtır. atılan goller faul olabilir, eyvallah. ama daha geçtiğimiz hafta kocaeli deplasmanında nonda'nın serdar kulbilge'yle yaptığı faulden sonra gelen gol niye iptal edilmedi o vakit ? ya da anelka'nın konya'da attığı "şey" de neydi ? nedense kurallar sadece beşiktaş'a işliyor. lütfen buraya gelip de objektiflik masalları okumayın.
atılan 2 golün sayılmadığı ve bu nedenle Beşiktaş taraftarının hakeme yüklendikçe yüklendiği, hakemi beşiktaş düşmanı ilan ettiği maçtır. oysa gollerin iptal kararı doğrudur.
1.gol futbol oyun kurallarına göre zaten nizami değildir. buna itiraz eden varsa futbolun kurallarına göre oynanmasını istememektedir.
2.gol yine nizami değildir. nobre neden topa girerken sol ayağını tarla arşınlar gibi uzatmaktadır? topa öyle mi girilir? aynı şekilde sizin defansınıza öyle bir müdahale yapıldığında ve gol yediğinizde görmek isteriz sizi. o zaman gol nizami diyecek misiniz?
bjk-gs-fb hiç farketmez. hakem hataları oluyorsa her takıma karşı oluyordur. hakemlerimize böyle yüklenmek iyi değildir. onlar insandır, siz hakem olsaydınız belki daha kötü yönetebilirdiniz. istenilen şey en az hatayla yönetilmesi ve öyle oldu muhtemelen. ''hakemlerle puanlar alıyor'' denilen G.saray'ın 2 puanı antalya'ya karşı gitti. orada servet'in forması yırtılırcasına çekildi ceza sahasında. giden yine 2 puandı. galatasaraylılar hakemi düşman ilan etti mi?
oynanan futbolun güzelliğine göre değil atılan ve yenilen gol miktarına göre puanların verildiğini düşünürsek ve bunun yanında beşiktaş ın verilmeyen golünü de düşünürsek, 2 puan kaybeden beşiktaşın üzülmesi gereken maçtır.
ertuğrul sağlam'ın gol atıldıktan sonra ki futbol anlayışını anlamanın imkansız olduğunu gördüğümüz maç.
golü atan, kesinlikle formsuz holosko yu oyundan cıkarmayı düşünmediği gibi oynamak için can atan toraman varken " geçen maç toraman oynadı bu sefer gökhan oynasın ,geçen maç bobo gol attı bu maç holosko oynasın" mantığı ile malesef bizlere "s.keyim rotasyonunu" dedirttiği maç.
ayrıca
maçın yorumcusu mustafa denizli'nin ertuğrul sağlam hakkında tek bir yorum yapmadan maçı istisnasız beşiktaş alehinde saçma sapan yorumlaması, ertuğrul sağlamı kıskandığını belli etmesi komikti.
hakem çok iyi maç yönetti, maçtan sonra özür dileyerek bütün camianın takdirini ve sevgisini kazandı hiç şüphe yok ki.
engin ingilizce bilgileri ile bizi aydınlatan fenerbahçeli dostların, 1 ekim 2005 konyaspor fenerbahçe maçı'ndaki pozisyonu da analitik bir şekilde analiz etmelerini zorunlu kılan maç.
hakem olacak insan evladı nın katlettiği maçtır. zira beşiktaşımız yine de yenmeliydi orası ayrı, ama niye hep bize bu haksızlıklar?
ayrıca beşiktaş'ın yediği gol sanki gökhan zan'ın sahada olduğunun kanıtı. evet evet yanılmıyorum sanki.
once upon a time in türkiye:*
spiker: hakem hataları için ne diyorsunuz?
süleyman seba: ben bu beşiktaşın hakemleri yendiğini de gördüm.*
sevgili ertuğrul hocam, suçlu hakem değil sen ve ekibin. sen ikiyi üçü arayacağına kapanır, avrupa da olduğu gibi oyunu rölantiye alarak kontradan gol atmaya çalışırsan böyle pis bir ligde değil şampiyon olmak tutunamassın bile.
futbolcu kardeşlerim abilerim, 2 gol yenildi diye sızlanmayacaksınız, gerekirse 4 tane atacak, gene yetmesse hakemi de o topla beraber kaleye sokucaksınız. muhtaç olduğunuz kudret üzerinizdeki formada, armada mevcuttur. siz o kupalar nasıl kazanıldı sanıyordunuz a benim saflarım!!!
baştan edit: kaleci topa değiyordu, faul doğru diyenler; siz maçtan sonra bence goldü diyen ibb' li oyuncudan, maçı katlettikten sonra özür dileyen, staddaki plazmayı kapattıran hakemden daha iyi biliyorsunuz. size hiç bir lafımız haşa olamaz zaten. siz ne derseniz o.
...
A goalkeeper is considered to be in control
of the ball:
- while the ball is between his hands or between his hand and any
surface (e.g. ground, own body)
...
When a goalkeeper has gained possession of the ball with his hands,
he cannot be challenged by an opponent.
...
the goalkeeper is considered to be in control of the ball by
touching it with any part of his hands or arms
...
gökhan zan iyidir hoştur savaşır canını dişine takar , ama olmuyo işte olmuyo be cam adam ya!!! antep maçında gayet iyi oynayan toraman varken niye hiç maç oynamamış bir gökhan'ı sokuyosun oyuna hocam ??? sonunda gol orucumuzu bozmuşuz, herkes kınalarını hazırlasın!! iğneyi kendimize batırdıktan sonra dış faktörlere gelelim!! o hakem bozuntusu için söyleyecek hiçbir lafım yok , kelimeler kifayetsiz kalıyo!! dev ekranı kapattırması ve 'kusura bakmayın' lafı, zaten bişeyleri örtbas etmeye çalıştığını gösteriyo....bu oyunları tekrar tekrar yaşamak istemiyorum, lütfen yaşamak istemiyorumm!!! yeter ulan!!
bilenin bilmeyenin ahkam kestiği maç. kalecinin parmaklarının ucunun topa anlık dokunuşu topa hakimiyet değildir. bülent yıldırım kuralları bilmiyor da mı maçtan sonra özür diliyor. herkes olanların farkında.
geçen sene başlayan filmi izliyoruz. cuma günü kazanmak için hiçbir şey yapmayan fenerbahçe'nin kazanması için neler yapıldı, dün beşiktaş'ın elindeki maç alındı.
beşiktaşkımız için kharkiv sınavı öncesi moral depolamak ve fenerbahçe ile puan farkını 7'ye çekerek liderliğini sürdürmek şanslarının kaçtığı bir 90 dakika olmuştur.
öncelikle ramazan günü, o havada, o el nino'Lu iklimin hüküm sürdüğü stadyuma giden 3-4 bin civarındaki beşiktaşlı'yı can-ı gönülden tebrik ediyorum. ertuğrul sağlam'ı da tebrik etmek istiyorum akabinde. zira 4. dakikada 1-0'ı yakalamışsın, ama sen ikinci golü atıp maçı bitireyim demiyorsun, takımın rölanti futboluna müdahale etmiyorsun, oyuna bir ön libero daha alıyorsun, bobo'yu sokmak için 75. dakikayı bekliyorsun. niye ? çünkü karşında real madrid var. maazallah 4'lük 5'lük yaparlar fazla açılırsan. bu yerinde taktiği nedeniyle kendisini bir kez daha kutluyorum.
beşiktaşımız'ın sayılmayan golleri mevzusunda aslında sayfalar dolusu yazı yazılabilir ama artık yazana da okuyana da yazık. o nedenle boşverelim. süleyman seba'nın zamanında dediği "ben bu takımın hakemi de yendiğine şahit oldum" sözünü hatırlayıp, "inşallah" diyelim.
yahu hakem arkadaş tamam sahada dalganı geçtin, eğlenceni yaptın daha ne uzatıyorsun ya. ertuğrul sağlam'a gidip kusura bakmayın demiş. resmen t.ssak geçiyor adam.
beşiktaşımızın iyi futbol oynamadığı musabakadır. kafalar belli ki ukrayna'da oynanacak maçta kalmış. ama allah var bu beraberligi de hak etmedik.
gönül isterdi ki; geçen hafta gaziantepspor'un oynadıgı futbolun %10'unu oynasın da ibb'yi de tebrik edeyim. ama böyle bir şey söz konusu dahi olamaz. ibrahim akın ve efe dışında sahada oyunu öldürmek adına elinden geleni yapan ve futbol oynamak istemeyen bir ibb vardı.
maçı sunan ve yorumlayan ikiliye hiçbir şey demek istemiyorum. böyle rezil bir yorum yapılmaz. gözlükleri çıkarıp maçı öyle izlemek ve yorumlamak lazım. bana göre bir yorumcunun işi budur. zaten mustafa denizli'den ne bekliyorsun ki?
hakem ilginç bir maç yönetti bugün. verilmeyen gollerden çok ofsayt diye kesilen pozisyonlar canımı yaktı bugun. çünkü devamı belli degil... penaltı olur, kırmızı kart olur, her sey olur.
artık bıktık her sene aynı teraneyi izlemekten. ben ligin 5. haftası hakem konusmak zorunda mıyım ya?
geçen sene ankaraspor maçı ve verilmeyen goller, yenilen puanlar. bu sene daha 5. haftada aynı nakarat...