dün gibi hatırladığım unutulmaz Maç. Lise dönemimize damgasını vurmuştu adeta. Yaklaşık on gün bu maçı konuşmuştuk. Lakin maçın skorunu değil, o oyunla o skorun Nasıl alındığını + hakan şükür'ün kazmalığını + geretsin Nasıl bir hoca olduğunu.
ardanın ilk büyük çıkışını yaptığı ve ileride ne kadar büyük bir oyuncu olacağını gösterdiği, liverpool'un ikinci yarısında tarihlerinin en ezik futbollarından birisini oynayarak rezil olduğu (ama o ilk yarıda cruch'un attığı gole şapka çıkartırım, donumu bile indiririm saygı açısından), sabrinin hayatının en iyi futbolunu oynadığı ve mucizevi bir şekilde bir çok isabetli orta yaptığı ama bunlara rağmen galatasarayın 3-2 kaybettiği maç olmuştur. eric geretsin liverpool savunmasıyla dalga geçen ardayı oyundan çıkartmasına ise kimse inanamamıştı. ingilizler sabri ve arda'ya hayran kalmışlardı.
arda turan'ın kariyerindeki en başarılı maçlarından biri olmakla beraber, bu maçtan sonra liverpool forumlarında "sabri'yi mi alsak arda'yı mı?" tartışması yapılmıştı.
cimbom eski cimbom değil. dün gibi hatırlarım bu maçı. galatasaray son yılarda o kadar kötü ki liverpoola karşı alınan bu malubiyet o günlerde camiayı ve taraftarları çok mutlu etmişti. sonuç sıfır. oyunsa oyun, galatasaray o maçtaki oyununu devam ettirebildi mi diğer karşılaşmalarda.
hasan şaş ve ümit karan'ın ikinci yarı oyuna girmesiyle hareketlenen maç olmuştur. ümit karan birbirine benzeyen iki gol atarak beraberliğin geleceğine inanmamızı sağlamıştı. hakan şükür etkili şutlar çekememiş bizi delirtmiştir. atılan iki golün ardından ingiliz futbolcuların yüz ifadeleri de görülmeye değerdi. ikinci yarı dolu dolu geçmiştir ama nafile. 90 dakika sona erdiğinde "ahh neden 1. yarı böyle oynamadınız? yazık oldu" dedirtse de bu şekilde oynadıkları sürece tur için umutlarımızı devam ettireceklerdir.
ilk yarıda korkak ve bir o kadar dikkatsiz oynayan galatasaray bunun bedelini pahalı ödedi. 2. ve 3. gollerde yapılan hatalar bir şampiyonlar ligi maçına yakışmıyordu. mehmet topal'ın her ayağına topu aldığında geri dönerek öldürdüğü ataklar, hakan'ın beceriksiz hareketleri galatasarayımızın rakip kaleye gitmesini önlüyordu. maç 3-0 olduktan sonra yenilginin verdiği bir cesaret oyuncularımızın benliklerini sardı aynı 20 ekim 1993 manchester united galatasaray maci'nda olduğu gibi. liverpool attığı 3 golün rehavetine düşmüş, maçın ilk yarısındaki gibi baskılı oynamıyordu. bundan da faydalanan takımımız ümit karan'la maçı 3-2 ye kadar getirdi. hakan şükür'ün beceriksizlikleri, hakemin vermediği penaltılar olmasa çok rahat kazanabileceğimiz bir maçtı. ikinci yarıdaki oyunumuzu ve isteğimizi önümüzde ki 4 maça yayarsak çok rahat bir şekilde bu gruptan çıkabileceğimize inanıyorum. grubun kopma maçı olarak 2 hafta sonraki psv maçını görmemle beraber, bordo deplasmanından da 1 puan çıkartmamız gerektiğini düşünüyorum. galatasaray bunları yapabilecek güce ve yüreğe sahip. önemli olan bunu sahaya yansıtabilmemiz.
bir futbol maçıdır ve galatasaray kaybetmiştir. yani sıfır puan almıştır galatasaray bu maçtan. galip gelselerdi alkışlardık ama olmadı, yapamadılar. liverpoolu zorladık gibi laflar saçma. şampiyonlar ligi orası. liverpoolu ezdik ama yenemedik demek rakibi bi üst kategoride görmek anlamına gelir. galatasarayda değişen budur. türkiyenin avrupada first class adayı takımı kalmamıştır.
avrupa'da randers, cska sofya gibi ne olduğu belirsiz takımları yenmeye çalışan, 3. sınıf takımlara elenip annesinin ligine dönen takımların taraftarlarını pek bir ilgilendirmiş maçtır. galatasaray'in nasıl bir maç çıkardığını cümle alem görmüştür, kapak olması ise an meselesi iken kaçırılan saçma sapan goller nedeniyle olamamıştır. önümüzdeki maçların da nasıl geçeceği belirginleşmiştir.
ezeli(!) rakiplerimize avrupa'nın güçlü rakipleri karşısında başarılar dileriz.**
yenilmemize ragmen avrupa fatihi(!) galatasaray'ımızın ;5-0 olur ,yok mondragon kevgire donen diyen icimizdeki liverpoollulara ayarın kralını verdiği maç.
ingilizlerin, 2005 Şampiyonlar Ligi finalinde Liverpool un istanbul'da yaptığını, bu sefer Galatasaray yapacak diye yusuf yusufolduklarını itiraf ettikleri maç.
Ayrıca GS deki en iyi oyuncunun Sabri Sarıogluoldugunu ve bu haylaz çocuğun Liverpool'un sol kanadını darmadağın ettiğini belirttikleri maç.
liverpool 2. yarı kötü top oynamamıştır. galatasaray çıkmış çatır çatır oynamış liverpool'u kötü oyuna itmiştir. burda anlamadığım ligte oynatmadığın gencecik çocuğu mehmet topal'I aslanların önüne atmasıdır. gerets'in ümit karan'ı da oynatmaması ayrı bir hatadır. ümit'in dün 2 gol atması önemli değildir. hakan şükür'ün çift santrafor oynadığında indirdiği toplarla daha verimli olduğunu bilmemek abertle iştigal olur. 5 orta saha ile oynıyayım diyip orta sahayı kalabalık tutup liverpool ataklarını kesme çabası sonucu 0 olmuştur. gerets kendi oyun sistemini bozmuş ama orta sahayı bile ilk yarı geçememiştir. ama kendi oyun sistemine dönünce canavar gibi top oynamış liverpool taraftarının yüreğini ağzına getirmiştir. bence sonuç olarak maçı galatasaray gerets'in yüzünden kaybetmiş 2. yarıdaki futbola bakılırsa da yazık olmuştur.
galatasaray 2. yarıda oynadığı futbolu oynar, gerets'te korkmazsa bu tabloda bile ilk 2'ye girip yoluna devam eder diye düşünüyorum.
ayrıca bir noktayı daha farkettiğim maçtır. yorum yapmayacağım sadece bir tespitimi belirteceğim. maç hakkında 12 sayfalık entry girişi olan ekşisözlükte tüm yorumları okuyup da bir tane bile fenerbahçe-galatasaray-beşiktaş çekişmesi, birbirine laf atma örneği vs görmediğim halde bizdeki 5 sayfalık başlığın %80inde bu mevzu vardır.
büyük bir heves ve umutla açıp 10. dakikada golü yiyince kapattığım, dayanamayıp 14. dakikada açtığım anda 2. golü yememizle sinirlenip yeniden kapattığım, dayanamayıp ikinci yarı başlayınca açtığım, 55.de 3. golü yememizle artık sinirimden kapatıp yattığım, sabah uyandığımda ise kaçırdıklarıma yandığım maçtır. bu kadar mı takım üzerinde etkili bir insan olurum*. ama internette gördüğüm; eli başında stresle maçın bitmesini bekleyen liverpool taraftarı, son dakikalarda korner bayrağının dibinde topla duran iki liverpool oyuncusu, videolarda izlediğim üç-üç diye anfield road'ı inleten gs taraftarı ve tüm okuduğum yorumlar tüylerimin diken diken olmasına ve 2000 senesinin heyecanına bir nebze olsun geri dönmeme vesile olmuştur. ve ayrıca bana şunu hatırlatmıştır; türkiyede ne denli kötü oynuyor olsa da avrupa arenasına çıktığında karşısında kim olursa olsun aslanlar gibi mücadele eden, ezilmeyen, grubunda en kaybedilesi maç gözü ile bakılan bir maçta bile puana bu denli yaklaşan bir takımı tuttuğum için gurur duyuyorum. teşekkürler galatasaray ve teşekkürler bizi orada destekleyen şahane taraftarımız.
Bu maci anfield road da izledigim icin kendimi son yillarin en sansli taraftarlari arasinda goruyorum.
galatasaray oyuna istedigi gibi baslayamadi pespese yedigi iki golden sonra tekrar toparlanmasi zaman aldi fakat 55.dakikadan sonra oyuna hakimiyetini koydu ama malesef bogazimizi patlatircasina "uc,uc,uc" tezahuratlarimiza ragmen beraberlik golunu atamadi.
oyuna gelince hakan sukur ve cihan haspolatli ya onerim ortak bir kebabci falan acin ya da hali saha acsinlar hem oynarlar hem de para kazanirlar,isin sakasi bir yana sahada ciplak gozle izlenirken en cok goze batan 2 oyuncumuzdu bu arkadaslar.h.sukurun hic bir pasi olumlu degerlendirememeside baska bir nanedir.hakeminde buz gibi penaltiyi vermedigi icin anasini... neyse..
orda bulunan 2600 taraftarlara baska takim taraftarlari da dahil bizi desteklemeye gelen cok tesekkur ediyorum,90 dakika boyunca hic susmadan takimimizi desteklediler,arkadaslardan aldigim duyumlara gore tv den de sesimizin daha cok ciktigi belli oluyomus,liverpoolun kop tribununde legend dan baska birsey olmadigini gorduk.mac basinda bizi oturun mac izleyin diye uyaran ingiliz guvenlik gorevlilerine de gormedigi bir solen izlettik sanirimki adamlar daha sonradan hicbisey diyemedi sustular.
galatasaraya 2. yari bize bu futbol resitalini izlettigi icin sonsuz tesekkuler.
goruldugu uzre galatasaray deplasmanda topla oynama oraninda ustundur ve bu ustunlugu 2 yarida ele gecirdigi dusunulurse uzulmemek elde degil. neden ilk yarida da biraz oynamadiniz be koclar dememek de elde degil.
(bu arada deplasman dedik ama, randers sahasi degil orasi, anfield road. gitmeyenler, gidip de oynamayanlar bilmez gerci.)
dünyanın en iyi taraftarı olduğu söylenen takımın 42 bin taraftarının sesinin 2600 galatasaraylı ile bastırıldığı ve stadın cim bom bom sesleriyle inlediği maçtır.
