steaua bükreş'iN, AVRUPA FATiHiNi DEViRiP ne kadar önemli bir takım olduüunu gösterdiği maç..
bu galibiyetten sonra kombinelerde ve forma satışların büyük bir artış kaydedilmiştir, takımın adı avrupa'da yankılanmıştır.
steaua bükreş, şampiyonlar ligi ilk maçında evinde bayern'e yenildi tabi, yenilcekti zaten gs'yi yenmek aslında bir başarı değildi.. olağan bir durumdu.. ama formalar satıldı tabi yine de..
milan'ın italya'yı temsil edebilecek bir takım olmaktan çıkmasına, ve olympiakos'un yunanistan'ı temsil edebilecek bir takım olmaktan çıkmasına neden olan maç. halbuki gs yenilmeseydi olympiakos'un elenmesi de, milan'ın anca uefa'ya gidebilmesi de olur öyle diye geçiştirilecekti. fakat anlıyoruz ki elenip uefa'ya gidenler ülkelerini temsil etmekten çıkan takımlarmış. teşekkürler bu düşünceyi bize yayan ulu insanlara.
adnan polat'ın yorumu( baros ile yapılan imza töreninden sonra):
Polat: 'Başarısız bir netice'
Adnan Polat, Milan Baros'un imza töreni öncesi ve sonrasında iki bölüm halinde düzenlediği basın toplantısında, hiç beklemedikleri bir sonuç aldıklarını kaydederek, "Şampiyonlar Ligi'ne katılamadık, bu bizim için çok kötü ve son derece başarısız bir netice. Bu aldığımız neticeyle camia ve taraftarımızı üzdük. Kendilerinden özür diliyoruz. Bizden çok daha üstün bir takıma yenilseydek, mazeretimiz olabilirdi ama Galatasaray'ın yarısı kadar olabilecek bir takıma elendik. Bu bizi daha da üzdü" diye konuştu.
karşı taraftaki yardımcı hakem steaua bükreşli oyuncunun kafasından taca giden topu steaua bükreş'e vermiş hemen akabinde gelişen steaua bükreş atağında "bariz" ofsayt olan pozisyonu es geçen diğer yardımcı hakem ise galatasaray'ın sonunu hazırlamıştır.
teknik olarak maça bakarsak steaua bükreş orta sahada alan daralttı. galatasaray'ın teknik oyuncularına istedikleri alanı vermedi. galatasaray ise kanatlardan gelerek bunu kırmaya çalıştı fakat çam yarması steaua bükreş savunmasının ekmeğine yağ sürdü. maçın kilit noktası buydu teknik açıdan. uefa kupası için oldukça iyi bir kadro var bundan sonra bunu iyi değerlendirmek gerekir...
dikkatimi çeken çok ilginç bir ayrıntı olduğuna inandığım maç. dün star tv'de sanırım adı şampiyonlar ligine doğru olan programda gösterdikleri, kewell ile lincoln'ün serbest vuruş konusunda konuştukları pozisyonda hangi dili konuştuklarını merak ediyorum. lincoln geçen sene volkan ile kapıştığında ona küfür etmediğini belirterek "ben sadece portekizce ve almanca biliyorum" demişti. yoksa kewell portekizce mi biliyor?
not: sadece merak ediyorum.
edit: eksileyen arkadaşlar da portekizce bildiği için anlayamamış galiba.
galatasaray için dünyanın sonu olmayan maçtır. evet yenildik, elendik, üzüldük; ama bunun bir de ilerisi var. skibbe faktörünü saymazsak çok iyi bir takım kurulduğu ortada ve ben bu takımın çok iş yapacağını düşünüyorum, şl olmaz da uefa olur orası ayrı. skibbe de mal değildir ya; yaptığı hataları görür, düzeltme yoluna gider diye düşünüyorum. nihayetinde hangi teknik direktör başarısız olmak ister ki. velhasılı bir an önce silkinip kendimize gelmemiz gerektiğini gösteren maçtır.
hakemin p.ç ettiği karşılaşmadır. türk futbolu yine avrupa kupalarında ırkçı hakemlerden paçasını kurtaramamıştır. aynı şeyler fenerbahçe'nin başına geldiğinde ve biz fenerbahçeliler bundan yakındığımızda çoğu gs'li "hee canım avrupa'da da hakemler hakkınızı yiyo, tabi tabi" diyorlardı. bak nasıl hak yeniyormuş gördün mü? geçmiş olsun.
galatasarayımızın kötü bir oyun sonucunda romen temsilcisine mağlup olarak şampiyonlar ligi'ne katılma hakkını kaybettiği karşılaşmadır.
persembenin gelisi carsambadan belli olur derler ya, işte bizimki de o hesap...
ilk maçta ali sami yen stadı'nda bireysel hatalardan yenilen goller, üstüne hakem fiyaskosu ve ardından zorla kurtarılan beraberlik.
ikinci maçta 70 dakika formsuz oyuncuların oyunda kalmasında ısrar edilmesi, kurtarıcı olarak hasan şaş'ın, aydın yılmaz'ın oyuna girmesi... ee ne olacakti ki başka?
gerçi ilk maçtaki skor ve mücadele az da olsa ümitlendirmişti taraftarı. rövanşa kadar bu kadro iyice oturur, form tutar, eksikler giderilir bu takımı yener geliriz diye düşünüyorduk aslında. galatasaray adının olduğu her yerde umut vardır ya; bunu bilir bunu söyleriz biz.
olmadı be hocam bu sefer...
ön elemelerde hiç kaybetmeyen, manchester united'ı eleyip uefa'ya statü değiştiren, şampiyonlar ligi'nin sembollerinden olan galatasaray, yoluna uefa'dan devam etmek zorunda artık.
bakıyoruz tur atlayan takımlara; panathinaikos, dynamo kiev, bate, shakhtar, anorthosis, Aab, steaua, marseilla, fenerbahçe, basel... kağıt üstünde hangisi daha iyi galatasaray'dan; bence hiçbiri. ama işte kağıt üstünde oynanmıyor bu karşılaşmalar, onlar devler ligi'nde. galatasarayım bir level altta; uefa'da. insanın canı daha çok yanıyor bunları görünce. kızmak, küfür etmek geliyor içinden ama nasıl bir sevgiyse susup kalıyor, daha iyi olacak diyip avutuyorsun kendini.
maç analizi yapacak, kadro şöyle olmalıydı, bu girmeliydi, şu çıkmalıydı diyecek halim yok bu saatten sonra. kötü oynamışızdır, kaybetmişizdir; fakat bu kadar önemli iki maçta da skora direk etki edecek hakem hataları olunca "uefa'nın vereceği hakemleri ..... lan." demek içimden geçmiyor değil.
uefa'ya gitmek teselli ikramiyesi oldu biraz. milan, valencia, sevilla'yı falan düşünürsek, kadikoy'de kupa kaldırmak falan tatli bir hayal şimdilik. şu kadro otursun, gruplardan iyi futbol ve iyi sonuçlarla çıksın o zaman bakarız...
dandik rum ekibinin, yunanistan'ın itici takımının olduğu bir yerde en azından türkiye'nin tek takımla da olsa temsil edilmesi prestij açısından güzel. fenerbahçe'nin tur atlaması nedeniyle taraftarlarını kutlarız; tabi ki de hak edenleri...
son olarak:
ulan lincoln schalke'de oynadığının yüzde 30'unu oyna artık be arkadaş. bu maç herkes kötü oynamıştır, kabul fakat biz artık "herkes kötü oynadı, lincoln aldı lan maci..." demek istiyoruz. geldiğinden beri herkese karşı savundum, ha bugun ha yarın herkesin ağzının payını verecek, bundesliga'daki lincoln olacak dedim, sen de tık yok be arkadaş. alex de souza'nin ilk geldiği yıllarda, eli belinde sahada dolaşması bile daha iyiydi be, en azından adam çıkıp bir ara pası falan atıyordu. harry kewell iyice form tutar, milan baros'da kadroya girerse çok ararsın lan o formayı...
galatasaray'in kendi deyisleri ile annelerinin ligi'ne donus biletini aldigi mactir.
yillarca "annenizin ligi" diye kucumsenen lige gun gelir muhtac kalir insan; ama o lig magrurdur, kucak acar yine de kendini kucumseyenlere.
galatasaraylılar yenilginin izlerini, kadıköyde kupa kaldırma hayaliyle silmeye çalışmaktadır. bu hayal, galatasarayın devlerin ligine giremediği gerçeğini değiştirmez. gönül isterdi galatasaray şampiyonlar ligine girsin, katılım parasını paylaşsın, salı ve çarşamba akşamları iki ekibimizin maçlarını izleyelim. iki maç kazansın, çok hayal kuruyosa elenip uefa da yoluna devam etsin. ama adına yakışır yer olan şampiyonlar liginde mücadele etsin. bi fenerli olarak üzüldüm açıkçası.
ilk maçtaki kadro hatasıyla gelen 2-2 lik skorun ardından böylesine inanmış bir takıma karşı deplasmanda kazanmak elbette kolay değildi...maçın basında yakalanan pozisyonun direkten dönmesi beni o kadar üzdü ki,hayatımda herhangi bir maçın henüz başında bir pozisyona bu kadar uzuldugumu hatırlamıyorum.maç boyunca o kadar net pozisyon yakalayamayacımız daha 10 dakıkada belli olmustu cunku...
galatasaray bır turlu ıstedıgı oyunu sahaya yansıtamadı ve rakıbın sahaya yayılısı,isteklı futbolu bunda buyuk rol oynadı.haklarını teslım etmeden gecemıcem ozellıkle kaptanları tam bir lider.teknık dırektorlerı eskı unlu futbolcu tam bir kurt...bızde ne kaptan vardı ne teknık dırektor...elbette daha iyi takımız ama olmadı işte
şimdi neden olmadıgını cok kucuk bır ornekle soylemek gerekırse;bazen bu tur maclarda ıyı oynamayabılırsınız.hıcbısey yapamayabılırsınız,olabilir...futbol bu zaten.ancak;ceza sahasına 1 metre mesafede sag caprazdan eger sen lincoln e orta yaptırıyosan bu kadar pozisyon kısırı bir macta...sen teknik direktor falan degılsın arkadas.lincoln sahada resmen yok.hadı yıldız oyuncu dedın ınandın duran toplarına guvenıyosun onuda anladım.ya ordan orta yapılırmı lıncoln...hadı orta yapıyosun,yanı freekıck orta yaparak kullanmak ıstıyosun anlarım.ordan harry kewell sol ayagının ıcıyle sert kesse top hıc kımseye carpmadan gol de olur,bırıne carpıp kalecıyı de sasırtır,kaleye vursan hersey olur.hersey olur ya...bunlar cok basit futbol kurallarıdır.boylesıne kısır maclarda dogru kullanılan bır duran toptan gol bulursun bulamazsan boyle bakar kalırsın...
sag caprazdan sag ayaklı oyuncuyla orta yapmanın mantıgı yoktur.ustelık takım 10 kısı defanstayken...iste bu yuzden alex cok buyuk futbolcu,iste bu yuzden hagi cok buyuk futbolcu...
sen takımı yıldızlarla donatıp adeta bir dreamteam havası estırıyosun,tum avrupa gazetelerınde transfer sezonunun kralı olarak lanse edılıyosun.takımın basına getirdigin hocaya bak.iste bu yuzden sampiyonlar liginde degiliz...
sen istanbul'da rakibini yenemezsen orada verirler beynine böyle işte. steau köy takımı falan değil, it gibi koşan kendini göstermek isteyen genç oyunculardan kurulu pis bir rumen takımı. ayrıca lincoln efendi ancak bir bayan takımında iş yapar , hiç kendimizi kandırmayalım.*
bence yan hakemin gs nin elenmesine neden olduğu maç olmuştur. halbuki ne de güzel başlamıştı gs o kewell ın şutu bir gol olsa şimdi el ele gruplardaydık. ama olsun yine de belki böylesi daha hayırlı olmuştur. bu sene final istanbul da bakarsınız final de görüveririz gs yi. geçmiş olsun demeyeceğim çünkü haksız bir yenilgi oldu. uefa da başarılar.
böyle oynucaksa gassaray eksik kalsın benim gibi taraftay dedirten maçtır. rezil olunmuş yetmemiş rüsva olunmuş futbol değil de sanki başka bişi oynanmıştır. bu ne yadır. yuh aq dır. öftür püftür.
ligler başlamadan cl maçlarının başlamış olması nedeniyle yeni antrenörler ve oyuncuların ortak dil oluşturamaması sonucunda gelmiş olan yenilgi. bu maçlar belki bir kaç hafta sonra oynansa durum daha farklı olabilirdi. fenerbahçe'nin bile uyduruk bir takım karşısında bu kadar zorlanmasının nedeni de budur kanımca. onlar kazaye uğramadan atlattılar, zaman kazandılar. gs bu şansı bulamadı ne yazık ki.
sağlık olsun demekten başka yapacak bir şey yok, kolay gibi görünen bu tür maçların ne kadar tehlikeli olabildiğini gördük. takımlarımız ders çıkarsın.
edit: hayır nesini kötülediğinizi bir anlasam?
tamam ders çıkarmasılar,
tamam fener hiç zorlanmadı güle oynaya geçti ,zaten rakibi de uyduruk değil bin kaplan gücündeydi.
geçen sene şampiyon olan, lincolnün sakat olduğu zamanki kadroyu ve o oyunu yansıtıp oynasaydık rahat alacağımız maçtı. gelin görün ki ciddi bir inanç ve ruh eksikliği var takımda. oyuncu kalitesi artıyor, oyun kötüleşiyor. yok bölye birşey..
galatasarayımızın kazanacak futbolu oynayamadığı ve haklı olarak elendiği maç olmuştur. Maç berabere gidiyorken açık şekilde ofssaytan gol yemek pek hoş olmamış olsada malesef ki maçı çevirebilecek kadar tempo tutturamadık. ilk maçta beraberliği koparıp haklı olarak 10 defans ile oynayan rakip çok fazla pozisyon vermemiştir. Harry Kewell'in ilk dakikalardaki süper vuruşu direkte patlamayıp gol olsaydı her şey çok farklı olacaktı ancak biraz şanssızlık ardından temponun artmaması maçın kaybolup gitmesine sebebiyet vermiştir. Uefa'da yolumuza devam edeceğizdir. Her şeye rağmen "seni çok seviyoruz galatasaray"..
galatasaray' ın 14 kişiye karşı mücadele edip yenildiği, ancak hakemler dışındaki rakiplerinin kendilerinden daha çok koştuğu ve mücadele ettiği maç. sonuçta galatasaray elenmiştir, umarım bu maçtan hakemleri de yenmeleri gerektiği dersini çıkarır.
not: bazı şımarık ve ahlaktan yoksun taraftarları haricinde, tüm fenerbahçelilerin şampiyonlar ligini tebrik ediyorum.
Galatasaray tarihinin en kötü maçlarından biridir. Yalnız Steau'nun böylesine koşup pres yapması da bizi ayrıca şaşırtmıştır. Ulan hiç yorulmaz mısınız be! Bir diğer hadise de hakem üçlüsüdür. Sertiğe müsade ediyorsun. Taraf tutuyorsun. Ofsayttan gol veriyorsun. *
