çok çok iyi oynanmadan kazanılan 23. hafta maçı. ama şunu da belirtmek lazım gelir ki, bu takım ikinci yarı ile beraber tüm maçlarını ya hep ya da hiç stresiyle oynadı. o sebeple bu maç için zor olur, 1-0 olsun bizim olsun demiştim. artık her rakip ciddi ve bir hedef peşinde, o sebeple bu tip maçlarda kötü oynarken de kazanmak önemlidir. böyle de oldu. çok iyi oynamadan 2 gol 3 puan gayet iyi. çünkü artık ligde geri dönüş yok. bu da oynanan 5 maça göre göreceli olarak temposu daha düşük ve rölanti bir oyundu. ki emre ve gökhan sakat sakat oynadılar. bu da performansı etkiliyor ister istemez.
yanlız penaltıda yobo çok hatalı. tamam gökhan topu oraya atmamalı belki ama senin kalitende bir adam o topo o şekilde kafa ile stop etmeye çalışmaz. benzer bir pozisyonda mehmet topuz'un alex'in pasıyla içeri girdiği anda top yobo'nunkinden daha bariz adamın eline değdi ama cingöz yan hakem bunu kaçırdı.
galatasay maçına kadar puan kaybı yapmamamız lazım ama daha ligin boyu uzun ve her takım puan kaybedecek. bakalım ve görelim.
o dondurucu soğukta müthiş bir destek veren 12. adamın en az sahadakiler kadar alkışı hak ettiği maç. kralex için açılan 'büyük şef' posteri, binlerce tafaftarın aynı anda cep telefonu ışığı ile yaptığı görsel show, mohikan marşı eşliğindeki atkı showu, ve tabi ki son zamanlarda duyduğum en hoş tezahüratlardan biri olan paşa kalsın cimbom kümeye..
melis kardeşliği müdavimleri, bu hafta pek malzeme bulamamışlar anlaşılan ancak kasımpaşaspor lehine verilen penaltı şayet fenerbahçe lehine çalınsaydı yine maç başlığı altında öznesi aziz yıldırım olan çok sayıda melis entrysi görecektik büyük ihtimalle. neyse bize de kızkardeşlere orta sıra mücadelesinde başarı dilemek kalıyor.
Önceki gün biletimi aldım internetten. Gittim Kadıköy'de bastırdım bileti. Formamı hazırladım. Sabah kalktım işe giderken çantama da formamı yerleştirdim. Saatin geçmesini bekledim. Geçmedi. Bekledim. Geçmedi. Hava bozdu iyice. Bir ara kara döndü. Sonra karla karışık yağmura. Saati nihayet 4 ettim. Çıktım. Servise bindim. Durağa 500 metre uzakta servisi durdurdum. Durağa doğru yürümeye başladım. Dondum. Kulaklarımın buz tuttuğunu sandım. Bir şekilde durağa vardım. Bindim minibüse. Arkadaşlarımı aradım. Kadıköy'de buluştuk. Gittik onların biletini de çıkarttırdık stadın altında bi saat bekleyerek. Maç saati yaklaştı. Girdik. ilk yarıda Fenerbahçe'nin atak yaptığı migros tribününün tam ortasına geçtik. Maç başladı. Kasımpaşalı taraftarlarla küfürsüz atışmaya başladık. Onlar biz sustuğumuzda seslerini çıkartmaya çalışıyorlardı biz bastırıyorduk seslerini. Ama küfür etmiyorduk.
Nasıl küfür ederdik Kutsal iTtifak'a rağmen Sevilla maçı sonrasında bizi tek destekleyen kral takım Kasımpaşa'ya. Sonra tam benim karşımda bir faul oldu. Emre'yi çekti Kasımpaşalı futbolcu. Sonrasında profesör Alex de souza geçti topun başına. Bak dedim arkadaşa gol geliyor. Falsoyu gördüm. Kalecinin çaresizliğini. Bağırdık coştuk. Sonra Penaltı oldu. Müneccim daşşağı yemişçesine tutacak volkan dedim. Tuttu. Sarıldık zıpladık düştük yere. ilk yarı bitti.
2. yarı başladı. Maraton ve numaralı tribünlerin bir bölümü hariç Tribün şovu. Daha sonra Dia'nın golü geldi. Arkasından biz coştuk. Fenerbahçe tribünleriyle Kasımpaşa tribünleri bir araya geldi. Birlikte maç sonu bağırmaya başladık beşiktaş'a, Cimbom'a...
fenerbahçemizin bu zorlu zirve yarışında 3 puan hanesine yazılmıştır ve kralın * akıl dolu vuruşu da takdire şayandır. fenerbahçe o meşhur takım ruhunu yakaladığı için artık bundan sonra kolay kolay puan kaybetmiycek burdan da rakip takım taraftarlarına duyurulur
(bkz: avcunuzu yalarsınız)
Kasımpaşa da oturan bir fenerbahçeli olarak,
kasımpaşa'nın yenilmesi ne kadar üzücü olsa da fenerbahçe'nin yenmesi bi o kadar sevindirici oldu.
Bu maç umarım kasımpaşa'nın ligde kalma ümitlerini bitirmez, hatta biraz da olsa gaza getirir.
Fenerbahçe'nin fazla iyi futbol oynamadan, doğrudan sonuca giderek kazandığı maç olmuştur. Fazla iyi oynamadan diyorum ama takımın sahadaki uyumu, kazanmaya olan inancı, hırsı ve isteği görülmeye değer.
"verse/vermese bir şey diyemezsin" tarzı bir penaltı da, maçın en kritik dakikalarında fenerbahçemiz aleyhinde verildi ama melisler alışkın açılmayan şemsiyelere.
her maçta olan "verse/vermese bir şey diyemezsin" tarzı ofsayt, penaltı, sarı kart, kırmızı kartların yine fenerbahçe lehine uygulandığı karşılaşma.
trabzon'u 2. devre başında yaktılar, daha da yakarlar. bursa'nın eses ve antep maçlarında 3 penaltısı ve 4 puanı çalındı. galatasaray beşiktaş piyasada yok.
aziz yıldıvım bu sene işi son haftaya bırakmamak için elinden geleni yapıyor. son hafta göt olmaktan çok sıkılmış olmalılar.