ender sakatlıktan çıkalı çok olmadı ve henüz entegre olamadı, ama ben ender ile savovic'ten yeni bir tutku açık luksa andric uyumu beklemiyor değilim. tamam savovic andric'in bölgesinde değil ama, yine de ender onu iyi besleyebilir.
lakovic hakkında söylenebilecek iyi şeyler var fakat olumsuz şeyler de var mesela üçlük isabet oranı. en son 1/8 idi. sorun şurada oyun sonlara doğru sıkıştı ve üçlük atıp durduk, orada potaya kim gider diye düşününce akla gordon ile lakovic geliyo ama lakovic paso üçlük salladı. ilk yarı performansına diyecek yok, özlllikle ikinci çeyrek ama asist olayına daha çok girmesi lazım. bir de bu maçta iki rakamla 2 serbest atış kaçırdı, hiç hayra alamet değil. ben uzun zamandır görmemiştim böyle bir şey.
savovic'i pek beğendim, erken faul problemine girdi ama kaliteli bir çocuk. zaten daha önce maçını seyretmiştim, uzunlardaki rebound problemini çözebilir kalitede ama songalia'nın gideceği varsayılırsa oranın rotasyonu yine eksik kalıyor. zaza'nın yerine biri lazım.
tutku'yu özlediğimi farkettim, bir an önce iyileşsin, hepatit mi kaldı lan bu devirde?
maçta ritmimizi kaybettiğimiz anlar çok oluyor, önce geçiyoruz sonra bir boşluk, oyunu rölantiye almayı öğrenmemiz gerek, bu gibi anlarda en iyisi potaya yüklenmek ve en kötü serbest atış çizgisine gidebilmektir. bunu yapamıyoruz pek fazla, burada allahtan shipp ve gordon vardı bu akşam yoksa kesin yenilirdik. gordon'ı kim elinden tutup getirdiyse allah razı olsun ondan, muhtemelen hakan üstünberk'tir, adam elinden gelenin fazlasını yaptı. spanoulis'e bir blok yaptı ki, yeme de yanında yat. top kaptı, 3'lük attı, asist, blok, sayı her şeyi yaptı adam. muhteşem bir enerjisi var. takım böyle oynadıkça tarafta son saniyede orta sahanın gerisinden gelen bir üçlük sonrası bile takımını alkışlayabiliyor.
velhasıl kelam, uzatmada kazanacağımızı pek düşünmüyordum ama demek ki takım benden çok inanmış, helal olsun onlara. olympiakos da çok güç kaybetti, onlar için de çok üzülüyorum. şakka len şaka beter olsun ibneler.
Faşistlik gibi olmasın da yunana koyduğumuz maçtır.
Bu arada, nasılsa siktik diye sen git adamların son saniyede attığı baskette kanal değiştir. Dolayısıyla yunanin son saniye üçlüğünü seyredemedim. Sonradan kanalı açıp maçın sürdüğünü görünce götüm tavana vurdu.
Bu arada o son saniye üçlüğünün görüntüsünü şey edebilen olursa çok sevinirim pek sevinirim.
garip yorumlara sebebiyet vermiş maç.
altı üstü kötü olympiokosu yenmiş gs, abartılacak ne varmış.
olay şudur ki; gs mp ilk kez euroleaugede oynamaktadır ve bu yılın muhtemel şampiyonu (bkz: cska moskova) ile aynı gruptadır.top 16ya da büyük bir galibiyet almadan gelmiştir. bu şartlarda bu galibiyet mucize olmasa da iyi bir galibiyettir.ayrıca olympiakos ne kadar kötü de olsa koçu ivkovicdir ve bünyesinde bir adet spanoulis barındırmaktadır.yani ölüsü iş yapar.
bir lafım da murat kosova çok bağırıyor diyenlere.adam itiraz etse suç, eleştirse suç. o heyecanı tv başında yaşıyor musun, ona bak sen. bir şeyi de beğenin arkadaş.
Galatasaray MP ın müthiş bir galibiyet aldığı karşışlaşma.3. ve 4. periyot başlangıçları hariç üstün olduğumuz maçı hakkettiğimiz düşünüyorum.Bu arada sloukas sanırım 3lüğü uzaydan attı.Ama aynı adamın uzatmanın son saniyesinde serbest atış çizgisinden ikilik atışı kaçırması ironikti.
her maç 923582345 sayıdan gelip belki bu sefer olur derken, bu maç 15 sayıdan beraberliği verip yunanistan'dan atılan 3lükle "yusuf"u tanıdık. ama boşuna dememişler lan "son topa kadar yenilmez armada." olympiakos'u tutan bizim "takımı" tutsun
"bu taraftar çıldırmış olmalı...yok böyle bir taraftar." - pero antic
"Böyle taraftarımız olsa onlar için ölmeyi bile göze alabilirdim" - Spanoulis
"I swear 2 god that Gala and Olimpiakos game was prolly the best game I seen in my life... Gala congrats.."* - Tarence Kinsey
mutluluk ve gururlarını paylaştığım galatasaraylıların koçlarının isiminin yazılışını artık öğrenmelerini dilediğim maç. zira herkes 'mahmudi' diye yazıyor ama 'mahmuti' o.
olympiakos karşılaşmaya vassilis spanoulis odaklı başladı. ilk dakikalarda galatasaray medical park, vassilis spanoulis ile richard dorsey'in oynadığı ikili oyunlara çözüm bulamadı. yani savunmada biraz sıkıntılı bir başlangıç yaptı galatasaray medical park. hücumda da çok iyi şut tercihleri yapılmamasına rağmen alınan hücum ribaundları sonrasında bulunan sayılar ile galatasaray medical park skora tutundu. ama daha sonra bol bol pas yaparak boş adamı bulmaya başladılar. boris savovic'in ribaundlara yaptığı katkı ile galatasaray medical park uzun zamandır yaşadığı bir probleme çözüm bulmuş oldu. ama kaçan şutlar sonrasında olympiakos hızlı bir şekilde rakip yarı sahaya giderek sorun yaratmaya başladı. zira galatasaray medical park geri koşma konusunda büyük sıkıntı yaşıyordu. jamon gordon ve göksenin köksal'ın kenara gitmesinin ardından oyuna dahil olan jaka lakovic ve ender arslan aynı savunma performansını sahaya yansıtamadı. olympiakos da çeyrek sonunda sürekli faul çizgisinden bulduğu sayılarla farkı kapatmayı başardı. bu farkın kapanmasında da georgios printezis'in etkili oyununa dikkat çekmek lazım. böylece ilk çeyrek 15-15'lik eşitlikle sona erdi.
ikinci çeyreğin başında galatasaray medical park aleyhine garip fauller çalındı. ama jaka lakovic'in potaya giderek hücum etmeye başlamasıyla birlikte görüldü ki hakemler her temasa faul çalıyorlardı. bunu anlayan jaka lakovic de bundan faydalanmaya başladı ve sürekli potaya yüklenerek oynadı. preston shumpert'in tam devreye girdiği anda sakatlanması ise bu çeyreğin belki de en kötü anı oldu. preston shumpert sakatlanıp oyundan çıkınca yerine oyuna dahil olan cevher özer çok iyi işler yaptı. bazı günlerde takıma ciddi zarar verebilen bir oyuncu ama ikinci çeyrekte gösterdiği performansla çok ciddi katkı verdi. onun oyuna girmesinden sonra galatasaray medical park'ın yaptığı savunma da dikkat çekti. zaten bu bölümde farkın açılmasının asıl sebebi yapılan savunmaydı. galatasaray medical park çok iyi savunma yaptı ve ilk yarıyı 42-28 önde bitirdi.
üçüncü çeyreğe başlarken galatasaray medical park'ın savunması, ikinci çeyrekteki kadar iyi değildi. georgios printezis ile vassilis spanoulis'in etkili oyunuyla birlikte olympiakos farkı bir anda kapatmayı başardı. galatasaray medical park'ın da saçma sapan şut seçimleri ile olympiakos'un işini kolaylaştırdığını söylemek lazım. ikinci çeyrekte potaya giderek sayı buluyordu takım. üçüncü çeyreğin başında ise sürekli denenen üçlükler girmeyince fark bir anda kapandı. ancak cevher özer'in oyuna girmesi takımı uykudan uyandırdı ve attığı üçlük bir kıvılcım oldu. o üçlüğün hemen ardından savunma da hücum da bir anda düzeldi ve galatasaray medical park son çeyreğe 57-47 önde girdi.
olympiakos son çeyreğe 5-0'lık bir seri ile başladı. olympiakos her pozisyonda potaya gitmeye çalışırken galatasaray medical park yapmaması gereken şeyleri yapmaya başladı. yine gereksiz üçlük denemeleri başlayınca olympiakos maça tutunma, ortak olma fırsatı buldu. tabii bu bölümde jaka lakovic'in denediği üçlüklere dikkat çekmek lazım. ilk yarıyı çok iyi oynamıştı ama maç sonunda çok kötü tercihlerde bulundu ve rakibin işini kolaylaştırdı. maç sonunda iki takım da sürekli faul çizgisine gitti. son anlarda jaka lakovic'in faul isabetlerinden sonra skor galatasaray medical park lehine 69-66 olmuşken artık her şeyin bittiği düşünüldü. ama kostas sloukas'ın attığı mucizevi üçlük ile skor 69-69'a geldi. büyük ihtimalle daha organize bir şekilde hücum etselerdi o hücumdan boş döneceklerdi. ama bazen bu tür şans basketleri oluyor. bu basketle birlikte uzatmalara gidildi.
uzatma dakikalarında psikolojik faktörlerin çok önemli bir rol oynayabileceği ihtimali vardı. hani bir şey için çok uğraşırsınız ve tam da ona ulaşacakken elinizden kaçırırsınız ya, işte öyle bir durum vardı galatasaray medical park için. olympiakos da moralli olan taraf haline gelmişti. ilk dakikalarda biraz problem yaşansa da jamon gordon'un doğru hücumları ile birlikte galatasaray medical park galibiyeti almayı başardı.
mükemmel oynanan bir ilk yarı sonrası elemanın kendi sahasından attığı 3'lükle uzatmaya giden maç. Ama murat kosova'nın da dediği gibi o bir kere olur ve aslanlar yaslar. Teşekkürler oktay mahmudi, teşekkürler son topa kadar yüreğiyle oynayanlar ve salonda takımını yanlız bırakmayan muhteşem taraftarlar.