trabzonsporun da bir iddaası olan maçtı.
bu türkiye kupası olayı da süper lig gibi bir kazanım , hem maddi hem manevi anlamda.
trabzonun bir iddaası kalmamış da formalite icabı oynamış gibi konuşuyor bazı arkadaşlar.
trabzonlu kardeşlerim siz bir lig liderliğiyle bu denli triplere giriyorsanız, biz üç kulvardayız diye dünyayı yakalım o zaman.
hem sizin hiç mi büyük hedefiniz yok, ne bileyim duble şampiyonluğu deneyebilirdiniz.
ligde şampiyon olursanız herkes hakettiler abi der, bu apaçık.ama arkadan gelen fenerbahçe , bursa , kayseri ve hatta beşiktaşı görmeksizin 16 maç varken böyle hedef küçültmenin sizi daha fazla küçültmemesini dilerim.
ulan trt sen nasil kanalsin ya. simdi diyelim quarezma sol kanattan guzel hareketlerle dans edermiscesine iceri giriyor. aceba sag ayaginin disiyla ortami yapicak, rakibi bir topuk hareketiyle ters koseyemi yatiracak, yoksa sol ayakla kaleye sutmu cekicek, yoksa sag ayaginin disiyla sut orta karisimi bi vurusmu yapicak derken bi bakiyorum ekranin yarisi cig kofte reklami. quarezmayi goremiyorum.
ikincisi sergen hadi neyse de. su spiker nasil bi spiker. ersan sakatlandiktan sonra bjk 3 degisikligide yapti diyor ulan ben bile 2 oldugunu gordum. insan bi not falan alir. ayrica ersan sakatlandiktan sonra ernst soyundu oyuna gircekmis gibi ama girmedi. onun yerine ekrem girdi oyuna. spiker cok sasirdi. biraz dikkat etseydi besiktasta saha da 6 yabanci oldugunu gorurdu.
neyse lafi uzatmadan trt mac falan yayinlamasin abicim.
ligin güçlü takımı trabzonspor bile beşiktaşlı oyunculara çok sert fauller yapmıştır. hakemler böyle faulleri görmezden gelince, diğer takımların yapacağı faulleri düşünmek bile istemiyor insan.
öyle ki bir pozisyonda trabzonlu oyuncu quaresmanın bacağını şıkıştırmışken, başka bir trabzonlu oyuncu quaresmanın o sıkışan bacağına
darbe vurmuştur. böyle faul yapılır mı resmen insanlık dışı.
bir kart işareti yapan oyuncuya sarı kart veriliyor ama tekme tokat serbest...
beşiktaş'ın kupada yoluna devametmesine, trabzonspor'un ise elenmesine sebep olan maçtır.
öncelikle şenol güneş'in yenilere ve oynamayanlardan kurulu, teknik ve becerisi yuksek oyuncularına kontrollü oynayın dediği, kısacası fenerbahçe maçını düşündüğünden acaba sürpriz yapabilir miyim dediği bir maç oldu. shuster'in de kontrollü bir oyun sergileyeceğini düşünüp oyunu ortada devam ettirebilecek bir kadro ile maça başladı.
schuster ise tam tersi olarak bucaspor kadrosuyla maça başlayıp, yazar yorumcu müsveddelerinin sıkça dile getirdigi "bu onlar için test sayılmaz" sözlerinii yuttururcasına trabzonspor maçına asıldı.
maçı ilk ve ikinci yarı diye ayırırsak ilk yarı erken gol ve oyunu adeta trabzonspor yarı alanına yıkan bir beşiktaş izledik. üstüne beşiktaşı rahatlatan ve trabzonsporun direncini kıran olaganusti golü de sayarsak resmen farkı kovaladılar. ancak beklenen olmadı ve mucize eseri 2 yüzde yüzlük golü atamama becerisi gösterildi. şenol güneş adeta takımını tanıyamadı müdahale olarak sadece yorulan ortaha saha oyuncusunu cıkartıp en azından denge getirmeye çalıştı.
devre arası ise müthiş bir taktik mücadelesi vardı. şenol güneş adeta trabzonsporlu oyuncuları fişeklemiş halde sahaya sürmesinin bedelini erken gelen golle taçlandırdı. schuster ise bu manevraya ortaalanı kuvvetlendirmekte buldu. fernandes hamlesi ile neredeyse golü de aradı.
evet maç beşiktaş'a yaradı ancak. defanstaki kademahataları ile yapılması gereken işler oldugunun da altını çizdi. yapılan transferlerin dogru hamleler oldugunu tüm futboldan anlayanalr biliyor. bu sakın kazanırken düşünülen bir olgu oldugunu sanmayın. gidenlere de bakın. eger kademe hatalarına karşı bir önlem alırsa schuster hücum alanı zaten görevini yapacak. çünkü bu bir ekip oyunu. defans olmadna hücum ile maç kazanılmaz. bu tam tersi de düşünülebilir. sadece defans sadece günü kurtarır maçı değil.
ilk onbirin değişmez adamları olan Hakan Arıkan, ibrahim Üzülmez, Bobo, Ekrem Dağ, Necip Uysal ve Fabian Ernst in yedek soyunduğu, ilk onbirin değişmezlerinden olacağı belli olan Manuel Fernandes in bile yedek olduğu dolayısı ile beşiktaş ımın yedek oyuncu ağırlıklı sahaya çıkıp trabzonspor u yendiği maçtır.
ilk yarı ağzım açık izledim,ikinci yarı rahat izledim, her ne kadar trabzon toparlanmış olsa da beşiktaşın istediği an gol atabileceği gibi bir hissiyat var artık içimde, ama bundan sonra nasıl olacak bilmiyorum ersan gibi kadroya ilk yazılacak adamlardan birinin olmayışı, alternatif olarak yabancı stoperlere yöneltecek ve bu da hucum hattındaki kadro yapısında revizyona sebep olacak gibi geliyor umarım düşündüğüm kadar kötü olmaz. ya da ekrem dağ bir an önce form tutup hilbert'i aratmaz.
beşiktaş 2 - 1 yendi diye üzüldüğüm maç - hugo almeida'nın trabzonspor defansını sırtında taşıdığı ve her seferinde de ellerini kaldırdığı (adam "sadece taşırım, düşerseniz karışmam" diyor herhalde) maç - hugo almeida'nın girdiği bir gol pozisyonunun ofsayt gerekçesiyle geri alındığı maç (olmadı, yani cümle, ama umurumda değil tabii) - hugo almeida'nın net bir pozisyonda direği nişanladığı maç (kiminle ulan?) - simao ve fernandes'in çok güzel şutlar çektiği maç - quaresma'nın onur'u bakakaldırdığı maç (hemen hemen). en az beş atardık be.
giray denen futbolla hiç alakası olmayan, vurup kaçan bir dallamanın ersan'ı sakatlamasından sonra yerine oynayabilecek tek oyucu sivok olacaktır. 6 yabancı sınırından dolayı ilerideki yabancılardan birisi alacaktır hoca kimi alsa zararı olacaktır.
