maç saati sebebiyle birçok kişinin izleyemediği karşılaşma.
yalnız izleyen arkadaşlardan aldığım sağlam duyumlara göre gençlerden gerisi yalanmış haci abi. necip süpermiş, rıdvan ona keza ki, rıdvan bu sezon bir maçta çok az süre almasına rağmen cayır cayır top oynamıştı da denizli genç yetenek değirmeni olduğundan unutmuştu çocukcağızı.
tabata bu sikimsonik maçta bir bir hiçmiş. ulan buna rağmen hala tabata hariç herkes topun ağzında ya, allah belanı versin koca kafalı -kimi kast ettiğim açık- herif.
bir de konya şeker 45 ila 70. dakikalar arasında süper oynamış hatta baya baya saç baş yoldurmuşlar kaçırdıklarıyla.
valla biz öyle duyduk cevahir.
cuma günü olackaları da söyleyeyim, sağ bekte rıdvan değil, ekrem bodosu oynar. tabata sahadaki yerini alır, nihat 35-40 metreden vurur toplara.
ha bu arada az nostaljiyeye bağlayayım lan, nihat sociedad'a gitmeden en son golünü -hatta golelrini 2 tane atmıştı- antalya atatrük stadında atmıştı da maç 4-1 bitmişti. nedense aklıma esti öyle.
zorlu geçen karşılaşmayı beşiktaş kazandı ve grup sonuncusu konya şekerspor oldu. nihat bu zorlu karşılaşmada 2 gol attı. beşiktaş gelecek için umut verdi. böyle bi maç işte.
sırf necip, rıdvan, gökhan ve cumali için bile o soğuğu çekmeye değerdi.
bir düzen veya oyun planı beklenmeyecek, bekleyenlerin ise hayal göreceği maçtı. sonuçta presti maçı, belli ki rakip incelenmedi üzerinde taktik planlama yapılmadı. zaten maç kampı bile yapılmadı. çocuklara çıkın oynayan dedi hoca.
çıktılar oynadılar. olay bundan ibaretti.
4 gol gördük fazlasını da görebilirdik, bu da güzeldi.
beşiktaş'ın ikinci golünde holosko'nun nihat'a verdiği pası, nihat 10 defa replay yapsın ve takım oyunu nasıl olurmuş görsün. nitekim kendisi olsa mutlaka kaleye vururdu.
takım morali açısından iyi bir maçtı, son şampiyonun kupaya vedasıydı.
ve umarım yıldırım demirören'i başkanlıktaki son inönü maçıydı.
ve son olarak da;
"inanın çocuklar, çocuklar inanın,
güzel günler göreceğiz, güneşli günler..."
100-150 tane beşiktaş seyirci vardı herhalde onlarda yıldırım demirören yeter diye bağırıyodu beşiktaşlı değilim ama sanırım bu beşiktaşın geldiği içler acısı durumun bir göstergesi.
necip ve rıdvan'ı izlerken zevk aldığım hele ki necip'in defansif özellikleri, gücü ve hızı beni gerçekten çok etkiledi. rıdvan'ı ise sezon başında böyle oynayacaksa niye ekrem ile ömrümüzü çürüttü bu hoca anlamıyorum. ayaklarına gayet hakim. tello yine eski tello değil. önceden attığı pas, çektiği şut ıskalamazdı şimdi herşey tersine döndü. son olarak nihat'tan bahsetmek gerekirse saha içinde olmamasına rağmen 2 tane gol attı o da bir gelişmedir ama yine de allahtan holosko düzeldi.
beşiktaşın paramparça ve dağınık oynadığının en güzel göstergesi olmuştur. konya şeker spor bjkden kat kat iyi oyun ortaya çıkarmıştır. 8 milyon dolarluk tabata o fiyatı neden haketmediğini bir kez daha göstermiştir.
nihat kahveci ve mert nobre'nin bir alt klasmanda oynasalar fırtınalar estireceklerini gördüğümüz maç. ama gençler şahane diyecek laf yok onlara, hele necip uysal.
bizi iş yerinden kaçırmak isteyen tff'nin saat 5'e koyduğu maçtır.
ama en dikkat çekici olanı ise prestij maçı olmasına, olumsuz hava şartlarına ve rakibin 2.lig 2.klasman ekibi olmasına rağmen yd'nin bilet fiyatlarını normal bir lig maçı kıvamında piyasaya sürmesidir. istediğin kadar hinlik yap, istediğin kadar kongre öncesi plan yap "yeter ulan demirören" diyeceğim bugünde.
sonuç olarak kar maskemi, eldivenlerimi, formamı, çift çorabımı, yün fanilamı hazır ettim, ofisten kaçmak için geri sayım yapıyorum.
"hiçbir şeye değişilmez, senin sevgin bu dünyada!!!"
sonucunda sıfırcı mustafa'nın sıfır halkasına yeni birini ekleyeceği maç olabilir. konya şekersporlu uzun saçlı top sakallı forvet oyuncusu çok etkili bir silah. eğer beşiktaş onu durduramazsa mağlubiyet kaçınılmaz olur. valla eğer jimnastik klübü kazanmak istiyorsa ortasahayı kalabalık tutup kanatlardan yüklenmeli. bobo ve holosko defansın arkasına sürpriz koşular yapmalı. varını yoğunu ortaya koymalı filan. beşiktaşla taşak geçtiğim filan yok lan cidiyim bak.