--spoiler--
istanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2011/63 E. Sayılı dosyada görülmekte olan şike ve teşvik primi davası kapsamında adı geçen, TTF ile ilgili gerçek kişilerin eylemleri değerlendirilerek bu eylemlerin ilgili kulüplerin disiplin sorumluluğunu gerektirip gerektirmeyeceğinin tespit için rapor hazırlanması, Kurulumuzdan, 19.03.2012 tarihli karara istinaden Başkanlık yazısı ile talep edilmiştir.
Kurulumuz, sevk yazısı çerçevesinde kendisine teslim edilen evrak üzerinden çalışmalarına başlamış ve dosyada adı geçen gerçek kişilerin, dosyadaki beyanları ile yetinmeyerek, bizzat Kurulumuz ya da yetkilendirilen üyeleri huzurunda sözlü beyanlarına da başvurmuştur. Kurulumuz aynı zamanda dosyadaki bilgilerden hareketle, Cumhuriyet Savcılığı ya da Mahkeme tarafından dinlenmeyen kişilerden de beyan almıştır. Bu çerçevede Kurulumuz ilgililerden tutuklu olanların beyanlarını Metris Cezaevi'nde, tutuksuz olanların ise TFF Binası'nda ve gerektiğinde ilgilinin tedavi gördüğü sağlık kurumunda almıştır.
Yine sevk yazısı gereği Kurulumuz, Spor Toto Teşkilat Başkanlığı'ndan alınan, şike ve teşvik primi iddialarına konu müsabakalarla ilgili olarak, sabit ihtimalli ve müşterek bahislerde, "normalin dışında bir bahis trafiğinin olup olmadığı ve oyun sisteminin alarm verip vermediği" yolundaki detaylı bilgileri de dikkate almıştır.
iddianamenin düzenlenmesinden önce TFF Başkanlığı'nca Kurulumuza teslim edilen evrak 26 klasör iken, iddianamenin kabulünden sonra 70 klasör olmuştur. 70 klasör evrak münhasıran şike ve teşvik primi ithamları ile ilgili kolluk fezlekesi, iletişim tespiti ve görüntülü fiziki takip tespit tutanakları, kolluk sorgu tutanakları, savcılık soruşturması ifade tutanakları, mahkeme önündeki sorgu tutanakları, iddianame, iddianamenin kabulü ve kamu davası açılmasına ilişkin karardan oluşmaktadır.
Etik Kurulu Talimatının 8. maddesi uyarınca Kurulumuz yaptığı incelemelerde ilgili kişi ve kurumların bilgi ve ifadesine başvurma yetkisi ile donatılmıştır. Somut bir iddianın doğru olup olmadığı konusunda objektif olarak sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için, iddia konusu vakıaların aydınlatılması bakımından ilgililerin ifadelerine başvurulması, itham düzeyindeki iddialara karşı açıklamaların alınması ve bazı yetkili kişi ve kurumlardan bilgi ve belge temin edilmesinin zorunlu olduğu tartışmasızdır. Bu husus hukukun tüm alanlarında geçerli olan "hukuki dinlenilme hakkı" ve maddi gerçeğin araştırılması zorunluluğunun gereğinin yerine getirilmesi bakımından da önemlidir. Kurulumuz bu çerçevede gerek gördüğü ilgilileri dinlemiş ve sundukları delilleri de değerlendirmiştir.
Etik Kurulu tarafından yapılan çalışma bir nihai karar değil, sadece mevcut durumun mümkün olan her türlü bilgi ve belgeye başvurularak tespiti çalışması olduğundan, somut vakıa tespiti ile yetinilmiş ve bu vakıalara uygulanması muhtemel hukuk kurallarının (UEFA ve FIFA mevzuatı ile TAS ve CAS içtihatları dahil) yorumu ile vakıalar hakkında bu kurallar çerçevesinde hukuki bir sonuca varılması şeklinde bir muhakeme faaliyeti gerçekleştirilmemiştir. Zira Etik Kurulu, TFF Etik Kurulu Talimatının 8. Maddesi gereği, disiplin soruşturması ve yargılaması yapan bir kurul değildir ve şike ve teşvik primi iddiaları hakkında karar verme yetkisi yoktur. Rapor hukuki niteliği itibariyle şike ve teşvik primi iddiaları hakkında disiplin hukuku yönünden karar verme mercii olan TFF Yönetim Kurulu'na hitaben hazırlanmış bir mütalaadır.
Kurulumuz kendisine tevdi olunan dosyalardaki belgeleri, hakkında şike ve teşvik primi iddiaları bulunan müsabakalar bazında tasnife tabi tutmuş; oluşan dosyaları üyeleri arasında paylaşarak çalışmaya başlamış, her üyenin hazırladığı taslağı Kurul olarak müzakere etmiş ve müzakerenin tamamlanmasından sonra ise tüm dosyaları birleştirerek ortak rapor haline dönüştürmüştür.
TFF Yönetim Kurulu tarafından Kurulumuza sevkedilen dosyanın, aynı zamanda 6222 sayılı Kanun uyarınca Özel Yetkili istanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılamaya konu teşkil etmesi bakımından, Kurulumuzca yapılacak incelemenin ceza yargılamasının sonuçlanmasından sonraya ertelenmesinin gerekip gerekmediği hususu Kurulumuzca tartışılmış; ceza yargılamasının sonucunun beklenmesinin spor hukuku ilkelerine aykırı olacağı, ayrıca ve özellikle ülkemizde ceza yargılamasının uzun bir süreç gerektirdiği gerçeği karşısında, spor hukuku yönünden yaptırım uygulanmasının gecikmesinin futbolun güvenilirliğinin sarsılmasına neden olabileceği gerekçeleriyle ceza davasının sonucu beklenmeksizin çalışmaların tamamlanmasına karar verilmiştir.
Her ne kadar, TFF Yönetim Kurulu sevk yazısında şike ve teşvik primi iddialarından söz edilmiş ise de, Kurulumuzca bu iddialar incelenirken tespit olunan bazı eylemlerin etik kural ihlali olarak değerlendirilebileceği ve bu yönden Kurulumuza sevkinin uygun olacağı da raporda belirtilmiştir. Bu yönden Kurulumuza sevk yapıldığı takdirde anılan eylemler etik kural ihlali yönünde de değerlendirilebilecektir.
Kurulumuz, yaptığı inceleme ve değerlendirmeler sonunda, müsabakalardaki eylemler bakımından ilgili bazı kişiler hakkında, "şike", "şike teşebbüsü", "teşvik primi" veya "teşvik primine teşebbüs" şüphesinin mevcut olup olmadığı ve bu kişilerin eylem ve davranışlarının kulüplere izafesinin mümkün olup olmadığı bakımından kanaate ulaşmıştır; bazı müsabakalar bakımından ya da olaylarda adı geçen kişiler açısından ise "kanaat oluşturmaya yetecek kanıt bulunmadığı" şeklinde görüş bildirmiştir. Ayrıca Kurulumuz, dosyadaki kanıtlar çerçevesinde bazı kişilerin, Savcılık evrakında "şüpheli" olarak belirtilmelerine rağmen, "somut olayla ilgisini gösteren kanıt bulunmadığı" yönünde kanaat bildirmiştir.
Bundan başka dosya kapsamında şüpheli olmakla birlikte özellikle lisanssız futbolcu menajerleri gibi futbol ailesi dışındaki şahısların fiilleri de değerlendirilmiş ve bu kişilerin eylemleri hakkında da kanaat oluşturulmuştur.
Kurulumuza sevk edilen dosyada Spor Toto Süper Ligi, Ziraat Türkiye Kupası ve Bank Asya 1. Liginde oynan müsabakalarla ilgili iddialar birlikte bulunmasına rağmen, Kurulumuz, bu üç gruba ilişkin dosyaları ayırarak, işbu raporda sadece Spor Toto Süper Ligi ve Ziraat Türkiye Kupası'nda 2010-2011 sezonunda oynanan müsabakalardaki şike ve teşvik primi iddiaları hakkında görüş bildirmiştir. Bank Asya 1. Ligindeki müsabakalarla ilgili iddialar hakkındaki çalışmasını ise ayrı bir raporla Yönetim Kuruluna bildirilecektir.
işbu rapora konu iddialarla ilgili 15.08.2011 tarih ve 2011/8 Esas, 2011/7 karar sayılı Kurulumuz raporu ile işbu rapor arasındaki farkın vurgulanmasında yarar görülmüştür: ilk rapor, Temmuz 2011 tarihinde Etik Kurulu'na teslim edilen dosyada mevcut Cumhuriyet Savcılığı soruşturma evrakı ve özellikle kolluk fezlekesi ve ekleri ile sınırlı olan ve gizlilik kararı gereği dosyada adı geçen ilgililerin beyanları alınmadan ve gerekli deliller toplanmadan hazırlanmış olan bir rapordur. ilk rapor çalışmasına konu evrakın, sadece iddia makamının iddiasına dayanak aldığı iletişim tespit tutanakları ve fiziki takip tutanaklarından ibaret olması sebebiyle, ilk raporda ilgililerin iddiada yer alan somut vakıalar hakkındaki açıklamaları ve bu açıklamaları destekleyen delillerine hiç bir şekilde ulaşılamamıştır. Bu sebeple, ilk raporun giriş bölümünde, o raporun eksiklikleri belirtilmiş ve gizlilik kararının kalkmasından sonra, dosyanın tekrar Kurulumuza sevk edilmesinin uygun olacağı vurgulanmıştı. işbu rapor ise, tez niteliğindeki iddia ve dayanakları yanında antitez niteliğindeki savunma ve dayanaklarının da değerlendirilebildiği bir çalışmanın ürünü olmuştur. Kurulumuz somut vakıa iddialarının doğru olma ihtimalinin derecesi konusunda ayrıntılı bir müzakere süreci yaşamış ve objektiflik ilkesine azami derecede özen göstermiştir.
Kurulumuzun raporu TFF Yönetim Kurulu'na sunulmak üzere TFF Başkanlığı'na tevdi edilmiştir.
saygıdeğer hiçbir kurumun ve kişinin saygı ile yaklaşmayacağı rapordur.
şimdi madem bu adamlar suçsuz ya da kanıtlar yetersiz, neden kaç aydır içerdeler? diyelim ki bu rapor taraflı kişilerce hazırlandı, adamlar suçlu ama örtbas edilmek isteniyor, yani şike ve teşvik var ama hasıraltı edilmeye çalışılıyor, bu ülke futbolu nereye gidiyor? ve gene madem örtbas edilecekti, neden bu adamlar kaç aydır içeride ve bu fırtınalar koptu?
bir işi de doğru düzgün yapsak, birileri suçlu ise çatır çatır söylesek olmuyor değil mi? sonra oturup diyoruz ki "aman cüneyt çakır şampiyonlar liginde nasıl maç yönetti de neden bizim ligimizde yönetemiyor?". nasıl yönetsin adam bu koşullar altında?
uefa ve fifa'nın ortalığın mına koymasına az kaldığının resmi belgesidir. çok kaşındın pepelek tüpçü.
edit: aradan 2 saat sonra edit gelen haberlerden sonra bu kesin gibi bir şey.
işine gelenin sevindiği, işine gelmeyenin sevinmediği rapordur. hayırlısı olsun. ha bence de trabzonspor'un temize çıkması hoşuma gitmez o maçları gördükten sonra. neyse efendim, bekleyip göreceğiz artık.
yıllar önce galatasarayın şike olaylarına karıştığına dair gerekli incelemeleri yaptıktan sonra verdiği karardaki gibi, kanaat getirdik ama delil yetersiz diyerek geçiştirilmiştir.
--spoiler--
Kurulumuz, yaptığı inceleme ve değerlendirmeler sonunda, müsabakalardaki eylemler bakımından ilgili bazı kişiler hakkında, "şike", "şike teşebbüsü", "teşvik primi" veya "teşvik primine teşebbüs" şüphesinin mevcut olup olmadığı ve bu kişilerin eylem ve davranışlarının kulüplere izafesinin mümkün olup olmadığı bakımından kanaate ulaşmıştır; bazı müsabakalar bakımından ya da olaylarda adı geçen kişiler açısından ise "kanaat oluşturmaya yetecek kanıt bulunmadığı" şeklinde görüş bildirmiştir
--spoiler--
görüş bildirdiğini belirtiyor etik kurulu burda.. olumsuz bir görüş belirttik demiyor ki. ayrıca tam tersi "bazı müsabakalar bakımından ya da olaylarda adı geçen kişiler açısından ise "kanaat oluşturmaya yetecek kanıt bulunmadığı" şeklinde görüş bildirmiştir" diyerek bazı musabakalarda yeterli kanıtı buldugunu belirtmişlerdir kanaatimce..
fenerbahçe'nin şike yapmadığına kanaat getirmiştir. fener şike yapmıştır deseydi bu rapor, herkes görüş birliğinde olurdu muhtemelen. ama şimdi ya fener federasyonu satın aldı, ya da uefayı satın aldı.
kururmumuza bi sevk geldi hemen de çalışmalara başladık, dosyadaki bilgilerle yetinmedik gittik görüştük konuştuk falan.
mahkeme tarafından dinlenmeyen arkadaşlarla bile görüştük.
çok güzel çalışıyoruz inceliyoruz etik etik dinliyoruz derken bi yazı daha geldi. bunun üstüne iddia oynayan arkadaşların yatan kuponlarını inceleyip bir de sistem kuponu yaptık.
bize 26 tane klasör geldi bi baktık 70 olmuş. daha artmaması yönünde etik etik temennilerde bulunduk.
bizim talimatların 8. maddesince donatıldığımız hakla arkadaşları bi daha dinledik.
biz nihai karar organı olmasakta nihai arkadaşlara yardımcı oluyoruz.
biz dosyaları arkadaşlar arasında bölüştük okuduk.
bide baktık şike yokmuş. öyle kanaat oluştu(ruldu) bizde.
futbolu siktik attık. yok lan sikmedik. kullanmayız öyle argo kelimeler etik kuruluyuz biz.
fenerbahçe'nin cas davası namusumuzdur deyip, davayı geri çektiği gün yayınlanmıştır bu rapor ve insanları artık aleni bir şekilde aptal yerine koymaya devam etmektedirler.
disiplin talimatları o kadar açıkki... hadi şike ve teşviği geçiyorum... bunlara teşebbüs bile suçken kim kimi hangi mantık ve hangi hukuki anlayışa göre aklıyor aklım hiç almıyor.
fenerbahçe taraftarında sanırım ip koptu artık. en çok siz aptal yerine kondunuz bilmiyorum farkında mısınız? en çok siz kullanıldınız farkında mısınız?
bu insanların gözünün içine baka baka siz salaksınız, biz ise birilerinin kuklasıyız ve görevimizi size rağmen yaparız demektir.
şimdi herkes gerizekalı rolü yapacak ve
- aaaa, meğer şike yokmuş diyecek.
yarından itibaren bütün basın zavallı aziz yıldırıma yapılan haksızlıktan filan bahsedecek.
ilk etik kurul "5 maçta şike yapılmıştır" demesine rağmen ikinci bir kurul "şike yok" diyor.
ve hep beraber buna inanacağız.
bu etik kurulu türk futbolunun zaten yerlerde sürünen "etiğini" kaldırıp tecavüz etmiştir.
son olarak : bir galatasaray taraftarı olarak galatasaray lı futbolculardan bu federasyonu temsil eden milli takımdan feragat etmelerini bekliyorum. etmezlerse kendilerinin de bu federasyon başkanı ve etik kurul ile aynı derecede şerefe sahip oldukları kanısına varacağım.
tanım: içeriğinden bir çok senaryo üretilebilecek rapordur.
ör: fb şike yaptı dediler..fb yapmadım dedi.. uefa, fb'yi şampiyonlar liginden men etti.. fb ben şike yapmadım dedi, 45 milyon euro'luk dava açtı.. bu dava ' bizim namusumuzdur' dedi.. yani fb sonuna kadar temiz olduğunun arkasında..45 milyon euroluk bir namus davası..
aylar geçti...
şike davasıyla ilgili olarak tff etik kurul'u bir rapor hazırladı.. aynı gün, fb 45 milyon euroluk namus davasını geri çekti..
aga, fb madem rapora göre temiz ve suçsuz, peki neden uefa'ya gidip ' alın lan bakın bu rapor buda temiz belgem verin benim 45 milyon euromu diyeceğine davayı geri çekiyor..
raporda ne yazıyor? ters psikoloji mi yapıyorsunuz lan yoksa?
-iDDiANAMEDE adı geçen tüm kişilerle yüz yüze görüşen tutuklu sanıkların ifadelerini Metris’e giderek alan Etik Kurulu, kişilerle ilgili yaptığı değerlendirmede ise F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım’a yönelik hiçbir suçlayıcı delile ulaşamadıklarını ve Yıldırım’ın iddianamede adı geçen şike ve teşvik girişimlerinin hiçbirinde yer almadıklarına dair kanaatlerini de yazdılar. Kurul ayrıca F.Bahçe’nin mali işler sorumlusu Tamer Yelkovan’la da ilgili suçlayıcı bir delil ve bulguya rastalamadıklarını da belirtti.
Tamer Yelkovan kim? Fenerbahçe Spor Klübü'nün muhasebecisi.
Bu adam temizse şayet; bu demektir ki, Fenerbahçe Spor Klübü'nün bütün parasal hareketleri de temizdir.
Eğer Fenerbahçe Spor Klübü'nün bütün parasal hareketleri temizse şayet, Fenerbahçe Spor Klübü, şike yaptığı takımlara ne vermiştir de adamlar maç satmıştır?
" fenerbahçe suçsuz denilen tüm kararlar yanlıştır bu da yanlıştır demek ki"... tırnak içinde yazılan bir kazma bakış açısını okudunuz. yahu adamlar şike yok diyor ama karar yanlış diyorsunuz, şike var deselerdi doğru olacaktı. be beyin kıtlığı çekenler, be üzüm yeme derdinde değil de üzümcüyü zikme peşinde koşanlar... kurul mecbur mu sizin istediğiniz kararı vermeye? bilmem kaç klasör belge okunmuş, bilmem kaç kişiyle görüşülmüş siz pc başında sözlüğe bakıp diğer sekmede de porno film izlerken. şimdi istediğiniz olmayınca fifa gelsin yüzümüze attırsın, uefa gelsin 69 yapalım diyorsunuz. siktirin gidin beğenmiyorsanız oynamayın beyin kıtı öküzler. bu sene hepinize yarım kadroyla çatır çatır koyan takımın şikeye falan ihtiyacı olmadığı ortaya çıkmıştır. trabzonspor' a kupasını demirci mustafa abiye yaptırıyorum. haftaya kargoyla göndericem. üstüne mi otururlar müzeye mi koyarlar bilmiyorum.
edit: ulan bu 6saraylılar ve hamsisporlular yüzünden power ranger olamıyorum bi türlü. yine coşacak eksiler.
Başkanını aklayacaksın,
Muhasebecisini aklayacaksın,
Sonra "ama bunlar şikecidir" demeye devam edeceksin
Adama sormazlar mı "madem bu takım şikeci, neden muhasebecisini aklıyorsun? madem bu takımın muhasebecisini akladın, neye dayanarak bu takıma şikeci diyorsun? bu adamlar para karşılığı maç satın almadıysa, ne karşılığı maç satın aldı?" diye...
özetleyecek olursak rapora göre;
fenerbahçe, trabzon, beşiktaş, aziz yıldırım ve sair hiç kimse hakkında suç deliline rastlanmamıştır. ama şike olduğu tespit edilmiştir.
lakin suç delili olmayıp şike olması şöyle açıklanmalıydı.
"üzerinde atatürk'ün resmi olan paralar kendi kendine hareket edip, yine kendi kendine birtakım yerlere ulaştı, böylece şike yapıldı ve teşvik verildi..."
yahu koca koca adamlarsınız, takım elbiseler giyip kravat takıyorsunuz da bari adam gibi rapor hazırlayın be amına koduklarım...