bütün sorumluluğu futbolculara atmak ayıptır, yazıktır. önce tff başanı ve daha sonra teknik adamın futbola bakış açıları tartışılmalıdır. semih hata yapabilir, hamit dereğe çakabilir, burak gol atabilir ya da umut formsuz olabilir. bunları görevlendirecek kişi abdullah avcıdır. hiç bir futbolcunun suçu yoktur.
dedelerimizin kaderini yaşayacağımızı gösteren maçtır. benim dedem de tek dünya kupası görmüş ve ikinciyi göremeden ölmüş. sanırım benim de gördüğüm göreceğim tek dünya kupası 2002 olacak. umarım çocuğumun kaderi benimkine benzemez.
yok yok sövmeden olmayacak. siktiğimin grubunda yendiğimiz iki takım var, biri estonya biri andorra. estonyayı hakem kıyağıyla yendik, andorrayı yenmeyeni de dövüyorlar zaten. teknik direktör dediğin adam, kazanma ihtimali yarı yarıya ve daha düşük olan maçlarda çıkar ortaya. şenol güneş bu yüzden ülkenin medar-ı iftarı. fatih terim(hiç hazzetmesen de) o yüzden en önemli teknik direktör. ertuğrul sağlam o yüzden efsane. ama yani şu an milli takımı bana versen bu puanı ben de alırdım. üstelik öyle milyon liralar da istemeden. sevgili abdullah avcı ise, sanki ispanyayla berabere kalmış gibi amk. az önce bahsettiğim teknik direktörleri düşünelim. şenol güneş, 2004 avrupa şampiyonası play-off maçını şanssız bir şekilde kaybettiğimiz için istifa etti. fatih terim(göstermelik de olsa) 2008 avrupa şampiyonasında yarıfinalde elenince istifasını verdi. ertuğrul sağlam, belki de kendisinden başka hiçkimsenin başaramayacağı bir şampiyonluğa rağmen başarısız olduğunu düşünüp istifa etti. peki sevgili abdullah avcının istifa etmesi için daha ne olması gerek? andorraya yenilmemiz mi? eğer öyleyse, andorra maçında ben andorrayı tutuyorum.
türk futboluna tokat gibi maçtır. şimdi arada 2-3 tane iyilik perisi çıkıp hasbelkader bir matematik ortaya çıkarıp umudun sürdüğünü söyleyebilir, lakin durumu bundan da kötü algılamak farz oldu.
maça gelince vasat üstü bir oyunu vasat üstü bir takıma biraz kabul ettirip bir gol bulduk ama akabinde öyle bir gol yedik, her zaman olan ve yediğimiz mental eksikliği tavan yapmış türk futbolu gollerinden.
yani yeni bir hadise değil.
hele semih kaya gibi genç bir adama bu konuda yüklenmek ise tamamen salak saçma bir futbol izleme ve yorumlama mantığından kaynaklanır. bunu dün de kısaca yazdım.
(bkz: semih kaya/#19144605)
ya da gökhan gönül gibi bir adama 4 tane top stop edemedi demek veya selçuk gibi bir adama 2 ara pası atamadı demek gibi. bunlarda en ufak bir zeka pırıltısı göremiyorum. ve gülüyorum. harbiden gülüyorum. milli takımda takım mantığı olmaz, olmamalı. ama topyekun biz taraftarlarda ve yönetimlerde bile bu var aslında, bir aşamadık şu kulüp mantığını, kulüpçülük klişesini amk!
bana "serdar aziz niye oynamadı" de eyvallah, bana "hamit yerine önce mevlüt umut'un yerine girmeliydi" de, "a.avcı'nın gözünde perde mi var" de, maç 1-1 olduktan sonra "anında 2 oyuncu niye değişmedi" de, "89'da gencecik bir adam oyuna mı sokulur" de, "sana galibiyet lazım, hoca uyuma" de, ""de allah de"" arkadaşım!
ama bu saçma sapan işlerle gelme bana ya!
sonuç olarak bu futbolu uzun (30 yıldır bu tezgah aynı, hep bir rant ve siyaset işin içinde) yıllardır seyreden biri olarak halen daha defaten tekrarladığım aynı iddiamın arkasındayım; bu memleketi talan eden siyaseti lütfen türk sporu ve futbolu üzerinden çekin artık, bırakın futbol siyasetin dışında kalsın.
3 paralık hayata daha umutla bakmamızı ve motivasyonumuzu sağlayan ve bize az buçuk keyif veren şu oyundan çekin ellerinizi, yeter!
çok güzel oldu brezilya'ya gidemiyor olmamız. federasyon veya sorumlu her kimsenin bu rezaletten sonra bir değişiklik yapmasını istiyoruz, brezilya'ya gitmemek böyle bir talebe vesiledir. gerçi hiç bir ciddi değişikliğin gerçekleştirileceğini düşünmüyorum ya..
bir de şöyle düşünelim: şu kadroda avrupa'nın 5 büyük liginden birine giden ve orada kalıcı olan kaç kişi var Arda dışında ? bu sorunun cevabını en az 7 veya 8 kişiye çıkarmadığımız müddetçe.. başarıyı unut.
Türkiyeden bi bok olmayacağını bir kez daha kanıtlamış maçtır. Sen kendi sahanda Macaristan'ı bile yenemiyorsan zaten Brezilya'da olma arkadaşım ne gerek var.
sistemi olmayan yerde normal sonuçla bitmiş bir maç.
ispanya bu duruma tam 30 yılda geldi. 92 barcelona olimpiyatları için başlatılan atak adamları hemen her spor dalında zirveye taşıdı. misal almanya 90'ların sonu 2000'lerin başındaki bocalama dönemi hariç (ki o dönemde bile 1 dünya kupası finali oynadılar) hep bir yapılanma içinde oldu ufkunu açtı ve ülkesindeki göçmen nüfusa yöneldi. artık hamit ve yıldıray'ları değil onların 2-3 gömlek altı sercan saraer'i ancak ikna edebiliyoruz.
herkes başarıları terim'e mal etti lakin başarının temelini sepp piontek attı. bugün görüyoruz muhteşem teknik adamlarımızı kimsenin üstüne bir şey katamıyorlar (şenol güneş hariç). altyapı seçmelerinde bile yeteneğe değil bağlantıya göre karar veren bir yapınız olursa bu hale düşerseniz. bu ülkede altyapı seçmelerinde rüşvet dönüyor. millet diyor ki porto nasıl yabancılar buluyor yahu senin takımların türkiye'ye hakim değil. çocuk şöyle biraz göz önünde bir takımda olacak ki farkedilsin. bu arada gökhan gönül fenerbahçe altyapısının oyuncusu olan adam alt yaş milli takımlarında görev yapmamış.
bakıyorsun portekiz'e 4'lediğimiz genç takımdan 8-9 futbolcu yine milli takımda.
sorun andorraya 2 gol atmak veya macarlarla berabere kalmak değil dostlarım. sorun bu iki vasat takıma da bir tane organize atak yapamamak. ayıp lan. umut ne yaptı maç boyu da o kadar süre oyunda kaldı biri bana bunu açıklasın. oyunun en iyisi alperi oyundan almak neyin kafası avcı bi söyle de aydınlat bizi. hala umudumuz var diye aptalcabir açıklama yapılmış maç sonu. berezilya hayal oldu artık bu saatten sonra.
macaristandan daha iyi oynadığımız zorda olsa golü atıp herzamanki gibi dandik bir golle berabere bitirdiğimiz maçtır. tabi doğal olarak ve yeniden elvada dünya kupası elvada rio de janeiro elvada kumsallar ve hayallerim.
sonucu ile şaşırtmayan maçtır kendisi. nedeni abdullah avcı ve tff. milli takım yenildiğinde insan sevinir mi eğer abdullah avcı ve tff gibi faktörler varsa neden sevinmesin.
biz macar arkadaşları kaza bela yenseydik milli takım yine bu çapsızların elinde sürünmeye devam edecekti. en azından bu çapsız arkadaşların gitme ihtimali daha da yükseldi.
devlete ait milli takım değil millete ait milli takım istiyoruz.
sonucu hüsran olacağı zaten belli olan maç. ama benim için değil, ilkyarı ikinciyarı 0/0'a 50 lira bastım 300 geldi. yani bu maç benim için bir depo benzin.
tek amaçları milli takıma umut aşılamak, onu desteklemekti.
yağan yağmura rağmen, bol neşeli, küfürlü atraksiyonlu bir akşam gecirdik.
klasik tribün şovlarından, bol küfürlere, hakemin ta.. noktasından demirörene kadar hersey yapıldı.
yapmayan kenarda duran abdullah avcı, sahada gezinen futbolcular ve yönetimdi.
maç başlamadan evveli macar milli takımının stratejisi, istanbula her gelen takım için söylenen tek ve her zaman doğru çıkan; kontra atak futbolu, yattın mı kalkma, sert oyna, mümkün mertebe oyunu yavaşlat mantığı.
macarlar aynen uyguladılar. hakem'in kaleciye çıkan sarı kartı ve bayaaa bir geç alınmış karardı.
şimdi bize bakalım; ne istedik? ne yaptık?
ilk yarı kaçan yüzde yüz şanslarına bakarsak biraz atraksiyon çalışmışlar, arda ve hasan ali nin kanatlardan ceza sahasına girişleri çalışılmış, arda'nın üzerinden oynamak çalışılmış, onur zaten günündeydi, son vuruşlar ya da sonuca gidecek paslar da son temas burak yılmaz'mış (kaçan gollerde iyice) anladık.
anlamadığımız kademe hataları ve sonuca etki edecek sonuç odaklı atraksiyonlar yoktu. bireysellik yine ön plandaydı.
özetle korkulan başımıza geldi. şimdi abdullah avcı'ya ceza versen, demiröreni yönetimden uzaklastırsan ne olur?
2014' trenini her zamanki gibi kaçırdık. jenerasyonumuz bir önemli turnuvayı daha evinden izleyecek.
umutla değil korkuyla izlenen bilmem kaçıncı milli maç.durumu bu hale sokan başta futbolcular olmak üzere sayın abdullah avcı'ya, tüm iyi dileklerimi sunuyorum.
ayrıca kalan maçlarda bizlere eşlik edecek kişi kesinlikle abdullah avcı olmamalı.eminim ki elinden geleni yapıyordur ama yetenekleri, tecrübesi, seçimleri milli takımı yönetmek için yeterli değil ve her an bize zarar veriyor.yabancı bir teknik adam şu aşamada bize fayda sağlamaz diye düşünüyorum.yerliler arasında takıma bir farklılık katması ve renk getirmesi amacıyla yılmaz vural denenebilir ama tercih edilmezse anlarım yinede benim öncelikli tercihim o olurdu.
bu kadro ve teknik adamla ilerleyen maçlarda da ancak bu kadar yapabileceğimizin net göstergesi olan maçtır, ki bu takımın andorra karşısında bile ortaya koyduğu futbol açıktır.
o değil de macar kaleci kiraly kalecilerin kiralidir. giymiş olduğu eşofman altıyla da pişti olduk zaten.
maçın en önemli hatası elbette semihin di ..
ayakta yatıyor beyefendi , kale ağzında topu uzaklaştıracağı yerde kontrol etmeye çalışıyor, böyle mallık görmedim,
2. önemli hata avcınındı, yanlış değişiklikler takımın dengesini bozdu, gerçi zaten çok iyi oynadığımız söylenemezdi,
son anlarda dikkat etmiştir herkes, top bizden birine geçtiği zaman garip bir şekilde herkes bir birinden uzaklaşıyordu,
yahu kardeşim top istesenize, top almak için yaklaşıp kendinizi göstersenize,
taraftarlar sinirden koltukları tekmeledi haklı olarak
ama hakediyoruz biz, tam ortam güzel olucak derken sik kafalının biri ortaya atlayıveriyor,
işte türkiye, türkler, herşeyimiz böyle maalesef,
bir işin cıvkını çıkarmakta türklerin üzerine yoktur,
tarihten gelen böbür ve kibirli tavırların yansıması bunlar,
gazlama milletiz vesselam,
biraz mütevazı olup şovenistlikten uzak bir şekilde işin özüne baksaydık çok farklı yerlerde olabilirdik,
anlayacağınız kültür ve dünya görüşü meselesi,
herşey birbiriyle bağlantılı ve ilişkili,
ama her işte bir hayır vardır;
bırakın gitmesinler bu takım dünya kupasına gitse geçmiş anılar sayesinde varolan iyi imajımızda yok olacak,
bırakın italyayı, ispanyayı izleyelim, onlardan öğreneceğimiz çok şey var daha..
milli takımın vasat bir futbol oynadığı ve dünya kupası umutlarının artık neredeyse son bulduğu maç. maç hakkında bence çok fazla konuşulacak şey yok. asıl konuşulması gereken konu türkiye'deki milli takım taraftarlığı, milli takım ruhu konularıdır. 3 temmuz günü başlayan şike süreci, öyle veya böyle yıldırım demirören yönetimindeki federasyon tarafından bir şekilde kapatıldı ve artık bu süreç bitmiştir dendi ama gerçek öyle değil. süreç hala bitmedi. evet belki kağıt üzerinde tamamlanmış olabilir ama insanların zihninde hala devam ediyor. türkiye'de bugün milli takımın maçında dahi insanlar kulüpçülük yapıyor. burak gol attı diye üzülenler semih hata yaptı diye sevinenler vs.. bütün bunlar tek bir şeyin göstergesi, ne yazık ki futbolda da milli bütünlük yok. yıldırım demirören o koltuktan inmediği sürece bunun tersine dönmesi imkansız. çünkü adam başlı başına bir sembol birçok insan için; "şikeyi aklayan adam". o orda oturduğu sürece insanları birbirine düşman eden mazi hiç unutulmayacak ve bu bütünlük, milli takım taraftarlığı ruhu hiçbir zaman gerçekleşmeyecek. ama sanırım kendisinin gitmeye hiç niyeti yok. yazık.
arda turan'ın hala kadıköy'de çalım atmaya çalıştığı söylentileri gelmektedir, maç sonunda. bir insan kendi takımında iyi milli takımda bu kadar mı kötü oynar. bildiğin mahalledeki topun sahibi çocuk gibiydi. top benim en çok ben oynayacağım. aldığı bütün topları ezdi. hasan şaş gibi hem kendine hem rakibe çalım attı. ne zaman ki orta yapmaya karar verdi, gol oldu zaten.
çok iyi oynamadık ama kazansaydık iyi olacak maçtı. en azından heyecanlanırdık. o da kalmadı artık. 2014 dünya kupası gene bizim için heyecansız geçecek. peki abdullah avcı bunun hesabını nasıl verecek?