macaristandan daha iyi oynadığımız zorda olsa golü atıp herzamanki gibi dandik bir golle berabere bitirdiğimiz maçtır. tabi doğal olarak ve yeniden elvada dünya kupası elvada rio de janeiro elvada kumsallar ve hayallerim.
sorun andorraya 2 gol atmak veya macarlarla berabere kalmak değil dostlarım. sorun bu iki vasat takıma da bir tane organize atak yapamamak. ayıp lan. umut ne yaptı maç boyu da o kadar süre oyunda kaldı biri bana bunu açıklasın. oyunun en iyisi alperi oyundan almak neyin kafası avcı bi söyle de aydınlat bizi. hala umudumuz var diye aptalcabir açıklama yapılmış maç sonu. berezilya hayal oldu artık bu saatten sonra.
sistemi olmayan yerde normal sonuçla bitmiş bir maç.
ispanya bu duruma tam 30 yılda geldi. 92 barcelona olimpiyatları için başlatılan atak adamları hemen her spor dalında zirveye taşıdı. misal almanya 90'ların sonu 2000'lerin başındaki bocalama dönemi hariç (ki o dönemde bile 1 dünya kupası finali oynadılar) hep bir yapılanma içinde oldu ufkunu açtı ve ülkesindeki göçmen nüfusa yöneldi. artık hamit ve yıldıray'ları değil onların 2-3 gömlek altı sercan saraer'i ancak ikna edebiliyoruz.
herkes başarıları terim'e mal etti lakin başarının temelini sepp piontek attı. bugün görüyoruz muhteşem teknik adamlarımızı kimsenin üstüne bir şey katamıyorlar (şenol güneş hariç). altyapı seçmelerinde bile yeteneğe değil bağlantıya göre karar veren bir yapınız olursa bu hale düşerseniz. bu ülkede altyapı seçmelerinde rüşvet dönüyor. millet diyor ki porto nasıl yabancılar buluyor yahu senin takımların türkiye'ye hakim değil. çocuk şöyle biraz göz önünde bir takımda olacak ki farkedilsin. bu arada gökhan gönül fenerbahçe altyapısının oyuncusu olan adam alt yaş milli takımlarında görev yapmamış.
bakıyorsun portekiz'e 4'lediğimiz genç takımdan 8-9 futbolcu yine milli takımda.
Türkiyeden bi bok olmayacağını bir kez daha kanıtlamış maçtır. Sen kendi sahanda Macaristan'ı bile yenemiyorsan zaten Brezilya'da olma arkadaşım ne gerek var.
çok güzel oldu brezilya'ya gidemiyor olmamız. federasyon veya sorumlu her kimsenin bu rezaletten sonra bir değişiklik yapmasını istiyoruz, brezilya'ya gitmemek böyle bir talebe vesiledir. gerçi hiç bir ciddi değişikliğin gerçekleştirileceğini düşünmüyorum ya..
bir de şöyle düşünelim: şu kadroda avrupa'nın 5 büyük liginden birine giden ve orada kalıcı olan kaç kişi var Arda dışında ? bu sorunun cevabını en az 7 veya 8 kişiye çıkarmadığımız müddetçe.. başarıyı unut.
türk futboluna tokat gibi maçtır. şimdi arada 2-3 tane iyilik perisi çıkıp hasbelkader bir matematik ortaya çıkarıp umudun sürdüğünü söyleyebilir, lakin durumu bundan da kötü algılamak farz oldu.
maça gelince vasat üstü bir oyunu vasat üstü bir takıma biraz kabul ettirip bir gol bulduk ama akabinde öyle bir gol yedik, her zaman olan ve yediğimiz mental eksikliği tavan yapmış türk futbolu gollerinden.
yani yeni bir hadise değil.
hele semih kaya gibi genç bir adama bu konuda yüklenmek ise tamamen salak saçma bir futbol izleme ve yorumlama mantığından kaynaklanır. bunu dün de kısaca yazdım.
(bkz: semih kaya/#19144605)
ya da gökhan gönül gibi bir adama 4 tane top stop edemedi demek veya selçuk gibi bir adama 2 ara pası atamadı demek gibi. bunlarda en ufak bir zeka pırıltısı göremiyorum. ve gülüyorum. harbiden gülüyorum. milli takımda takım mantığı olmaz, olmamalı. ama topyekun biz taraftarlarda ve yönetimlerde bile bu var aslında, bir aşamadık şu kulüp mantığını, kulüpçülük klişesini amk!
bana "serdar aziz niye oynamadı" de eyvallah, bana "hamit yerine önce mevlüt umut'un yerine girmeliydi" de, "a.avcı'nın gözünde perde mi var" de, maç 1-1 olduktan sonra "anında 2 oyuncu niye değişmedi" de, "89'da gencecik bir adam oyuna mı sokulur" de, "sana galibiyet lazım, hoca uyuma" de, ""de allah de"" arkadaşım!
ama bu saçma sapan işlerle gelme bana ya!
sonuç olarak bu futbolu uzun (30 yıldır bu tezgah aynı, hep bir rant ve siyaset işin içinde) yıllardır seyreden biri olarak halen daha defaten tekrarladığım aynı iddiamın arkasındayım; bu memleketi talan eden siyaseti lütfen türk sporu ve futbolu üzerinden çekin artık, bırakın futbol siyasetin dışında kalsın.
3 paralık hayata daha umutla bakmamızı ve motivasyonumuzu sağlayan ve bize az buçuk keyif veren şu oyundan çekin ellerinizi, yeter!
dedelerimizin kaderini yaşayacağımızı gösteren maçtır. benim dedem de tek dünya kupası görmüş ve ikinciyi göremeden ölmüş. sanırım benim de gördüğüm göreceğim tek dünya kupası 2002 olacak. umarım çocuğumun kaderi benimkine benzemez.
yok yok sövmeden olmayacak. siktiğimin grubunda yendiğimiz iki takım var, biri estonya biri andorra. estonyayı hakem kıyağıyla yendik, andorrayı yenmeyeni de dövüyorlar zaten. teknik direktör dediğin adam, kazanma ihtimali yarı yarıya ve daha düşük olan maçlarda çıkar ortaya. şenol güneş bu yüzden ülkenin medar-ı iftarı. fatih terim(hiç hazzetmesen de) o yüzden en önemli teknik direktör. ertuğrul sağlam o yüzden efsane. ama yani şu an milli takımı bana versen bu puanı ben de alırdım. üstelik öyle milyon liralar da istemeden. sevgili abdullah avcı ise, sanki ispanyayla berabere kalmış gibi amk. az önce bahsettiğim teknik direktörleri düşünelim. şenol güneş, 2004 avrupa şampiyonası play-off maçını şanssız bir şekilde kaybettiğimiz için istifa etti. fatih terim(göstermelik de olsa) 2008 avrupa şampiyonasında yarıfinalde elenince istifasını verdi. ertuğrul sağlam, belki de kendisinden başka hiçkimsenin başaramayacağı bir şampiyonluğa rağmen başarısız olduğunu düşünüp istifa etti. peki sevgili abdullah avcının istifa etmesi için daha ne olması gerek? andorraya yenilmemiz mi? eğer öyleyse, andorra maçında ben andorrayı tutuyorum.
bütün sorumluluğu futbolculara atmak ayıptır, yazıktır. önce tff başanı ve daha sonra teknik adamın futbola bakış açıları tartışılmalıdır. semih hata yapabilir, hamit dereğe çakabilir, burak gol atabilir ya da umut formsuz olabilir. bunları görevlendirecek kişi abdullah avcıdır. hiç bir futbolcunun suçu yoktur.