şu maçı bir hatırlatmak isterim sevgili renktaşlarıma.
bakın, bakın tarihine iyi bakın! sadece 2 sene öncesinden bahsediyoruz. şu takımı bırakın elemeyi, yenemedik lan! ve o takımın başına fatih terim geldi. şimdi birileri çıkıp transfer yapıldı filan diyecek. peki biz haldun üstünel' e neden taptık? transfer yapıyor diye değil mi? demek ki terim' den önce de yapılıyormuş transfer... geldi imparator ve ayağa kaldırdı yerdeki galatasaray' ı. tıpkı basın toplantısında dediği gibi, galatasaray yerde kalmazdı çünkü imparatora göre, her zaman dik durur ve durmalıydı da. bak dostum, arkadaşım, renktaşım; şampiyonluk değil mesele. yani elbette fenerbahçe' nin sahasında şampiyon olmak müthiş bir duygu ama şampiyon olamayabilirdi de galatasaray. ne diyecektik o zaman? ya da gruptan çıkamasaydık bu sene ne diyecektik? ya da süper kupayı kazanamasaydık sezon başında ne diyecektik? terim yetersiz terim kötü mü diyecektik? itiraf edelim bazılarımız diyecekti bunu.
şimdi bazı fenerbahçeli arkadaşlar mağlubiyetleri aykut kocaman' a bağlıyorlar ya hani aynı aykut kocaman galatasaray' a yenilmemiştir 2010-2011 sezonunda. ama dediğim gibi ben terim' i fenerbahçe' yi yendi ya da gruptan çıktı diye sevmiyorum, desteklemiyorum. yani elbette bunlara seviniyorum; bunlar sevgimi, inancımı arttırıyor ama asıl mesele bu değil. futbol bu sonuçta. bugün şampiyon olursun ama yarın fenerbahçe olur. bak koskoca jose mourinhp' nun real madrid' ine. çoktan koptu şampiyonluktan. demem o ki; olur bunlar futbolda. vurursun direkten döner, kaleci çıkarır sonra adam 90' da uzaktan şut atar ve kaybedersin maçı. skorlar, puanlar, kupalar elbette çok önemlidir, belirleyicidir ama işte imparator gibi bir adamı sevmek için bunlar sadece yan unsurdur. esas unsur nedir biliyor musun? esas unsur şu adını telaffuz ettiğim takımı yenmekten aciz galatasaray' ın başına imparatorun gelmesiyle birlikte tüm camiada artan beklenti, oluşan inançtır. dürüst olalım; başımızda terim olmasa o kadar inançlı gidebilir miydik saraçoğluna? o kadar inanabilir miydik gruptan çıkacağımıza, şampiyonlar liginde berbat bir performans gösterdiğimiz o son gidişimizden 6 sene sonra. hani çok sevdiğimiz gerets vardı başımızda, adam gibi adamdı, kraldı ama fatih terim' in inandırdığı şeylere inandıramıyordu işte bize. elimizdekinin değerini bilelim arkadaşlar. bazı kesimin bugün kötü oynuyor diye eleştirdiği, bu kadro ikinci tur için yeterli değil dediği galatasaray' ı bu eleştirilerin muhatabı yapabilen hocadır terim. evet doğru okudunuz çünkü o olmasaydı zaten bugün kimsenin böyle bir beklentisi olmayacaktı galatasaray' dan. beklenti büyük olduğu için eleştiriliyor galatasaray. fenerbahçe' yi yendiği halde, şampiyonlar liginde gruptan çıktığı halde, gruptaki 3 takımı da yendiği halde eleştiriliyor galatasaray.
bizi bu mertebeye tekrar getirdiğin için adı sanı duyulmamış takımlara elenen galatasaray' ı alıp şimdi rakiplerine ''inşallah barcelona çıkar da koyar şunlara'' dedirtebildiğin için teşekkürler hocam. cümleye bakara mısınız; ''inşallah barcelona çıkar da koyar!'' çıkabilir çünkü barcelona. bundan iki sene önce çıkamazdı ama. galatasaray saraçoğluna gider bir 6 daha yer belki ama biliyorum ki başında terim olduğu sürece galatasaray camiası 6-0' dan sonraki gün bile saraçoğluna maça gitse kazanırız inancıyla gider. bu duygu tarifsizdir işte. zaten benim gibi düşünenler, hissedenler anladı ne demek istediğimi anlamayanalar ise başlığa baksın, elendiğimiz takımın adına ve tarihe tekrar baksın!
yönetim ve teknik heyetin galatasaray taraftarlarını çıldırttığı maç olmuştur.
allah aşkına bu yönetim biçiminin bir izahı var mı? galatasaray borç içindeymiş dikkatli transfer yapıyorlarmış. geçin bunları. bu kadar borç vardı da geçen seneki israfı ne ile izah edeceksiniz. taraftarın desteği ile başkanlık koldutuğuna oturan adnan polat ın taraftarın antipati duyduğu adnan sezgin i işin başına getirmesi akıllara zarar bir karar. şu saatten sonra ronaldinho yu getirseniz ne yarar. bu denli büyük bir camia bu kadar amatör yönetilemez. sırf türkiye de prestij yapacam diye başkanlık koltuğuna oturup milyonlarca taraftar kitlesini zıvanadan çıkarmaya ne hakkınız var. forma al , lig tv al , maç bileti al , taraftar hattı al. sırf siz prolarınızı yakıp kameralara poz verin diye yapmıyoruz bunları.
gelelim futbolculara. allah sizi bildiği gibi yapsın. trilyonları cukka yapacaksınız dönüp onca taraftarın önünde basiretsiz futbol oynayacaksınız. önce taşıdığınız formaya saygınız olsun. galatasaray gibi takımda oynuyorsunuz. ulan amatörden adam getirip o faymayı versen az koşar birşeyler yapmaya çalışırdı. kafası kesik tavuklar gibi bir o yana bir bu yana koşuşturup durdunuz. teknik desen sıfır , hırs desen sıfır, mücadele desen sıfır. bunca yıllık galatasaraylıyım bu kadar basiretsiz futbolcu topluluğu izlemedim. yalnız bazı futbolculara da haksızlık etmek istemiyorum. ali turan denen futbolcu bozmasına galatasaray formasını layık görenleri kınıyorum. adam ne orta yapabiliyor , ne top sürebiliyor ulan önünde ki adama bile bas veremiyor. ve bunu galatasaray forması altında her maç yaptığı halde banko oynuyor. bunu göremeyen bu adama doksan dakika tahammül eden teknik heyetin köküne kibrit çakayım. futboldan soğuttun lan beni.
takımın kimyasını bozan 3 5 futbolcu var ve bu 3 5 futbolcu yüzünden gerçekte neler yapabildiğini bildiğim futbolculara kaymak istemiyorum. arda ya baroş a bir tane adam akıllı pas kesemeyen takım arkadaşı dururken rakibe bas atan , ortada dolanan topa müdahele edemeyen ne uduğu belli olmayan futbolculara kızıyorum ben. bu adamlarla aynı 11 de oynarsan ronaldinyo olsan ne yazar. futbol bir takım oyunudur. galatasaray ın avrupa maceralarında her zaman bir balta çıkar ve takımı baltalar. geçen sene caner di bu sene hakan balta. soyadına yakışır bir baltalıkla takımın ve taraftarın amına kodu.
gelelim teknik heyete. öyle kalitesiz futbolcularla bu kadar olur demeyle yırtamasın sayın rijkaard bu takımı ben çalıştırsaydım bu turu geçirtirdim. ali turan denen amatör e 80 dakika nasıl tahammül ettin bre hoca. bu bile başlı başına bir hataydı. koca rijkaard sın sen takıma ağırlığını koysana bre adam. tün futbolcular antremanda sakatlanıyor ne ayak. kewell koca 90 dakika oynuyor sakatlanmıyor , antremanda mefta oluyor. hemen hemen sakat olan bütün futbolcular antremanda sakatlanıyor.
galatasaray'ın 1 kaleciye, 1 sağ beke, 1 sol beke, 1 stopere, 3 orta saha oyuncusuna ihtiyacı olduğunun ortaya çıktığı maçtır.. bu eksik sayılan mevkiler için sadece orta sahaya bir elona monte edilebilir kadroda olmayanlardan.. e tabi bir de rotasyon için gerekşi yedekler falan...
1. yarı
1' ilk yarıya galatasaray başladı.
2' hakan balta sol kanattan ortsını yaptı ama arka direkte avelar topu kornere attı.
4' karpaty lviv'de fedetskiy sarı kart gördü.
7' fedetskiy kaleyi karşıdan gören bir noktadan serbest vuruşu kullandı ama top barajda kaldı.
12' kuznetsov'n sağ kanattan ortasını yaptı ama savunmada neill karşıladı. neill'ın uzaklaştıramadığı top tekrar kuznetsov'un önünde kaldı bu sefer hakan balta araya girerek tehlikenin büyümesini önledi..
15' arda sağ kanattan çizgiye inip ceza sahasına girdi ortaya çıkardığı topa mustafa sarp'tan önce defans ayak koyarak topu uzaklaştırdı.
16' ayhan'ın uzun pasında baros topu ceza sahası içinde kontrol etti kaleci ile karşı karşıya kalacakken defans son anda ayak koyarak topu kornere gönderdi.
19' kuznetsov'un uzun pasında zenjov ceza sahası dışında topla buluşmak istedi ama servet araya girerek tehlikeyi önledi.
22' kuznetsov'un sağ kanattan ortasına ufuk zamanında çıkarak topu iki hamlede kontrol etti.
24' defansın arkasına atılan topa golodyuk haraketlendi ufuk ile karşı karşıya kaldı ama ufuk zamanında çıkarak golodyuk'a şut izni vermedi ve top golodyuk'tan dışarı çıktı.
27' arda'nın sol kanattan kullandığı serbest vuruşta kozhanov topu uzaklaştıran isim oldu.
30' ali turan'ın sağ kanattan ortasında top direk auta gitti..
33' kornerden gelen topu fedetskiy ceza sahası içinde kontrol etti kaleye vuruşunda top ufuk'ta kaldı.
35' golodyuk'un sakatlığı nedeniyle oyun durdu..
37' oyun kaldığı yerden devam ediyor..
39' galatasaray'da hakan balta sarı kart gördü.
40' galatasaray'da arda sarı kart gördü.
41' karpaty lviv'de oyuncu değişikliği. golodyuk yerine guruli oyuna girdi.
44' arda serbest vuruşu paslaşarak kullandı gerilerden gelen serdar özkan'ın vuruşunda top savunmadan geri döndü.
45' maçın 4. hakemi 2 dakikalık kayıp zaman işareti verdi...
45'+2 ilk yarı 0-0 berabere sona erdi.
2. yarı
46' ikinci yarıya karpaty lviv başaldı.
47' serdar özkan sağ kanattan ortasını yaptı ceza sahası dışına gelen topa arda vuramayınca defans topu uzaklaştırdı.
48' galatasaray'da oyuncu değişikliği. serdar özkan yerine loric cana oyuna girdi
50' guruli ceza sahası dışından sert vuruşunda top ufuk direğin dibinde yatarak topun sahibi oldu.
53' arda orta alandan baros'a doğru uzun oynadı ama savunma zamanında girerek topu uzaklaştırdı.
56' arda'nın pasında lorik cana ceza sahasında topla buluştu pasını barış'a atmak istedi ama defans araya girerek topun sahibi oldu.
59' hakan balta sol kanattan ortasını yaptı barış'un vuruşunda tlumak son anda topu köşeden kornere çeldi.
61' barış sağ kanattan ceza sahasına ortasını yaptı ama top direk auta çıktı.
67' khudobyak sağ kanattan köşe vuruşunu kullandı kuznetsov'un kafa vuruşunu ayhan son anda çizgiden çıkardı.
71' karpaty lviv'de kuznetsov kırmızı kart gördü.
73' galatasaray'da servet sarı kart gördü.
74' galatasaray'da oyuncu değişikliği. mustafa sarp yerine aydın oyuna girdi.
75' galatasaray'da ali turan sarı kart gördü.
78' karpaty lviv'de oyuncu değişikliği. kozhanov yerine kopolovets oyuna girdi.
80' galatasaray'da oyuncu değişikliği. ali turan yerine emre çolak oyuna girdi.
83' arda'nın orta alandan uzun gönderdiği topta aydın bekletmeden topu ceza sahasına gönderdi ancak baros'tan önce defans araya girdi.
88' karpaty lviv'de oyuncu değişikliği. zenjov yerine batista oyuna girdi.
89' karpaty lviv'de tlumak sarı kart gördü.
90' gooooolllll!!!!! aydın yılmaz. arda ceza sahasına yönelen aydın'a uzun pasını gönderdi. aydın bir anda kaleci ile karşı karşıya kaldı vuruşunda top ağlarla buluştu. 0 - 1
90' maçın 4. hakemi 4 dakikalık kayıp zaman işareti verdi...
90'+1 hakan balta ceza sahası içinde khudobyak'ı kaçırdı ceza sahasına çevirdiği topa fedetskiy'in vuruşunda top ağlarla buluştu. 1 - 1
90'+3 karpaty lviv'de fedetskiy sarı kart gördü.
90'+4 maçın son düdüğü geldi. galatasaray karpaty lviv ile 1-1 berabere kaldı.
adnan polat' ın el kol yapan triplerini yönetmen göstermediği için göremediğimiz maç. bekle daha polat, o kol sene boyunca hiç inmeyecek... ya da sen maçlara gitmeyeceksin.
gruplara kalmamamız iyi oldu dedirtecek cinsten bir maçtı. en azından masum ümitlerle dolaşıp maç akşamları evine üzgün dönmeyecek insanlar. her şey bir yana bir inanmışlık hani o ruh dedikleri şey yok takımda. bari gençleri filan çıkartın heyecanlansınlar, top ayaklarına dolaşsın ama yine bir ışık görelim gözlerinde. ne şampiyonlar ligi maçları oynardık eskiden. çocukluğumdan kalan sevimli anılar oldular şimdi.
galatasaray gol attığında gözlerim doldu. "bu oyunla gruplara kalmayı hak etmiyor bu ibneler" dedim. mal gibi oturan lviv taraftarını sevmedim başta, "ne işi var bunların?" dedim. sonra baktılar ki ciddi ciddi gidiyorlar, onlar da gaza geldiler, meşaleler, tezahüratlar... oynanan oyun da gösteriyordu ki, gruplara kalması gereken taraf lviv'di.
saçmasapan bir gol yediler. dediğim gibi, gözlerim doldu. "yuh be" dedim. düşünsenize... karpaty lviv gibi bir takım, galatasaray'la deplasmanda 2-2 berabere kalıyor, içerde pek ümidi yokken 90 dakikayı 0-0 geçmeyi başarıyor ve fakat 90+1'de gol yiyor. yıkımı hayal edebiliyor musunuz?
sonra ne oldu? saçmasapan bir defans hatasıyla golü buldular. o zaman ağlamaya başladım.
galatasaray'ın ne hallere düştüğünü, aslında düşürüldüğünü, iyice gösteren maçtır.
bir zamanlar uefa kupasını alan, şampiyonlar ligi çeyrek finalinde sami yen'de 2-0 geriden maçı 3-2 ye çeviren takımdan bahsediyorum.
bir fenerbahçeli olarak galatasaray'la iyiden iyiye ezeli rakip, ebedi dost, hatta bu kötü gecede kanıtlandığı üzre kader yoldaşı olduğumuza inandığım maç.
--spoiler--
''Alınan oyuncuların hepsi sakat, herkes neredeyse sakatlandı. Defansa da oyuncu istedim. Elinizdeki ürün ve kalite böyle olunca bu tip sonuçlarla karşılaşıyorsunuz" f. rijkaard.
--spoiler--
sanırım bu gayet yeterli.
bu cümleyi son zamanlarda çok kullanıyorum yine kullanacağım.ben bu kadar kötü bir galatasaray takımı daha izlemedim.Sene başından belliydi ayhan,barış,servet,mustafa,gökhan zan,serkan kurtuluş,ugur bu takımda oynayacak kalitede oyuncular değilken bakıyoruzki servet,ayhan,barış,mustafa ilk 11de banko oynuyor.adam gibi transfer yapmadın,hala yabancı oyuncu almadın,rijkaardın istediği transferleri yapmadın.teknik direktörü kovmak en kolayı.önemli olan yönetimin istifa edecek karaktere sahip olmaları.bu takım adnan polat istifa etmeden düzelmez.
galatasarayı bu noktaya getirenlerin eseri olan maçtır. bizi bu hale getiren (ki bu adnan biraderler olmaktadır) herkesin allah belasını versin. galatasaray'da çok kelleler gitmelidir. bunlar başında adnan biraderler ve defans hattı vardır.
zamanın avrupa fatihi takımını bu hale düşüren herkesin allah belasını versin. tromsö faciasından da beterdir bu maç. o maçta hiç değilse ilk maç bir bahaneydi. bunların bahanesi de yok.
karpaty yviv'i de tebrik ediyorum bu arada. helal olsun.
galatasarayın, adını çoğumuzun ilk defa duyduğu bir ukrayna takımına yenilmesine kimse şaşırmamıştır herhalde.
önünde sadece birkaç gün kalmasına rağmen transferi neredeyse başlamamış, teknik direktörünün isteklerine olumlu cevap verememiş, ismi sivrilen başarılı yöneticilerini kıymaya çevirmiş bir yönetim varken, kim neden şaşırsın zaten?
galatasarayda saha içi ve dışında olanlara inanmak istemiyorum açıkçası.
galatasarayın kaptanı saha içinde adım atamıyor, mücadele etmiyor, ama takımı sete yerleşmişken, seti bozup depara kalkıyor ve mücadeleci görünümüne bürünmeye çalışıyor, hakeme sahte tepkiler gösteriyor. bu kötü oyunculuk örneği tepkilerini gerçek sananlar hala varken, işin kolayını da bulmuşken, bunları yapmaya devam ediyor galatasaray kaptanı. yemin ediyorum utanıyorum...
frank rijkaarda suç bulunuyor, hayret ediyorum. transferi kendisi yapmamış, istediği bölgelere transfer yapılmamış, sen bize futbol öğret, hücum oynat diye getirilmiş dünya markasının eline böylesine kısıtlı yeteneklere sahip oyuncular verilmiş. ama hala atıp tutuyorlar adamcağıza..
o ise hala mücadeleme devam edeceğim diyecek kadar onurlu ve gururlu, hani şu unutulan galatasaray ruhunu sergileyen belki de tek insan, tam bir beyefendi. üstelik bunu söylerken, sansürlendiği kendi dilinin yerine, ingilizceyi kullanacak kadar da akıllı ve cesur bir adam.
söylenecek çok şey yok. ya on sene geriye dönüp, yerli bir teknik direktör ile eskişehirspor, sivasspor gibi fizik mücadeleyle kaos galibiyetleri alacaksınız, ya da futbol oynatmaya çalışan frank rijkaardın eline artık ne kadar geç olsa da- iki-üç yeni oyuncu verip köşenize çekileceksiniz. eğer anlayışı değiştirmek istiyorsanız, art niyetli birkaç futbolcunun karşısında, frank rijkaardın yanında duracaksınız.
3 oyuncu alacağız, 2 oyuncu alacağız, 1 oyuncu alacağız diye diye zamana oynayan bir yönetime sahip takımımın bir hiç uğruna ve alenen göz göre göre avrupa'dan edildiği maçtır.
yönetim sanırım kupa finalinde o çokça sözünü ettiği bombaları patlatacaktı ama kısmet olmadı. mısır'ın sağır sultanı bu kadronun yetersiz olduğunu duyduğu halde kulaklarını kapatıp "biz büyük takımız" martavallarını sayıklayanlar, bir an evvel kovulup da tazminatını almak için bilerek ve isteyerek galatasaray'ı içinden hançerleyen teknik adamlar, disiplinden uzak saldım çayıra havasındaki topçuların eseri bu.
ilk kez son dakikada gol bulduğumuz için üzüldüm bu akşam. resmen lviv adına üzüntü duydum. neden? kazanmak için hiç ama hiç birşey yapmadık, yapamadık. dünyada adalet diye birşey varsa bu geceden bu kadar kolay sıyrılamamız gerekiyordu ki öyle de oldu. 40 saniyelik bir coşku ve aptalca tam da türkiş bir hata.
adil olan buydu, galatasaray içimizde hep büyüktür ama yönetenleri teknik ya da idari farketmez küçük mü küçüktür. küçücük hesaplar için, küçük olsun benim olsun anlayışları için şampiyonlar ligi'ne ajax ile birlikte en çok katılan takım şayet avrupa ligi'nde gruplara bile kalamaz hale geldiyse, he şu rakiplerle başedemez haldeyse el ele tutuşturup çay koymaya göndermek elbette ki hakkımızdır.
endüstriyel futbol çağının yoz anlayışına kapılıp 1 milyon dolar kar için keita'yı satanların, yerine sattıkları adamın bırakın dengini sol ayağı etmeyenleri koyanların boyunu fersah fersah aşar şuracıktaki adamların galatasaraylılığı. taraftarsak çek git deme hakkımız var, yok müşteri görüyorsan da istemez hadi, başka kapıya.
2000lerdeki takım ve aldıkları başarılar ne kadar efsane ise bu yenilgi o kadar rezilliktir. 2000lerdeki takım nasıl umut verici ve güven kazandırıcı ise bu takım o kadar ezik ve umutsuzluk aşılayıcıdır. bu yenilgi yıllar boyu unutulmayacaktır maalesef. rakip 3. sınıf, oyun berbat, rakip 10 kişi kalmış ve kötü oyuna rağmen bireysel çabalarla 90. dakikada gol bulunmuş ama halı sahada yenmeyecek bir gole engel olunamamıştır. demek ki ne konsantrasyon var, ne kondüsyon var, ne ciddiyet var. arsenal karşısında 120 dakika aslanlar gibi savunma yapan takım nerede, son 2-3 dakkayı tamamlayamayan takım nerede?
en kısa sürede iki adnan ve rijkaard gitmelidir. gelecek yeni yönetim ve hoca (ki bu fatih terim olmamalıdır) 2011-2012 sezonu için ön hazırlık yapıp, takımı o hedefte gençleştirip, küllerinden yeniden doğmasını sağlamalıdır. yoksa aradan 10 sene geçmiş başarılar artık gerçek bir efsane değil şehir efsanesi olarak kalacaktır.
maçta galatasaray adına en büyük performansı hakem gösterdi. kısacası böyle bir şey... hem galatasaray kötü falan değil, galatasaray yok, bildiğin yok.
fazla uzatmıcam tek cümle yetecektir hislerime tercüman olmaya. allah yönetimin, teknik heyetin, futbolcuların hepsinin birer birer belasını versin. o kadar büyük paralar alıp bize bunları yaşatmaya hiç kimsenin hakkı yok! hepiniz .iktirin gidin!
