galatasarayın o abartılan futbolunun gazı alınmıştır beşiktaş sayesinde. kendilerine dev aynalarında bakan bir 6s camiasının aklını aldığı için beşiktaşı kutluyorum. geçen sezon ortalıkta doğru düzgün futbol oynayan takımlar yoktu gs sivrildi aradan. bu sene öyle değil hacı. alırlar aklını.
maça gelecek olursak. gs topa daha fazla sahip olmasına rağmen pozisyonları pek değerlendiremedi. aslan traşçısı holosko yine işbaşındaydı. melo gol attığı halde it taklidi yapmadı bu da önemli bir soru işareti oldu. burak zaten beleşe goller sallıyordu aynen kendisi gibi beleşçi takıma geldi. kişilikler uyuşunca takıma alışma süresi de kısa sürdü.
şimdi 6s taraftarı hani federasyon size çalışıyor abi yeeaa diyor ya. merak etmeyin koçlar merkez hakem kurulu da size çalışıyor.
dört gözle beklenen ve hakkında yüzlerce yorum yapılan maç, sonunda bitti. kazanılan birer puanın dışında, beşiktaş'ın en büyük kaybı tabii ki mustafa pektemek oldu. mustafa'nın pozisyonunu gördüğümde içimden bir şey koptu sanki. daha öncede bu sakatlıktan muzdarip olan mustafa'nın tekrar bu ağır sakatlığı yaşaması büyük bir talihsizlik. işini bilen kaliteli bir ekip ile bu sakatlığın tez elden bertaraf edilmesini ve tez zamanda mustafa'nın takımdaki yerini almasını canı gönülden temenni ediyorum.
buradan iki kelamda galatasaray cephesiyle alakalı yazmak ihtiyacı hissediyorum. maça damgasını vuran ve herkesin kısa ve net karakter analizine giriştiği burak'ı konuşmak ve itin götüne sokmak yerine, mustafa'yı hastanede ziyaret eden galatasaray yönetim kurulu üyelerini nezaketlerinden dolayı tebrik etmeyi yeğliyorum. nedenine gelince, kötü olayları ve hareketleri insanların gözlerine sokmak yerine, iyi ve güzel olanı anmalıyız ki, ahlaki olanın ve erdemin değeri biraz daha anlaşılsın.
son olarak, kör kütük burak yılmaz'ı destekleyen galatasaray taraftarının yönetim kurulu üyelerinden ibret almalarını temenni ediyorum..
öptüm. kib. bye..
dürt dürt: yazdıktan sonra şöyle bir okuyayım dedim de, olum temenniden başka bir şey yazmamışım lan! bu bayram mesajı soğukluğundaki girimden dolayı kendimi kınıyor, ve gelecekteki iletilerimde daha samimi ve içten bir dil kullanmayı yüce allah'tan niyaz ediyorum.
bjk'nin şerefli ikinci olduğunu iddia edenleri gösteren maç. yahu insan utanır. sinan engin zalad'a teşvik önerisi getirir kimse konuşmaz. 85-86 sezonunda koca bir sezon evindeki son 3 maçta önceki 15 maçın yarısı kadar gol atıp "şerefiyle" şampiyon olan bjk şerefini fener'le al gülüm ver gülüm yaptığı 48 ve 53 sezonlarına bakın. bir başlık vardı bilirsiniz belki "beşiktaş sahaya şerefsiz çıktı".
hadi burak kendini attıda sen niye eski oyuncuları katıp ağlıyosun? arif, hakan şükür, hakan ünsal, bülent korkmaz siksin seni. * bu kadar ağlamayın, hadi ağlıyorsun edebinle ağla sağa sola bulaşma.
beşiktaş'ın yine hakemlerden muzdarip olduğu maçtır.ilk yarı galatasaray'ın üstünlüğünde geçmesine rağmen 2-2 berabere bitmesi sevindirici beşiktaş açısından.ama 2. yarı beşiktaşlı oyuncuları canı gönülden tebrik ediyorum.armanın formanın hakkını terlerinin son damlasına kadar verdiler.helal olsun onlara.ama gel gör ki yine bir hakem * maçı katletti penaltı kararı ile.hayır zaten temas yok burak'a adam alenen kendini yere bırakıyor.temas olsa dahi göz var nizam var dışarda atıyor kendini.pozisyon zaten penaltı değil;he foul veriyosun freekick.neyse gene bir derbi gene çıldırdık beşiktaşlılar olarak.kaderimiz se demek ki?
burak yılmazın gelir gelmez fatih hocasına 'bak sen beni boşuna almadın trabzondan, sen daha beni eğitiminden geçirmeden ne güzel yere atıyorum kendimi, ne güzel kazanmak için her yol mübah felsefesini hemen benimsemişim, arif abimin, hakan şükür abimin, hakan ünsal,bülent korkmaz abilerimin izinden gidiyorum' selamını çaktığı maç olmuştur.
melo'nun oyundan çıkmasından sonra beşiktaş maça ortak olmaya başlamıştı diyebiliriz. galatasaray'ın orta alanı çok boş kaldı zira.
oyuna göre maç galatasaray'ın hakkıydı. ama haksız bir penaltıyla bir puanı kurtardı.
futbol işte, derbide ağır favori olmak kötü bu yönden.
diğer yandan galatasaray'la 2. hafta karşılaşmak beşiktaş adına şanstır.
şimdi gelelim penaltı konusuna: sayesinde, takımlarının şike yaptığı tescillenen buna rağmen türlü dalaverelerle hala süper ligde oynayabildiğini bilen, bunu içine sindirbilen beşiktaşlı, fenerbahçeli kişilerin daha ne kadar alçalabileceğini gördük. pişkinliğin bu kadarına pes.
dünyanın her yerinde skor aleyhineyse faul almaya, kolay yoldan gol şansı yakalamaya çalışılır.
karşı taraf da aynı şekilde skor lehineyken dakikalarca yerde yatarak maç süresini harcayarak skoru elinde tutmak ister. (futbolun en nefret ettiğim gerçeği bu)
Berabere biten maçtır .Yaw o değil de şike yaptığı yargı kararı ile sabit bir takımın taraftarı, daha dün elle gol atıp 1-0 öne geçmişken neden bugün Galatasaray'a bu kadar yüklenir?Bu takımın şike yaptığı sabitken gelip emek hırsızlığından bahsetmesi yüzyılın ironisi değil midir?
Sizi yormayım cevap veriyorum:Adamlar o kadar kanıksamışlar ki kendi takımlarının riyasını,çirkefliğini başka bir uyuşmazlık olunca garipserler, dokunur dokunur başka ne olacaktı.
beşiktaş taraftarının, hiç beklemediği galibiyeti haksız son dakika penaltısıyla kaybettiği için haklı olarak sinirlendiği maç olmuştur.
burak, dengesini mi kaybetti, bilerek mi kendini attı yere? bir galatasaraylı olmadan önce ben bir futbolseverim. onun için meselelere çok da körü körüne bakmıyor, karşı tarafı rencide ederek sevinmiyorum. bu gözle bakarsak:
Burak kendini yere attı. hem de anlık bir refleksle değil. ceza sahası dışından denge kaybediyorum pozunu hakeme gösterdi. çizgiyi geçince ayağını çime vurdu ve kendi kendini düşürdü. sonra da hakeme baktı. çoooooooooooook ayıp. biz böyle üç puan da istemiyoruz, şampiyonluk da.
hilbert'in kolundan dışarı çıkan top ise kesinlikle penaltı idi. beşiktaş taraftarı, ulan bir hakem galatasaray'ın bir penaltısını yedi demiyor ama. kimsenin işine gelmiyor. ordan emek hırsızı diye bağırmak kolay. peki ya a2 takımınla antremana çıkan çok sevgili q7'nizin emeği ne olacak? neden emek hırsızı samet diye bağırmıyorsunuz? neden kapıkulu samet diye bağırmıyorsunuz? neden emek hırsızı hilbert diye bağırmıyorsun?
işte bu sığ taraftarlık. bunun içinde futbol sevgisi yok. ne pahasına olursa olsun yenmek var.
burak için demediğini bırakmayan bjk taraftarı, serdal adalı ve tayfur havutçu'ya ne yaptı? sadece şekil. kupayı geri verin dediler. şikeden ceza yiyenlerin şikeyle aldıkları kupaları hâlâ müzelerinde.
şimdi efendi;
futbolun çok saygın patronu sizin efsane başkanınız yıldırım demirören. fenerbahçemizi şikeden düze çıkaran, beşiktaş'a soluk aldıran, olayları sulandıran, cıvıklaştıran, şirazesini kaçıran...
bir maçta haksız penaltı verilmiş aleyhinize (lehinize olarak da bir penaltı atlanmış) üç puanı mikeyim işin zevki yok diyorsanız, ya galatasaray taraftarı ne yapsın? tarlalar, inşaatlar, yarış atları...
sonra yalandan delikanlı kesilmeler, şerefli ikincilik masalları falan...
şunu bilin, şikenin yargılandığı sene, ligi fenerbahçe, kupayı da beşiktaş aldı. ikisi de mahkemede suçlu bulundu. ikisi de men veya küme düşme cezası almadı. bırakın bu çok delikanlı ayaklarını. edebinizle oturun. süper ligde hâlâ galatasaray'la maç yapabildiğiniz için de şükredin.
ilk yarıda dünyaları kaçıran galatasaray'ı görmeyip galatasaray'ı zorladık edebiyatı yapanları ortaya çıkaran başlık. umut tipik 1 pozisyondan birini atma sendromuna girmeseydi maçı galatasaray 5-2 alırdı.
o küçümsedikleri beşiktaş 2. yarıda o ''rüya takımı'' osurtturdu ama türk futbolunun üzerinde ki o kirli eller sahneye çıktı ve bir penaltı kararı ile dengeleri yine istediği şekle getirdi.
maçın özeti budur.
geçen sene de beşiktaş iyi değildi, gs iddialıydı. arenada almeida sığırı atsaydı 3-2 yeniyorduk. o top döndü, gs 3-2 yendi.
bu sene de yine beşiktaş iyi değil, gs yine iddialı. son dakika uydurma penaltısı ile gene elimizden kurtulan gs.
demek ki neymiş, bizim ölümüz sizin dirinize yetermiş.
ama bakalım beşiktaş aynı hırsı sıradan maçlarda da gösterip istikrarla günden güne iyi oynayıp zirveyi kovalayacak mı?
teşekkürler kartalım, maç öncesi ötenleri bir kere daha göt ettiğin için.
şimdi ulan beşiktaş yere yattı diyenlere sorulur. kaç oyuncu yere yattı da kalkmadı. pektemek zaten sakatlandı. batuhan'a yapılan bariz faul o pozisyonda faulü vermeyince yatıyor, he isteyen belinin o kısmına sert bir dirsek attırsın...
ayrıca ne çabuk unuttunuz engin baytar - eboue ikilisinin geçen sezon ki beşiktaş maçlarında tek başlarına 15 dakika yerde yattığını. o zaman neredeydi dürüstlüğünüz anadolu takımından beterdiniz, onlar bile bu kadar yere yatmıyordu. şimdi beşiktaş oyuncuları bunun onda birini belki yaptığında ağlama başlıyor. biraz karekter... galatasaray önde olsa eboue'nin yine en az bi on dakikası vardı yerde yatacak. yer çekimini neresinden anlamışsa ipne...
ibrahim toraman faul yapmış ama hakem beşiktaş'a vermiş topu, tamam doğrudur ama ilk yarıda aynısı toramana oldu adam hem kaval kemiğine sert bir tekme yedi ancak hakem topu galatasaray'a verdi... hatırlamazsınız şimdi bu pozisyonu. nede olsa beşiktaş alehineydi konuşmaya değmez...
kendi attığınız gollere gelince birinde top umutun eline çarparak bariz avantaj yaratıyor gol geliyor neyse ona eyvallah dedik ama burak'ın pozisyonu ortada...
şimdi galatasaraylılar tek bir aleylerinde pozisyon olsun, sürekli onu konuşur ağlarlar. her maç sonrası -zaten öyle olmasa da- diye maç hakkında yorum yaparlar. zaten şu başlıktada onlarca böyle entry var... ama beşiktaş kendi haklı pozisyonlarına itiraz edince vay efendim ağlıyo olur. ulan tek bir hatalı faul kararında ortalığın amına koyan sizsiniz...
ya kendi yaptığınızı göreceksiniz yada başkası yaptığı zaman ses çıkarmayacaksınız.
zzaten beşiktaş taraftarı olarak her derbide ayrı bir futbol orospuluğu görmekten bıktık, sikeyim puanını da ligini de...
maça gelince ilk yarı hiç bir bok oynamadık maç galatasaray'ın kontrolündeydi, ikinci yarı ise daha iyi oynayan takım beşiktaş'tı. gollerin neredeyse tamamı dan dun şeklindeydi. önünde topu bulan golü attı.
futbol fahişeliğinin olmadığı maçlar olsa da maç konuşsak. rakiplerimiz hakkıyla beş atsın da gerekirse dalgasını geçisin razıyız. ama her ne kadar hakkımız yense de geçen sezonki galatasaray maçları kadar kızdırmamıştır. zira o maçlar daha bi karaktersizceydi.
burada sözü edilen kesinlikle adam gibi galatasaray taraftarı değildir. hala bir pozisyon üzerinden ağlayıp onca şeyi görmeyen taraftardır hangi takımdan olursa olsun. ya bu yere yatmaları, engin, eboue ve burak tarzı oyuncuların davranışlarını sahipleneceğiz yada metin kurt yalnızlığı'nı, hak olanı savunacağız...
evet tinerciyiz lan. ayyaşız, cahiliz... siz çok elit ve bilge insanlarsınız... **
sanki ben başka bir maç izledim. beşiktaş galatasarayı eze eze yeniyordu da hakem engel oldu sanki.
penaltı için; ağır karar gibi duruyor ama madem temas yok toroman niye düşüyor. vatandaşların ayakları takılıyor.
tamam penaltı değildi. peki bu ağlak taraftar maç boyunca her hava topunda kazandıkları faulleri görmedi mi acaba? aydın'a kambura yattın diye faul verip 1 dk sonra aydın hava topuna çıkıp düşünce bu sefer aynı pozisyonda yine aydın'a faul yaptın diyen hakem kim acaba?
bu arada umut'un golünde el var diyen andavallara sormak istiyorum, bir tane oyuncunuz bile el olduğuna dair itiraz etmezken siz hangi gözle bakıp gördünüz o eli?
son olarak galatasaray için eğitim maçı oldu bence. şampiyonlar liginde başımıza gelmemesi için olabilecek tüm defans hatalarını gördük ve umarım gerekli önlemleri alırız.