çok doğru tespittir. insanın yaşı ilerledikçe ve yaşadıklarından dolayı duygusal yoğunluğunu kaybediyor. bunu vakti zamanında genç bir hocam söylemişti. eskisi gibi şiir yazamıyorum 30 yaşıma geldim insan eskisi gibi duygusal olamıyor demişti artık daha iyi anlıyorum. olunur diyenler çok dizi izlemişlerdir mk hayatlarının öyle olacağını sanıyorlar.
doğruysa günün en güzel haberi denebilecek durumdur. zira "her aşk sonrası hüsrana uğrayangiller"in bir ferdi olarak bu kadar sükutu hayal kafidir bizim için. 25 yaş sendromu denen lanetle başbaşayken bir de aşk acısı çekilmez hiç.
Adam 25 yaşına kadar piyasayı görünce, midesi bulanıyor, tiksiniyor her şeyden..
kızlardan vermeyen kalmamış,
erkeklerden aldatmayan yok,
Seveni sikiyorlar,
Sikeni bile artık sevmiyorlar.
(bkz: iyi de o işler öyle olmuyor işte)
bende öyle düşünüyordum; 30'umdan sonra kedileri eve doldurur onlarla yaşar giderim artık derken hiç beklemediğin bir anda aşık oldum.
25 den önce birine gerçekten aşık olduysanız ve 25 den sonra hala onunla beraber değilseniz, geçmiş olsun kardeşim siz de aşık olamayacaksınız artık, sadece 'sanacak'sınız. gerçek aşkın hakkı birdir..