fenerbahçe'nin yarı finalde elendiği maç bu maçtır bence. sen o kadar pozisyona gir direklerden dönsün ittire ittire ancak bir tane at o da aut olan korner golüyle. üstüne penaltı kaçır.
fenerbahçe'nin bildiğin "akıllı top oynadığı" maçtır. özellikle dirk kuyt yapısındaki futbolcuların bu ülke futboluna öteden beri ne büyük katkılarda bulunduğunu bir kez daha göstermiş olan karşılaşmadır.
direkten dönen toplar, kaçan penaltı, öne geçtikten sonra yaşanan panik anları ile heyecanlı bir maç olmuştur. gönül isterdi ki penaltı atışını da gole çevirebilse ve fenrbahçe şu maçı 2-0 kazanarak biraz daha rahat gidebilseydi portekize, olmadı.
he öte yandan bazı sözümona fenerbahçe'liler için bu maçın anlamı "galatasaray'lılara atıfta bulunmaktan" ibaret olabilir ama ben gibi kimi galatasaray'lılar için çok daha derin anlamlara sahiptir bu maç.
misal:
* "tek ciddi rakiple oynamadan uefa kupası aldılar"
* "uefa kupası'nı tesadüfen aldılar"
* "allah'tan bir uefa kupası almışlar"
* "ama bizim uefa kupamız var"
türünden türlü geyik çevirmek amacında olan zevatların o finale kadar ulaşmanın dahi ne zorluklarla kuşatılmış olduuğunu, o kupayı almanın herhangi yerel bir kupa almaktan çok daha farklı bir his oluşturduğunu, öyle tesadüfen kimsenin kimseye bi sikim vermeyeceğini, böyle başarıların üzerinden bir sezon geçtiğinde unutulmayacak derecede ciddi başarılar olduğunu anlamalarını sağlar böylesine maçlar.
umarım ki fenerbahçe bu sezon gidip o lanet kupayı, bu ülkeye getirir. belki o zaman kimi fenerbahçe taraftarlarının da vizyonu genişler ve "ama galatasaray bizi kadıköy'de yenemiyor" gibi ergen muhabbetlerinden kurtarırlar kendilerini.
ben kendi dilimde söylüyorum, isteyen de istediği gibi anlasın;
fenerbahçe'nin o yenilmez denilen, ligte ve avrupa'da 5 aydır yenilmemiş olan benfica'yı yenmekle kalmayıp, ezdiği maçtır.
gol sırasında tribünlerde olan biten için:
90 dakika defans yaparak rakip takımdan daha fazla atak yapılan ilginç bir maç. gerekli övgüyü alması zerre sikimde değildir. içinize otursun o da yeter.
cok entresan bi gol görmemizi saglayan mac.. o benfica li oyuncu niye öyle bir kafa pasi verdi egemene ya?fenerli olarak benim bile tuhafima gitti acik söylemek gerekirse...
Arkadaş birisi de soruyor fener nasıl oynadı diye baksana adamlar galibiyete üzülüyor. Diyecek bir şey yok. Bir Beşiktaşlı olarak AyKut hocanın hep arkasında durdum. Tebrikler fb tebrikler AyKut hoca.
fenerbahçe'yi günahım kadar sevmem ama takım iyi mücadele etti ve hakederek kazandı. belliki benfica da takımı küçümsemiş ve iyi hazırlanmamış.
vatan millet sakarya diyenlerden hiç olmadım lakin artık biraz çıta atlayalım istiyorum elin ülkesi her yıl 5-6 takımıyla bişekilde potada olurken biz hala küçük mutluluklarla avunmaya çalışıyoruz.
(bkz: şampiyonlar ligi alman finali)
dün direkten dönen topların gol olmasına rövanşta ihtiyaç duyacaksa, cübbeli ahmet hoca yüzünden olacaktır. hatta dedim kim okuyup üflemiş top kaleye girmiyor direklerden diye. ben demiyorum, kendisi itiraf etmiş:
bu arada, ne maçtı be! o kadar tempolu ve heyecanlı maç uzun zamandır izlememiştim. fenerbahçeli değilim, ama gurur duydum, epey sıkı bir takıma karşı başabaş oynadılar, tek net pozisyon yok, tam motive oldukları ne kadar belliydi. helal olsun!
1 - 0 galip gelmiştir. deplasmanda 1 gol attığımız dair de finale çıkmamız içten bile değildir. finalde chelsea istiyoruz. onlardan intikam alma vakti.
fenerbahçe'nin alan savunmasını (egemen-cardozo adam adama hariç) tam bir avrupalı gibi yaparak ve rakibi her yerde sindirerek, özveri ve mücadele gücünü bir an olsun bırakmadan bileğinin hakkıyla kazandığı maçtır. oyunu kontrol altına almak için oynanan ilk 15 dakika hariç tüm oyun çok çok iyi.
hatta ilk lazio maçında da yazdığım gibi, sabırla, alan daraltarak ve sindire sindire çöktük rakibin üstüne. çünkü bu seviye gaza gelip cümbür cemaat/maaile saldırılacak seviye değil.
en az 2 farkla kazanamadığımız için de harbiden çok üzgünüz.
taraftara da ayrı bir parantez; kelimenin tam anlamıyla muhteşemdiler.
diğer taraftan işini yapmayan yapamayan yoktu, yani herkes iyi niyetle oynadı. belki bir-iki tercih hatası dışında diyelim, pas tercihi anlamında. baroni'nin penaltı kaçırmasına laf söyleyenler siktirip gitsinler. adamı savunduğum ve/veya eleştirmediğim için değil, anlık bir durum ve her oyuncunun başına gelebileceği için. bu adamın bir tık üzeri bir adamımız olsa şahane olurdu ama yok! o zaman eldeki ile yetineceğiz.
salih dediğinizi duyuyorum; evet salih, ama çok ciddi bir salih! özgüven iyi ama lakaitliğe kayacak bir özgüven asla! bu çocuk daha olacak ve acele etmeyin, aykut hocaya güvenin.
o da aklını başına devşirmeli, dün umduğum gibi ısırgan değildi sonradan girmesine rağmen, selçuk'u anlarım ama salih'i asla!
son sözüm ise bu takım orada elenirse, burada 2'yi bulamadığımız için olacak. ama umudumu asla kaybetmedim ve en başından beri güveniyorum çocuklara, hele dünkü oyunu gördükten sonra. eksiklere rağmen turu alır geliriz diye umuyorum, dün akşam olmayan şans haftaya yanımızda olur umarım.
(bkz: vurduğun gol olsun)