satılan şeyin sadece kahve olmamasından kaynaklanan eylemdir. iktisadi açıdan fayda maksimizasyonudur. zorla içirilmediği için sorun değildir. ama şahsen bu tarz yerlerle işim olmaz.
(dünya'da türk kahvesi veya hazır poşetteki plastik bozuntusu hazır kahve dışında da) kahve çeşitlerine dair bir kültürden bihaber olanların 25 krş'luk kahve diye dalga geçmeye çalışıp patinaj yapmasına denir.
sadece esprresso'yu hazırlayan makina, yaklaşık 30 bin dolar civarı olması lazım. çeşit çeşit misler gibi kahve, işini hangi dükkan olursa olsun süper supreme yapan çalışanlar...
başlarda ben de uyuzdum, hizmet ve ürün kalitesi ile müptelası olmaya çalıştığım yerel zincirlerden bazılarında sabah 7'yi 5 geçe (7'de açtığı halde "daha çalışan gelmedi ve makinayı açmadık") gibi mazeretleri duyup zor anımda duble espressomu satın alamayıp; starbucksta tam tersi anlayış ve müşteri memnuniyet ile bazı dükkanlarda 'uzun çekim'le karşılaşınca dünya ahiret kahvecim oldu.
yakışanı yaparsa neden diğerlerinden de alışveriş etmeyeyim? jazz dinleyebilmek gibidir kahve seçiciliği ve buna ait zevk de...
Bir mekana gittiğinizde, yediğiniz ve içtiğinizin yanı sıra bir hizmet te satın alırsınız.
Zira size sadece yemek/içmek için sipariş ettiğiniz ürünler verilmez. Bu ürünler birileri tarafından pişirilir, hazırlanır, servis edilir. Servis edilen bardak tabak çanak yıkanır...
Çok fazla sayıda maliyetin yanı sıra mekanın politikası da fiyatı belirler...
Örneğin tavuk şinitzelin kralının maliyeti 1 lirayı geçmez; ancak bunu halk dönercisinde 4 liraya yersiniz, house cafe'de 25 liraya...
Ya da bir salatayı herhangi bir lokantada 5 liraya bütün masa için söylersiniz; ancak başka bir yerde bir kase salataya 20 lira fiyat çekilir...
Bu tamamen politikadır.
Kabuledelim veya etmeyelim starbucks'ta kahve içmek de bir etiket olarak kabul edildiği sürece ya da bunu bu şekilde kabul edenler olduğu sürece o kahve 10 liraya da satılsa alanı çıkar...
Üniversite tercihi yaparken "inanmıorum yeaa okulun içinde starbucks var" diyerek senede 5000 lira fazla ödemeyi (ve alternatifi olan daha ucuz okulun eğitim kalitesine yaklaşamamayı) göze alanları gördüm...
Ya da eşşek kadar adamın amerikan filmlerinden çıkma bir eda ile asansöre elinde starbucks bardağı ile asansöre binip kendisini çok da tanımadığı belli olan başka bir kişiye şöyle bir cümle kurduğunu gördüm:
"Her sabah starbucks'ta cofee'mi alıyorum, gazetemi review edip güne newyork usulü cheesecake ile başlıyorum dostum, harika bir şey bu"
Bunu söylerken gözleri de etraftaki herkes beni dinliyor mu diye ferfecir okuyordu...
Bu kitle yüzünden starbucks'a gitmeyecek değilim.Her gün gitmiyorum sonuçta, gider kahvemi içer 1-2 saat oturabilirim. Şöyle bir rahatlığı var, 5 liraya kahvenizi alıyorsunuz, isterseniz akşama kadar oturuyorsunuz...
Bunu satın alıyorsanız ve bunu her zaman da yapmıyorsanız amenna...
ama "newspaper'ınızı review etmek için bik bik yapıyorsanız gidin yolunun anacım...
ingilizce plas türkçe konuşanlar;
yeaaaa, auuuuuvvvv, inan mıyoo roooaaaam;
ben niüzpeypı'a bakıp es em si eyyyc isimli dosyamı apdeyt vb
akıl almaz şivedekilerden ve bunların salakça marka düşkünlükleri ile kendilerinin tecavüzüne uğrayan türkçemizin konuşulduğu, rağbet gördüğü kafi'lerden değil, bizler (!) gibi adamların bilerek gittiği, ve zaten bu tiplerden rahatsız olabilenlerin duyusuna, zevkine güvenerek yazmıştım starbux'a ait düşüncelerimi; yerlilerden beklediğim normal kalitedeki hizmeti satın alamadığım için strabx'a helal olsun demiştim...
kim istemez kurukahveci, fazıl bey'in, kahve dünyası gibi markaların serpilmesini. ama 7'de açılan mağazaya 7:08'de gidip espresso istemek ve yahu onunla ilgili çalışan gelmedi, makina kapalı demek var, ya da başka bir yerli pastane zincirinde sizden kötü bir espresso için 8 tl talep edilmesi var; bir de dükkan yedide açıldığı halde 6:35te bahçede muahbbetini bırakıp canhıraş bir şekilde, kasayı makinayı açıp; 6:45te 4,25 tl'ye uzun çekim espressonun size sunulması var.
bu arada 25 krş'a espressoyu o kalitede bana gösteren olursa; 100 tl'lik hediye ederim.
bebek starbucks'a gitmemiş dümbüğün yakınmasıdır. git bakalım bebek'e rahatsız edilmeden herhangi bir mekanda boğaz'a sıfır bir mekana oturmak için kaç para bayılacaksın?
bazı arkadaşların şuursuzca saldırdığı durumdur ama bilmezler ki o kahvede o tada o para verilir. yani içilen 25 kr luk kahve 25 kurusluk kahvedir çünkü. ayrıca oyle habire gidip 5 lira verip içiliyo sanılması ayrı bi ilginçlik. arada sırada o güzelim kahveye de 5 lira vermeyecekseniz nereye vereceksiniz .
bugüne kadar 3 kere yaptığım hatadır. hepsinde de dokundu o para bana ama o an yapacak başka bir şey yoktu.* vaktinde okulumuzun içine starbucks açmak gibi büyük bir hayra giren rektörlük mü artık kim verdiyse kararı çok doğru etmiş. çok seviyoruz ailecek starbucks'tayız.***
mekana verilen paradır o efendim, kahveye verilmez o para. maksat dışarıda kahve içmek olsundur yoksa evinde de güzel sütlü bir kahve hazırlayabilirsin çok ucuz maliyetlerle.
çok kasılmaya gerek yoktur. herkesin kabullenebileceği bir durumdur. arkadaşlarla sıcak bir sohbetin bedelsiz olduğunu bildiğiniz zaman o kahveye 5 değil 50 yine verirsiniz.
mekanda " bakın lan ben nerelerde takılıyorum heyyy heyyy " demek için facebook'a yüklemek, arkadaşları etiketlemek üzere çekilecek olan fotoğraflarda bu 5 tl nin içine girer. biraz sonra elini cebine atar ve dolmuş parasını denkleştirmek için matematiksel formüller üretir. tabi starbucks a giden her tip için geçerli değil bu.
mekan artık amerikan filmlerinde bile taşak konusudur fahiş fiyatı ile ve popüler kültürün bir nişanesi olması ile.Okadar paraya kahve içmem ayrı,plastikte hiç içmem.
öğrencilerin 1 ay boyunca bim den alıp içtikleri kahveyi, burslar yattığında gidip zevkle içtiği. aynı hafta para bittikten sonra aslına dönulen durum örneğidir.
havalimanında içmekten iyidir... Yurt dışından gelmek üzere olan teyzemi karşılamaya gitmiştim, geldi sarıldık ettik, dur ben sana çay getirem dedim.. gittim iki adet çay aldım, hemde plastik bardağa koyuyorlar.. neyse çayları aldım elime, yirmi lira verdim.. bekliyorum... halen bekliyorum.. bekliyorum.. kadın en sonunda 'buyrun başka bir şey var mı' dedi.. para üstü abla dedim. para artmıyor dedi.. vay babanın şarap çanağına ak, kuzenim de gelicekti, gelemedi. demek ki o da gelse ve ben 3 çay almak istesem 20 liraya alamıyormuşum.. siz yine en iyisi starbucks'ta için.. havalimanında içmekten iyidir..
merak ve ego tatmini tabanlı olan, lakin yüzde seksen altısı mallık olan eylemdir. günlüğü beş liraya denk gelen işlerde insanların çalıştığı ülkemizde sırf havalı görünmek ve ego tatmin etmek için kahveye beş lira vermek düşünememektir.**
3u 1 aradanin bile 25 kurus olmadigi ulkede yasayan insanlarin ahkam kesmesidir.
kahve dunyasinda kac lira mesela, bir de ona bakmak lazim. insanlarin tek takildigi mekanin 'starbucks' olmasi..
5liraya ders calisip, guzel muzik dinleyip, arkadaslarimla sohbet edebilecegim, rahat koltuklarda oturacagim ustune ustluk de garsonlar tarafindan rahatsiz edilmeyecegim tek yer starbucks olur. alirsin porselen fincanini, gomulursun koltuga.. ohh cok guzel.