Hala anlayamadığım nane. Önce kare dediğimiz şey ne resim falan mı, eğer öyleyse oyunlardaki videolardaki fps olayı ne? Bence bunu birisi dayanaksız atmış. Sonra yıllardır aynı şey herkes ezberden okuyor bunu "insan gözü 24 kareyi......" tabii bende anlamamış olabilirim yanlış anlamışsam olayı açıklarsanız sevinirim.
Çizgi filmlerde olması en kötüsü.
Beyin her şeyi algılıyor ve doğru yanlış ayırt etmeksizin kaydediyor. Sonra ilerde bazı şeyleri çok olağanmış gibi kabul ediyoruz. Elimizde olmadan.
şimdi olay şu. hani beraber film izlerken veya izlemeden önce arkadaşınız "kanka pizza da söyliyek mi" der ya, işte öyle bişey. aklınıza girmiştir bir kere. aklınıza girdiyse de mutlaka bir şekilde etkilenirsiniz durumdan. 25. kare ile diğer bazı yöntemleri de karıştıranlar olmuş. yapmayın şöyle şeyler.
06:02 = elinde sigara olan Brad Pitt resmi
31:07 = cinsel öğeler erkek cinsel organı
31:14 = cinsel öğeler
46:41 =cinsel öğeler
49:09 = cinsel öğeler
50:42 ile 50:52 = çocuk pornosu mesajları
02:10:39 = Film bitiyor binalar yıkılıyor ve yine erkek cinsel organı filmin finali olarak 25. karede yer alıyor. *
adı tamamen uydurmadır. insan gözü normal aydınlatılmış bir ortamda saniyenin 5000'de 1 inde olan bir şeyi fark edebilir ve beyin (bakın bilinçaltı demiyorum!) de bunun ne olduğunu anlayabilir. ayrıca avrupa ve türkiye gibi elektriğin 50hz olduğu her yerde tv yayınları zaten 25 karedir (bkz: PAL). sadece sinemalarda filmler 23,976 ile gösterilir, abd'de ise yayınlar saniyede 29.97 kare ile yapılır (bkz: NTSC). olay görüntüye fazladan kare eklemekle değil mevcut kare üzerine saniyenin 25'te 1'inde anlaşılamayacak kadar silik ya da küçük görüntü koymaktır ya da sürekli olarak arka planda bilinçaltı tarafından farkedilebilecek bir görüntü bulundurmaktır. ilk dediğime örnek olarak, örneğin bir karede patlama ya da yıldırım ya da flaş patlama sahnesi var diyelim, ışık miktarı aniden yükseleceği için beyin olayı kavrayacak zaman bulamaz ve sıradan ışık miktarına alışmış olan göz de aşırı parlak ortamdaki bir şey hakkında beyne yeterince veri sunamaz. karanlık odada oturun, lambaya bakın ve ışığı açın, odadaki cisimler hep bildiğiniz şeyler olduğu halde beyin ortamı biraz geç algılar. bunun bir de saniyenin 25'te ya da 29,97'de birinde ve hiç beklemediğiniz anda gerçekleştiğini düşünün, görüntü sadece bilinçaltına bir hayalmiş gibi işlenir. ikinci yöntemde ise ortamdaki bir eşyada, mesela bir tablodaki resimde bir çiçek vardır ve çiçeğin rengi mavi kırmızı beyazdır (abd bayrağı). ama siz ön planda olan bitene odaklanıp bırakın tabloya bakmayı, çiçeğe bile dikkat etmezsiniz fakat bilinç, ortamı bir bütün olarak inceler.
üşenmedim bir de video hazırladım. hatta bahsedildiği gibi bir kare çıkarıp yerine başkasını koymadım ki kabak gibi anlaşılmasın. onun yerine görüntü üstüne görüntü bindirdim. buna rağmen sonuç ortada. Ayrıca bahsedildiği gibi sadece bilinçaltının bunu fark etmesi isteniyorsa "lan sanki bir şey gördüm" gibi bir tepki verilememesi gerekir. çünkü bu durumda filmde teknik bir aksaklık, bozuk bir kare varmış düşüncesi ortaya çıkar, ki hiçbir yapımcı da bunu istemez, yönetmen de izin vermez...
neden var olduğunu anlamadığım ve ben de ürpertiye neden olan ekran tekniği. hayır sosyal mesaj içerikli ya da ne bileyim işe yarar şeyler olsa neyse. alayı "sex drugs and rock'n coke!*"
Walt Disney'in çizgi filmlerinde çok kullandığı bir tekniktir. Seyir esnasında farkedilemeyecek derecede kuytu yerlere saklanmış s e x yazıları çizgifilmlerde çocukların beynine kazınmaktadır penis seklindeki sopalar, yerin ahşabındaki kıvrımlara gizlenmiş s e x yazıları, masum görünsede iki fareciğin aynı kibrit kutusuna girip birlikte uygunsuz şekilde uyuması vesair.. Ayrıca bu teknik Coca cola ve Pepside kullanmıştır. Bir amerikan ses kaydında konuşmanın içine gizlice yerleştirilmiş ve dinleyenlerin bilinçaltına kazınan kelimelerde tespit edilmiştir.
Gördüğümüz bir anlık görüntü, 655 satır ve frame/çerçeve denilen 24 küçücük kareden oluşur. Sinema bandında, saat, dakika, saniye olarak bir diziliş vardır. Saniyeden sonra kare gelir ve bir saniye 24 karedir.
tanım: özellikle sinema ve şarkılarda kullanılan genelde zararlı olan tekniktir.
görme ile ilgili olanlardan başlarsak, sinema filmi, televizyondaki bir dizi vb. izlerken, bir saniyede tam 24 kare geçmektedir. charlie chaplin filmlerinde hızlı hızlı yürümesinin sebebi 23 kare kullanılmasıdır, ama gereken 24 karedir bir insanın güzelce izleyebilmesi için. fakat bir 25. kare vardırki olayımız burda başlıyor sevgili uludağsözlükçüler...
normalde 1 saniyeye 24 kare düşerken, bazı kendini akıllı sanan elemanlar, bu 24 kareyi durdurup belli bölümlere 1 kare daha ekliyorlar, yani mesela 24 karede adam ağzını oynatıyor ise, 25. karede herhangi birşey olabilir. bu resim olabilir, bir ürüne itme çabası olabilir, din, dil, ırk vb. birçok şeyle ilgili olabilir, hatta korkunç bir grafik bile olabilir. bunu gözün görmesi çok zordur, saniyenin çok çok az bir bölümü gelir ve geçer. bunu göz görmez fakat beyin algılar, ve buda bilinçaltımıza gönderilen bir mesajdır. bundan dolayı 25. kare bütün ülkelerde yasaklanmış, fakat kullanılmaktadır.
şöyleki, dövüş klubü (the fight club) filminde, 25.kare kullanılmıştır ve bizzat filmde anlatılmıştır, filmin başlarında bir yerde filmin 25.karesinde brad pitt'in sigara içerkenki fotoğrafı saklıdır, filmin credits bölümünde ise erkek cinsel organı gösterilmiştir 25. kare olarak.
bu duyma eyleminde de geçerlidir, insan 20-20.000 hz arasındaki sesleri duyabilir, daha düşük ve daha yüksekleri şiddeti ne olursa olsun duyamaz. ama beyin bunları da algılayabilir. şöyle ki bazı şarkılarda 8-12 veya 20000 hz üstü sesler çıkartılabilir, kulak duyamaz ama beyin anlayabilir. bu da gösterilmek istenen içeriğe bağlı olarak zararlı olabilir. ha yararlı yapan yokmudur, zorlasan vardır.
bilinçaltı mesajlar genellikle seks ve ürün tanıtmayla alakalıdır. belkide küçücük çocukların filminde dahi pornografik içerikler olduğundan abaza nesiller yetişebilir, bu da zaten türkiye'deki abazalığın sebebi sanırsam. 25. kare bütün ülkelerde yasaklanmış, hatta bazı ülkelerde denetlemesi yapılmaktadır *, eski amerikada yayınlanan filmlerde, kola iç ve patlamış mısır ye gibi bilinçaltı mesajlar yani sübliminal mesajlar verilmiştir. ve kola ve mısır satışlarının tavan yaptığı görülmüştür. kaleyi içten fethetmek gibi birşeydir bu. şimdi soracaksınız tespit etmesi imkansız mıdır, hayır değildir, bazı programlar ile her kareyi görebilirsiniz. *
Bir sübliminal mesaj çeşididir. insan gözü saniyede en fazla 24 kareyi algılar. Yani bir çizgi film izliyorsanız ve bu çizgi film kesintisiz akıyorsa, saniyede 24 kare görüyorsunuz demektir.
Sübliminal mesaj konusunna gelince, çizgi filmleri de kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak isteyen bir takım insanlar, 1 saniyeye 1 kare daha eklerler, yani 24 kare değil de 25 kare izlemiş oluruz. Ancak dediğim gibi insan gözü saniyede 24 kareyi algılar, 25. kareyi ise beynimiz algılar. Evet gözümüzün görmediği o 25. Kareyi beynimiz algılar bu da demektir ki bilinçaltımıza yerleştirilir bu 25. Kare. O 25. Karede ne varsa artık bunu her saniye beynimiz algılaya algılaya bilinçaltına tam anlamıyla erleşir ve bu mesaja alışmış oluruz. Ve genellikle bu kareye (coca cola iç, şunu ye, bunu al) gibisinden reklam kokan kareler eklenir ve bizim canımız bir anda coca cola ister.
Bir zamanlar yasaklanmış olan bu tür mesajlar, şu an kullanılıyor mu (ki büyük ihtimalle kullanılıyor) bilinmez.
25 . kare; bilinç altına gizli mesaj yerleştirme tekniğidir , reklam sektöründe kullanılan bir tekniktir .
gözümüz saniyede 24 kare algılayabiliyor ve 25 . kare ise beyine yazılıyor .
örneğin siz tvde bir çizgi film izlerken adamlar 25. kareye "coca cola iç" yazısı koyuyorlar ve canınız cola çekmeye başlıyor ..
--spoiler--
televizyon yayını kullanılarak insanın bilinçaltına belirli bir sloganı yerleştirmeyi amaçlayan "25'inci kare (25th shot)" tekniğinin rus tv'leri tarafından yaygın olarak kullanıldığı ve hükümetin buna karşı mücadele başlattığı bildirildi.
rusya basın bakanı yardımcısı valeri sirojenko'nun açıklamasına göre, "25'inci kare"yi saptamak üzere özel bir detektör geliştirildi ve bu cihaz ile yıl sonuna kadar tüm tv kanallarının sürekli kontrolü sağlanmış olacak.
itar-tass'ın haberine göre, resmi olmayan bilgiler, rusya tv programlarının 5'te 1'inin, "25'inci kare"yi içerdiğini ortaya koyuyor. insan gözünün, tv izlerken saniyede 24 kareyi algılayabildiği, 25'inci karenin ise göz tarafından fark edilmese bile doğrudan beyne etki ettiği belirtiliyor. uzmanlara göre bu etki, beyni "yüksek derecede ikna edici" olabileceği gibi,
tahrip edici de olabiliyor. rusya basın bakanlığı, bu etkiyi yayınlarında kullandığı tespit edilen tv kanallarının lisanslarının iptaline dahi gidilebileceği uyarısı yaptı.
bakanlık kaynaklarına göre, tv'lerde yayımlanan her üç filmden birinde, 25'inci kare şeklinde, promosyon amaçlı bir slogan veya reklam yer alabiliyor. bu slogan veya reklamlar, "başka kanal izleme" şeklindeki anonslardan, siyasi amaçları hedefleyen sloganlara kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor.
--spoiler--
90lı yıllarda 3 ayda bir yayınlanan sinema ve eleştiri dergisinin ismidir.
cihangir'deki eski kitap satan yerlerde 4 sayısını bulabildim ve türkiye'de böyle birşeyin yapılmaya kalkışılmış olması bile şaşırtıcı geldi.
dünya sinemasını ve örnekleri ele alarak altında yatan imaları anlatan hatta sinemanın ucuzlaştırılmaması adına önermelerde bulunan dergi. ne yazık ki kitlesinin çok az oluşundan dolayı artık yayınlanmıyor.
nasıl yani dersen, dergide yer alan bir kaç makale başlığı şöyle:
filmler.. neden bazıları uzun süre yaşarken diğerleri yok olup gidiyor?
bir dünya nasıl kurulur? popüler türk filmlerinde anlatı yapısı üzerine
sinemanın kamusal alanı ve popüler kültürle karşılaşması
görsel haz ve anlatı sineması
1993 uluslararası gay ve lesbian film derneği ödülleri
kahraman kötüleri yener
filmlerde kadın *
