CTU* nun işlevini anlatan.amerikanın başına zenci bi başkan gelmesi gibi büyük fantazileri olan.jack bauer karakterinin 2358725728237582 canlı olduğu."ulen bu seferde ölmesse çüş artık dediğim" ayrıca 4. sezonunda türklerin terörist olarak nitelendirilmesi yüzünden ülkemizde gösterime girmeyen.hatta abdullah gülün abd dışişleri bakanına şikayet ettiği dizidir.
ilk sezonunu birkaç gün içinde halledip "orospu nina!" nidalarıyla tamamladığım dizi. hain çıktı caaanım nina be. sevmiştim ben onu "ne kadın be kardeşim" diyerekten.
neyse...
24' ün dünya üzerinde bu entryden başka hiçbir yerde bulamayacağınız halk dilinde ilk sezon özeti şöyle:
jack bauer, ki kendisi hero oluyor, ctu ajanı mı şefi mi ne öyle bir şey. ama adama hiçbir şey olmuyor. 24 saatte 24.000 belaya girdi çıktı bana mısın demedi adama. bok kadar boyu var türlü türlü huyu var cinsi bi herif.
teri bauer jack bauer' in karısıydı. orospu nina öldürdü onu son bölümde.
kim bauer, ki kendisi bildiğiniz the girl next door - yani elisha cuthbert, jack bauer' ın kızı rolünde. 24 saat içersinde tam 3 kez kaçırılmayı başararak kırılması güç bir rekor elde etti ilk sezonda.
ha bu arada bilmeyenler için de belirtelim. 24 iste adı üstünde 24 saat süren bir sezondan oluşuyor. her bir saat aralığı bir bölüm şeklinde.
ne diyorduk...ha...
tony almeida, jack ctu' yu arayıp "haaay its cek bağuğa*" dediğinde "sitiu almeyyda*" diyen kişi. çok delikanlı çocuk. beyefendi, okumuş bir insan.
nina mayers, "orospu nina" şeklinde nitelendirdiğim ctu'nun ikinci adamı olarak çalışan hain. jack' i de, tony' i de belirli aralıklarla yatağa atmışlığı var. böylece en son kuşku duyulan kişi oldu ama sezonun son bölümünde sevgili hero' muz jack tarafından yakalandı.
david palmer, abd' nin ilk zenci başkanı olma yolunda ilerleyen senatör. öyle bir yapmışlar ki adamı ileri görüşlü, dürüst, azimli, çevik, ahlaklı...sanırsın atatürk. neyse jack 2 kez hayatını kurtardı palmer' ın. onun da jack' e kıyakları oldu tabi birkaç telefonla bağlayabiliyor her şeyi haliyle.
neyse halk dilinde bu kadar açıklama yeter sanırım. her şey bir tarafa 24, öncelikle kurgu kelimesiyle şov yapan bir dizi. zaten temelinde farklılık olan dizideki saçmalıklar da makul düzeyde. yani özellikle aksiyon dalındaki amerikan sineması düşünüldüğünde hiç saçmalık yok bile denebilir. gerçekten de 24 çok başarılı bir dizi. her bir sezon bitişinde özetlerimiz devam edecek.
bir 8 sezon daha olsa izlerim kesinlikle.kimileri hep terörist saldırı hep jack dünyayı kurtaran adam falan diyor ya.e ne olacaktı?dizinin formatı ctu ve maceralarını içeriyor ctu da anti terörist bir birim olduğuna göre çok normal.
kalkıp da bir sezon sit com yapalım diyecek halleri yok ya.
5. sezonuyla zirve yapmis, her bolumu en kral aksiyon filmi havasina girmistir. 6. bolumunu heyecanla bekliyoruz.
sanildigi gibi her musluman teroristtir demez bunlar. zira 4. sezonda hatirlarsaniz...
mclennen&forster'in parali adamlariyla jack ve paul raines catismaya girecektir. musluman amerikali, arap asilli iki kardes "biz de bu ulke icin savasiriz, ben buraliyim, zaten bu serefsizler bizi de zor duruma dusuruyolar, adimizi kirletiyolar" diyerek jack'e yardim etmislerdir.
turk eleman olayina gelince, ben de medyada duyunca sinirlenmistim, ne cahil herifler bunlar diye. izleyince farkli oldugunu anladim. tamam, cahillik yine var, mesela bi sahneyi dondurdum, ankarada yasayan elemanin telefon kodu 212 idi. veya turk elemanin adi tomas sherek idi. bu arap ismi bile degil huleen! ama neyse.
bi de turkiyeden gelen bir internet saldirisindan bahsediliyor. valla bilen bilir, turk hackerlari gayet kaliteli hackerlardir. yeteneklidirler. bunlarin arasinda niyeti bozmus biri olamaz mi? herkes hacer ana degil ki...
velhasil kelam, izlemesi gercekten buyuk keyif veren bir dizidir 24.
bi de arada bi jack'e insani ihtiyaclarini gidertseler ya...
reklama girmeden hemen once dese, ben bi kucuk su dokup gelecem, ya da bana surdan bi sandvic alin gelin dese, reklam bittiginde fermuari kapasa veya agzinin kenarindaki ketcapi silse de biz de eglenceye kaldigi yerden mantikli bi sekilde devam etsek
izlediğim en sağlam dizilerden.
şu sezon mottosu "bir adam dünyayı kaç kere kurtarabilir?"'dir. halbuki jack bauer sadece amerikayı kurtarmaktadır. bu dizilde bilinç altı mesajları falan mı var? varsa da umrumda değil, severek izliyorum arkadaş. hastayım jack bauer'a. adamım jack bauer.
sanırım başarısının altında yatan asıl sebep bütün klişeleri inanılmaz bir profesyonellikle aktarmasındadır. ayçekirdeği gibi, başlayınca bırakamıyorsunuz. oysa senaryosu tel tel dökülür, inandırıcılıktan fersah fersah uzaktır ama öyle bir tempo var ki "e ama bu niye böle olmadı ulan amma saçma ha bi siktirin gidin çay koyun!" diyecekken küt! diye bişi oluyor ve sizi bertaraf ediyor.
izin verse 10 saniye düşünmemize, hiçbirimiz seyretmicez de, a ha, dördüncü sezon 7. bölüm download bitti şu anda, eyvallah, çıt çıt çıt çıtır çıtır...
ikinci sezonu hiç aralıksız bitirdikten sonra birdaha böyle izlersem top olayım dedirten üçüncü ve dördüncü sezon dvdlerini aldığımda tövbe getirmeme sebep olmuş illet bir hastalık. üçüncü sezonuda bitirdikten sonra insan artık kendini jack gibi hissetmeye başlıyor, hiç kimseye hiç birşeye güvenmiyorsun, dışarda dolaşırken takip edilip edilmediği anlamak için sık sık geriyi kontrol ediyorsun, etrafta bir poşet gördüğünde kimyasal bomba olmasından şüphelenip polisi aramayı filan düşünüyorsun. şu anda dördüncü sezon dvd sine izlicem ama korkuyorum sevgili sözlük çünkü etrafımda beni izleyen bir sürü terörist örgüt üyesi, bu fırsattan istifade beni gafilce avlayabilir.