aziz yıldırımı zerre sevmeyen biri olarak bu adama yapılan haksızlığın ahirette karşılık bulacağını düşünüyorum, adam suçlu olabilir ama sen adil yargılamanı hızlı ve temiz şekilde yap, duruşma için adamı 7 ay yatır olacak iş değil.
aziz yıldırım'ın tahliye olması veya olmaması fenerbahçe'nin şike yaptığı ya da yapmadığı anlamını taşımayacaktır.
özellikle medyada bu spor hukuku ve ceza hukuku birbirine çok karıştı, dallandı, budaklandı.
şöyle bir sonuç çıkar;
tape'ler delil değildir : aziz yıldırım tahliye olur.
bu fenerbahçe'nin şike yapmadığı sonucunu çıkarmaz.
tape'ler görüntülerle sabitken kararı mahkeme heyeti verecek. biz burada götümüzü de yırtsak durum bu. ancak elmalarla armutlar birbirine karıştırılıyor, karıştırılmasın.
ancak tape'lerin "tek başına delil" olduğunu düşünen hukukçular da var, yok değil. bu kısımlarını biz bilemeyiz zira hukukçu değiliz.
bildiğim bir şey varsa (ki bunu bana söyleyen fenerbahçeli bir avukat) ibrahim akın'ın ifade durumu, zira o ifade suçu kabul etmesi ve (savcı baskısı olsa dahi) bunu yaparken yanında avukatının olması aziz yıldırım'ın tahliyesi önünde bir engel olarak görülüyor.
bu zamana kadar yüzlerce şey yazdım kendi adıma ve özel mesajla konuştuğum fenerbahçeli arkadaşlara da söyledim; derdim aziz yıldırım'ın ceza alması falan değil, derdim spor hukukuna aykırı hareket edilmemesi.
olması beklenen olay. her ne kadar galatasaraylı olsam da buna benzer şekilde yargılanan insanların dışarıda dolaşmalarını mantıklı bulmuyorum. adaletin herkese aynı işlemesi gerekmektedir. aziz yıldırım yaptığı savunmada bana göre bir sürü saçmalık söylemiş hatta takımıma saldırmış olabilir. kişisel mevzularla insanların hak ve adalet anlayışlarının değişmesi onları basitleştirir. suçludur veya değildir ama suçlu oldukları bilinip de dışarıda olan insanlar varken bu adamın içeride durması adalet değil.