hakikaten ayıp etmiş kararlardır. bir de bugünkü dış borcun sebebiymiş, bak sen!
zaten 1980 öncesi türkiye ekonomisi süper ötesidir, 75 cent'e muhtaç deyiminin layık görüldüğü mükemmel ithal ikame dönemi. cidden tüm suçlu 24 ocak kararlarıdır. türkiye'ye ihracat yapmayı öğreten, sermayenin yatırıma dönüşmesini sağlayan, devletin elini kolunu, çöpe dönmüş kitlerini bitiren bu kararlardır hep sorumlu! 80 öncesinin sefil türkiye ekonomisinin, üretmeden hep yiyen çarpık oligarşinin ve 1995'te bodoslama girilen gümrük birliği'nin hiç suçu yoktur.
bilgiyi gazete manşetinden edinirsen böyle olur işte...
mimarının tamamen turgut özal olması, arkasından gelen 12 eylül askeri müdahelesi ve daha sonra turgut özal ın türk siyasi hayatında ki etkin rolü düşünüldüğünde komplo teorilerine tamamen açıktır.
serbest piyasa ekonomisine geçişten sonra yaşantımızda elbette çok faydaları görüldü ancak bugünkü yansımalarına gelince; 100 milyar doların üzerinde sıcak para, bankacılık ve finans sektörünün yüzde 51 inin yabancıların elinde olması ve imkb de ki yabancı ağırlığının yüzde 70 in üzerinde olmasıdır.
1980 yılında, türk ekonomisinin serbest piyasa ekonomisine geçişini sağlayan kararlardır. bu ekonomik kararların mimarı olarak demirel hükümeti tarafından görevlendirilen turgut özal gösterilmektedir. başlıca kararlar ;
-Devletin ekonomideki payını küçülten önlemler alınmış, KiT’lerdeki uygulamaya paralel olarak tarım ürünleri destekleme alımları sınırlandırılmış
-Dış ticaret serbestleştirilmiş, yabancı sermaye yatırımları teşvik edilmiş, kâr transferlerine kolaylık sağlanmış.
-ithalat kademeli olarak liberalize edilmiş, ihracat; vergi iadesi, düşük faizli kredi, imalatçı ihracatçılara ithal girdide gümrük muafiyeti, sektörlere göre farklılaşan teşvik sistemi ile teşvik edilmiştir.
süleyman demirel'in basın toplantısında şu sözlerle müdafaa ettiği kararlardır:
"şimdi bu tedbirleri alma ihtiyacı var mı, yok mu? yok diyen beri gelsin. hayır bu tedbirleri almasaydınız, başka tedbirler alsaydınız diyen beri gelsin. efendim bu tedbirler en kötüleridir, e iyilerini söyle! iyilerini madem biliyordun da, biliyorsan şayet, niçin almadın bu zamana kadar geçen 22 ay zarfında. yokluklar türkiye'si... her şey felç olmuş türkiye'de. hadi savunun bunu. bunu altmış günlük hükümetin üstüne ciro etmeye kalkarsanız, buna gülerler. binaenaleyh öküzün altında buzağı aramanın bir manası yoktur. ekonomi de devlet devreden çıkıyormuş. allah aşkına devlet, devlet oldu da ne oldu bir bakalım, hep beraber bakalım. huzurunuza 350 milyar lira zarar getiriyorum. siz de hesaplayın bu zararı, herkes hesaplasın. işte devlet devreden çıkıyor diyenlerin marifeti. 350 milyar lira zarar... kim ödeyecek 350 milyar lira zararı. ben veririm diyen bir babayiğit çıksın göreyim. devlet öder diyen çıksın göreyim. nerden öder devlet 350 milyar lira zararı?"
1979 yılında doruğa ulaşan ekonomik darboğazdan çıkış için öngörülen yeni ekonomi tarzının hayata geçirilmesi kararlarıdır. dönemi anlamak için 1979 yılından bazı veriler incelenmelidir;
3 ocakta 42 milyon nüfuslu türkiye'de sadece 4 milyon kişinin vergi verdiği açıklandı.
20 ocakta ithalat izne bağlanıldı ve bazı eğlence ürünlerinin ithalatı yasaklandı(nescafe, oyun kağıdı, poster)
16 şubatta stokta mazot kalmadı. rusya ile anlaşılamadı. ırak borcumuzu ödemediğimiz gerekçesiyle mazot vermeyi reddetti. döviz bulunmadığı için spot alım da yapılamadı. petkim ürünlerine %65 oranınd zam yapıldı.
24 şubatta piyasada ampul bulunamamaya başlandı.
25 şubat sıkıyönetim uzatıldı.
3 mart piyasadan ilaç temini sıkıntıya girdi.
13 martta resmi araçların aldıkları yakıt miktarı ve alındığı tarih ruhsatlara işlenmesi kararı alındı.
16 martta çimento, demir-çelik, şeker sigara ve benzine zam yapıldı. (yazar burada ihtikarın revaçta olduğunu hatırlıyor)
4 nisanda suudi arabistan'dan türkiye'ye kredi verilmek üzere anlaşma imzalandı.
14 mayısta benzin karneye bağlandı. tüsiad hür teşebbüse önem verilmesi yönünde gazetelerde bildiri yayınladı.
ve sair onlarca zam ve borçlanma hadisesi sonunda 16 ekimde başbakan bülent ecevit istifa etti. yeni hükümet süleyman demirel tarafından azınlık hükümeti şeklinde kuruldu. 1 aralıkta ise turgut özal başbakanlık müsteşarlığı'na atandı. 24 ocak kararları bu saikler ile alındı.
24 Ocak Kararları, 1980 askeri darbesinin ardından Türkiye'de ekonomik yapıda önemli değişiklikler getiren bir dizi politika paketidir. Bu kararlar, hem burjuvazi (sermaye sahipleri) hem de proletarya (işçi sınıfı) için çeşitli etkilere sahipti ve zaman içinde olumlu ve olumsuz sonuçlara yol açtı.
Burjuvazi açısından:
Olumlu etkiler:
1. Stabilite ve Güven: 24 Ocak Kararları, ekonomik istikrarı sağlamak amacıyla alınmıştır. Bu kararlar, burjuvazinin ekonomik faaliyetlerini güvence altına almak için olumlu bir adım olarak görülebilir. Daha öngörülebilir bir ekonomik ortam, yatırımların artmasına ve iş dünyasında güvenin artmasına katkıda bulunabilir.
2. Dış Ticaretin Gelişimi: Kararlar, Türkiye'nin dış ticaretini serbestleştirmeyi ve uluslararası ekonomiye daha fazla entegrasyon sağlamayı amaçladı. Bu durum, burjuvazinin dış ticarette daha fazla fırsat bulmasına ve pazarlarını genişletmesine yardımcı olabilir.
Olumsuz etkiler:
1. Sosyal Dengesizlikler: 24 Ocak Kararları, ekonomik liberalleşme politikalarını içeriyordu ve bu da toplumda gelir eşitsizliğinin artmasına ve sosyal dengesizliklere yol açabilir. Burjuvazi açısından, bu durum sosyal huzursuzluğa ve işçi sınıfının tepkilerine neden olabilir.
2. işçi Haklarına Müdahale: Kararlar, işçi haklarını kısıtlayan politikaları da içeriyordu. işçi sendikalarının faaliyetleri sınırlanmış ve grev hakları kısıtlanmıştı. Bu durum, burjuvazinin iş dünyasındaki gücünü artırırken, işçi sınıfının haklarının azalmasına ve onların tepkilerine yol açabilir.
Proletarya açısından:
Olumlu etkiler:
1. istihdam Olanakları: 24 Ocak Kararları, ekonomik büyümeyi teşvik etmeyi amaçladı ve bu da işçi sınıfı için daha fazla istihdam fırsatı yaratabilir. Ekonomideki büyüme, işçilerin daha iyi iş ve gelir fırsatlarına erişimini sağlayabilir.
2. Teknolojik Gelişme: Kararlar, sanayide teknolojik gelişmeyi teşvik etmeyi amaçladı. Bu da işçilerin daha modern ve verimli işyerlerinde çalışmasını sağlayabilir ve teknolojik ilerlemenin getirdiği avantajlardan yararlanmalarını sağlayabilir.
Olumsuz etkiler:
1. Gelir Eşitsizliği ve iş Güvencesizliği: Ekonomik liberalleşme ve serbest piyasa politikaları, işçi sınıfının gelir eşitsizliğiyle ve iş güvencesizliğiyle karşı karşıya kalmasına neden olabilir. Daha esnek çalışma koşulları ve iş güvencesinin azalması, işçilerin ekonomik olarak daha kırılgan hale gelmesine neden olabilir.
2. Sendika Haklarının Kısıtlanması: 24 Ocak Kararları, işçi sendikalarının faaliyetlerini kısıtlamış ve grev haklarını sınırlamıştı. Bu durum, işçi sınıfının örgütlenme gücünü zayıflatabilir ve onların haklarını savunma yeteneklerini azaltabilir.
24 Ocak Kararları, günümüzde hala Türkiye'nin ekonomik ve sosyal yapısını etkilemeye devam ediyor. Liberal ekonomi politikalarının devam etmesi, gelir eşitsizliği ve iş güvencesizliği gibi sorunları artırabilirken, ekonomik büyümeyi ve dış ticaretin gelişimini teşvik edebilir. Bu nedenle, kararların olumlu ve olumsuz etkileri hala günümüzde tartışma konusu olmaya devam etmektedir.
türkiye'nin ithal ikameci milli ekonomiden yavaş yavaş değil, damdan düşer gibi dışa açık ekonomiye geçmesini sağlayan kararlardır.
dünya konjektüründe liberal ekonomiler elbette ki, kaçınılmazdır ancak, siz plansız programsız bir harekete girişirseniz, sindirmeden, hazırlanmadan dışa açılırsanız, popülizmin dibine kadar inerseniz, sonunuz bu olur. ayrıca, bütün ekonomik krizlerin anasıdır.
ama, halkçı turgut özal. demokrasinin 3 yıldızından biri.
bugün olan 420 milyar dolarlık iç-dış borç toplamının mimarı turgut özal, baş ustası ise recep tayyip erdoğan'dır.