Teşvik primi kavramının ilk defa ortaya çıktığı maçtır. 32 milyon teşvik primi vardı ortada, öncesinde Faik Gürses sonrasında Onur Belge tarafından belgeleriyle ve röportajlarıyla ortaya konulmuş onca gerçeğe rağmen, dönemin federasyon başkanı Ali Uras bu maçla ilgili en ufak bir soruşturma dahi başlatmamıştır. 70'li yıllarda doğanlar daha net hatırlar, o dönemlerde sistem 2 puanlı ve Galatasaray 14 yıldır şampiyon olamamış. Çok ilginç bilgilere ve yapılan onlarca habere rağmen oynanmıştır bu maç. Zamanın gazetelerinde yayımlanmış ve dudak uçuklatacak cinsten bazı haberlere göre,
Malatyaspor futbolcuları, Jup Derwall'in Almanya'dan getirdiği doping iğneleriyle maça hazırlandılar.
Toplam 32 milyon Lira teşvik primi dağıtıldı ve en bilineni Malatyasporlu futbolculara armağan edilen Tofaş Doğan marka arabalar.
O sezon başka şeyler de var hatırladığımız. Bir hakem Ahmet Akçay vardı mesela, Denizlispor'un atağında topu tamamlayarak Beşiktaş ağlarına gönderip, "gözüme kar suyu kaçtı o yüzden görmedim" diyerek Galatasaraylı futbolcunun rakip takım kalecisini ite kaka düşürüp topu elinden alıp ağlara gönderdiğinde gol kararı veren...
8-0'lık maçı çoğunluk hatırlar zaten. Şimdi kurulan ittifaklara, ortak yayımlanan bildirilere, Demirören ve Sinan Engin siyasetine uyan genç kuşak Beşiktaşlılar'ın Galatasaray tepkisizliğine ve Fenerbahçe nefretine bakıyorum da gülüyorum, sonra soruyorum.
türk futbolunu kör bir çarka sokan ilk utanmazlık. bu kadar açık seçik ortada olmasına rağmen işe karışanların hala futbolun içinde yer almaları kanımca ülke futbolu adına bir utançtır. hala nasıl olur da bu kouyla alakalı birşeyler yapılmaz inanılmazdır. belki de dava zaman aşımına uğramıştır ama o maç gs'nin yıldızlarında hala bize sırıtmaktadır. zırt pırt temiz eller deklarasyonu yayınlayan bir kulübe ne hikmetse kimse de çıkıp şunun için de bir deklarasyon yayınlasana demememktedir.
benim gibi birçok beşiktaşlıya gurur kaynağı olmuş bir şerefli ikinclik kazandırmıştır takımıma. yemişim yıldızınıdır. her ne kadar genç nesiller bunu tam olarak bilmese de daha acı olanı takımımın lafta başkanının da bu olaydan habersiz olması ve hala kendini kullandırtmasıdır kanımca.
malatyaspor'a şikeci damgası vurulan maç.
sebebi belli : beşiktaş'a yatmamak.
eğer yatsalardı çok temizlerdi. *
sahi ankaragücü'ne ve bilbao'ya şikeci dediğimizi duyan oldu mu ?
tabi ki de olmaz.
çünkü biz galatasaraylıyız.
işimize bakarız.
başarılarla gurur duyar, hataları kendimizde ararız.
bilmem anlatabildim mi ?
hadi sağlıcakla.
mehmet cansun'a yıllar sonra bu maçta malatya'ya giden iğneler paralar ve arabalar sorulduğunda hiç unutmuyorum pişkin pişkin cevap vermişti: "o zaman ki yönetim yapmış, bize hesabı sorulamaz"
nedense bu maç ve malum ankaragücü galatasaray maçına rağmen, beşiktaşı' ın çatır çatır iki şampiyonluğunun yenmesine rağmen yani, beşiktaşlılar' da hakim nefret fener nefretidir. ve galatasaray, bu güruhun neredeyse ikinci takımı statüsündedir.
bu maçı iyi hatırlıyorum. hafta arası malatyaspor'a giden arabaların haberi alınmış büyük başkan seba tepkisini dile getirmiş ama olanlar olmuştu.
ligde hiçbir hedefi bulunmayan ama kudurmuş gibi oynayan malatyasporlu futbolcular gözümün önünden gitmez. durumu tarif için rezalet kelimesinin bile aciz kaldığı doping ve teşvik priminin bir numaralı örneği maç.
kendimi bildim-bileli nerdeyse her sezon şampiyon olan takıma bok atılır. çeşitli iddialar öne sürülür vs. ama 1986/87 şikenin itiraf edildiği tek sezondur.
o zaman çok üzülmüştük ama şimdi sadece nasıl oldu da hiçbir yaptırım uygunlanmadı/uygulanmıyor? diyoruz.
