*
15.30'da başlayacak olan, süper ligin 13. haftasının ve aynı zamanda günün 2. maçı. maçta düdük çalacak olan isim Halis Özkahya. gençlerbirliği oftaş'a, beşiktaş önünde başarılarımızı sunup, bir kenara çekiliyoruz.
delgado ve tello'nun döküldüğü bir ilk yarı izledik. bir de sahada hemen hemen ayakta durabilecek bir futbolcu göremiyorum. sanki ayaklarında pranga var hepsinin. beşiktaşımız piyango da olsa bir gol buldu ve one geçti.
maçtaki en olumlu hareketler baki'nin her mudahalesinin %100 basarili olusudur. inanın saskınlıkla izledim. cok kritik atakları bertaraf etti bugun. ne kadar okuzlemesine uzun pas atsa da ilk yarının en iyi oyuncusuydu diyebilirim.
onun dısında delgado'ya sıkı bir pres söz konusu. kırmızı kartlar çıkabilir ikinci yarıya. acayip bir mac bizi bekliyor. haydi hayırlısı.
beşiktaşımızın 1-0 lık üstünlüğü ile sona eren karşılaşmadır.
futbol olarak sahaya hiçbir sey koymayan iki takımın bol top kaybı yaparak adeta kör dövüşü içinde bitirdigi karşılaşma olmustur.
özellikle beşiktaş kondisyon acısından 15 gün boyunca yatmış desek yalan olmaz. sahada adım atamayan futbolcular vardi gerçekten. tabiki bunda sahanın da kötü olusunun etkisi yadsınamazdı.
ikinci yarıda dirilen beşiktaş orta sahası kasap oftaş on liberoları tarafından faullerle defalarca durduruldu. oftas sadece faul yapıyordu. biz de usenmeden dakikalarca faul ve top kaybı izledik. bir pozisyonda gereksiz yere rakibini formasından çeken serdar ozkan az kalsın penaltıya sebep oluyordu. hakem pozisyona devam diyerek oftaş'ın bir penaltısını yemiş oldu.
netice itibari ile beşiktaş'ın ümit vermese de kazanmayı bildiği bir gündü. özellikle baki ve ikinci yarı delgado maçın göz dolduran futbolcularıydı. oftaş'ta ise tozo adındaki siyahi uşak fena degildi. onun dısında kasap ordusu izlenimi verdiler.
beşiktaşımızın şansıyla ve hakemlerin skora etki edebilecek türden hatalarıyla kazandığı maçtır.
maç için çok fazla söylenecek bir şey yok. aslında söylenecek çok şey var da, olumlu bir şey yok.
maçın ilk 30 dakikasında anlaşıldı ki, iki takımdan da iyi futbol beklemek hayalperestlikten öte bir şey değil. beşiktaşımız şans yardımıyla bulduğu bir gol, 2. yarıda delgado ile kaçırdığı net gol pozisyonunun ardından, tamamiyle kendi yarı sahasına gömüldü.
beşiktaş'ta higuain'in hareketli yapısı beşiktaş'ın temposuna katkıda bulunmaya yönelik de olsa yeterli gelmedi keza takım uyku modundaydı, higuain'in çalışması boşa geçti. bobo her zamanki gibi golünü attı işini yaptı, delgado oyunu yönetmeye çalıştı ancak, tek delgado ile de olmuyor. rüştü'ye fazla iş düşmedi diye düşünürsek de, geri kalan 7'si ilk 11'e başlayan toplam 11 kişi uyudu. 3 metre mesafedeki topa koşmaya bile üşenir haldeydiler. 15 gün boyunca yatmışlar, en ufak kondisyon yoktu. ertuğrul sağlam'ın "takımımızın kondisyoneri var" muhabbeti de bu maçla iflas etmiştir çünkü bir kez daha görüldü ki, beşiktaş çalışmıyor. "eksiklerimizi biliyoruz, 15 günlük arada eksiklerimizi gidereceğiz" demek, demek ki "biz hiçbir halt yemeyeceğiz" anlamına geliyormuş.
eksik çoktu kabulümüz, beşiktaştan rakibi baskı altına alıp çatır çatır top oynamasını da beklemiyorduk işin doğrusu ancak, bu kadar ruhsuz, bu kadar silik oynamaya o futbolcuların hakkı yok.
gelelim maçın hakemine, kamera açısından recep'in ali'ye ceza sahası içindeki müdahalesi net görünmüyor ancak tahminde bulunmam gerekirse, recep'in müdahalesi nizami ve bana göre devam kararı yine doğru. bu pozisyondan sonra hakem'in ali'ye sarı kart çıkarmaması hem kendisinde hem de bizde "acaba" yarattı. kendisinde acaba yaratmasından ötürü de zaten, oftaş'ın net penaltısını çalamadı.
yardımcı hakem 2. yarıda, biri tartışmalı -keza kamera açısına göre ofsayt değildi fakat, yardımcı hakem tam çizgideydi o sebeple hakemin kararına saygı duymak lazım- iki ofsayt bayrağı ile -ikincisi net ofsayt değildi- oftaş'ın gollük pozisyonlarını kesti.
yani beşiktaş yönetimi ağızlarından düşürmedikleri beşiktaşlı duruşu'nu sergileyip, "oftaş'ın net penaltısı verilmemiştir, hakemlerden adalet istiyoruz" demeliydi ancak kendileri sonuna kadar batakta olduklarından -battıkları materyali söyleyerek hukuki sorun yaratmak istemiyorum- bu açıklamayı kendileriden beklememekteyiz.
baki'ye ayrı paragraf açmak istiyorum her zaman olduğu gibi, arada bir kesiciliği iyi görünse de, adam kontrolsüz güç.. ben olsaydım, baki'yi koyacağıma nobre'yi koyardım stopere, taş gibi de oynardı.
beşiktaşlı futbolculara toptan bir paragraf açmak gerekirse, büyük takım futbolcusu bu kaadr basit çalım yemez daha doğrusu çalım yemek demeyelim, çünkü oftaş'lı oyuncular yürüyerek geçtiler. büyük takım futbolcusuysan, rakibi, cesa sahanın 3 metre dışında değil, rakibin yarı sahasında karşılayacaksın.
oftaş'lı oyunculara ayrı bir tebrik, takım olmuşlar fakat, büyük maçlara karşı yani maç büyük değildi aslında da, büyük camialara karşı oynarkenki psikolojik tecrübesizlikleri 3 puandan etti kendilerini. hakemin penaltı vermemesi, ofsayt bayrağı vs, bunları tartışmıyorum, oftaş biraz tecrübeli olsa, çok rahat gol bulabilirdi.
sonuç olarak, beşiktaş'ın 1-0 kazandığı ancak, marsilya maçında bu futbolla farklı mağlup olabileceğinin izlenimini veren maç olmuştur.
son söz taraftara, muazzam bir destek vardı, hani yönetim sivas maçı'nın sorumlusu ilan etmişti ya işte o tarftar hiç susmadı, takıma destek verdi ama takım -oyuncu grubu, takım başka bir şey- maalesef oynamadı. hakem penaltıyı verse, oftaş biraz tecrübeli olsa, yardımcı hakem ofsayt pozisyonunu iyi süzse ve oftaş kazansa, yçnetim ne tepki verecekti veya, dün sahadaki oftaş'ın yerinde beşiktaş olsaydı, o penaltı ve ofsayt pozisyonu konusunda yönetim ne diyecekti? "halis özkahya düdüğünü asacak, affan keçeci istifa edecek, ulusoy özür dleyecek, hili ok da rakı masamıza meze olacak!" şeklinde bir açıklama mı yapacaklardı?
beşiktaşımız maalesef kötü bir durumdadır ve bu gidişle, bitkisel hayata girmesi yakındır.
oftaş maçının sonucu kimseyi kandırmasın! en az 7 futbolcu ve yönetimle yolların ayrılması lazım.
ertuğrul hoca'ya bir sözümüz var, bunca zaman sahip çıktım fakat, beşiktaş takımının ruhsuz, kondisyonsuz, rakibin her hareketinden çalım yiyen bir pozisyonda oynamasının izahı yok... sakatlar varmış, cezalılar varmış vs. söyledik ya, iyi oyun beklemedik ancak bu kadar silik oynanmaz. hele ki, rakibe orta sahayı teslim edip, rakibi değil kendi yarı sahasında, ceza sahası dışında karşılamaya hakkı yok. bu durum da tamamen senin omuzlarınadadır, unutma ki bu taraftar artık "eksiklerimizi biliyoruz, çözümleri de biliyoruz, bir daha bu kadar kötü olmayacağız" laflarını yemiyor.