galatasaray'ın kadıköy büyüsünü asıl bozduğu maçtır. 1999 dan sonra ilk kez yenilmeden çıkmıştı gs oradan.
2000 - 2010 arasında 10 maç kaybetmişti galatasaray.
Ama bu maçtan sonra kadıköy'de oynanan 11 maçta fenerbahçe sadece 4 (dört) kez kazanabildi.
son olarakta onyekuru kaydı çimlerde.
ama fb lilerin kafası hala 2000 - 2010 arasında kalmış. birde yuvarlayıp 20 sene ayakları yapıyorlar.
uyanın kuşlar. 10 sene önce bugün bitmişti aslında seri dediğiniz saçmalık!!!
fenerbahçe galatasaray maçları hep çekişmeli olur. çekişmeli dediysem futbol anlamında değil. amerikan dövüşü, boks gibi kategorilerden bahsediyorum. volkanın arda'ya, sabri'nin emre'ye tekme tokat, boğaz boğaza çekişmeleri boks açısından izlenmeye değerdir. hele boks maçına taraftarlarda dahil olunca seyir zevki biraz daha yükselir. ancak son çkan yasalara göre saha içindeki dövüşe taraftarın müdahalesi çok ağır cezalarla engellenmeye çalışılıyor. fakat bu yasaların taraftar üzerinde ne kadar etkili olacağını ben bilmem savcım bilir.
gs'lilerin 35 metreden attıkları şutlarla farkı kaçırdıklarını sandıkları maç olmuştur. maçın başında pino'nun pozisyonu dışında pozisyonu dahi yoktur aslında. 2. yarı çanakkale geçilmeze dönmesini görememişlerdir hagi'nin oyun anlayışının.
edit: bugün bu entryi neden mi yazdım?
(bkz: 18 mart 2011 galatasaray fenerbahçe maçı) ile ilgili girdileri okurken şöyle bir şey gördüm. bütün gs liler "ilk maç da favori fener di, ama farkı biz kaçırdık" falan yazmışlar da hatırlatayım istedim.
akıllarda kalan pino'nun çalışkanlığı sabri'nin açamadığı orta ve çektirdiği 3 lü, hagi'nin soğuk kanlılığı gs seyircisinin enerjisi ve son yıllara oranla sağlambir derbi idi;
çok abartılan maçtır. bu ne yahu 1000lere doğru gidiyor entry sayısı. sonuç şudurki istatistiklere göre fener galibiyet bekliyordu, heleki galatasaray'da 1 haftada rijkaard rejiminin düşmesi ve ankaragücü maçını görünce fenerliler fark bekliyordu. çok havalanmışlardı. 6-0 cı basın çok üstümüze geliyordu. taraftarlar ve bende dahil ankaragücü performansına bakarak "durumlar çok kötü fener bizi kesin yener" diyordu.
ama sonra hagi geldi, tugay geldi. takımın bir şekilde rijkaard gitsin diye kötü oynadığı anlaşıldı. 1 haftadır süren basın ve terbiyesiz fener taraftarlarılarının haası 90 dakikada söndü.
berabere kalmışızda sevinmişiz. peh. sevsinler. yahu el insaf. az kalsın yeniyoduk sizi forvetsiz. evet sevindik. galip gelseydik sevincimiz 5 katına çıkardı.
ama sevincimiz 1 puan alabildiğimize değil.
oyuncularımızın kendine geldiğini gördük, hagi ve tugayla beraber birşeylerin değişeceğini gördük. sevincimiz bunadır.
ve sevincimiz şu sakatlıklarla dolu haldeyken 6-0 cı basın ve çok havalanmış fenerlileri göt ettiğimizdendir.
bugün ankara sokaklarında yankı bulmuş maçtır. her yerde galatasaray formalı, galatasaray atkılı bireyler görmek mümkündü. yani galatasaraylılar ciddi ciddi sevinmişler. hakları mı bilemiyorum, karşıyaka ya da altay ile berabere kalsa ben sevinmem. yalnız sabri sarıoğlu'nun üçlüsü biraz zor unutulur gibime geliyor. etik kısmı tartışılır, bir taraftar gibi bakılırsa büyük olaydır.
Maçtan önce "1-0 yenilsek iyidir" yada "Hukmen yenilelim hiç gitmeyelim" diyen galatasary taraftarlarının, maçtan sonra "hani lan 6-7 atıyodunuz" demesine sebep olmuş maçtır. Ayrıca Sabri sarioglu'nu kutluyorum., rezil etti Tüm Galatasaray camiasını.
fenerbahçe ve fenerbahçelilere haddini bildiren maçtır. kötü dönemlerden geçiyor diye galatasarayın büyüklüğünü unutan tüm insanlara gereken cevap verilmiştir.galatasaraylılar beraberliğe seviniyor diye kendini komik duruma düşüren insanların anlayamadığı bişey vardır ki mutlu olunan şey tüm olumsuz şartlara rağmen büyüklüğünden birşey yitirmediğini gösteren galatasaraydır; özlediği futbolu izlediği için sonuç ne olursa olsun mutlu olacaktı taraftar, kendini teselli etmek isteyen insanlar başka bahaneler bulmalı bu nedenle ...
Fark atacağız, handikaplı iddia oynayacağız şeklinde konuşan fenerlilerin ilginç şekilde ağız değiştirdiği, içlerinden kendi takımlarına sövdüğü, hatta göt oldukları karşılaşmadır.
sabri sarioglunun jubile yapmadan 1 puan gordugu mac, hahaha, eglendik gulduk bu ilkokul esprilerine de semih senturk dogdu, olecek kupa gormedi, ona bir formul bulak aqa
armanın-formanın hakını verenleri görmeyeli uzun zaman olduğunu anladığım maç..ulAn yapcagınız şu işte çıkıp adam gibi mücadele etmek o formada bi parca kuru yer bırakmamak siz böyle oynayıp yenildiniz de biz bişe mi dedik...bu arada beraberliğe seviniyolar diyen fenerli kardeşlerime şunu demek istiyorum: yeri gelir kimi beraberlikler cok anlamlı hale gelebilir örneğin 10 yıldır puan dahi alamadığınız ezeli rakibinizn sahasında üstelik bütün oklar o rakibin yeneceğini gösteriyorken üstelik ezeli rakip taraftarları farkı olcak diye bas bas bagırıyorken siz gidip orda aslanlar gibi mücadele ederek hatta galibiyeti kacırarak berabere kalıosanız bu beraberlik özeldir..beraberliğe tabi ki de sevinilebilir dolayısıyla..tıpkı sizin gecen sene beşiktaşın beraberliğine sevinmeniz gibi(dogal olan bu cünkü ucunda sampiyonluk var) ne kadar yanlıs anons kurbanı olsanız da...
aykut a top geldi de biz mi görmedik? konuşuyor futbolcu: yok işte yenmeliydik fenerbahçe camiasına yakışmadı filan: geç o ayakları abicim o akşam galatasaray ardasız, barossuz darma duman etti feneri, onu bunu bilmem tam kadro çıkan fenerbahçe, ölü top organizasyonunuz da yetmedi? yıllarca hiçbir şey yapmadınız duran bir topdan gol, o olmadı selçuk çıksın alalade bir şutla kaleci hatasondan gol atsın, yılda bir kere olur tabi bunlar deplasman bir kere oynanır yok 10 yıl yok 20 yıl, ben biliyorum hadi 10 yılı 25-30 sene arası bir hasretiniz var aman allahım. galatasaray değil fenerbahçe deplasmanda oynadı o maçı.
galatasaray beraberliğe sevindi diyen kuş beyinliler tek kelime ile aptaldır. bunun üstünden espri sıçmaya kalkanlar ise kendi evinde berabere kaldı diye sevinçten stadı yakanlardır.
futbol adamları hiçbir şeyin kolay olmadığını bilir. taraftar her ne kadar büyük galibiyetler, ya da büyük mağlubiyetler beklese de, teknik adamlar bunun böyle olmadığını bilir.
dün akşam aykut kocamanı endişeye sürükleyen, hagiyi de büyük bir hevesle kadıköye getiren sebeb aslında budur. aykut kocaman eminim ki tüm hafta boyunca futbolcularını ciddiyete davet etmiş, hagi ise göreve geldiği kısa sürede futbolcularına unutulan birkaç sözü fısıldamıştır. hoşgeldin hagi!
kadıköyde üstün oynayan taraf galatasaraydı. fenerbahçe baskı yapmaya çalışırken dahi, galatasaray ne yapmak istediğini biliyor ve bunu uyguluyordu. bunda bir hafta önce koşmayan, önündeki topa müdahele etmekten kaçınan futbolcuların klasik tabirle- tekmeye kafa uzatmaları da büyük rol oynadı.
maçtan sonra bunları konuşmak kolay ama, yine de aykut kocamanın hata yaptığını söylemek lazım. sarılacağı tek şeyin üst düzey mücadele ve agresyon olacağı rakibi karşısında, üstelik aynı rakip, hücumcularından bu kadar da yoksunken, orta sahasını alex ile zayıflatması galatasarayı üstün kılan başlıca sebepti. ama zaten türk futbolu deyince akla gelen şeylerin başında da bu gelmez mi? doksanlı yılların sonundan bu yana anadolu yakasının başı yabancılarıyla, avupa yakasının başı ise yerlileriyle beladadır.
aykut kocamana hatalı dediysem de, bu beladan kurtulmak için yumuşak bir geçiş yapmaya çalıştığını, alexi de bu yüzden oynattığını biliyorum. tıpkı ilk döneminde haginin yaptığı gibi.
hagi de galatasaraya zaman zaman sert, zaman zaman yumuşak geçişler yaptırmıştı ilk döneminde. i̇lk idmanda cezası kesilen ümit karan, yavaş yavaş takımdan bağı kesilen bülent korkmaz, hakan ünsal bunlara örnekti. fakat arada yaptığı çıkışlar başını yakmıştı. gençlerbirliği maçında artık dayanamayıp hakan şükürü oyundan alması, gibi.
galatasaraylıların bilmesi gereken birşey var. bu beraberlik galatasaraylıyı çok sevindirmemeli. öncelikle, ortada kazanılmış bir maç yok, öyleyse galatasaraylı puan kaybına üzülmeli. devamında ise bilmeleri gereken şu ki, galatasarayın problemleri dağ kadar yığılmış durumda. haginin imza töreninde söylediği bir laf bu konuda bize klavuz olabilir; ardaya zamanında yardımcı olmuştum, çıkış yapmasına yardım etmiştim. şimdi aynı yardımı kendisinden bekliyorum.
yani kaptanını göreve çağırıyor hagi, takımın desteğine ihtiyacım var diyor. bu göründüğü kadar basit olmayan, aslında bir o kadar da basit olan bir açıklama. bir nevi rijkaard döneminin özeti niteliğinde.
rijkaard demişken, onun için söylenecek çok fazla şey kalmadı ne yazık ki. çok büyük bir futbol adamı, futboldaki yeri tahmin ettiğinizden dahi büyük, önemli.
bir arkadaşımın örneği, rijkaard dönemini çok iyi açıklar nitelikle aslında. hollandalı görevden alındığı gün, şöyle dedi bana; sen tarlaya ladayla ferrariyi sürsen, hangisi daha iyi gider? ferrari otobanda iyidir, ama ladayla tarlada iş görürsün.
buna ben de bir ekleme yapayım; üstelik tarlada sıçan da bol olur.
güle güle rijkaard ve neeskens. size tarlalar değil, otobanlar yakışır.
derbidir, hepsi gelir gecer... ama ikinci yaridaki pozisyonda servetin asistiyle kaleci aykut topu kendi kalesine atabilseydi yuzyillar boyunca konusulacakti, ben ona yaniyorum. hatta bence aykut da yanmali. nasil simdi eski milli kaleci yasar 8 yedigi maci anlatip rating yapiyor, aykut da omur boyu anlatir, bizi guldururdu...
küme düşmemeye oynayan anadolu takımı gibi beraberliğe sevinen ezik taraftar, her pozisyonda yerden kalkmayan, zaman geçiren çirkef oyuncular ve daha maç başlamadan beraberliği iyi sonuç olarak gören gese teknik yönetimi; sizin yüzünüzden artık FENERBAHÇE-gs rekabeti bitmiştir. gs 6-0 yenildiğinde bile bu kadar ezilmemişti....
ek: aha bi ezik eksiledi.
demek istediğimi anlamamış mallara: arkadaşım yenseniz de farketmezdi. beraberliğe razı bir galatasaray ile derbi kavramı oluşmaz. maç sonundaki tabloyu hala unutamıyorum adamlar sevinçten ağlicak yaa.. teyallam
galatasaray'ın ezdiği maçmış.ya bazı insanlar salak ayağına yatıyor ya da ben tribünde maçın 2. yarısını izlemedim başka bişey yaptım.çok komiksiniz lan 9.luk size çok yakışıyor.
bittiğinde karışık duygular yaşamama sebep olan maç. yenecek kadar iyi oynayıp yenemediğimize üzüldüm, bizim için en zor deplasmandan 1 puan aldığımıza sevindim falan. eve dönerken taksi şoförü ile maç muhabbeti yaptım. maç bitmişti benim için. ta ki buradaki fenerlileri görene kadar. ezikmişiz de beraberliğe seviniyormuşuz falan.
madde madde açıklamak istiyorum.
1- bu gözler sami yen'de kupa maçında 3-2 yenilip deplasmanda atılan fazla golle turu geçince bir baba hindi söyleten tuncay gördü. sabri'nin üçlüsüne niye sevinmeyim?
2- arda, kewell ve baros yoktu beyler. niang, stoch ve dia'sız ( ki bence bizim bu üçlü daha kaliteli) gelin bakalım bir bizim eve.
3- biz bir hafta boyunca takımın başına kim geçecekle uğraşmışız. futbolcularımız hain damgası yemiş. takımımızın yürekli top oynadığını gördük. yenilsek bile sevinirdim.
4- belki de en çok sevinilmesi gereken olay ise 10 kat fazla fenerliye karşın tv başında sürekli 3lülerimizi dinlemekti. sahada beraberliği zor kurtardınız belki ama tribünde galip bizdik.