Bu muhteşem taraftar desteğinin bir parçası olduğum için beni bir kere daha onurlandıran maçtır. Bu nasıl bir inanç, nasıl bir destek, nasıl bir bağırma kuvvetidir anlamadım, anlatamam. Torunlarıma anlatacağım bir anım daha oldu. (bkz: yaa çocuklar dedeniz de o maçta inönüdeydi)
uzun süre dillerden düşmeyecek olan maçtır. gerek taraftarımız gerekse beşiktaşımız muhteşemdi o gece. * hele o kapalıyı kaplayan bayrak ve ''şehitler ölmez vatan bölünmez'' yazısını görünce insanın duygulanmaması elde değildi.
maç bitiminde de tribünlerin siyaz-beyaz çekişine bobonun da ''beyaaz!'' diyerek katılması ayrı bi güzeldi. bobo'ya olan sempatimiz, sevgimiz ikiye katlandı resmen. **
1 ekim 2003 chelsea besiktas maci'nı izleyenler bilir... ben o maçtan sonra bir daha hiçbir [sadece beşiktaşı değil]takımı, o kadar "takım" görmedim. "çanakkale geçilmez" kalıbının şimdiye kadarki oturacağı tek maçtır; hala da öyle...
işte o "ruh"u dün tribünlerde gördüm... tüylerim diken diken oldu... işte beşiktaşlılık, işte türk olmak...
her liverpoollu taraftarın bir an önce unutmak ve bir daha da hiç hatırlamak istemeyeceği maç olarak tarihe geçmiş maçtır.
benzerlerini diğer takımlarla ilerde görmeyi ümit ediyorum.
beşiktaş'ın son günlerde özlemini çektiğimiz mutluluğu bize yaşattığı maç.
fenerbahçe taraftarı olarak; dün gece muhteşem bir maç çıkarttı beşiktaş. müthiş bir mücadele örneği gösterdi ve liverpool'u yendi. hele ki bobo, attığı golde klasını gösterdi. o pozisyonda iki kaliteli hareket var. ilki kayarak gelen rakipten topu kurtarması, ikincisi ise kalecinin bacak arasından topu geçirmesi.
beşiktaş taraftarının tribün şovuna ve takımı maç bittikten sonra bile desteklemesine hayran kaldım.
bu gece de gönlümüz galatasaray ile
en özetllisinden anlatılmaz yaşanır diyebileceğim maç,çünkü bjk'li olarak bizzat yeni açık tribününde a'dan z'sine bütün yaşananlara tanık olmuşumdur.Neyle başlasam nasıl bitirsem bilmem ki..Maçtan önceki şehitlerimiz için yapılan yas'tan tutunda maç sonrası galibiyetin yine onlara armağan oluşu gibi ideolojik şeylermi anlatsam,maç boyunca yaptığımız liverpool'un cop tribünlerini bile kıskandıran o büyük tezahuratlarımızdan duyduğum gururumu,yoksa ''o düz takos ibrahim üzülmez'in'' *pennant'ı nasıl parçaladığından tutta bobo'nun o yıkılmaz liverpool defansını nasıl geçtiğinimi..anlatılcak aslında çok şey var,ama önemli olan bu galibiyet'in herşeyden önce son zamanlardaki terör olaylarından çok canı sıkılan yüce Türk halkına bir moral vesilesi olduğu ve şanlı kartalımızın -artık grup'ta hiç şansı kalmadı,1 puan toplasada 0 çekip ülkemizi utandırmasa-diyenleri utandırdığıdır.Olay bu.
oradaydım, ama anlatmaya kelimeler yetmeyecek sanırım. diyebileceğim tek şey şu ki: 45 ve 65. dakikalar arası liverpool taraftarlarının yüzündeki ifadeyi gördüm ya o bana yeter.
hem içerde hem dışarda çok büyük takımlara karşı çok önemli galibiyetler alan galatasaray taraftarıyım. ama ne ali sami yen'de ne de başka bir statta bu maçta yapılan kadar güçlü ve etkin bir tezahürat görmedim. rövanşında liverpool 8-0 yendi beşiktaş'ı ingiltere'de belki ama bu maçta o yüzlerine yerleşmiş ifade vardı ya! o ifadeyi o suratlarda görmenin değeri hiçbir skorla ölçülemez.
tribündekilerin hayatları boyunca unutamayacağı yegane maç...
3 yıl geçti aradan farkındayım ama unutamıyorum ulan ne yapayım. yemişim liverpool u. kim yenerse yensin ben o gün hayattan aldığım hazı, eğlenceyi bir daha yaşayamayacağımdır.
liverpool a olan aşkımızdan dolayı gitmişimdir maça. inönüye çok gitmişliğim vardır ama kartal gol gol gol tezahuratı çıktı çıkalı pekte alakalı değildim açıkcası. çok iğrenç ve takımı geren bir tezahurat. çarşının bu tezahuratta bir halt varmış gibi paso yapmasını da hiç anlamıyorum....
neyse efenim kişisel fantazilerimizi bırakıp tribünleri anlatalım. maça 1 saat kala çok rahat bir şekilde eski açıktaki yerimi aldım. neden eski açık diye sormayacağını umuyorum. kop orada lan neden olacak. numaralı kısmındayım bu arada. çarşıyı ve kop aynı karede olsun rahat rahat göreyim.
o gün şehitlerimiz vardı. açıkcası şuan kaç kişiydiler hatırlamıyorum. kapalıda boydan boya bir türk bayrağı açıldı. sonra borozanlarla saygı duruşunda bulunmuştuk. 30 bin kişi hiçbir anons yapılmadan sadece ve salt kendi isteği ile saygı duruşunda bulunuyordu. kimseden çıt çıkmaması herhalde belirli bir komutla bu işin yapılmamasındandı diye düşünüyorum.
milliyetçi duyguların damar damar üstüne bindiği anlardı kısacası.
o gün oraya gelen seyircilerin,( pardon normal maçlarda seyirci olur) bağırmaya çağırmaya haykırmaya gelen kişilerin hepsi haykırıyordu resmen.
yağmurlu bir gün olduğundan açık tribünlerde beyaz yağmurluklar dağıtılmıştı. yeni açık ilk defa bana bu kadar devasa boyutta gözüküyordu. evet yağmurluklar yüzünden. çünkü zıplayan hoplayan kişileri neredeyse tek tek sayabiliyordum. aralarda beyaz yağmurluklar ve yağmurluksuz insanlar... sanırım yağmurluksuz değillerdi şeffaf yağmurluk vermişlerdi şimdi hatırladım çünkü üstümde yağmurluk benzeri şeffaf bir halt vardı...
önce üst taraf lay lay lay ooooo sonra alt taraf lay lay ooo çekerken, büyük ihtimal kapalı üsttekilerin dikkatini çekmiş olacak eski açıkta yani benim bulunduğum tribünlerden hoş bir dalgalanma oldu. lan biz bunu niye tüm tribünlerle beraber yapmıyoruz diye bir düşünce geldi herhalde o anda akıllarına.
normalde çarşı altlı üstlü ve üstlü altlı tezahuratı sever. çünkü daha senkronize gider. daha çabuk sıra sana gelir ve görebildiğin adamları bağırın lan diye daha çabuk gaza getirebilirsin.
neyse efenim maçın ve oradaki 30 bin kişinin hayatlarında unutamayacağı 15 dakika 50. dakikalarda filan başlamıştı. çarşının o maçtan önce denediği ama bir türlü tribünlerin hepsine yayamadığı tezahuratın tribünlere tam manasıyla yayılma anı gelmişti.
önce eller kollar sallandı sonra omuz omuza yapıldı falan filan.
15 dakika o stadyumdaki (futbolcular dahil) kimsenin maçı izlediğini zannetmiyorum. tezahuratı her devredişimizde ulan bu sefer ne tür bir hareketle bize geri gelecek diye gözümüz resmen kapalının tam ortasındaydı. o an insan eğlenirken tabi tribünlerin televizyondan nasıl gözüktüğünü filan hissedemiyor. çünkü çok eğleniyorduk lan yoktu öyle bir eğlence.
sonuç: eğlendik, eğlendik, eğlendik ve siz fani insanlar (buna beşiktaşlılarda dahil) bir daha hayatınız boyunca bu kadar eğlenebileceğiniz hiçbir maç göremeyeceksiniz. nereden mi biliyorum o maçtan sonra beşiktaşın galatasaray ın fenerbahçenin baya bir avrupa maçına gittim ama o tadı hiçbirinden alamadım...
galatasaraylılar için o ana uzaktan ama baya bir uzaktan yaklaşabilecekleri maç real ve milan maçı.
fenerbahçeliler için chelsea ve birazda psv maçı diyelim
trabzonlular için 96 istanbulspor maçıdır.
gerçi ben bu maçlara gittim ama en eğlendiğim maç yüzde yüz katışıksız bir şekilde bu beşiktaş-liverpool maçıdır.
Beşiktaş'ımın serdar özkan ve bobo'nun attığı goller ile liverpool'u 2-1 yendiği maçtır.
ayrıca aynı maçta guiness rekorlar kitabına geçen 132 db'lik ses rekoruda kırılmıştır.
besiktasin,carsinin efsanelestigi mactir.ilk uç sayfadaki yorumlari okudum da, ne kadar cok degismisiz.fenerlisi galatasaraylisi Beşiktaş i destekliyor.simdi herkes birbirini gömme derdinde.