gönüller beşiktaş dese de liverpool'a daha yakın duran maçtır. liverpool'un 2 maçta 1 puanı var ve bu maçı mutlak kazanmak zorunda. tabi bu durum ters tepebilir ve bu stres liverpool'u hataya zorlayabilir ama çok düşük bir ihtimal.
torres'in olmaması fazla bir şey değiştirmeyecek. voronin, kuyt, babel, crouch gibi futbolcuları var adamların. büyük ihtimal voronin oynar torres'in yerine torres'i de aratmaz. beşiktaş kazanmak istiyorsa kanat savunmasına önem vermeli. sol kanatta fener'deki carlos-vederson ikilisinin performansını ibrahim-tello ikilisiyle yakalayabilirse, jermaine pennant denen hayvanı durdurabilirler. sağ kanatta serdar(kurtuluş+özkan) ikilisinin iyi performansı ve riise-benayoun ikilisini durdurması şart. kanat oyuncularını durdurduktan sonra geriye gerard, xabi alonso, mascherano gibi oyunculara uzaktan şut pozisyonu vermemek kalıyor. yani kanat oyuncularına ve cisse'ye çok iş düşüyor. ben olsam cisse'nin yanında koray'ı da oynatırdım. önlerinde delgado ve ileride bobo ile başlamak mantıklı gibi.
hücumda ise beşiktaş'ın işi savunmadan daha zor. liverpool takım halinde alan daraltan, rakibi yan ve geri paslara iten bir takım. hücum oyuncularınızın sahaya hayatlarını koyması lazım ki gol atabilesiniz. carragher, agger çok iyi defans oyuncuları. savunmanın önünde ise alonso, mascherano, gerard, sissoko gibi müthiş ön liberoları var. delgado'nun sazı eline alması lazım ki beşiktaş hücumda varlık gösterebilsin. bobo'nun o savunmanın ortasında pek etkili olacağını sanmıyorum. liverpool erken gol bulamaz ise son yarım saatte birşeyler yapabilir gibi bobo.
beşiktaşımızın galibiyetini en az yarın galatasarayım ın galibiyeti kadar istediğim maçtır. yürü be beşiktaş sarı kırmızı formamla senin için dua edeceğim.
kop gelmiş çarşıya, çarşı kopmuş. çarşı çıldırır, çarşı zıplar. kop bağırır, kop zıplar. kop şarkı söyler, çarşı bağırır. çarşı dellenir desibellenir, kop inletir. bi de bu gece "dale cavese" olcakmış çarşıda; tüyler ürperir, sesler kısılır. kop yalnız yürümez, çarşı susmaz. misafiri yerlisi, herkes çıldırıcak bu gece inönüde. bu satırların yazarı salak ne yazık ki evde.
ibrahim üzülmez gibi futbol hayatı boyunca tek bir isabetli ortasını hatırlamayan, yaptığı en müthiş şey sniper la vurulmuş gibi kendini yıldırım hızıyla yere atmak ve sürekli ama sürekli geriye oyun anlayışı olduğunu düşünen ben denizin yüzde yüzelli oranında beşiktaş mağlubiyetiyle sonuçlancağını düşündüm tarihi maç.. tribünlerden bahsetmeye hiç gerek bile yok.. onlar beşiktaş ligden çekilse bile boş sahada en kral atmosferi oluştururlar her türlü.. ama maalesef beşiktaş hiç ama hiç iyi bir futbol oynamıyor.. hele bide liverpool un puana bu kadar ihtiyacı varken.. çok çok zor çook.. ama inşallah alırız tabi..
beşiktaş'ın biraz da şansın yardımıyla 1-0 önde olduğu maç. liverpool'u yenmek bir hayli ses getirecektir. eğer beşiktaş bir gol daha bulursa bu maçı rahatlıkla kontrolüne alabilir ve de liverpool'u feci göt altına itmiş olur.
serdar özkanın 13. dakikada attığı şans dolu gol ile beşiktaşın 1-0 öne geçtiği karşılaşma.Deniz tarafındaki kalenin altıpasın içinde sağ direğin orlarda topu uzaklaştırmaya çalışan liverpool defansının ilk futbolcusunun vurduğu top arkadaşına çarpmıştır, top yine bizde kalmıştır. daha sonra serdarın sutu yine defansa çarparak kaleciyi şaşırtmıştır*. ve top ağlarla buluşmuştur.
yazar notu:ulan biraz sözlük formatı be.futbolcu ismi bilmem mazur görün.
sinirli edit:an itibari ile eksi oylanan entryme sahip futbol maçı.ha bir de bjknin liverpoola koyacağı carşının yaratıcı olduğu maç.*
golu hypia'ya kendi kalesine atilan gol olarak yazmislar. enteresan bir degerlendirme. ne zamandan beri cekilen sut sonucu defansa carpan top kendi kalesine gol olarak sayiliyor.