sene de bir gün olan bayramlarında, resmi tören adı altında güneşin altında saatlerce beklemeler, ayılanlar bayılanlar. bu mu bayram zihniyetiniz.
bir teklifim var size!
protokolde oturan göbekli amcalar çıksın bir daha ki bayramda sahneye. onlar halay çeksin folklor oynasın. protokolu bıraksın çocuklara ve çocuklar keyfini sürsün gölgede otururken yaşlı göbekli amcaların ölümüne terleyip, ayılıp, bayılmalarını izlemenin.
ah bir hata var bu işte,
çocuklar bunu yapamaz. çocuklar kendi gölgede otururken bir başkasının bayılmasına razı olamaz. çocuklar saf, çocuklar temiz. egoları yok onların henüz ve bir başkasını düşerken görünce kendine bakıp ben protokoldeyim amuğa goyum huhahau gibi iç tepkiler veremez.
ama çok güzel tiyatro, sinema izlerler mesela. yada parklarda, bahçelerde çok güzel oynarlar ama kısıtlama olmadan. mesela bayramda en güzel kıyafeti giydirmem ben çocuğuma. çünkü istemese de o kıyafeti kirletmekten korkar ve dilediğince oynayamaz çocuk.
görür görmez "sokarım böyle törene de kutlamaya da" dedim. protokolde kodamanlar ördek tüyü paltolarına sıkı sıkı sarılmış, sahada 7-8 yaşlarında çocuklar soğuktan titriyor, titriyor da niye titriyor? meclis açılış yıldönümü onu kutluyoruz, hani çocuklara armağan edilmişti bugün? eee ne anladık çocuklar üşüyor büyüklere 2 dakika gösteri yapabilmek için.
askerlikte bile olumsuz hava koşulları nedeniyle yemin törenleri bazen kapalı salonlarda yapılabiliyor düşünün 20 yaşlarında gençler bile üşümesin-ıslanmasın diye önlem alınıyor. ama küçücük çocukları düşünen yok, alın böyle cumhuriyeti de kutlamayı da başınıza çalın.
23 nisan kutlayacağız diye eğlencelere zorla dahil ettiği çocuklara aylarca prova eziyetinden sonra buz gibi bir havada üşümeye bırakan bir uygulamadır.
23 nisan kutlamalarını totaliter rejimlerin geri kafalı uygulama örneklerinden çıkarmamız lazım.
vazgeçin bu manasız işkenceden.
artık aileler izin vermesin bu tür saçmalıklara. hadi elin evladını umursamadınız, kendi çocuğunuza da mı acımıyorsunuz ?
yıllardır süregelen olay. yıllarrr önce gerizekalı okul müdürlerinin gelmeyeni disipline veririz diye kandırıp, bizi güneşin göt gibi ortada olduğu günde stada toplayıp saatlerce ayakta beklettiği gerçeği nasıl olur da çocuk bayramıyla özdeşleşir anlamak mümkün değil. kardeşimi de aynı tehditle çağırmışlar, göndermedim. sen kıçını o koltuklara yay, küçük çocuklar o soğukta/o güneşte yarı çıplak/boğazına kadar kapanmış gömlek, süveterle saatlerce ayakta dursun. yok öyle bir bayram.
işkence mi?
siz işkence görmemişsiniz.
kimi zaman nefes almak bir işkencedir.
türkiye için çoğu zaman dememiz gerekiyor kimi zaman.
işte o çoğu zamanlardan bir kare;
babasının ittiği bebek arabasında elinde balonu 23 nisan kutlamalarına giden bir çocuk.
annesinin eteğine yapışmış, yorgun ama farkındalıksız ayakları ile açlığının son bulacağı sonsuz yollara giden bir diğer çocuk.