saat 14:00'te izmirde galası yapılacak bayram. memleketinizde olamasanız da televizyondan izlerken bile tüylerinizi diken diken eden bayramdır. çocukların şu günlerde sonuna kadar hak ettiği bayramdır. 19 mayıs stadyumu gösterilerinin izlenmesi kesinlikle tavsiye edilir.*
sadece çocukların günü olarak görmekten vazgeçmemiz gereken gündür. öncelik onlarındır lakin 23 nisan türk milletinin ve türkiye'nin tarihinde önemli bir yere sahiptir. öncelikle bunu hatırlamalıyız.
ulusal egemenlik ve çocuk bayramı. tatlı hatıralarla dolu gündür. 6 yaşlarındayken babam stadyuma götürürdü ilk yeşil erik o gün çıkardı minik kese kağıtları içinde minicik erikler. pahalıda olsa alınırdı. adet olduğu üzere uçan balon vazgeçilmezimizdi. üstüne baba kıyak geçip kola da aldıysa bugün 23 nisan neşe doluyor insan. çocuk olmak güzeldi 23 nisan da güzeldi o günlerde. acaba benim oğlum da büyüdüğünde 23 nisan heyecanı yaşayabilecek mi benim çocukluğumdaki gibi...
etkinlige katilacak arkadaslar bir iki ay oncesinden zaten calismalarina baslar ancak sinifin geri kalani da bu hazirliklari izlerdi, bir hafta oncesinden sinifi krapon kagitlari ile suslemeye baslardik, 23 nisan gunu sabah duzenlenen torende siirler okunur, konusmalar yapilir, danslar ederdik, ogleden sonra tiyatrolara goturulurduk, ne istesek yapilirdi; kendimizi krallar kraliceler zannederdik, ne kadar ayricalikli oldugumuzu dusunurduk. "23 nisan ulusal egemenlik ve cocuk bayrami" diye ezbere bilirdik; daha cok "cocuk bayrami" ve "bugun 23 nisan nese doluyor insan" kisimlari anlam ifade eder, "ulusal egemenlik" kismina pek de kafamiz basmazdi. ancak bu gunu bize ataturk'un hediye ettigini bilirdik. tek kanalli televizyonun oldugu zamanlardi, o kanal da butun gunu cocuklara ayirirdi, ozellikle halit kivanc'in geleneksel olarak duzenledigi ve dunyanin degisik ulkelerinden gelmis cocuklari gorurduk, onlarin yerel kiyafetlerini danslarini sarkilarini dinlerdik, o gun yasadigimiz memleketi bile dunyanin merkezi zannederdik.
bugunden bakip da "her sey yalanmis be!" diyebilirim, ama bu hic bir sey ifade etmez ve bu zihniyetimin zerre kadar degeri yoktur. cunku artik ben olmayan o mazideki cocugun ne hissettigini gayet iyi hatirliyorum. o cocuk icin her sey cok guzeldi, ve o gun mutlu olabiliyordu o cocuk, ben sahidim buna. ve okulu, ve ailesi, ve televizyonu, ve sanatcisi, ve esnafi ile bu cocugu ve nicelerini mutlu edebilmis bir duzenek kurabildigi icin, o cocuga toplu olarak bir seyler yapip eglenebilmenin coskusunu, kendisini bir butunun parcasi olarak gorebilmesinin zevkini ve gururunu yasattigi icin, yalan da olsa yalani bilmeyen cocuklari mutlu edebildigi icin o mazimdeki memlekete tesekkur ediyorum. gunesin acmasinda bile bu insanlarin emegi oldugunu sanacak kadar guveniyordum ben onlara.
barbekü bayramına dönüşür çünkü:
-15 dk sonra öğrencilerin kafasında yumurta kırılırsa pişmeye başlar.
-örtaöğretim öğrencileri lacivert-siyat ceketler içinde kendi buharlarıyla pişer.
-hocalar sado mazo tiplere benzer bir şekilde gülmeye başlar.
en asil duyguların insanı vardır öğrenciler arasında ses çıkarmaz.
her 23 nisan'da aklıma yıllar öncesinin bir gazete manşeti geliyor. o vakitler genciz daha. 1980 öncesinin en kanlı günlerini yaşıyoruz. çocuk yaşta gençler biribirlerini öldürüyor sağ sol çatışması yüzünden. her gün gazetelerde şu kadar öğrenci öldü, bu kadar öğrenci yaralandı diye haberler çıkıyor.
yani ne çocuklar çocukluklarını, ne gençler gençliklerini yaşayabiliyor. hepsi biribirine düşmüş. daha doğrusu düşürülmüş. işte o acıların yaşandığı günlerden birinde, 23 nisan günü milliyet gazetesi şu manşetle çıkmıştı: "bu gün yirmiüç nisan, sinir oluyor insan."
hani bir çocuk şarkısı vardır, "bugün 23 nisan, neşe doluyor insan" dizeleriyle başlayan. gazete işte bu şarkıya atıfta bulunarak içinde yaşanılan günlerin vahametini bu manşetle ortaya koymuştu. atatürk'ün çocuklara armağan ettiği bir günde çocuk yaşata öldürülenlere ağıt yakar gibi...
hayatım boyunca belki de en cuk oturan gazete manşeti buydu benim için. malesef halâ gençler ölüyor açıklaması çok zor nedenlerle. oysa bir açıklanabilse çözüm gelecek artık. ama insanlar öyle kutuplaşmış ki, bu günkü anlamsız kan davasının ne adı konabiliyor, ne sebepleri sayılabiliyor gönül rahatlığı ile. insan hep korkuyor birilerini kızdırır mıyım, rencide eder miyim diye...
atatürk dışında dünyadaki hiç bir liderin o kadar başarıyı kazanırken, bir zaferi de çocuklara armağan etmeyi düşünmediğini ve atatürk ün yegane oluşunu her yıl bize hatırlatan, ulusal egemenlik ve çocuk bayramımız.
ulusal egemenlik ve çocuk bayramı değildir. Zira atatürk hiçbir zaman egemenliği halka vermek gibi bir eylemin içine girmemiştir. bu gün bir bayram falan hiç değildir. Amaç sadece çocukların devlet ideolojisiyle harmanlanarak devlet ekseninde düşünen, davranan bir sürü yaratmektır. ayıp, günahtır, cehalettir.
duyduğumda aklıma soğuk ve yağışlı havalarda tirtir titrediğimiz saatlerce ayakta beklediğimiz, babamızın fotoğraf makinasına zoraki gülümsediğimiz günler gelir. artık öyle olmamalı bayramsa eğer gerçekten bayram gibi eğlenceli aktivitelerle kutlanmalıdır. yani heyecan duymalıdır çocuk bir gün öncesinde bayramdır zira.
küçükken pek heyecanla beklediğim bir gündü. büyüdükçe beslediğim heyecan da değişti. artık sadece daha çok uyuyacağım diye seviniyorum. beni sistem bu hale getirdi.