eğer küçük bir çocuğunuz varsa ve o bugün bayrama gitmek yerine uyumayı ya da kafasına göre evde bir şeyler yapmayı tercih ediyorsa, tutun çocuğunuzun kollarından ve onu istemese de, bayrama getirin.
Yoksa, Yıllar sonra "keşke bugün tatil olsa da, bayram yerine gitsem" diye hayiflanacaktır. *
ben de amma safmışım, koskoca çocuklukda insan bir kerecik mi bayrama gider? Bak tadı damağımda kaldı.
1920 tarihinde türkiye büyük millet meclisinin açıldığı gündür.
Çok sonraları ulusal egemenliğin hatırlanması için resmi bayram ilan edilmiş, ardına çocuk da eklenerek ulusal egemenlik ve çocuk bayramı olarak kutlanmaya başlamıştır.
Atatürk'ün "bu bayram çocukların olsun" gibi bir talimatı yoktur, en azından ben görmedim, gören duyan varsa beri gelsin.
23 Nisan Ulusal egemenlik ve çocuk bayramı yer yıl törenlerle kutlanır. Çocuklar bilmem kaç derece sıcakta ya da duruma göre yağmur altında saatlerce bekletilir. Başka çocuklar da ekabir takımının eğlenmesi için maymun edilirler.
23 Nisan aslında çocuklara eziyet günüdür.
Hiçbir şeyi tam ve doğru olarak yapamayan türk halkı bu günü de asıl amacından saptırmış, sapla samanı birbirine karıştırmış ve bokunu çıkarmıştır. Türk halkı herşeyin bokunu çıkarmasını sever. Şov yapmasını da sever. Ama icraata gelince bin dereden su getirir, sonra gelişemiyoruz, geçinemiyoruz diye zırlar. Aziz Nesin'in ruhu şadolsun...
Bir de aynı gün çeşitli koltuklara oturtulan şanslı piçler vardır. Başbakanlık, meclis başkanlığı, valilik ve benzerlerinin koltuklarına oturarak tüm gerizekalılıkları ile bir günlüğüne o koltuğu yönetirler, salak salak talimatlar verirler. Daha da gerizekalı olan büyükler de bunları seyredip eğlenirler. Bir tane çocuk da çıkıp genel kurmay başkanını arayarak "hadi ulan giriyoz oraya buraya" diye talimat vermeyi akıl edemez.
Ulusal egemenliğin e'sinin kalmadığı bir ülkede ulusal egemenlik bayramını kutlamak abesle iştigaldir, görüntüdür, içi boştur.
içi boş ve paslanmış tenekeyi yaldızlı boyalarla boyamaya benzer. Dışı seni içi beni yakar hesabı.
Çocuk bayramı olarak anılmasına rağmen çocuklar için tek bir somut adım dahi atılmaz bu günde. Sadece şebeklik yapılır. Şebeklik zaten türk insanının genlerinde değiştirilemez bir kod olarak yerini almıştır.
Zaten bu ülkenin de adam olmaya filan niyeti yoktur, muhtemelen bu da sondan bir ya da iki önceki çocuk bayramıdır.
bir milletvekilinin anitkabir merdivenlerinden inerken dustugu gun.
23 nisan torenleri kapsaminda ata'min huzuruna cikilir, saygi durusunda bulunulur, istiklal marsinin okunmasinin ardindan misak i milli kulesine gidilmek uzere yurumeye baslanir. iste tam bu sirada da mozolenin oldugu binanin merdivenlerinden bir bayan milletvekilinin dustugunu goruruz. ve merakla tvlerde kimin dustugunun soylenmesini bekleriz. ona gore yorum yapicaz da.
Dünya'da ulusal egemenliğin değerinin bilinmesi için çocuklara armağan edildiği tek bayram.
Atatürk'ün sadece bir asker eğil aynı zamanda büyük bir devlet adamı olduğunun dünya'yı kucaklayan bir insan sevgisine sahip olduğunun en büyük kanıtlarından bir tanesidir.
inanmışlık vardır bu bayramda. Dünyanın tüm çocuklarına bir milletin kurtuluşunu, eğemenliğini kazanmasını bayram olarak hediye etmek küçük bir hamle değil bir hediye değil büyük bir sosyal projedir bence. insanlığı bir araya getirme, "yurtta sulh cihanda sulh" fikrinin hayata geçirilme çabasıdır. 23 nisan bu toprakları atalarımızdan miras almadığımızı ve hatta bu dünyanın bize miras kalmadığını çocuklarımızdan emanet aldığımızı ve en güzel şekilde onlara geri vermemiz gerektiğini gösteren bayramdır.
Bu gün egemenliğimizin kayıtsız şartsız milletin olduğu gündür. Bu gün her türkiye cumhuriyeti vatandaşının ırkı, dini, görüşü ne olursa olsun özgürce nefes almasına imkan veren o büyük zekanın çocuklarının günüdür.
Türk milleti işte bu yüksek medeniyet fikrinin bir idrak gününü daha yaşamaktadır.
23 nisan sadece çocuklara stadyumlarda hoplayın zıplayın denilen gün değildir, biz büyüklere onlara en iyi geleceği sağlamak için daha çok çalışmamız gerektiğini hatırlatan gündür.
Tüm dünya çocuklarının 23 nisan'ı kutlu olsun.
Tüm türk milletinin Ulusal egemenliğine kavuştuğu bu gün sonsuza kadar daim olsun.
şimdiki şımarık çocuklara göre anne-babadan hediye istenileceği gündür.daha bu önemli günün tam adını bilmezler ama o gün tüm oyuncakların alınmasını isterler , atatürk'ün kemiklerini sızlatırlar.
edit:bu da başka bir olay:http://www.hurriyet.com.t....asp?gid=229&sz=31288
tüm dünyada ilk olan çocuk bayramımız, ve tabi ulusal egemenliğimizi simgeleyen bayram.
gerçekten ben her 23 nisanda neşeyle dolarım çünkü 23 nisan'ı anlamlı kılan bazı anılarım vardır *
daha çok küçüktük, ilkokul sıralarındaydık, belki de 23 nisan bilincini bize yerleştirmek adına öğretmen her 23 nisanda stada gidin gösterileri izleyin veya tvdeki gösterileri izleyin, neler yapıldığını yazın sınıfta anlatıcaksınız, kesin izleyin derdi, böyle bir dayatmayla bizim 23 nisanımızı kutlamamızı isterdi, ama biz türk genciyiz ya 23 nisanda tatilin de etkisiyle koşar futbol topunu kapar maçlar ederdik, oyunalr oynardık, akşam olunca da defterimize hep aynı şeyleri yazardık;
"askerler türk bayrağı ile birlikte paraşütle indi, uçaklar şov yaptı, çocuklar dans etti eğlendi, herkes çok mutluydu, biz de çok eğlendik, atamıza çok teşekkür ederiz bugünü bize armağan ettiği için... vs. vs. vs."
öğretmen de inanırdı sanırım bize her yaşadıklarını anlatana afferin der, alkışlarla sırasına gönderirdi, derken o unutulmaz olay çıktı geldi, ilker adında bir arkadaş ki o başka bir okuldan gelmişti bizim sınıfa, adetlerimizi bilmiyordu, öğretmenin televizyonda izlediklerinizi yazın kısmından hareketle birşey yazmış sınıfa gelmişti, arkasından söz hakkı kendisine geldi ve çıktı tahtaya yazdıklarını okumaya başladı...
"sezercik çok cesur bir çocukmuş, türkiye'yi düşmanlar sarmış, sezercikte gitmiş vs. vs. cart curt"
ne diyor lan bu demiştik içimizden, sonra farkettik arkadaş 23 nisan günü tvde verilen sezercik küçük asker filmini izlemiş gelmiş televizyonda izlediğim gösteri olarak onu anlatmıştı bize, baştaki şaşkınlığı attıktan sonra küçük ağzımızla kocaman kahkahalar atmıştık, öğretmen de bize katılmış 1 ders boyunca gülmüştü, sonra ilker'i sürekli sezercik olarak çağırmıştık ve çok sevmiştik...
bazen işkenceye dönüşür. nasıl mı?
öğrenciler gönülsüzce toplanır aylar öncesinden provalara başlanır ki hata olmasın amcalara abilere en iyi gösteri sunulmalıdır. çocuğun gecesi gündüzüne karışır istemez bayramını böyle kutlamayı. dile getirmeye kalksa hemen not tehtidi başlar. yapacak bir şey yok. adı bayramdır kendi değil... güneşin altında saatlerce beklerler ama bayramdır bayram dediğin böyle olmalıdır değil mi? merak ediyorum bayramını doya doya yaşayan kaç çocuk var... çocuk bayramı bu olmamalı...
normal şartlarda tbmm 22 nisan 1920'de açılacaktı; lakin konjonktür sağlam olmadığından, ki o gün perşembe'dir, ertesi gününe, yani cuma'ya, cuma namazı sonrasına ertelendi. yoksa 22 nisan olacaktı; ha benim için 22'dir, 23'tür, olmadı 30'dur, sorun değil. önemli olan açılmasıydı.
ilköğretim 5. sınıfa kadar her 23 nisan töreninde rengarenk, cıvıl cıvıl, neşeli gösteriler hazırlanırdı.
6.sınıf olunduğunda, henüz çocuk olanları gençlik bayramı kutlamalarıyla görevlendirirlerdi. 23 nisan'ın neşesinden 19 mayıs'ın ciddiyetine geçiş zor bir dönem olurdu.
bilinçaltına yerleşmiş hali ile, hep neşeli çağrışımlar yaratan gündür kendisi.
Günümüzde fırsat kapısı olarak görülen fakat milli egemenliği yaşatmak için Büyük Kurtarıcımız Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından kurulmuş olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı ve çocuklara armağan edilmiş olan gün.
tatile hasret bir sektörde çalışan benim gibi meslektaşlarımın yegane tatil gunlerindendir. eskiden hatırlarım annemler falan toplanıp tören izlemeye giderlerdi. 23 nisanların bayram niyetine kutlandığı zamanlardı . annem basortusuyle giderdi törene, laikçiler saldırmazdı niye geldin diye, o zamanlar bu kadar sert cizgilerle ayrılmamıstı toplum, 23 nisan bayramdı güzeldi.
sonra ideolojik havalara sokmaya calıstılar, annemde artık gitmez oldu, bende tatilden baska türlü görmez oldum.
bize allah ın sayısız nimet ve mucizelerinden biri olarak gönderdiği ulu önderimiz mustafa kemal atatürk ün, yine bize armağan ettiği egemenliğimizin ve çocuklarımıza armağan ettiği bayramın günü.
anlamı ve manevi değeri bakımından büyük olan, ama günümüzdeki kutlama törenleri bakımından can sıkan törenlerin yapıldığı gün.
artık törenler alışılagelmiş, sıkıcı, bayağılaşmış, hemen hemen her sene aynı protokolün izlediği, aynı hareketlerin tekrarlandığı törenler olmuştur. birisi de başka birşey yapsın artık, stadyumlar spor müsabakaları içindir, tören kutlama yerleri değildir...