zam üstüne zam yapan, vergilerden medet uman zihniyetin yarattığı ortam.
"çok zam yaparak, çok vergi alarak kalkınma olmaz" mantığını bir türlü anlamadılar, daha da anlamayacaklar.
sadece bu hükümet değil, 1950 den sonra gelmiş tüm hükümetler ekonominin temel kurallarını bilmeden davrandılar. bir de imf nin yanlış dayatmaları da işin içine girince olay bu hale geldi. heeeaaa imf nin memurlarının da ekonomi yönetiminde bir .ok bildikleri yok, son çıkan küresel kriz bunun göstergesi.
zamanında telekom özelleşseydi bugün nasıl olmayacağı anlaşılmayan bütçe açığıdır.
üstüne bu hükümet zamanında yapılan özelleştirmeler sayesinde gerçek bütçe açığımızın nerede olduğunu asla bilemeyeceğiz.
ya yok, yazdım ama kızgınlığım geçmedi. telekom zamanında satılsaydı türkiye cumhuriyeti'nin bütçe açığı olmayacaktı demek nasıl bir mantık ya. o zaman şimdi telekom da satıldı. üç beş yıl sonra bütçe açığımız kalmayacak mı?
vallahi de billahi de monitöre kafa atmak istiyorum!
bunda ekonomik kriz sürecinde artan kamu harcamaları etkili olmuştur, tabi vergi gelirlerinde de %4.4'lük bir azalıştan bahsediliyor,
geçen yıl ilk 6 ay 2 milyar tl civarında bir fazla verilmişti yanlış hatırlamıyorsam, sonuç olarak yeni zamlar kapıda denilebilir,
e bir de biliyoruz akaryakıta tavan fiyat belirlenmişti ama dün birden 2.95'ten 3.14'e çıkan 95 oktan benzin fiyatları da maliye'nin akaryakıtta ötv'yi artırması nedeniyle bu duruma müteakip gerçekleşmiş,
ekonomiden bihaber insanların telekomun erken özelleştirilmesiyle kapanacağını savunduğu açık. bugün anaokulu öğrencilerine sorsanız daha akıllı ve mantıklı cevaplar verir yemin ediyorum sizlere.
telekomun bir yılda yaptığı kara ecevit zamanında satılmamasını, bu kadar açığın sonucu olarak görmek acizliktir. bütçe açığı melih gökçek amcamın vermediği borçlarına rağmen hala devletten bir telefonla milyonlarca lirayı anında almasına da bağlı olabilir belki. ödenmeyeceğini bile bile birisine neden para verilir ki? yada yazın kömür dağıtmak da bir açık sebebi olabilir. telekomdan önce bunları biraz öğrenmek gerekir.
500 lira geliri olan kişi 1000 liralık telefon kullanır, aylık 1500 liralık harcama yapar, lüks yaşama özenip hesabını bilmeden davranır, sonra kredi kartı mağdurları olarak sokaklara dökülür. e biz milletçe böyleyiz, gönlümüz zengindir bizim. "öderiz yaw bi şekilde, amaann, ölmeyecez mi" şeklinde bir vurdumduymazcı yanımız vardır. bu mantıkla hareket eden insanlar sonucu ortaya çıkan bütçe açığıdır. çözümü için çalışmalar çok öncesinden başlamıştır zaten; kibar feyzo izleyenler anlamıştır, boşuna 3 çocuk yapalım istenmiyor, özelleştirecek pek fazla bir şey kalmadı zira memlekette.
Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavukdan çıkar sorununa benzer bir durum söz konusudur. Sosyal devletten kaynaklanan yüksek harcamalar, yüksek vergilerle finanse edilmeye çalışılıyor. Bu amaçla belediyeler ve hükümet abuk sabuk paralar dağıtıyor. Bu harcamayı finanse etmek için daha yüksek vergi istiyor. Bu vergiler nedeniyle, ticaret ve üretim azalıyor, kayıtdışına kayıyor. Bu nedenle daha fazla kişi işsiz kalıp, sosyal devletten pay istiyor.
Ne zaman ki, bu sosyal devlet yapısı yıkılır, o zaman bu tür açıklar verilmez. insanlar daha rahat yaşar.