Yirmi üç liraya bir koli yumurta bir kilo domates yarım kilo biber bir kilo da soğan alıyorsun. Iki tane de ekmek. Bir tek soğanı doğrayıp tavaya koyuyorsun. Ardından iki tane de biber. Onlar biraz kızarınca domates ekliyorsun. Iyice pişince iki- üç yumurta kırıp üzerine afiyetle yiyorsun. Karnın doydu da aklın başına geldi mi ? Hah şimdi. Geriye birkaç lira artmış olması lazım. Atlıyorsun otobüse iş bakıyorsun. Orta yollu bir işe girip para biriktiriyorsun. Beş seneye elinde yirmi bin lira filan olur. Bir kafe açıyorsun. Ilk başta yazdığım tarifi uyguluyorsun. Üstüne tost yapmayı öğreniyorsun. Çay, kahve söylememe gerek yok. Al iş kurdun. Hayırlı olsun.
O simidi tablayı al da sen onurlu yaşa denir. Oturduğu yerden akıl veriyor, onurmuş. Kağıt toplayanlar onursuzsuz mu pislik gözüyle bakıyorsun onlara dedirtir.
