kalbimin yarısının gece yarısının gündüz olduğu tarih. gecedir zira göremezsin. uzaklardadır, başkaları görür onun yüzlerini, ellerini, saclarını, gülüşünü; gündüzdür, gökyüzünden o'na kuşlar gönderirsin, belki bir gök kuşağında mavi olur sevgin ve o içinden geçer, ortasında durup beni hatırlar, belki de yağmur varsa bej rengi montuna sarılır beni düşünerek iç çeker, biraz sever...
O şimdi ne yapıyor
şu anda şimdi, şimdi?
Evde mi, sokakta mı,
çalışıyor mu, uzanmış mı, ayakta mı?
Kolunu kaldırmış olabilir,
- hey gülüm,
beyaz, kalın bileğini nasıl da çırçıplak eder bu hareketi!...-
O şimdi ne yapıyor,
şu anda, şimdi, şimdi?
Belki dizinde bir kedi yavrusu var,
okşuyor.
Belki de yürüyordur, adımını atmak üzredir,
- her kara günümde onu bana tıpış tıpış getiren
sevgili, canımın içi ayaklar!...-
Ve ne düşünüyor
beni mi?
Yoksa
ne bileyim
fasulyanın neden bir türlü pişmediğini mi?
Yahut, insanların çoğunun
neden böyle bedbaht olduğunu mu?