sahaya çıkardığı kadro ile, takımın oyun anlayışı ile, yaptığı değişiklikler ile, maçtan sonraki konuşmaları ile frank rijkaard'ın baştan sona kalitesini ortaya koyduğu müsabaka.
son zamanlarda belli bir toparlanma dönemi yaşayan cimbomun kazandığı maç olmuştur. gençler ve yedek ağırlıklı bir kadroyla oynadı. çok fazla göze batan biri çıkmadı. herkes, elinden geleni yaptı. gördüğüm kadarıyla aykut, caner, sabri, arda ekstra bir hırsla sahadaydı. zaten maçın kazanılmasında da dördünün katkısı göz ardı edilemez. inşallah bu sene, bu kupayı kaldırırız. peşindeyiz aslanım!
bugünkü maçta söylenecek en önemli şey gençlere, takımın teknik direktörünün verdiği önem, galatasarayın geleceği için umutlanan bizleri mutlu etmiştir.evet efenim frank rijkaard'dan bahsediyorum. bizim futbol dünyamızın alışık olmadığı, egosu şişmemiş teknik direktörümüzün gençlerle ilgilenmesi, hatalarını samimi bir dille anlatması, onlara değer vermesi bırakın futbolun taktiğini şusunu busunu amatör ruh olan altyapılardaki gençlerimizin umutlanmasına yol açmıştır.messi'yi 16 yaşında şans verip a takıma çıkaran bir adamdan bahsediyoruz..(şimdi messi oğlum mecbur oynatacak yetenek falan demeyin adamın yaptığı işi söylüyorum)
galatasaray lig şampiyonluk falan kaçırsada 2-3 yıl rijkaard'la yola devam etmelidir.alt yapıya jan derks'in gelmesiyle futbolda tam bir kurumsallaşma yoluna girmekteyiz.her sene zaten üç büyüklerden biri şampiyon oluyor galatasaray 1-2 yıl olmasa büyüklüğünden bir şey kaybetmez..ama bu kulübün sağlam temeller üzerine oturması şampiyonluklardan daha önemli..
bütün futbol otoritelerinin ters köşe olduğu maç olmuştur. yedeklerle çıkan galatasaray'ın bu karşılaşmada mutlaka puan kaybedeceğini düşünenler fena göt olmuştur. şunu hep beraber gördük ki, yedeklerle bile çıksa bu takımın ruhu yeter kazanmaya. sağol galatasaray.
galatasaray'ın tatmin edici bir oyunla 2-1 kazandığı maç. aydın ve ayhan dışındaki herkesi kutluyorum. aydın, abicim olmuyor. hakikaten olmuyor. sen git dilediğin anadolu takımında oyna bizi de boş yere germe. ayhan sen de istersen futbolu bırak.
Trabzonspor'un acilen bir şeyler yapması lazım. zira bu haliyle ne şampiyonluğu kovalamak falan ilk dört bile çok zor. karşındaki takım yedek ağırlıklı ve doğru dürüst forveti yok hala sahada yokları oynuyorsunuz.
bu maçla bir daha gördük ki, aydın yılmaz'dan ne köy olur ne kasaba. 2.5 senede 23 maç yapabilmiş 30 yaşındaki tobias linderoth gayet fit bir şekilde oyuna girerken kendisinden iki adım önde giden göbeği yüzünden ben utandım.
an itibariyle sabri'nin ilk defa defansın gereği bir hareket yaptıgını gördügüm karsılasmadır. adam cizgiden top cıkardı oglum! bir de uzaktan gol atarsa sabri kesin barca'da!
şenol güneş'in futboldan anlamadığının kanıtı olan maçtır. serkan ve gabric'i geride çakılı oynatarak pasif direnişle g.saray'ı yenebileceğini düşünmüş olmalı. ne zaman ki gabric onu takmadı ve ileri çıktı, onu oyundan aldı. trabzonspor7u kötü günler bekliyor maalesef.
caner erkinin hucüma dönük oalarak orta sahada çok daha iyi iş çıkardığını son birkaç maçta görenlerin bu maçta iyice anladığı, görmeyenlerin ise artık göreceği maçtır. çalım atma top kontrolü şut ve gol atma becerilerine sahip, defansa yardım eden bir ml'dir caner erkin. dl olarak yaptığı hatalar nedeniyle çok yüklenmemek gerek, zira bunu fm oynayanlar zaten biliyordur.
ayhan sen bu takımdan gitsen, galatasarayım zerre kadar güç kaybetmez emin ol.
mustafa ve barış size karşı o kadar acımasız olamıcam, takımın kazma adamlara da ihtiyacı var.
sabri aferin lan.
alparslan sen bu takımın bankosu olcak adamsın yeminle.
ardacım ofansif anlamda zaten harikasın ama ben olsam seni orta sahada oynatırım. hani oyunu yönlendirecek adamdan bahsediyoruz ya, o istenilen pasları falan anca sen atarsın. elano da atar ama o koşmaz şimdi senin kadar biliyosun.
sübjektiviteden uzak tanım: ali sami yen stadyumunda oynanan türkiye ziraat kupası maçı.
sübjektivitenin dibine vurmuş yorum: gözlerim ve hafızam beni yamultmuyorsa, son zamanların en koşan galatasaray'ını izliyor olduğum maç. ayrıyeten arda'nın, caner'in ve alparslan'ın gerçek mevkiilerinde oynadıklarında performanslarının ne kadar arttığının görüldüğü maç. ve ayrıyeten ayrıyeten, arda'nın üst düzey bir takımda oynayamayacağının delili olan maç. elano, keita, kewell, baros gibi yıldızların arasında sönük kalan bu göbekli kardeşimiz, takımının yıldızı kendisi olduğunda duble oynuyor gibi gözükmesinden mütevellit, bu zihniyeti değiştirmediği müddetçe bu yargıma maruz kalacaktır.
edit: aydın'a bir tutam finishing, bir tutam positioning ve bir tutam santimetre eklense, mis gibi ikinci bir baros olur gibi.
caner erkin çok ateşli oynuyor, istekli diye yazayım derken bir de gol attı çocuk. maçın en iyisi şu ana kadar.
ayhan, 15 yıldır top oynayıp, yan pas atamayan, top kontrölünde topu 3
metre ileri atan bir oyuncu, gitsin artık bu be.
ikinci yarıda trabzon'dan patlama bekliyorum.
forvet niye aydın bilmiyorum. koskoca galatasaray, altyapısıyla övünen galatasaray'ın alt kadrolarının hiçbirinde forvet yok mu, çapraz koşu yapsın, kafa topu alsın, duvar olsun, şut çeksin.