*
kadınlar, perdelerin aralığından sokağa bakarlardı sabaha karşı...
ha geldiler, ha gelecekler...
evlerde küçük bir tıkırtı, yürükleri ağzlara getirdiğinde, aslında zırhlı minibüslere
doluşmuş infazcılar, son kez silahlarını, kelepçelerini kontrol ederek yola çıkmışlardı...
*
Örgüt denilen masum insanlar birbirlerinin götürülüşünü sabah haberlerinde televizyondan seyreder, çaresizlik içinde beklerlerdi infazcılarını
Çoğu yaşlı insanlardı
Ve vatansever
Çocuklarının, torunlarının karşısında ağlamaktan utanıp odalarına kapanırlardı
*
Katliamdı aslında
Cumhuriyetçilerin katliamı
Hücresinde kendini asmıştı kimisi
Çoğu hastalandı, onlarcası hücrelerde öldüler
Genç askerler kendi şakaklarına kurşun sıkıp patır patır düşüyorlardı
Yıllarca kadınlar dul, bebekler babasız kaldı
*
Mezarlıklarımız var şimdi
Gidip avuçlarımızı açıp ağlarız
*
Dün; imamın iktidarı, hocanın cemaatine operasyon başlatınca, bunları düşündüm
*
Kumpasın iki ortağı arasında sorun çıkmıştı, aslında rantı ve gücü paylaşamamaktan ötürü
Bu kez imamın infazcıları, hocanın infazcılarını götürüyorlardı
Yine sabaha karşı
Beter olun
*
O gözyaşları, o ahlar, o bebeklerin ağlayışı, o kadının bakışları, o yaşlı hastanın sancıları, o alaca karanlıktaki çığlıklar, o hücrede ölümler
Yerde kalmadı
*
Ve sıra sana da gelecek kumpasçı
Hiç kuşku yok
Nereden biliyorsun dersen; dünkü operasyondan
Ve yazıdan
Böyle bir yazıyı, bu kadar erken yazacağım hiç aklıma gelmezdi
*
Asla yerde kalmıyor
Nereye gidersen git
Nereye çıkarsan çık
Nereye kaçarsan kaç
Bekle sıranı
3-5 tane darbe hevesli denyo yüzünden "imam ile hoca" bir kamyon dolusu askeri, gazeteci, akademisyeni suçsuz yere içeri aldırıp kendilerine, ailelerin ve sevenlerine eziyet etti. hukuk, adalet her zaman olduğu gibi hiçe sayıldı.
şimdi imam hocaya düşman oldu, kendi silahıyla onu vuruyor. muhtemelen bir kaç sene sonra roller değişecek hocanın cemaati devri geçen imamın ordusuna operasyon yapacak. tabi bu arada hak hukuk vs. gibi kavramların bizim yalnız ve güzel ülkemizde kişilerin keyfine göre olduğunu bir kez daha göreceğiz.
yazının şizofreniyle falan alakası yok, herkesin bildiği, bundan bir kaç yıl önce imamın ordusunun da hocanın cemaatinin de bilip bilmezden geldiği, şimdi hocanın cemaatinin de gördüğü, önümüzdeki günlerde imamın ordusunun da görüp kabul edeceği gerçekler...
Görün görmeyin ya da görmezden gelmeye devam edin bu ülkede AKP döneminin gerçekleri tarihe geçti.tabi çıkarı uğruna yalakalık yapanlar da...
Daha düne kadar ÖSS soruları ,polislik sınavı ,KPSS sorularını bile gönderdikleri kardeşleri araları bozulunca terörist oldu...bu örgütün kumpaslar kurup içeri tıktığı masum askerler, gazeteciler bu süreçte bırakıldı...
Bakın hangi görüşten olursanız olun önce adaletten yana olun diyen edebiyat hocam aklıma gelir hep...çünkü keser döner sap döner gün gelir hesap döner....
kendi düzenleri devam etsin diye yapılacak darbelere ses çıkarmayana kafanın yazısı.
2004-2005 dönemi 1. orduya bağlı bir birim içinde kısa dönem askerlik yaptım. dönemin komutanı hurşit tolon'du. yıllardır orada görev yapan uzman çavuşlar ilk defa bu kadar yoğun eğitimler yapıldığını söylediler ve anlam veremediler. bir gün bir baktık karargah destek bölüğü emasya eğitimi alıyor. bilmem kimin maçı varmış olay çıkarsa müdahale edecekmişler. iyi de arkadaş bizim oradan stadın oraya gitmek en ez 40 dakika ve de stadın hemen yanında zaten tugay var bize ne ihtiyaç var. tabi ki o dönem ne askerliği bildiğimizden ne de bu planları izleye izleye bitirdik. 2 defa 48 saat eğitimi aldık.
bugün bütün bunlar üst üstte gelince açıkça belli ki bir hazırlık yapıldı ancak efendilerinden onay alamadılar.
Harika yazmış, ama eksik yazılmış şahsen, aslında giriş geliş ve sonuç kısmına indirgenerek incelendiğinde sonuç kısmını giriş kısmındaki tanımlarıyla bütünleştirerek; zulmedenin her zaman daha fazlasını gördüğü örneklendirilerek; şimdiki imamın ordusunun, cemaatin ordusundan daha fazla mezalim göreceğini/görmesi gerektiğini belirtmesi ve konuyu açması gerekirdi. Kim bilir belki o konuyu da sözlükten birisi açar yakında!
bir postalcı var gözleri yaşlı.
emmemiş bugün alevileri bazlı bazlı.
vardı onun yazıları koca sayfa boyunca alevileri yalayan sünnilere ayrımcılık yapan.
görmezdi hatayda polis öldürmek için güneş enerjisi sökmeye çalışırken düşüp gebereni, yada 14 yaşında anasının babasının gazıyla o "müthiş" kesimin savaş alanına sürdürüp öldürttüğü teröristi.
işine gelmezdi elbet yedikleri naneler.
elbet bir gün bir yerlerini tırmalar.
halk hesap sormaz mı sandın vah vah...
halk senin o yukardan baktığın kafanı alıp kanalizasyonun dibine sokmaz mı sandın?
sanmışsın ki yediğin tokatlar yetmemiş.
yetmemiş anlaşılan ki 10 ağustosta bir daha istiyorsun.
hay hay coşalım o zaman hep beraber.
3,5 ata ata 35 i alınca çok pis güleceğiz hep beraber.
bugünün muktedirlerinin de dünkü koalisyon ortaklarının haline ve hatta daha kötüsüne düşeceğini haber veren yazıdır. hiç kuşkunuz olmasın. koalisyon ortakları da "bize bir şey olmaz diyordu"...
o gün geldiğinde, bugün akp'ye oy yağdıranlar kahir ekseriyeti daha düne kadar destekledikleri partiye lanet yağdıracaklar. aynen bugün liderlerinin dediği gibi "safmışız, bunları tanıyamadık, kandırıldık" diyecekler.
Hükümet ile cemaatin kavgası ilk kez büyük bir operasyona dönüştü. Yüzden fazla polisin bir kısmı casusluk, bir kısmı diğer yasadışı faaliyetler gerekçesiyle gözaltına alındı. Soruşturmanın ilerleyen aşamalarında Türkiye Paralel Yapı isminde bir örgüt ile de tanışmış olacak gibi görünüyor.
*
Haberi aldığım andan beri içimde garip duygular var. Çünkü bir süre önce bu yapının mağduru olmuş birisiyim. Ama ben, kim olursa olsun kendini savunamayacak durumda olan birisine karşı kavga vermek istemem. Hem mesleki, hem şahsi mücadelemde eşitlik ararım. Hukuk deyimiyle silahların eşitliğine inanırım. Ama onlar bana karşı böyle davranmadı. Hapse atıp kendimizi savunamazken üzerimize kanunla, polisle, tetikçi gazeteciyle geldiler ama ben aynısını onlara yapamam.
*
Şimdi ben yazıyorum, beni komplo ile tutuklatanlar nezarette sabahlıyor. Keşke ben 2009dan beri hayatımı zindana çeviren, mahkeme mahkeme yargılatan, tetikçi savcısına mahkemesine tutuklatan, suçsuz yere kızımı bir sene babasız, Vecidemi eşsiz bırakan, Silivriyi bana mesken yapan polisler gözaltına alınmış diye sevinebilseydim.
*
Onlar acımadı ama...
*
Keşke 7 yaşındaki bir çocuğun resim defteri, oyuncakları, okul ödevleri arasında suç delili arayan polislerin evlerinde de arama yapıldığını duyunca, işte adalet diyebilseydim. Keşke, yüksek tavanlı, 24 saat kameralı o pis nezarethaneye atıp makamına topladığı gazetecilere masasındaki ekrandan beni izleten ahlaksız polis de aynı yerden geçecek diye mutlu olabilseydim.
*
Neden bilmiyorum ama olamıyorum. Bu onların suçlu olması ya da olmaması ile ilgili bir konu değil. Bu benimle ilgili bir durum. Elimde değil, ben bu özgürlük katili polisleri değil, onların eşleri ve çocuklarını düşünüyorum. Onlar benimkine acımadı ama ben acıyorum. Üzgünüm ama onlar gibi acımasız olamıyorum.nedim şener.