tanerin 4 gol atarak değerini arttırdığı ve galatasarayın uzun bi aradan sonra ki ben pek hatırlamıyorum böyle bişeyi kendi sahasında 5 gol yediği olaylı maç.
servet çetin'in sakatlanarak sezonu kapattığı maç olmuştur. emre güngör'ün de en az 2 hafta olmayacağı düşünülürse, fc bordeaux maçında defansta fernando meira ve emre aşık oynayacaktır.
ayrıca alınan duyumlara göre taner gülleri'nin sağ kramponu 44 sol kramponu 43 numara olduğu için galatasaray'ın kural hatası nedeniyle tekrarını isteyeceği maçtır.
bu sebepten de unutulup uefa maçına konsantre olunması gerekmez. sonucu unuturuz, dert değil; kaçan penaltıyı unuturuz, hiç dert değil ama biz bu ruhu galatasaraylılıkla bağdaştırmakta güçlük çekiyorsak, bu zordur usta; ağır gelir bu bize. unutmayız.
maç başlıyor galatasray ümit karan'ın zorlamasıyla 2 kez ceza sahasına dalıyor, dalıyor girmiyor çünkü girecek adam yok ? topu ümit karan getiriyorsa kanat adamları nerede ? hadi onlar yok peki nonda amca ne iş yapar ? bakıyorum sabahtan beri herkes farklı başlıklarda ümit karan'a sallıyor. arkadaşım maçın ilk yarısını tekrar izle ondan başka ceza sahasında götünü yırtan birisi var mı ? neyse maça dönelim;
senin önemli bir uefa maçın varsa ilk saklayacağın adam lincoln dür, lan baroşu saklıyosan neden oyuna alıyorsun arkadaş ? baroş kaç kere sonradan girip maç kurtarmış, ha ilk onbire koyarsın baroş'u yanına ümiti döşersin ilk yarıda kopartırsın maçı, en son baroş ile ümit fenerbahçe maçında yan yana oynamıştı ve skibbe yapacağını yapıp baroşu kanata çekmişti...
sonra ümiti oyundan çıkardı galatasaray 2. yarıda pozisyona giremedi.. bu adamlar benfica maçında yan yana oynadı nasıl top oynadığımızı herkes gördü ulan bir teknik adam hiç mi düşünmez yahu elinde böle iki tane süper forvet var sen gidip nondayı kurtarıcı olarak oyunda tutuyorsun, arkadaşım ümiti oturtursun yanında 2. yarı alırsın oyuna o zaman birşeyler değişir belki ama nonda 180 dakikada sahada kalsa yapabileceği tek hamle vardır uzaktan bi tane kaleye sallamak tutarsa tutar...
sonra; meira ne iş yapar, banane geldiği takımdan banane isminden, bugüne kadar kaç tane maça etkisi olmuş bu adamın, hangi kritik müdahaleyi yapmış. neymiş efendim defanstan iyi top çıkartıyormuş nereye çıkartıyosun hacı ? kafan mı güzel derler adama .
mehmet güven - mehmet topal orta sahanın ortasında ; neyse hadi geçelim bunu diyoruz olmuyor, mehmet güveni artık oynatma arkadaşım .
sabri; arkadaşım söz bu adama geldiyse ben bu entry'i sonlandırırım.. diğer futbolcu arkadaşlar kusura bakmasın onlardan bahsedemeyeceğim, ühühühü sabrinin futboldan para kazanması ne kadar acı dimi ama .
hayir dile komsuna hayir gelsin basina deyisinin bazi cimbom taraftarlarinca okkali bir sekilde tecrube edildigi mac.
2000'lerin basinda cimbom fener'le dalga gecerken anliyorduk, kadro oturmustu ve super oynuyordu, sampiyonluklara ambargo konmustu vs. de, ulan dunku fener macindan sonra neye guvenip, ne bok yemeye fener hakkinda mal mal yorumlar yaptin e yeni yetme cimbomlu, sanki cimbom supermis gibi..
olgun cimbomlular her zamanki gibi ihtiyatli konusup 1-0 olsun bizim olsun derken, akli bir karis havada yeni yetme taraftar (bunlardan fenerde de kartalda da mevcuttur bolca) 7-0 olsun bizim olsun dedi, hatta mac oynanirken bile kocaeli gol atinca "tuh gol yedik 7-0 olamayacak" diye okuz okuz konustu.
ha simdi beyinsiz yeni yetme fenerli cimbomlulara laf sokma yarisina girmyecek mi tabii ki girecek.
ama once futbolun futbol oldugunu ogrenin be kardesim, her turlu sonuca acik oldugu icin zevkli oldugunu ogrenin, yani bugun laf soktugunuz adamin durumuna ertesi gun dusebielceginiz ogrenin!
vee sivasspor a son hediye de galatasaray dan geldi maçıdır. el birliği ile sivassporu şampiyon etcez. afferimm afferimmmmm size fener, trabzon, galatasaray
edit: bu mesaj, "kocaeli den 5 yiyecegine liverpool dan 8 yemek" isimli bkz.'ye bir gondermeydi. korkak arkadas mesajini silmis, benimki kabak gibi ortada kalmistir.
galatasaray nefretinden gözü dönmüş bilinç yoksunu fanatiklerin sonucunda göbek attığı maç. alıştık artık onlara, sadece veletlikleriyle dalga geçiyoruz.
maça gelince, kocaelispor bileğinin hakkıyla tertemiz bir galibiyet aldı, galatasaray' ı resmen sürklase etti. galatasaray, motivasyon ve oyunu okuma yoksunu skibbe' nin tüm açıklarını ortaya koyacak biçimde rezalet oynadı.
ha, bir de daha teknik direktör gelmeden eleştirmeye başlayan çok bilen futbol bilginlerine ayrı bir paragraf açmak lazım. galatasaray' ın başına capello gelse onu da eleştirir bu sevimsiz güruh, önemsememek lazım.
fenerbahçe'yle galatasaray'ın beşik kertmesi olduğunu bir kez daha kanıtlamış maç. çünkü biri puan kaybetse, genelde diğeri de puan kaybediyor. ayrıca kocaelispor'u kutlar, şu ana kadar sadece bursaspor ve antalyaspor'da süper ligde oynamış ve attığı 4 golle haftanın yıldızı olmuş taner gülleri'nin uzun yıllar alt liglerde oynamasına hayıflanırım.
her zaman olduğu gibi başarı arka plana atılacak olan maçtır. çünkü tüm ulusal medya cimbomun yenildiği üzere manşetler, yorumlar yapacaktır. malesef anadolu kulüplerinin kaderidir, daima * takım yenilmiştir.
bu şezenişimi maruz görün. hodri meydan diyorum başka birşey demiyorum. ayrıca tek büyük *
1800 dakikada 12 puan toplayan kocaelispor'un 90 dakikada 3 puan aldığı, zamanında skibbe'yi savunanların ellerinden öpen maç...
maçın kahramanlarına, yani barış özbek ve skibbe'ye, tabi bir de yaptığı 15 ortanın 1 tanesi bile takım arkadaşını bulmayan sabri'ye ödül olarak güzel bir yol verilmesi gerektiği artık kesinleşmiştir herhalde.
yahu anlamıyorum futbolcularla iyi anlaşıyor, yıldız ruhundan anlıyor diye teknik direktör nasıl takımda tutulur ulan? hangi takımda var böyle bir şey? futbolculara ponpon kız değil taktik verecek birileri lazım, o da malesef skibbe değil. lincoln'e gaz veriyormuş, futbolcularla arkadaş gibiymiş, sokayım arkadaşlığına. aragones arkadaş gibi değil de noluyor? ulan boşta teknik direktör yok desen yalan, onu da geçtim, cevat güler gibi bir insan evladı dururken ne diye skibbe'ye bel bağlarsın? skibbe cevat güler'in üstü olacak adam mı anasını satayım? kimlere kaldık hey allah'ım ya..
ben demiştim demeyeyim diyorum ama demiştim hamnıskim.