her yaşın ayrı bir sendrom olduğunu hesaba katarsak yaşamın olağan sendromlarından biridir.
erkek kişi, askerden gelir, üniversiteyi bitirir, evlen oğlum artık diyen ana baba ile mücadelesine hız verir, kariyer kaygıları gütmeye başlar, sorumlu ve sorunlu giden bir hayat sürer ise sendrom ciddi seyreder.
bayan kişi içinde özellikle evlilik baskısının arttığı bir yaş olarak karşımıza çıkan 22 yaş, aynı sorumluluk ve sorunluluk hali ile ağır seyreden bir sendrom haline dönüşebilir.
erkek, dişi farketmez kişi henüz gençliğinin laylaylom çağında, dünya şeyimden akan şelale mantığında ise ne sendromdan, ne de sorumluluk halinden bihaber sevişe sevişe geçirir, gençliğin bu en cafcaflı yaşını.
savaşma seviş sloganı bu sendrom tanımında iyi gitti kanaatindeyim.
hazır, menapoz, prostatın yokken, ev, araba, geçim derken kafayı yememişken, bir de çoluk çocuk, torun torba kafanda boza pişirmemişken seviş kardeşim, çağ senin çağındır. neyine senin sendrom.
edit: başlık bana ait değil vicdansızlar. ukte dolduruyoruz, 22 yaş sendromu da ne bok diye eksiliyorsunuz.
hayatta birşeyler yapma arzusu ile okulun henüz bitmemesi arasında kalan gencin yaşadığı sendromdur.
okumak için yaşlı çalışmak için de tecrübesizsinizdir.
(bkz: fuck the system)